321.
var mı beni içinizde tanıyan?
yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
kalmasa da şöhretimi duymayan,
kimliğimi tarif etmek zor benim…
bülbül benim lisanımla ötüştü.
bir gül için can evinden tutuştu.
yüreğine toroslar’dan çığ düştü.
yangınımı söndürmedi kar benim…
niceler sultandı, kraldı, şahtı.
benimle değişti talihi bahtı,
yerle bir eylerim tac ile tahtı,
akıl almaz hünerlerim var benim…
kamil iken cahil ettim alimi,
vahşi iken yahşi ettim zalimi,
yavuz iken zebun ettim selim’i,
her oyunu bozan gizli zor benim…
yeryüzünde ben ürettim veremi.
lokman hekim bulamadı çaremi.
aslı için kül eyledim kerem’i.
ibrahim’in atıldığı kor benim…
sebep bazı leyla, bazı şirin’di.
hatrım için yüce dağlar delindi.
bilek gücüm ferhat ile bilindi.
kuvvet benim, kudret benim, fer benim…
ilahimle mevlana’yı döndürdüm.
yunus’umla öfkeleri dindirdim.
günahımla çok ocaklar söndürdüm.
mevla’danım, hayır benim, şer benim…
benim için yaratıldı muhammed
benim için yağdırıldı o rahmet
evliyanın sözündeki muhabbet
embiyanın yüzündeki nur benim.
kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
görünmezim cismim de yok, resmim de
dil üzmezim, tek hece var ismimde
barınağım gönül denen yer benim
benim adım aşk!
-cemal safi-
yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
kalmasa da şöhretimi duymayan,
kimliğimi tarif etmek zor benim…
bülbül benim lisanımla ötüştü.
bir gül için can evinden tutuştu.
yüreğine toroslar’dan çığ düştü.
yangınımı söndürmedi kar benim…
niceler sultandı, kraldı, şahtı.
benimle değişti talihi bahtı,
yerle bir eylerim tac ile tahtı,
akıl almaz hünerlerim var benim…
kamil iken cahil ettim alimi,
vahşi iken yahşi ettim zalimi,
yavuz iken zebun ettim selim’i,
her oyunu bozan gizli zor benim…
yeryüzünde ben ürettim veremi.
lokman hekim bulamadı çaremi.
aslı için kül eyledim kerem’i.
ibrahim’in atıldığı kor benim…
sebep bazı leyla, bazı şirin’di.
hatrım için yüce dağlar delindi.
bilek gücüm ferhat ile bilindi.
kuvvet benim, kudret benim, fer benim…
ilahimle mevlana’yı döndürdüm.
yunus’umla öfkeleri dindirdim.
günahımla çok ocaklar söndürdüm.
mevla’danım, hayır benim, şer benim…
benim için yaratıldı muhammed
benim için yağdırıldı o rahmet
evliyanın sözündeki muhabbet
embiyanın yüzündeki nur benim.
kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
görünmezim cismim de yok, resmim de
dil üzmezim, tek hece var ismimde
barınağım gönül denen yer benim
benim adım aşk!
-cemal safi-
devamını gör...
322.
lise zamanı bir okuyusta ezberlemistim hiç çıkmaz aklımdan içimde farklı bir his bırakır her zaman nedenini bilmem..
haram nedir bilmez hayyam
ben haramla helali karıştırmam
seninle içilen şarap helal
sensiz içilen su bile haram..
haram nedir bilmez hayyam
ben haramla helali karıştırmam
seninle içilen şarap helal
sensiz içilen su bile haram..
devamını gör...
323.
bir dünya daha olmalı, burada
bir yerde, o kadar yakın ki,
seslensem duyulacak belki,
belki başladım onu yaşamaya.
melih cevdet anday
bir yerde, o kadar yakın ki,
seslensem duyulacak belki,
belki başladım onu yaşamaya.
melih cevdet anday
devamını gör...
324.
ne etsem berabere bitmedi o yılgın maç
herkes bende kalanı küçük bir sıyrık sanır
sen aklıma düştükçe içim nasıl izdiham
terkedilmiş bir evin ilk günü kadar ağır.
ali aycil
herkes bende kalanı küçük bir sıyrık sanır
sen aklıma düştükçe içim nasıl izdiham
terkedilmiş bir evin ilk günü kadar ağır.
ali aycil
devamını gör...
