621.
"sanki kuyumu beğenmeye geldim

yüzü dünya lekesi ve mağdur
parmakları bu kadar lirik olanı sevdiğimden beri
her eşyanın en kötü yeri
bir bıçağın en korkunç fikriyim

aslında bıçak ve eski bazen kırmızı bir işe yarar
uğrun uğrun kaş
yavaş yavaş göz
beni burada uzun uzun bırakan ol sebep
bakın kolay değil bir yüzü her sabah katlayıp saklamak
her akşam bir çukuru özenle örtmek
tam değil yarım yarım şeylerden bahsediyorum hep
dilimde dönmeyen şık bir ölüm var
şık bir kuyu, şık bir umur, şık bir öd
bak hep dersi tarih olanlar var
hep suyu ve zamanı yanlış çevirenler var bir dünyada
bak bu soyu sopadan gelenlerin masalı ahşap bir yalan
ahşap ve yalan

yine de masalımdan düşmeye geldim

aslında bana seni ve denizi yanlış bir maviye çevirdiler
bu yüzden hep tenhaydı ağzım, yavaştı aklım
her yanlış kalbin tam ortasında güya tercüman
ellerimin yalnız kaldığı her masada en feci kambur bendim

kambur bendim ve kalmak adında bir huyu sevdim
gitmedim zehir zehir doldurduğum defterlerden başka
beni henüz gitmeye ikna etmedi dört kuyu kitap
dilime dolanmadı hiçbir ağu
sözün güzeli değilim
zamanın incesi olamam
sokağa seslenenleri öldüren sokağın kahrıyla
derler ki kalbi acilen fazla olan biriyim
kederin atlası hâşâ!
eskinin eski kıymeti değil
düpedüz lekeyim
şahsen kambur sadece kekeme "

seyyidhan kömürcü-insan
devamını gör...
622.
leonard cohen'den bir şiir olmazsa olmaz.
ingilizce ve de müzikli.
türkçeye çevireyim dedim ama hiç tadı olmadı. şiir çevirmek özel uzmanlık işi ve onlar bile yüzde yüz başarılı değil.
neyse dinleyin, sözlerini anlamasanız bile leonard cohen'in sesi anlatıyor çok şeyi:
devamını gör...
623.
özlemiyorum artık seni
ve ağlamıyorum olur olmadık zamanlar da
adının geçtiği yerde gözlerim dolmuyor.
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum
biraz kırgın.

özdemır asaf
devamını gör...
624.
edip cansever-yengeç

belirsiz olan ne? ölülerden
boşalan yeri doldurur doğa
yansır beyaz hayvan kemikleri, taşıllar
yok oluşun içinde
iri bir yengecin sırtı arasıra.

ben ki yengeçleri bilirim daha çok. birini
yıllar var unutamadım
dönüp duruyordu bir taşın etrafında
sanki bir hırçınlıktan damıtılmış ya da bir sıkıntıdan
ve geçer gibiydi tekrar bir başka sıkıntıya
gömüldü kumlara iyice, şöyle bakındı
gördüm kendi büyüsüyle keserken kıskacını
o gün bu gündür anladım ağrıyı, taşıdım da.

büyüdür ölüm, külrengi harcıdır sonsuzluğun
bir vahşet gibi yaratılır orda umut
gerer kayalar kaburgalarını
katırtırnakları arasında
arabalar biter, atlar birikir
bir tanrı gelir belli belirsiz, ne kadarlık bir tanrıysa
büyüdür çünkü ölüm
külrengi harcıdır sonsuzluğun.

