841.
barış için kavgaya karıştım,
ışığı gördüm.
kendim için teslim oldum
ama kördüm.
hak için karanlığı kovdum,
açıldı gözlerim:
o gün bugündür
barışı kendime tercih ederim.
devamını gör...
842.
yolcu!
heybende neler var?
sevgi ile vefakârlık!
başka?
ahlak ile samimiyet.
daha?
bitmeyen bir fedakârlık.
bana,
"babanı bir kelime ile anlat." deseler;
"baba." derim.
öyle yalın, öyle sade...
çünkü heybesi büyük;
sayamayacağım kadar hasleti var.
evet,
o bir yolcu;
kendisini sevdiklerine adayan.
devamını gör...
843.
ne deliyim ne körüm
ne sağırım ne sayrı
mutluyum kısacası…
ve hiçbir şey istediğim yok senden felek
ama yine de
ucuz olsun ekmek
ve pahalı olsun insan hayatı...

resul hamzatov
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
844.
biliyorum sana giden yollar kapalı
üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni

ne kadar yakından ve arada uçurum;
insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

uyandım uyandım, hep seni düşündüm
yalnız seni, yalnız senin gözlerini

sen bayan nihayet, sen ölümüm kalımım
ben artık adam olmam bu derde düşeli

şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği

kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
hangi şarkıyı duysam, bizim için söylenmiş sanki

tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
bu böyle pek de kolay değil gerçi...

alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
bunun verdiği mutluluk da az değil ki

çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.

c. süreya
devamını gör...
845.
devamını gör...
846.
“ayağa kalkın, düşmüş köleler!”

onca gazabın içinde, kendin,
yürekli ve yiğit türkülerle
esinlediğin galyalı şairin
soylu yolunu aç önüme.
uçarı talihin düzenbazları,
yeryüzünün tiranları! titreyin!
ayağa kalkın, düşmüş köleler,
metin olun, dinleyin!

heyhat! nereye dönsem başımı
her yerde kırbaç, her yerde pranga,
her yerde çiğnenmiş kanunlar,
esaretin halsiz gözyaşları;
her yerde haksız iktidar,
kör inancın kesif sisinde, tahtta
ölümcül ihtirasıyla şanın
köleliği uğursuz dehanın.

ey otokrat cani! senden de
tahtından da nefret ediyorum,
zalim bir sevinçle görüyorum:
ecelin yakın, ölecek çocukların.
halkın lanetinin mührüdür
senin alnında okunan.
dünyaya dehşetsin, tabiata utanç
tanrıya tekdirsin yeryüzünde.

aleksandır puşkin
devamını gör...
847.

deniz yok olursa diyor bir çocuk
balık kaybolursa
ne derim benden sonraki çocuklara
insanlar kaybolurken gözaltılarda
çöllerde boğulan nehirler
ey çocuk
nasıl varır okyanuslara


adı karanfil ki suçu rengidir
özgürlük dilinde bir imge
tutsaklık dilinde bir söylencedir
karanlıkta bir el koparır dalından
artık ölüme varmış bir işkencedir

orman yok olursa diyor bir çocuk
ağaç kaybolursa
ne derim benden sonraki çocuklara
insanlar kaybolurken gözaltılarda
dalından koparılan tomurcuk
ey çocuk
nasıl meyvelenir sana ve diğer çocuklara


adı narçiçeği ki suçu patlamak
birdenbire güneşe haykırmak
ve güneş diliyle kıpkızıl çoğalmak
karanlıkta bir el koparır dalından
adı kayıptır artık
daha meyveye bile durmadan


aç gözlerini o çığlıklara çocuk
kayıp analarının gözlerine bak
o gözler ki karanfil kıvrımında nar çokluğu
sevda denizlerinde oğul ve kız yokluğudur
her biri bir depremdir yüreklerde
her biri açlık içinde zulüm tokluğudur

sen ki bir badem dalısın baharda
yüzünde solgun bir yeşil akşamı
dalıyor gözlerin bir çağın artıklarına
kazılardan yeni çıkmış gibisin
bakışlarında düş fosilleri
güneşli bir yeşili özler gibisin

insanlar kaybedilirken ey çocuk
insanlık adına
nasıl başlar bu yeşil ve mavi yolculuk
hangi gemi kalkar bu ülke limanlarından
hangi mavilikler karşılar seni
kıyılar zincir olmuş bileklerde
dalgalar yargısız infaz
al kalemi eline ey çocuk
yeşilin ve mavinin şiirini yeniden yaz

______

çocukları bıraksanıza!
devamını gör...
848.
jack sparrow'a..