325.
326.
yerin seni çektiği kadar ağırsın
kanatların çırpındığı kadar hafif..
kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü..
ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin..
yaşadıklarını kar sayma:
yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün..
gülebildiğin kadar mutlusun
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi,
sevdiğin kadar sevileceksin.
güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...
(bkz: can yücel)
kanatların çırpındığı kadar hafif..
kalbinin attığı kadar canlısın
gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
sevdiklerin kadar iyisin
nefret ettiklerin kadar kötü..
ne renk olursa olsun kaşın gözün
karşındakinin gördüğüdür rengin..
yaşadıklarını kar sayma:
yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
ne kadar yaşarsan yaşa,
sevdiğin kadardır ömrün..
gülebildiğin kadar mutlusun
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
sakın bitti sanma her şeyi,
sevdiğin kadar sevileceksin.
güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
bir gün yalan söyleyeceksen eğer
bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...
(bkz: can yücel)
devamını gör...
327.
dokunsun istiyorum!
tenimden önce ruhuma,
gözlerime dokunsun.
parmakları saçlarım da gezinirken
heyecandan ölsün adeta.
gözleri gözlerime değerken
kalbi milyonlarca kilometre koşsun.
bir çocuk edasıyla,
saklasın beni kalbinde.
tenimden önce ruhuma,
gözlerime dokunsun.
parmakları saçlarım da gezinirken
heyecandan ölsün adeta.
gözleri gözlerime değerken
kalbi milyonlarca kilometre koşsun.
bir çocuk edasıyla,
saklasın beni kalbinde.
devamını gör...
328.
kendi cesetleri üzerinde dansediyor tanrılar
yepyeni çiçekler açıyor ölümü unutarak
göz çıkaran düşlerin ardında göğün gözleri
tanrının sevinciyle
marşlar söyleyerek ayağa kalkıyor ordular
bayraklar, sancaklar dalgalanıyor boşlukta
sonra bir görüntü milyonlarca gözüyle
sonsuzda
işte yapıt! işte bilgi! işte insanın sonu!
allen gınsberg
yepyeni çiçekler açıyor ölümü unutarak
göz çıkaran düşlerin ardında göğün gözleri
tanrının sevinciyle
marşlar söyleyerek ayağa kalkıyor ordular
bayraklar, sancaklar dalgalanıyor boşlukta
sonra bir görüntü milyonlarca gözüyle
sonsuzda
işte yapıt! işte bilgi! işte insanın sonu!
allen gınsberg
devamını gör...
329.
başka birisi nasıl sevilir bilmiyorum
hangi şehre gidilir yalnız başına,
hangi şarkı dinlenir senle olmayınca.
kimle çay içilir ?
en güzel sözlerin altı kim için çizilir
kimin kokusu saklanır…
hangi hayal hediye edilir,
hangi gözle bakılır o çiçek yaprağı kirpiklerine
nasıl anlatılır gülüşünün sesi
adının güzelliğine hangi alfabe de rastlanır
senin bakışın hangi şiire benzer
kime dokunur, sarılır, uyur bu kalp
hangi insanda rastlanır sana…
gel de anlat …
senden başkası nasıl sevilir ?
bilmiyorum ben …
ilhan berk
hangi şehre gidilir yalnız başına,
hangi şarkı dinlenir senle olmayınca.
kimle çay içilir ?
en güzel sözlerin altı kim için çizilir
kimin kokusu saklanır…
hangi hayal hediye edilir,
hangi gözle bakılır o çiçek yaprağı kirpiklerine
nasıl anlatılır gülüşünün sesi
adının güzelliğine hangi alfabe de rastlanır
senin bakışın hangi şiire benzer
kime dokunur, sarılır, uyur bu kalp
hangi insanda rastlanır sana…
gel de anlat …
senden başkası nasıl sevilir ?
bilmiyorum ben …
ilhan berk
devamını gör...
330.