gerçi kurnazdır doğa, alımlıdır da
her gün biraz olsun geri verir aldıklarını
sızar kentlere, evlere, dölyataklarına
bir gün ki ölü bulmuştum kendimi, korkmuştum
öyle bir yok olma saatinde, bir kuytuda
sanırım boynumdaki bu yara izi ondan
kaplanır sabahları göğe uzansam
geceden kalma bir yıldızla
buz rengi bir yıldızla. ve uykum
yeni bitmiştir daha, üstelik
geri veriliyordur bana
düşlerimin o karmaşık mimarisi
dalgalar susmuştur çoktan, denizse gümüş sikkeler gibi harcanıyordur
aşağıdan yukarıya
yukarıdan aşağıya
nedense her başlangıçta bir acı vardır. sabah
kuşatır bu acıyı önce
eskiyip gider sonra da.

ve yengeç batırır göğsünün ortasına kıskacını
tam göğsünün ortasına. artık
görüp göreceğiniz ölü bir yengeç kabartmasıdır
her gümüş sikkenin üstündeki
yalnızca bir kabartma. derken
kaskatı kesilir gök, fırlatıp atar bir kırlangıcı
ürperir yosunlar, deniz şakayıkları, batık gemiler
yaşlı balıkçılar sandallarında
kayalar, balık sürüleri ve fenerler
ve hayalet gemiler türer çıkarak kınlarından
yonulara döner tayfalar, çarşı
camlara, aynalara yapıştırılmış bitkiler
yoktur ki görünsün bir intihar anının gölgesi
ölü bir şeyin gölgesi yoktur ki
fışkırır kazılardan birbiri ardı sıra yengeçler
sütunlar, kemerler, eski çağ mozaikleri üstünde
posta kurşunları üstünde, kandiller ve çanaklar
armalar, tapınaklar, yüzük taşları üstünde
ve yengeç ki onca dönüşten sonra geriye
yetişir kendi ölüm törenine yeniden
ve ölüm, o gözüpek savaşçı
bir yandan kendi büyüsüyle çizerken yazgısını
yazar bir kelimelik tarihini de.

belli ki bir yol bulmuştur yengeç
kumlardan değil, kendinden gidilen bir yol
ne var ki, rüzgâr ileri olduğu için külden
ölümden önce geldiği içindir ki sezgi
duyar insan bu gereksiz yüzgeçleri
iki gök arasında kımıldayan
tanımazsa da kendini bir başkasının düşü gibi.

üç kişiyle başka türlü konuşulur, bir kişiyle
kendini açıklar insan
bir vahşet gibi de olsa yaratılır orda umut
hızlı bir ibreye döner yürekse
yaşamını içerirken bir yandan
işler ölümünü de
devamını gör...
625.
“ekmek hepimize yetmiyor, kitap da öyle;
ama keder, alabildiği kadar…” nazım hikmet
devamını gör...
626.
ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!


adnan yücel
devamını gör...
627.
doğa temalı bir şiir ,yazan chatgpt yapay zekası
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
628.
unutmak hatırlamamak değil, hatırlayarak yaşamına devam edebilmektir.

hatırla
yersiz korkuları bırak
içine bak
aradığın ne yerdedir ne gökte
tüm tılsımlar, çözümler içinde
içine bak
beklemediğin sürprizlere gebe
saklanma
içine bak
unutma yüzleştiğin kadar varsın hayatta
içindeki çocuğu korumayı bırakma...
devamını gör...
629.
kusursuz kalemler çizdi resmimi.
eğriyim, doğrular büktü belimi.
devamını gör...
630.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


güne bir şiir bırakılan başlık.
devamını gör...
631.
gözlerine bakan bir okyanus var
gözlerine saatlerce bakan bir okyanus
uzaklara dalsam seni çözecek gibiyim

gözlerin diyorum gözlerin
içine çektikçe kasırga
ben sende kayboluyorum
devamını gör...
632.
anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karartma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

bir arkadaş evine uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen

ahmet telli
devamını gör...
633.
ahmet arif'in sanki bu günü görmüş gibi yazdığı anadolu adlı şiirini bırakayım.

“…
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.

gör, nasıl yeniden yaratılırım,
namuslu, genç ellerinle.
kızlarım,
oğullarım var gelecekte,
her biri vazgeçilmez cihan parçası.
kaç bin yıllık hasretimin koncası,
gözlerinden,
gözlerinden öperim,
bir umudum sende,
anlıyor musun?”

)
devamını gör...
634.
bugün,
içimde kırılmış hain bir fay var
yerle bir olmuş kederli hatay var
yarısı yitik bir kahramanmaraş,
malatya,
gaziantep,
diyarbakır...
ağlayan çocuklar, gözleri çakır
bir boşluğa dalıp giden anneler,
çaresiz bekleyişler...
neler neler...

tadı zehirdir şimdi adana’nın, urfa’nın
közde patlıcanı adıyaman’ın!

bugün anadolu’da, on ilde de enkazım
feryadım, figânım
çığlığım, avazım...
"annemi de kurtarın" diye çırpınan
o koca yürekli küçük beyza’yım...
kimseye hiç bir dilde geçmez nazım..
devamını gör...
635.
lâyemut

türünü bilmem bir ağaç,
ellerin ellerimde,
oturmuş dibine,
diz dize,
hayaller kurmaktayız.
zaman denen meret yok olmuş.
dünya ha varmış ha yokmuş.
kimin umrunda?
yol almaktayız sevgilim,
ufuksuz okyanuslara.

bu şiiri yazdığım güne lanet olsun. bu dizelerde ne yazıyorsa 5 gündür hepsini yaşadım. zaman kavramı benim için yitti yemin ederim az önce bugün ayın 11 i olduğunu öğrendim.
devamını gör...
636.
öyle yıkma kendini,
öyle mahzun, öyle garip...
nerede olursan ol,
içerde, dışarda, derste, sırada,
yürü üstüne üstüne,
tükür yüzüne celladın,
fırsatçının, fesatçının, hayının...
dayan kitap ile
dayan iş ile.
tırnak ile, diş ile,
umut ile, sevda ile, düş ile
dayan rüsva etme beni.

gör, nasıl yeniden yaratılırım,
namuslu, genç ellerinle.
kızlarım,
oğullarım var gelecekte,
her biri vazgeçilmez cihan parçası.
kaç bin yıllık hasretimin koncası,
gözlerinden,
gözlerinden öperim,
bir umudum sende,
anlıyor musun?

-ahmed arif
devamını gör...
637.
10 gündür kafamda dönüp duruyor. yıktı köyü mahveyledi anasını avradını…

(…)
münkir münâfıkın soyu
yıktı harap etti köyü
mezarına bir tas suyu
dökenin de avradını…

müfsidin bir de gammazın
malı vardır da yemezin
ikisin meyyit namazın
kılanın da avradını…

derince kazın kuyusun
inim inim inilesin
kefen dikmeye iğnesin
verenin de avradını…

dağdan tahta getirenin
mezarına götürenin
talkınını bitirenin
imâmın da avradını…
(…)
devamını gör...
638.
"inanmak, ah, bir çocuk saffetiyle inanmak…
gözlerin, sevgilinin, dalınca gözlerine
bütün muhabbetine ve bütün sözlerine
nihayetsiz bir huzur hasretiyle inanmak.
şüpheyi içerinde kırıp ta bir dal gibi,
inanmak deli gibi, inanmak aptal gibi,
her yalana kananın illetiyle inanmak..
inanmak fazilete, şeytana ve ahrete,
ve mesut olmak için inanmak saadete,
inanmak, ah, bir çocuk saffetiyle inanmak…" *
devamını gör...
639.
tamamını ctrl c+v yapmaya üşenerek:
"..kaldırımlarda demokrat,
otobüslerde dindar.
geceyi,
saatlerine bakarak anlıyorlar" propaganda ismet özel
devamını gör...
640.
zaman yitik, sanki hiç yaşanmamış
bu mekan ne ilk, ne son durak
karşıda çifte minare, bak
taşı işleyen nakkaş
hem selçuklu, hem dadaş
burda mevsim ikimizden biri.
arif ay/ puslar içinde
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güne bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim