701.
karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında. aşklarım, inançlarım işgal altındadır
tabutumun üstünde zar atıyorlar
cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar denize yaklaşınca kumlar ve çakıltaşları geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.
karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını
kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar
bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden
çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar
denizin satırları arasında.
gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
küfre yaklaştıkça inancım artıyor.
karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.
kanla kirlenmiş evrak - ismet özel
devamını gör...
702.
mâra
bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra
başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık
asaf halet çelebi
bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mâra
başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık
asaf halet çelebi
devamını gör...
703.
ben bir aziz değilim
hele gündüz değilim
attığı her adımda siyah bir iz bırakan
bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
bir yanında kederi özümleyen bir lale
merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim
bırak da böyle bitsin bu günahkar serüven
bırak da kurtarayım bu emanet sarayı
yeter intiharınla oyduğun yüreğimi
umutsuz şarkılarla avutulduğum yeter
göğsümde bir yanardağ kıvranıyor rüveyda
yaraları kapandıkça kanıyor rüveyda
duman çöktü güneşin sitem aynalarına
aralandı perdeler şimdi sessiz değilim
dertliyim, viraneyim
ben bir aziz değilim
azizler tohum eker sevgi tarlalarına
senin gözlerin dram
oysa ağlatan benim
ben dilenci, sen sultan
sevgi dağıtan benim
sen ışık, ben karanlık
ve aydınlatan benim
ben ölümüm, sen hayat
cana can katan benim
sabah sende oluyor güneşi tutan benim
soran ben, sorulan sen
hüznü damıtan benim
öldüren ben, ölen sen
kabirde yatan benim
sen sevda yüklü bulut
göklerimin sahibi
saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
nerede uğruna ömür verdiğin bela nerede?
her hatıra bir demet zakkum meyhanelerde
düşlerim esrârınla bir pervanedir
götür benden ahzânı bana ihsanı getir
yalanı reddederken düşüyorum yalana
ben bir aziz değilim rüveyda, anlasana
bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum
sen ölmedin rüveyda
at vuruldu ben öldüm
her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarını
yıkayıp kefenledin mehtâbına gömüldüm
her iklime bir haberci salsınlar
çâğır âşıklarını namazımı kılsınlar
duysun âlem ateşin taşı erittiğini
bu illetin taşları bile çürüttüğünü
gün olurda ayrılık yumağı çözülür mü?
bergüzârım ayaklar altında ezilir mi?
rüveyda görür müyüm yeşil ufuklarını
yoksa hep bu kabirde kalır mıyım rüveyda
seninle bir sonsuzluk bulur muyum
rüveyda…
rüveyda
hele gündüz değilim
attığı her adımda siyah bir iz bırakan
bir yanında ürküten bir baldıran gövdesi
bir yanında kederi özümleyen bir lale
merhamet sahrasının uyuyan gecesiyim
bırak da böyle bitsin bu günahkar serüven
bırak da kurtarayım bu emanet sarayı
yeter intiharınla oyduğun yüreğimi
umutsuz şarkılarla avutulduğum yeter
göğsümde bir yanardağ kıvranıyor rüveyda
yaraları kapandıkça kanıyor rüveyda
duman çöktü güneşin sitem aynalarına
aralandı perdeler şimdi sessiz değilim
dertliyim, viraneyim
ben bir aziz değilim
azizler tohum eker sevgi tarlalarına
senin gözlerin dram
oysa ağlatan benim
ben dilenci, sen sultan
sevgi dağıtan benim
sen ışık, ben karanlık
ve aydınlatan benim
ben ölümüm, sen hayat
cana can katan benim
sabah sende oluyor güneşi tutan benim
soran ben, sorulan sen
hüznü damıtan benim
öldüren ben, ölen sen
kabirde yatan benim
sen sevda yüklü bulut
göklerimin sahibi
saklıyorum içimde seni bir tufan gibi
nerede uğruna ömür verdiğin bela nerede?