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi hiçbir iz bırakmaz ardından,
kimi hafifçe okşar ruhumuzu,
kimi de hüzün bırakır ardından...
insanlar vardır;
usulca sokulurlar içimize,
sonsuzcasına orada kalsın isteriz.
bazıları serap gibidir,
yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz...
insanlar vardır;
su gibi aziz, su gibi duru.
konuştukça su olur akarlar kalbimize,
kan gibi, can gibi, canan gibi...
insanlar vardır;
soğuk duvarlar misali,
gülümsemenin sıcaklığını bilmezler,
bilseler de sevmezler…
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi depremlerle gider,
kimi fırtınalarla…
ben kalanlardan yanayım.
gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
sarılıp bırakmayanların sıcaklığını... *
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi hiçbir iz bırakmaz ardından,
kimi hafifçe okşar ruhumuzu,
kimi de hüzün bırakır ardından...
insanlar vardır;
usulca sokulurlar içimize,
sonsuzcasına orada kalsın isteriz.
bazıları serap gibidir,
yokluğunda hayalleridir gerçeğimiz...
insanlar vardır;
su gibi aziz, su gibi duru.
konuştukça su olur akarlar kalbimize,
kan gibi, can gibi, canan gibi...
insanlar vardır;
soğuk duvarlar misali,
gülümsemenin sıcaklığını bilmezler,
bilseler de sevmezler…
insanlar vardır;
gelip geçerler hayatlarımızdan.
kimi depremlerle gider,
kimi fırtınalarla…
ben kalanlardan yanayım.
gitmeyenlerin sadakatini ve sabrını severim,
sarılıp bırakmayanların sıcaklığını... *
devamını gör...
331.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
kağıttan gemiler yaptım kalbimden
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım
hayır
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
aşk diyorsunuz ya
ben istemenin allahını bilirim bayım
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmayı
ki uçlarından çile damlardı.
güneşte nane kurutmayı
ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
ben işte istedim bayım.
uzaklara gittim
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
süt içtim acım hafiflesin diye
çikolata yedim bir köşeye çekilip
zehrimi alsın diye
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
ben işte miraç gecelerinde
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
bir şiir aradım.
geçen üç yıl boyunca
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
bir ters bir yüz kazaklar ördüm
haroşa bir hayat bırakmak için.
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
kimi gün öylesine yalnızdım
derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
annem
ki beyaz bir kadındır
ölüsünü şiirle yıkadım.
bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
acının ortasında acısız olmayı,
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
ıslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
kendimin ucunda
öyle ıslak,
öyle kötü kokan,
yırtık ve perişan.
siz aşkı ne bilirsiniz bayım
aşkı aşk bilir yalnız!
alt katında uyumayı bir ranzanın
üst katında çocukluğum...
kağıttan gemiler yaptım kalbimden
ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
havı dökülmüş yerlerine yüzümün
büyük bir aşk yamadım
hayır
yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
aşk diyorsunuz ya
ben istemenin allahını bilirim bayım
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
balkona yorgun çamaşırlar asmayı
ki uçlarından çile damlardı.
güneşte nane kurutmayı
ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
insan kaybolmayı ister mi?
ben işte istedim bayım.
uzaklara gittim
uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım
süt içtim acım hafiflesin diye
çikolata yedim bir köşeye çekilip
zehrimi alsın diye
sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
ilahiler öğrendim.
siz zehir nedir bilmezsiniz
zehir aşkı bilir oysa bayım!
ben işte miraç gecelerinde
bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
bir şiir aradım.
geçen üç yıl boyunca
yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
ülkem olmayan ülkemi
kayboluşumu aradım.
bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
bir ters bir yüz kazaklar ördüm
haroşa bir hayat bırakmak için.
bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
kimi gün öylesine yalnızdım
derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
annem
ki beyaz bir kadındır
ölüsünü şiirle yıkadım.
bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
acının ortasında acısız olmayı,
kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
aşk diyorsunuz ya,
işte orda durun bayım
ıslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
kendimin ucunda
öyle ıslak,
öyle kötü kokan,
yırtık ve perişan.
siz aşkı ne bilirsiniz bayım
aşkı aşk bilir yalnız!
devamını gör...
332.
öyle zamanlar tehlikelidir şemsettin
ya gel cebime saklan
ya bırak şapkana saklanayım
kimvurduya gider insan, fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım
bir ara sen de biliyorum, kedilerden korkuyordun
çünkü kendini işkembe zannediyordun
böyle bir şey ben de atlattım
iskemle sandım kendimi bir süre
üzerime oturacaklar diye korkulardaydım
ama sonra yırttım şemsettin
kendimi telkinler yaptım "sen iskemle değilsin" diye diye
inandırdım kendimi
sana hak vermiyor değilim ama şemsettin, zaman kötü
aslında ne sen ne ben, ikimiz de deli falan değiliz
herkes oynatmış
sadece sen ve ben normaliz
ama şemsettin laf aramızda
laf aramızda…
laf aramızda…
şemsettin laf aramızda kaldı çıkamıyor
kendini ifade edemiyor bir türlü…
ama çok dikkatli olalım şemsettin
sen de farkettin zaman kötü, en iyisi biz işi deliliğe vuralım
sen kedilerden kork işkembesin diye,
ben insanlardan korkayım iskemleyim diye
ve iskemle üzerinde işkembe, çarşamba, perşembe,
gün say şemsettin gün say…
nasıl olsa bir gün gelip bizi alacaklar
bu işten yırtmak için saat numarası yapalım
sen yelkovan ol, ben yengeç
soranlara tek cevap verelim, vakit çok geç
vakit çok geç
vakit çok geç şemsettin, geldiler.
okuyunuz elbette fakat ille de dinleyiniz.
ya gel cebime saklan
ya bırak şapkana saklanayım
kimvurduya gider insan, fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım
bir ara sen de biliyorum, kedilerden korkuyordun
çünkü kendini işkembe zannediyordun
böyle bir şey ben de atlattım
iskemle sandım kendimi bir süre
üzerime oturacaklar diye korkulardaydım
ama sonra yırttım şemsettin
kendimi telkinler yaptım "sen iskemle değilsin" diye diye
inandırdım kendimi
sana hak vermiyor değilim ama şemsettin, zaman kötü
aslında ne sen ne ben, ikimiz de deli falan değiliz
herkes oynatmış
sadece sen ve ben normaliz
ama şemsettin laf aramızda
laf aramızda…
laf aramızda…
şemsettin laf aramızda kaldı çıkamıyor
kendini ifade edemiyor bir türlü…
ama çok dikkatli olalım şemsettin
sen de farkettin zaman kötü, en iyisi biz işi deliliğe vuralım
sen kedilerden kork işkembesin diye,
ben insanlardan korkayım iskemleyim diye
ve iskemle üzerinde işkembe, çarşamba, perşembe,
gün say şemsettin gün say…
nasıl olsa bir gün gelip bizi alacaklar
bu işten yırtmak için saat numarası yapalım
sen yelkovan ol, ben yengeç
soranlara tek cevap verelim, vakit çok geç
vakit çok geç
vakit çok geç şemsettin, geldiler.
okuyunuz elbette fakat ille de dinleyiniz.
devamını gör...
333.
bilmediğim sokaklarda
yüreyen insanların sesi
aceleci koşuşturmaların anlamsız geldiği
bilmediğin sokaklarda, bilmediğin insanlarla
yürümek
tıpkı hayatın yolu gibi
bilmediğin bir hayatı yaşamak
bilmediğin sokaklarda yürümek
bilmediğin kokuları almak sonra tanımak
önce sokakları, insanları, sesleri ve kokuları
sonra hayatı tanımak
her şey anlam bulduğunda
her şeyin sona ermesi
bilmediğin sokaklarda insanların aceleci olmaya devam etmesi
bilmediğin sonun gelmesi
bilinmezliğin sona erdiği gün ölümdür.
yüreyen insanların sesi
aceleci koşuşturmaların anlamsız geldiği
bilmediğin sokaklarda, bilmediğin insanlarla
yürümek
tıpkı hayatın yolu gibi
bilmediğin bir hayatı yaşamak
bilmediğin sokaklarda yürümek
bilmediğin kokuları almak sonra tanımak
önce sokakları, insanları, sesleri ve kokuları
sonra hayatı tanımak
her şey anlam bulduğunda
her şeyin sona ermesi
bilmediğin sokaklarda insanların aceleci olmaya devam etmesi
bilmediğin sonun gelmesi
bilinmezliğin sona erdiği gün ölümdür.
devamını gör...
