581.
eskiden hoşlandıgım bir cocuk adına yazdığım bir siir vardi ve bugun dogum gunu, o yüzden bu şiiri bırakmak istiyorum :) ! alıntı değildir!
bana göre vardı ikimizin bir şansı.
unutuyorum desem de,
bu adını geçirdiğim,
kaçıncı şarkı?
e illa ki vardir dediklerinin sebebi,
lakin söylememekte direnirsen,
eskisi kadar ısrarcı,
göremeyeceksin beni.
özledim desem de,
sevmiyorum gözlerini artık.
bir gün aklına gelirse şiirlerim,
satırlarımda adın yoktur artık.
peki sen bilirsin,
umursama yazdıklarımı.
bu mevsimde bu kadarmis,
dokulen umut yapraklari.
yine de canin sag olsun.
yakmami istedin bu satirlari
belki de yakistiramadin,
satirlarima adini :)
9 ayın çilesi bitti,
özlemi hep benimle.
sevgisini yedi bitirdi,
aç gözlülük özünde.
yoktur artık kendisine savunmam.
adı geçmesin, sözleri gerekmez artık.
çok isterse ün, para,şöhret;
şiirlerim olsun beyefendi, 2 çift gözüyle.
bana göre vardı ikimizin bir şansı.
unutuyorum desem de,
bu adını geçirdiğim,
kaçıncı şarkı?
e illa ki vardir dediklerinin sebebi,
lakin söylememekte direnirsen,
eskisi kadar ısrarcı,
göremeyeceksin beni.
özledim desem de,
sevmiyorum gözlerini artık.
bir gün aklına gelirse şiirlerim,
satırlarımda adın yoktur artık.
peki sen bilirsin,
umursama yazdıklarımı.
bu mevsimde bu kadarmis,
dokulen umut yapraklari.
yine de canin sag olsun.
yakmami istedin bu satirlari
belki de yakistiramadin,
satirlarima adini :)
9 ayın çilesi bitti,
özlemi hep benimle.
sevgisini yedi bitirdi,
aç gözlülük özünde.
yoktur artık kendisine savunmam.
adı geçmesin, sözleri gerekmez artık.
çok isterse ün, para,şöhret;
şiirlerim olsun beyefendi, 2 çift gözüyle.
devamını gör...
582.
duydum ki yine gelecekmis sonbahar
elinden tutmus güz’ün, ceplerinde hüzün. ali çapan
elinden tutmus güz’ün, ceplerinde hüzün. ali çapan
devamını gör...
583.
gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde.
-yahya kemal beyatlı
sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde.
-yahya kemal beyatlı
devamını gör...
584.
fillerin ölümü muhteşemdir çocuk,
çekilir ormanların derinliğine...
nereye gittiğimi,
neden bittiğimi sorma artık;
gömülürüm belki kendi yüreğimde...
- yusuf hayaloğlu
çekilir ormanların derinliğine...
nereye gittiğimi,
neden bittiğimi sorma artık;
gömülürüm belki kendi yüreğimde...
- yusuf hayaloğlu
devamını gör...
585.
beni anlamanız için
kahraman olmanız gerekmiyor.
*
kahraman olmanız gerekmiyor.
*
devamını gör...
586.
baktım da pencereden, güneş doğmadı bu sabah
bekledim saatlerce, sabah olmadı sabah
anladım ki sensizken dünyada ne varsa bana hep yasak hep günah
saçlarını özledim dalga dalga
şiir yazdım sana dün gece
gözlerimden akan yaşla cenazemi yıkasınlar
yanaklarında ki gamzelere ölümü gömsünler
dalgalanan saçlarınla mezarımı örtsünler
ama yeter ki senin uğruna, senin uğruna öldüğümü bilsinler
bekledim saatlerce, sabah olmadı sabah
anladım ki sensizken dünyada ne varsa bana hep yasak hep günah
saçlarını özledim dalga dalga
şiir yazdım sana dün gece
gözlerimden akan yaşla cenazemi yıkasınlar
yanaklarında ki gamzelere ölümü gömsünler
dalgalanan saçlarınla mezarımı örtsünler
ama yeter ki senin uğruna, senin uğruna öldüğümü bilsinler
devamını gör...
587.
bir orhan veli esintisi bırakalım. saat sabahın dokuz buçuğu belki ama sanki güneş batmış, sofra kurulmuş, sessizlik hakim, sigarayı ateşlemenin vakti.
-giderayak-
handan, hamamdan geçtik
gün ışığındaki hissemize razıydık
saadetinden geçtik
ümidine razıydık
hiçbirini bulamadık
kendimize hüzünler icadettik
avunamadık
yoksa biz
biz bu dünyadan değil miydik?
-giderayak-
handan, hamamdan geçtik
gün ışığındaki hissemize razıydık
saadetinden geçtik
ümidine razıydık
hiçbirini bulamadık
kendimize hüzünler icadettik
avunamadık
yoksa biz
biz bu dünyadan değil miydik?
devamını gör...
588.
‘ırmaklarından şaraplar akacak’ diyorsun
cennet-i alâ meyhane midir?
‘her mümin’e iki huri’ diyorsun
cennet-i alâ kerhane midir?
cennet-i alâ meyhane midir?
‘her mümin’e iki huri’ diyorsun
cennet-i alâ kerhane midir?
devamını gör...
589.
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
hep böyle havalar besler fırtınaları
korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek3 nokta
beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
hep böyle havalar besler fırtınaları
korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek3 nokta
devamını gör...
590.
konya'dan degerbilir
35 yaşında şiir yazmayı seviyor
işsiz.
"siber zorbayı haklı çıkarmışlar
bir de beğeni yağmuruna tutmuşlar
allahım sen akıl sağlığımı koru
üstüne gelip bir burada bana kızmışlar"
*
35 yaşında şiir yazmayı seviyor
işsiz.
"siber zorbayı haklı çıkarmışlar
bir de beğeni yağmuruna tutmuşlar
allahım sen akıl sağlığımı koru
üstüne gelip bir burada bana kızmışlar"
*
devamını gör...
591.
mesela gelsen
çay içsek
mardin'gibi dillere destan olsak
tarihi gibi
dilin,dinin ayrımı olmazsa
cizre gibi herşeye göğüs geren bi sevdamız olsa amed gibi sevsen beni
inan hiç bırakmam seni
mesela gelsen ses olsak birbirimize
kürdi güzelliklerle dolu sevdamız olsa
kanlı coğrafya da temiz bir şiir olsak mesela
çay içsek
mardin'gibi dillere destan olsak
tarihi gibi
dilin,dinin ayrımı olmazsa
cizre gibi herşeye göğüs geren bi sevdamız olsa amed gibi sevsen beni
inan hiç bırakmam seni
mesela gelsen ses olsak birbirimize
kürdi güzelliklerle dolu sevdamız olsa
kanlı coğrafya da temiz bir şiir olsak mesela
devamını gör...
592.
uğuldayan ve hep uğuldayan
bir orman kadar üşüyorum şimdi
yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda
yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
su ve ses kadar beklediğim
ne kaldı geride, bilmiyorum
uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
ve sarınmak o kocaman gözlerin
uğuldayan rüzgârlarına
bir acıyı yaşarım ve zehrinden
çiçekler üretirim kömür karası
uçurum kadar bir yalnızlık
yaratırım kendime, atlarım
anısı yoktur küçük rüzgârların
yapraklarım yok artık kuşlarım yok
büsbütün viran oldu dağlarım
ezberimdeki türküler de savrulup gitti
ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü
yanlış, daha baştan yanlış
bir şiirdi bu, biliyorum
ve belki ömrümüzün yakın geçmişi
bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
kalbim unut bu şiiri
ahmet telli (kalbim unut bu şiiri)
bir orman kadar üşüyorum şimdi
yanlış rüzgârlar esiyor dallarımda
yanlış ve zehirli çiçekler açıyor
kanımda kocaman gözleriyle bir çığlık
su ve ses kadar beklediğim
ne kaldı geride, bilmiyorum
uzanıp uyumak istiyorum gölgeme
ve sarınmak o kocaman gözlerin
uğuldayan rüzgârlarına
bir acıyı yaşarım ve zehrinden
çiçekler üretirim kömür karası
uçurum kadar bir yalnızlık
yaratırım kendime, atlarım
anısı yoktur küçük rüzgârların
yapraklarım yok artık kuşlarım yok
büsbütün viran oldu dağlarım
ezberimdeki türküler de savrulup gitti
ömrümün karşılığı kalmadı sesimde
sesimde yalnız ormanların gümbürtüsü
yanlış, daha baştan yanlış
bir şiirdi bu, biliyorum
ve belki ömrümüzün yakın geçmişi
bu kadar doğruydu ancak, kimbilir
kalbim unut bu şiiri
ahmet telli (kalbim unut bu şiiri)
devamını gör...
593.
-delice beklemek-
akşamı beklemek
yarını beklemek
başka bir zamanda başka
bir şeyi beklemek
sanki başka bir hayatı beklemek
öyle bir his
ölümü de böyle mi bekliyoruz
sakince
delicesine sakince.
~alıntı değildir~
akşamı beklemek
yarını beklemek
başka bir zamanda başka
bir şeyi beklemek
sanki başka bir hayatı beklemek
öyle bir his
ölümü de böyle mi bekliyoruz
sakince
delicesine sakince.
~alıntı değildir~
devamını gör...
594.
bir kitabın sayfaları/barış bıçakçı
baktım rüzgârsın sen,
baktım çamaşır ipini zorluyorsun.
hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim, baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun. ayağına terlik giy, bildiğimiz şeylerin taşında yalın ayak geziyorsun.
biz satranç oyuncusuyuz sevgilim, üzerimizde kara bir leke, biz satranç oyuncusuyuz. inanmıyoruz ceketlere, düğmelere... inanmıyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe.
işte yitirdik bütün taşlarımızı,
darmadağınık oyun tahtası,
bir tek şâhımız duruyor sevgilim,
o da evli iki çocuk babası...
kelimeler önümüze çıkıyor sevgilim,
uykumuzu bölüyor buradan çocukluğumuza kadar.
buradan çocukluğumuza kadar bir telaş... içi boş kuşları kovalıyoruz ve bir sebep arıyoruz,
herkese küsmek için...
hemen o cumartesi buluyoruz,
hemen o pazar...
yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar.
bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan.
ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim,
biraz da kekik toplayalım,
kıymetini bilmediğimiz şeyler var.
yaşamak bir at gibi huysuzlanıyor kapımızda sevgilim.
geçen günlere üzüldük,
tamam yola düşelim,
düşünelim: başka günlerin duvarı daha sağlam
düşünelim: başka günlerin sokağı daha neşeli,
başka evlerin kadınları, erkekleri tam bir kahraman.
tül perdeler uçuşurken başka evlerin pencerelerinde,
bizi bir kitabın sayfaları arasında kurutuyor zaman.
ama baktım sen rüzgârsın sevgilim. kitapları bir başından bir sonundan okuyorsun.
başucunda bir bardak su
beni başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun.
baktım rüzgârsın sen,
baktım çamaşır ipini zorluyorsun.
hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim, baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun. ayağına terlik giy, bildiğimiz şeylerin taşında yalın ayak geziyorsun.
biz satranç oyuncusuyuz sevgilim, üzerimizde kara bir leke, biz satranç oyuncusuyuz. inanmıyoruz ceketlere, düğmelere... inanmıyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe.
işte yitirdik bütün taşlarımızı,
darmadağınık oyun tahtası,
bir tek şâhımız duruyor sevgilim,
o da evli iki çocuk babası...
kelimeler önümüze çıkıyor sevgilim,
uykumuzu bölüyor buradan çocukluğumuza kadar.
buradan çocukluğumuza kadar bir telaş... içi boş kuşları kovalıyoruz ve bir sebep arıyoruz,
herkese küsmek için...
hemen o cumartesi buluyoruz,
hemen o pazar...
yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar.
bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan.
ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim,
biraz da kekik toplayalım,
kıymetini bilmediğimiz şeyler var.
yaşamak bir at gibi huysuzlanıyor kapımızda sevgilim.
geçen günlere üzüldük,
tamam yola düşelim,
düşünelim: başka günlerin duvarı daha sağlam
düşünelim: başka günlerin sokağı daha neşeli,
başka evlerin kadınları, erkekleri tam bir kahraman.
tül perdeler uçuşurken başka evlerin pencerelerinde,
bizi bir kitabın sayfaları arasında kurutuyor zaman.
ama baktım sen rüzgârsın sevgilim. kitapları bir başından bir sonundan okuyorsun.
başucunda bir bardak su
beni başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun.
devamını gör...
595.
>>>kara<<<
karanlık bir ormanın içinde
kara, kapkara bir ev vardı
ve o kara, kapkara evin içinde
kara, kapkara bir oda…
ve o kara kapkara odada
kara, kapkara bir kapı vardı.
kara, kapkara kapının arkasında
kara kapkara merdivenler
kara kapkara merdivenlerin üstünde
tam üstünde
kara, kapkara bir …
karanlık bir ormanın içinde
kara, kapkara bir ev vardı
ve o kara, kapkara evin içinde
kara, kapkara bir oda…
ve o kara kapkara odada
kara, kapkara bir kapı vardı.
kara, kapkara kapının arkasında
kara kapkara merdivenler
kara kapkara merdivenlerin üstünde
tam üstünde
kara, kapkara bir …

devamını gör...
596.
mektuplar aldım sevindim,
birinde denmiş geliyorum
öbüründe yazılmış geleceğim
bekledim bekliyorum
bir yaşam verdim
açtım bir başkasını,
uzun uzun yazmış gel
okumadan arkasını
gittim gidiyorum
bir başka yaşama bedel
biri demiş sen, biri demiş ben
seni ben anladı, beni sen
bir yaşam daha verdim
beklerken giderken dönerken
kaldı elimde üç beş mektup,
üç beş yaşam
bir onları da açsam okusam
önceki yaşamları unutup
ya beklesem ya da gidip arasam.
özdemir asaf, harcamalar
dinlemek için tık
birinde denmiş geliyorum
öbüründe yazılmış geleceğim
bekledim bekliyorum
bir yaşam verdim
açtım bir başkasını,
uzun uzun yazmış gel
okumadan arkasını
gittim gidiyorum
bir başka yaşama bedel
biri demiş sen, biri demiş ben
seni ben anladı, beni sen
bir yaşam daha verdim
beklerken giderken dönerken
kaldı elimde üç beş mektup,
üç beş yaşam
bir onları da açsam okusam
önceki yaşamları unutup
ya beklesem ya da gidip arasam.
özdemir asaf, harcamalar
dinlemek için tık
devamını gör...
597.
beni dusunen beni seven bana aciyan,
biri ana biri babam,
gerisi yalan.....
biri ana biri babam,
gerisi yalan.....
devamını gör...
598.
“bağırsam neye yarar, nasılsa duymazlar
ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;
içimde cesetler ve daha ölmemişler var.”
metin altıok
ben bir kömür ocağının onulmaz göçüğüyüm;
içimde cesetler ve daha ölmemişler var.”
metin altıok
devamını gör...
599.
karşıma çıktı, reddedemedim.
devamını gör...
600.
ağlatan mutluluk
çıksam şimdi güzelliğin gökyüzüne
dolaşsam
görsem bütün tanrısal sevgileri
ölümsüzlüğün sofrasına bağdaş kursam
ve anlatsam
anlatsam o ağlatan mutluluğu
bilmem inanır mı bana mavilikler
suskun bir coşkunun doruklarında
pürköpük ve rüzgarlı
bir nehir kahkahasıydı gözyaşı
vivaldi böyle dinlenirmiş meğer
mutluluk bile sensiz çekilmezmiş
ben ki yaşamı toprak bilmiştim
nice tohumlar ekmiştim bunca yıl
geç anladım
aşkın tohumu sensiz ekilmezmiş
sessizlik açarken zulüm bahçeleri
gözlerinde bir anda dört mevsim
her mevsimin güzelliğinde sen
bunca ayrık ve diken içinden
güle çıkmak işte budur desem
bilmem inanır mı bana çiçekler
içimde sayısız denizlerin şahlandığı
o günü tarihlesem şimdi
ırmak ırmak çizsem zamanın yüzüne
adına sonsuzluk desem
ve her saniyesini o sonsuzluğun
an be an şiirleştirmek istesem
bilmem inanır mı bana sözcükler
adnan yücel
çıksam şimdi güzelliğin gökyüzüne
dolaşsam
görsem bütün tanrısal sevgileri
ölümsüzlüğün sofrasına bağdaş kursam
ve anlatsam
anlatsam o ağlatan mutluluğu
bilmem inanır mı bana mavilikler
suskun bir coşkunun doruklarında
pürköpük ve rüzgarlı
bir nehir kahkahasıydı gözyaşı
vivaldi böyle dinlenirmiş meğer
mutluluk bile sensiz çekilmezmiş
ben ki yaşamı toprak bilmiştim
nice tohumlar ekmiştim bunca yıl
geç anladım
aşkın tohumu sensiz ekilmezmiş
sessizlik açarken zulüm bahçeleri
gözlerinde bir anda dört mevsim
her mevsimin güzelliğinde sen
bunca ayrık ve diken içinden
güle çıkmak işte budur desem
bilmem inanır mı bana çiçekler
içimde sayısız denizlerin şahlandığı
o günü tarihlesem şimdi
ırmak ırmak çizsem zamanın yüzüne
adına sonsuzluk desem
ve her saniyesini o sonsuzluğun
an be an şiirleştirmek istesem
bilmem inanır mı bana sözcükler
adnan yücel
devamını gör...