.
olur da olamazsam buralarda
yanağındaki küçük çukura saklanmak istiyorum,
uyumak..
yüzyıllarca uyumak..
illa isim konulacaksa
ben masal değil hayat demekten yanayım
bu yolları yan yana yürümekten yanayım..

erguvanlar açmaya başladı,
mavi mi pembe mi ayırt edemiyorum renkleri,
kokuna bi isim bulmaya çalışmaktan da vazgeçtim.
geldiğinde bir masada kahvemizi yudumlayıp,
heyecanla dedikodu yapacağız
sana kaçırmadan anlatmam gereken aylar biriktirdim..

biraz sessizlik olacak sonra
sen hüzünlü gözlerini uzaklara salacaksın.
cümlelerim topallayacak,ağır aksak kelimelerle soracağım;
nasılsın?

nasılsın derken bile iyi olmana dualar edior olacağım..
hiçbir sözümüz umutsuzluk taşımayacak, inanacağız, inandıracağız,
yaşadığımız cehennemin cennete dönüşeceğine.

herkesin unuttuğu küçük bir çocuğa gülümseyerek,
insanların koşarak geçerken farketmediği selpakçı amcanın gülüşüne karşılık vererek..
ve bırakarak bu dünyanın tümm kandırmacılarını kendimize insanca bir yol çizeceğiz!
gelmek isteyen ardımıza düşecek..

gel!
orda mutlu olduğunu biliyorum ama inan bencilce değil bu isteğim.
birgün hiç gelmemeye karar vererek gidersen, bavulumu hazırladım geçmişi koymadım içine, adı ‘ geçmiş’ olacak gelecekleri beraber yaşayalım diye!

gitme!
seni şah damarıma sakladım, adım atarsan yırtılır derim, kanar dizlerim. ölürüm.
bir daha ayrılığı kaldıramam, yüküm ağır!

susma!
kelimelerin senin ayak izlerin.
nereye gittiğini bulamazsa ölür benim ellerim! …
.
devamını gör...
849.
ustad khontkarul azam'dan,


her şeyini ortaya koy, silahını ortaya koy
geçmişi gözden geçir, herkesin yerine koy
kendine bi' bak ve son kez sor, düşün bi' ne yaptın ki?
kendine son kez sor, yarışı kaybettin mi?

elmas bileğimde, geriye dönemem ki
...... gitmez bi' yere, beni de salmazlar ki
yükseliş hep birlikte, masada yok hiç eksik
doyuyo' tüm halkım, şükürler olsun şimdi

para gözü boyar bak, mıknatıs gibi adeta
geliyo kokuya gel, köpek balığı gibi .....
hoca dedi bi' ....olmaz, senden asla
kazancım onun 10 yıllık kazancını 10'a katlar

bana sorma bence ne yapcam
bu kadar parayı ne yapcam
anneme önce bi ev alcam
sonra karıma bi yat alcam

sonra tüm mahallemi doyurcam
sonra dostum metth'e saat alcam
kaset'e lazım bi kaç ......
bego'da istiyo merco ve yat

giydiğimiz her şey designer, parlıyo' dişlerim altından
aklıma geleni aldım, çünkü vitrine çok baktık lan
sokaklar beni tanır durdurcak kim var ki
parlıyo' gözleri korkudan film gibi sahne aklında