334.
öyle güzel unutmuşsun ki beni ,hatırlatmaya kıyamadım.
devamını gör...
335.
sabah sabah acayip bi'resimle karşıma çıkan şiir.. sizin de sabahınızı taçlandırsın
benim bu dünyada bir yerim olmadı,
kuytu gövdemi saymazsak eğer.
gövdem ki varla yok arası,
hem varlığa, hem yokluğa değer.
ama yüreğim hiç solmadı.
bir gül koklayayım izin verin de.
ben yaşama da, ölüme de inandım;
tamamlarlar sanırdım eksiklerimi.
çarşıları hep birlikte gezerdik;
biri dostumsa, sevgilimdi öteki.
ikisinin adını yanyana andım.
bir soluk alayım izin verin de.
metin altıok, izin verin de şiirinden...
benim bu dünyada bir yerim olmadı,
kuytu gövdemi saymazsak eğer.
gövdem ki varla yok arası,
hem varlığa, hem yokluğa değer.
ama yüreğim hiç solmadı.
bir gül koklayayım izin verin de.
ben yaşama da, ölüme de inandım;
tamamlarlar sanırdım eksiklerimi.
çarşıları hep birlikte gezerdik;
biri dostumsa, sevgilimdi öteki.
ikisinin adını yanyana andım.
bir soluk alayım izin verin de.
metin altıok, izin verin de şiirinden...
devamını gör...
336.
bu, ne ayıp, ne de yasak,
öylece bir gerçek, kendi halinde,
belki, yaşamama sebep…
evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
anlatamam, nasıl ıssız, karanlık…
ve zehir-zıkkım cıgaram.
gene bir cehennem var yastığımda,
gel artık…
öylece bir gerçek, kendi halinde,
belki, yaşamama sebep…
evet, ağlamaklı oluyorum, demdir bu.
hani, kurşun sıksan geçmez geceden,
anlatamam, nasıl ıssız, karanlık…
ve zehir-zıkkım cıgaram.
gene bir cehennem var yastığımda,
gel artık…
devamını gör...
337.
rüya gibisin, gerçekten uzak
ne varlığın belli, ne yokluğun
arada kaldım...
yarım kaldım...
etrafında örülü beton duvarlar
zıplıyorum, ulaşamıyorum sana
aşamıyorum senin engellerini
her gün daha da uzaklaşıyorsun
bugün yarın derken....
günler hızlı geçiyor, ömür bitiyor.
sensiz geçmekte günlerim, aylarım
seni aramakta gözlerim heryerde
yeter artık ya gel benim ol yada huzur ver....
ve arkasına bakmadan gitti...
ormanci
ne varlığın belli, ne yokluğun
arada kaldım...
yarım kaldım...
etrafında örülü beton duvarlar
zıplıyorum, ulaşamıyorum sana
aşamıyorum senin engellerini
her gün daha da uzaklaşıyorsun
bugün yarın derken....
günler hızlı geçiyor, ömür bitiyor.
sensiz geçmekte günlerim, aylarım
seni aramakta gözlerim heryerde
yeter artık ya gel benim ol yada huzur ver....
ve arkasına bakmadan gitti...
ormanci
devamını gör...
338.
göğsüme sakladım seni sevmeyi.
şimdi göğsüm çiçek bahçesi...
şimdi göğsüm çiçek bahçesi...
devamını gör...
339.
her insan mutlu olamaz...
çünkü gereğinden fazla özler dünü,
hak ettiğinden fazla düşünür yarını,
ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
her insan mutlu olamaz...
çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları,
hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri,
ve asla göremez yanı başındakileri...
erich fromm
çünkü gereğinden fazla özler dünü,
hak ettiğinden fazla düşünür yarını,
ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü...
her insan mutlu olamaz...
çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları,
hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri,
ve asla göremez yanı başındakileri...
erich fromm
devamını gör...
340.
yoruma gerek duymuyor.
devamını gör...