her hatıra bir demet zakkum meyhanelerde
düşlerim esrârınla bir pervanedir
götür benden ahzânı bana ihsanı getir
yalanı reddederken düşüyorum yalana
ben bir aziz değilim rüveyda, anlasana
bu ağıdı öldüğün için söylemiyorum
sen ölmedin rüveyda
at vuruldu ben öldüm
her hamlesi bir tabut şimdi bakışlarını
yıkayıp kefenledin mehtâbına gömüldüm
her iklime bir haberci salsınlar
çâğır âşıklarını namazımı kılsınlar
duysun âlem ateşin taşı erittiğini
bu illetin taşları bile çürüttüğünü
gün olurda ayrılık yumağı çözülür mü?
bergüzârım ayaklar altında ezilir mi?
rüveyda görür müyüm yeşil ufuklarını
yoksa hep bu kabirde kalır mıyım rüveyda
seninle bir sonsuzluk bulur muyum
rüveyda…
rüveyda
devamını gör...
704.
içtiğim sigaranın külü gibi oldu
hayallerimin tamamı.
ciğerime çektiğim her duman gibi
hayallerim de dirhem dirhem eksiliyor.
sularından içemediğim ırmaklardan
akıp gidiyor, dağların rüzgarına karışıp.
sonra fısıldıyor hayatı,
bir türlü tanışamadığım umudu,
ve hürriyeti fısıldıyor eksilen hayallerim
hiç çıkmamak üzere, zihnime yapışıp!
- tebrizmir
hayallerimin tamamı.
ciğerime çektiğim her duman gibi
hayallerim de dirhem dirhem eksiliyor.
sularından içemediğim ırmaklardan
akıp gidiyor, dağların rüzgarına karışıp.
sonra fısıldıyor hayatı,
bir türlü tanışamadığım umudu,
ve hürriyeti fısıldıyor eksilen hayallerim
hiç çıkmamak üzere, zihnime yapışıp!
- tebrizmir
devamını gör...
705.
“.. haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun..”
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun..”
devamını gör...
706.
------/ alıntı /--------
kim o, deme boşuna...
benim, ben.
öyle bir ben ki gelen kapına;
başdan başa sen
özdemir asaf
kim o, deme boşuna...
benim, ben.
öyle bir ben ki gelen kapına;
başdan başa sen
özdemir asaf
devamını gör...
707.
708.
kargo
sana buraya bazı şeyler koyuyorum. yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun, olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
şuraya bir cümle koydum. bırak, acımızı birileri duysun. hem zaten şiir niye var? dünyanın acısını başkaları da duysun!
acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. ortada dursun. olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. az unutursun.
buraya tabiatı koydum. ağaçları, suyu, ovayı, dağı. onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
buraya, küçük mutlu güneşler koydum. günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
buraya, bir inanç bir inat koydum. tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun.
buraya yolun yokuşunu koydum. bildiğim için yokuşu. zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.
buraya umutlu günler koydum. şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
sana buraya bazı şeyler koyuyorum. yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun, olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun.
şuraya bir cümle koydum. bırak, acımızı birileri duysun. hem zaten şiir niye var? dünyanın acısını başkaları da duysun!
acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. ortada dursun. olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. az unutursun.
buraya tabiatı koydum. ağaçları, suyu, ovayı, dağı. onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun.
buraya, küçük mutlu güneşler koydum. günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın.
buraya, bir inanç bir inat koydum. tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun.
buraya yolun yokuşunu koydum. bildiğim için yokuşu. zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.
buraya umutlu günler koydum. şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun.
devamını gör...
709.
"bu hayatta yaptığım en iyi şey uzaklaşmak.
kin gütmem,
hesap sormam,
çirkinleşmem,
zorluk çıkarmam.
sadece uzaklaşır
ve soğurum..”
kin gütmem,
hesap sormam,
çirkinleşmem,
zorluk çıkarmam.
sadece uzaklaşır
ve soğurum..”
devamını gör...
710.
“bir çay içer misin yoksa kahve mi?
kibritim yok demek cigaraya başladın..
ellerin de titriyor bir şeyin mi var?
böyle bir kız değildin sen eskiden sana ne yaptılar?
sana ne yaptılar? kirpiklerin ıslanıyor durup dururken..
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi? çok değişmişsin birden tanıyamadım..”
kibritim yok demek cigaraya başladın..
ellerin de titriyor bir şeyin mi var?
böyle bir kız değildin sen eskiden sana ne yaptılar?
sana ne yaptılar? kirpiklerin ıslanıyor durup dururken..
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi? çok değişmişsin birden tanıyamadım..”
devamını gör...
711.
kendinden bir hatıra, bir resim bırak,
bırak kalsın resmin benimle,
bırak kalsın gözün gözümle,
seyredip mutlu olayım senin yüzünle...
bırak kalsın resmin benimle,
bırak kalsın gözün gözümle,
seyredip mutlu olayım senin yüzünle...
devamını gör...
712.
aşık olmamak marifet,
sevmemek hüner seni,
kim bilir kimler özler,
yolunda bekler seni,
diken mi ki handen,
ne olurdu gülsen,
razıyım ben ölsem,
yeterki sen sevsen...
sevmemek hüner seni,
kim bilir kimler özler,
yolunda bekler seni,
diken mi ki handen,
ne olurdu gülsen,
razıyım ben ölsem,
yeterki sen sevsen...
devamını gör...
713.
saçın lale sümbül
sesin sanki bülbül
ne olursun bir gül,
sev de beni güldür...
sesin sanki bülbül
ne olursun bir gül,
sev de beni güldür...
devamını gör...
714.
.
devamını gör...
715.
anlattırma bana,
bak ta sen anla şu benim halimden
bir gün gideceksen elimi tutma,
bir prens bekliyorsan
o ben değilim,
ama bir seven bekliyorsan,
o benim işte...
bak ta sen anla şu benim halimden
bir gün gideceksen elimi tutma,
bir prens bekliyorsan
o ben değilim,
ama bir seven bekliyorsan,
o benim işte...
devamını gör...
716.
aklım başımdayken de,
değilken de; seviyorum seni..
gittiğin için sevmedim..
gelsen yine severdim…
hep topak kokar ellerim..
senin gibi..
sen kokmasan da ben,
yine toprak kokardım…
eşeledikçe sensizliği,
ellerim daha çok koktu (toprak) ..
ve ben artık daha çok yakınım,
ayrılığa da, ölüme de..
ellerim, kollarım bağlı,
sen bilmesen de sana yakınım…
en az toprağa olan,
yakınlığım kadar..
ayrılıkların tozunu süpüremedim..
her süpürdüğümü yeniden
rüzgar getirdi geriye..
toz oldum, toprak oldum…
beyaz bir yalan söyleyim mi sana?
bir daha asla tozla, toprakla oynamayacağım..
küfretmeyeceğim hayata,
asla kirletmeyeceğim elimi, dilimi, yüzümü…
değilken de; seviyorum seni..
gittiğin için sevmedim..
gelsen yine severdim…
hep topak kokar ellerim..
senin gibi..
sen kokmasan da ben,
yine toprak kokardım…
eşeledikçe sensizliği,
ellerim daha çok koktu (toprak) ..
ve ben artık daha çok yakınım,
ayrılığa da, ölüme de..
ellerim, kollarım bağlı,
sen bilmesen de sana yakınım…
en az toprağa olan,
yakınlığım kadar..
ayrılıkların tozunu süpüremedim..
her süpürdüğümü yeniden
rüzgar getirdi geriye..
toz oldum, toprak oldum…
beyaz bir yalan söyleyim mi sana?
bir daha asla tozla, toprakla oynamayacağım..
küfretmeyeceğim hayata,
asla kirletmeyeceğim elimi, dilimi, yüzümü…
devamını gör...
717.
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.
mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahir'i zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. *
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş tahirle zühre olabilmekte
yani yürekte.
mesela bir barikatta dövüşerek
mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
mesela denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahir'i zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil zühre olmak da
hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil. *
devamını gör...
718.
çok aradım bulmak için
senin gibisi yok
bulutlara bile baktım
yok ki,
gölde, çölde,
yerde, gökte
senin gibisi yok...
senin gibisi yok
bulutlara bile baktım
yok ki,
gölde, çölde,
yerde, gökte
senin gibisi yok...
devamını gör...
719.
"...
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken,
sevmek için çok geç"
ahmet hamdi tanpınar
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken,
sevmek için çok geç"
ahmet hamdi tanpınar
devamını gör...
720.
hasretin sabahsız akşamlarında,
ilgine dilenen bir ''sen'' fakirine
bir allah selamı
sadakan olsun...
ilgine dilenen bir ''sen'' fakirine
bir allah selamı
sadakan olsun...
devamını gör...