her şeyini ortaya koy, silahını ortaya koy
geçmişi gözden geçir, herkesin yerine koy
kendine bi' bak ve son kez sor, düşün bi' ne yaptın ki?
kendine son kez sor, yarışı kaybettin mi?
devamını gör...
850.
"işte herkes yüz yüze şimdi geceyle
karşılıksız suçlamalarla avutuyor kendini
'senin aşkındır' diyor uzun iç-çekişlerle birisi
birisi 'her şey uzakta artık'
istanbul karagümrükte bir evde
belki de başka bir yerinde dünyanın
'hayır' diyor birisi ama neye
bir oyun sanrısı gidip geliyor
gidip geliyor
deniz dibinde bile terlenen bölgelerde
'ölsen ne yaparsın' diyor birisi
'her gün ne yaparsın'
tut ki avukatsın istanbul barosuna kayıtlısın
'ellerindeki ve göğsündeki çeşmeler' diyor biri
'suçsuz çıkarmıyor seni'
tut ki almanyaya bir mektup atmışsın
'ilkinde doğrusuna raslamadım ki'
diyor birisi
dışarlarda bir omcanın dibinde
bir üzüm tanesi çürüyor azar azar
gece çürüyor
'sonrası iyi olsa ne yazar'
diyor birisi
tut ki bir fransız bayrağı bulmuşsun
bleu blanc rouge
ya da bir olimpiyat meşalesi
kim barıştırır seni dünyayla
hangi sulh hukuk
hangi uyuşmazlık mahkemesi
"derin dereleri derin mi sandın"
diyor birisi radyoda
marmara ereğlisinden geliyor birisi
-güzel bir yer olsa gerek marmara ereğlisi-
geceyle başka bir kentte karşılaşınca
ne marmara kalıyor ne ereğlisi
bir caminin taşıyıcı sütunu altında
ya da bir içki-evinde
ölümle başlayacak bir yalnızlığın
tadını duyuyor ağzında
'ölüm bir kazadır' diyor birisi
ivmesi artıyor umarsızlığın
'ne ki herkesin başına gelir'
'arada bir adım sorsalar' diyor birisi
belki de öyle birini tanıyorumdur
geçmişinde cakalı ayak izleri
sonsuz denecek kadar sürekli
günden geceye geçerken şaşkın
hatta -nedense- öfkeli
'bir gemi düşlüyor da ondan' diyor birisi
'hep günden geceye kalkan'
ama nerde öyle bir gemi
'beni bir gün bir yerde bulurlar'
diyor birisi
sağında gazetesi solunda bir ağustos bahçesi
göğsünde dünyayla ilişkisi
darmadağınık saçmasapan toz gibi
'saçların kapkara gözlerin korku irisi'
herkes kendi elini tutuyor
öbürlerini bırakıp
kopkoyu bir çığlık bekleniyor karşıki evden
herkes geceyle yüz yüze şimdi."

turgut uyar
devamını gör...
851.
bir ben miyim sensiz yapamayan, yoksa sen misin bensiz kalan,
bir ben miyim hasretinle yanan yoksa sen misin, yokluğum"la kalan
bir ben miyim sana aşık olan, yoksa sen misin beni kendine aşık kılan...
devamını gör...
852.
dağlarının, dağlarının ardı
nasıl anlatsam...
ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
çırılçıplak,
vay kurban...
"kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
yiğitlik, sen cehennem olsan bile
fedayı kabul etmektir,
cennet yapabilmek için seni,
yoksul ve namuslu halka.
bu'dur ol hikayet,
ol kara sevda.

seni sevmek,
felsefedir kusursuz.
imandır, korkunç sabırlı.
ip'in, kurşun'un rağmına,
yürür pervasız ve güzel.
sıradağları devirir,
akan suları çevirir,
alır yetimin hakkını,
buyurur, kitabınca...

gün ola, devran döne, umut yetişe,
dağlarının, dağlarının ardında,
değil öyle yoksulluklar, hasretler,
bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır,
bir tek zeytin dalı bile yalnız...
sıkıysa yağmasın yağmur,
sıkıysa uyanmasın dağ.
bu yürek, ne güne vurur...
kaçar damarlarından karanlık,
kaçar, bir daha dönemez,
sunar koynunda yatandan,
hem de mutlulukla sunar
beynimizin ışığında yeraltı.

her mevsim daha genç, daha verimli,
sunar, pırıl - pırıl, sebil,
ömrünün en güzel aşk hasadını,
elimizin hünerinde yeryüzü.
dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar,
bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe
şafakla doğan işgücü.
yalanım yok, sözüm erkek sözüdür,
ol kitapta böyle yazılıdır,
ol sevda, böyledir çünkü...

ahmed arif.

vay kurban şiirinin bir bölümü.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"güne bir şiir bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim