761.
anne
sahi senden mi doğdum anne
yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken
bir insandan mı doğar bir çocuk

anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı
kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa
kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu

bu kez dağlar doğursun beni anne
sen de ılık yağmur ol
durmadan yağ kanayan yerlerime.

haydar ergülen
devamını gör...
762.
"çölde bir yolcu gibi yalnızlığım içinde
kavrulup gidiyorum.
serseri bir rüzgar gibi hep ganimet peşinde
savrulup gidiyorum
serçe kadar pervasız, bir günden ötekine
atlayıp gidiyorum.
bütün kumaşlarını açtığım gibi yine
katlayıp gidiyorum.
bir kış güneşi gibi ben keyfimin esiri
görünüp gidiyorum.
ne belli yerim var, ne de sevdiğim biri
sürünüp gidiyorum."
devamını gör...
763.
anna ahmatova

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
764.
“gün olur, alır başımı giderim,
denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
şu ada senin, bu ada benim,
yelkovan kuşlarının peşi sıra.
dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
çiçekler gürültüyle açar;
gürültüyle çıkar duman topraktan.
hele martılar, hele martılar,
her bir tüylerinde ayrı telaş!…
gün olur, başıma kadar mavi;
gün olur başıma kadar güneş;
gün olur, deli gibi…”*
devamını gör...
765.
sen akışkan dertli böcek
çamaşırımda besleyici leke

alınyazımın tek okunaklı yeri
bıçkın sevinç kunt öfke

küçük dilini yutmuş kırmızı soğan
yücegönüllü akasya

havı cekilmiş eteklik
hafifçe karnı olan

sen elisürencil
öyle bir laf varsa işte o

dün için özür dilerim
şimdi çıktın işte beşiktaş’tasın

kim istemez mutlu olmayı
mutsuzluğa da var mısın?

cemal süreya - özür
devamını gör...
766.
sevgilerde

sevgileri yarınlara bıraktınız çekingen, tutuk, saygılı. bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden (siz böyle olsun istemezdiniz) bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı siz geniş zamanlar umuyordunuz çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde açan çiçekler vardı, gecelerde ve yalnız. vermeye az buldunuz yahut vakit olmadı

-behçet necatigil
devamını gör...
767.
uzaktan seviyorum seni!
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan.
yüzüne dokunamadan.
sadece seviyorum!

öyle uzaktan seviyorum seni!
elini tutmadan.
yüreğine dokunmadan.
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden.
şu üç günlük sevdalara inat,
serserice değil adam gibi seviyorum.

öyle uzaktan seviyorum seni,
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.

öyle uzaktan seviyorum seni!
kırmadan,
dökmeden,
parçalamadan,
üzmeden,
ağlatmadan uzaktan seviyorum.

öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi,
dilimde parçalayarak seviyorum.
damla damla dökülürken kelimelerim,
masum beyaz bir kağıtta seviyorum.”
devamını gör...
768.
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.


shakespeare/sone 66
devamını gör...
769.
kendini asmış yüz kiloluk bir zenci
üstelik gece imiş ses gelmiyor kümesten
ben olsam utanırım bu ne biçim öğrenci
hem dersini bilmiyor hem şişman herkesten
devamını gör...
770.
"nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar."

bir haftadır ruknettinleyim.
devamını gör...
771.
"kim bulmuş ki yerini, kim ne anlamış sanki mutluluktan
ey yağmur sonraları, loş bahçeler, akşam sefaları
söyleşin benimle biraz, bir kere gelmiş bulundum."
devamını gör...
772.
seni anlatabilmek seni.
iyi çocuklara, kahramanlara,
seni anlatabilmek seni,
namussuza, haldan bilmez
kahpe yalana
devamını gör...
773.
sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi
''can yücel''
devamını gör...
774.
baba nisan yağmurları bir panayır türküsüdür
birazdan güneş açınca verecekler oyuncaklarımızı
baba savaş olmasın savaş çıkarsa
kirletirler göklerimizi yırtarlar uçurtmalarımızı
baba savaş patlarsa en çok bize kızacaklar
ağabeylerimiz kıracak çelimsiz bacaklarımızı
bilyalarımızı ezecek tanklar düşlerimizi dövecek toplar
çamurlara bulayacaklar nisan yağmurlarımızı
güneşlerimizi ve aylarımızı söndürecekler
kendi çocuklarına götürecekler belki de portakallarımızı
baba onlar da çocuktur onlar da kuş dili bilir
kuş dalı gözünden anlar dal kuşu tüyünden tanır
rüzgârlardan rüzgârlara yıkım gelmez hiçbir zaman
o çocuklar o portakalları ölür de yemez

bir akşamda çocukların türküsü - afşar timuçin
devamını gör...
775.
"istiyorum ki bana
sustuğun o acıyı anlat

ben de kendi adıma sana
hâlâ inandığım şeyleri anlatayım

yalnızsın
yalnızım
ama yalnızlık da
bir kıvılcım
olabilir bazen."*
devamını gör...
776.
oyun ortağım, sevdiğim..
bu işe elimiz bulandı bir kez
üzme kendini, aldırma, dolaş, gez
horozcuk otları açtı bahçede..

çay süzgecim kırıksa gönlüm büyük
cebim delikse, boş ver, sevgimiz var
yaprak sapı gibi ince boyunlum
garip kuşun kanadında gelirim
bekle beni en yüce yükseltide.

oktay rıfat
devamını gör...
777.
geç uyanıyorum. geçen yıl karım öldü.
şehrin bir ucuna gömdük kırk yıllık sevgilimi.
bunu inanılmaz şekilde normalize ettik.
her gün karım ölüyo gibi yaptık.
karım ölürken başındaki hemşire söyledi.
''hayat deva ediyo.'' yazıyomuş, tam da ona sevgilisi.
şu yeşil waterloo penceresinde değişik bir bakış açısı,
ama etmiyor oğlum be!
sanki dünyada oyunlar bitti ve yollar da bitti.
pilav nasıl yapılır? hayat nasıl silinir?
hepsini onun notlarında öğrendim.
arkadaşım öldüğü için arkadaşlar bana iyi davrandı.
bir süre.
dediler ki içlerinden ''bunun karısı öldü.
bizim karımız kocamız ölse o bize iyi davranırdı.''
bizim de ona karısı öldü diye iyi davranmamız yok mu?
napacaklarını şaşırdılar.
bir sağa bir sola sıkılıp, ilk gün şakalar konuştuk birbirimize.
ama nasıl şakalar.
ölüm hakkında ve güldük ağlamaktan :)
ikinci ve üçüncü gün de. kraftwerk dinleyip durduk.
sosyal özürlü arkadaşlarımla.
bense artık iyi şaka yapamıyorum.
şakasız kaldım diyebilirim ya da.
kimse anlamıyor onun gibi neyapsam.
kulaklarımı bile ve gözlüğümü kaybettim.
ektiğim her çiçek soluyor.
saçlarım azaldı.
pembeye boyamayı bıraktım sakallarımı.
arada çocuklara bakıyorum çocuklar bana bakıyor.
ayna işlevi görüyoruz birbirimizle.
onlar benden daha şanssız.
bunu da ediyoruz anında, normalize.
doktorum iyi olduğumu söylüyor daha on yıl yaşarmışım.
belki onbeş dedi.
sağ olsun doktorum çok iyi, ''orefösör.''
salı sabahları avrupa yalanından anadolu yalanına geçip gidiyorum.
öylesine.
neden salı bilmiyorum.
kahverengi ayakkabılar giyiyorum.
bazen sırf denize biniyorum.
simit okuyorum üstlerinden.
öyle şeyler yapıyorum.

özgür göreçki
devamını gör...
778.
kuşçu amca!
bizim kuşumuz da var,
ağacımız da.
sen bize bulut ver sade
yüz paralık
.................. orhan veli
devamını gör...
779.
sokağa çıkıyorum

sokağa bir diyalog gibi çıkıyorum
umrunda değilim gecenin. gece
yarınki gecedir ve tanrıdır
tanrının umrunda değilim..
kimileyin seviyorum. (sevmek kuşların
bir an boş bıraktıkları ağaçtır)
ve yalnızlığın kırmızı yapraklara
çalan büyüsünü duyuyorum: ey cesaret
hep dolu tut bardağımı. sevgi ve umut
birdir, yalnızlık ve cesaret bir.


melih cevdet anday.
devamını gör...
780.
"ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben."*
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güne bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim