861.
el ele büyüttük sevgiyi
birlikte öğrendik seninle
avcumuzda yüreği çarpan
kuşa sevgiyi
elele duyduk kumsalda denizin
milyon yılda yonttuğu
taşa sevgiyi
tırtılları tanıdık seninle baharda
tırtılken daha sevmeyi öğrendik
sevgiden üreyen kelebeği
toprağı evimiz gibi sevdik seninle
birlikte sevdik kuru toprakta
ev küren köstebeği
köstebeğinden toprağına taşına
tırtılından kelebeğine kuşuna
elele sevdik bu dünyayı
acısıyla sevinciyle sevdik
yazıyla kışıyla sevdik
köy-köy ülke-ülke
gökler gibi sardı dünyayı
yağmur gibi sızdı dünyaya
dünya kadar oldu sevgimiz
elele büyütüp elele derdik
elele derip insana verdik
verdikçe çoğalan sevgimizi
-bülent ecevit.
devamını gör...
862.
güneş delisi*
akan suyu severim ben
ışıldayan karı severim
bir yeşil yaprak
bir telli böcek
yeşeren tohum
güneşte görsem
sevinç doldurur içime
bir günü
güzel bir günü
güneşli bir günü
hiçbir şeye değişmem
onun için savaşı sevmem
onun için zulümü sevmem
onun için yalanı sevmem
bilirim yaşamaz güneşte
bilirim yaşamaz yanyana aşkla
ne haksızlık
ne korku
ne açlık
necati cumalı
akan suyu severim ben
ışıldayan karı severim
bir yeşil yaprak
bir telli böcek
yeşeren tohum
güneşte görsem
sevinç doldurur içime
bir günü
güzel bir günü
güneşli bir günü
hiçbir şeye değişmem
onun için savaşı sevmem
onun için zulümü sevmem
onun için yalanı sevmem
bilirim yaşamaz güneşte
bilirim yaşamaz yanyana aşkla
ne haksızlık
ne korku
ne açlık
necati cumalı
devamını gör...
863.
"gökyüzü açık farlar saksağanlar demirin iniltisi
tek bir yabanotu tek bir taşkıran
doludizgin koşturan at
kimse umudunu vermedi sana
ama kimse çekip almadı da
hayat bir parça bandajın unutuluşu gibi
kayıplar, sorgular, yaslar,
törenler, şakayıklar, azizlerin kemikleri
bellek tutuşturuluş diriliş
her duruş rastlaşmadır
her bastığın yer yeni bir eşik
daha iyi bir yol yok bunamaktan,
avunmak şiir yazmak
gelecek yıla daha kalın bir kazak dilemek
daha çok çalışmak, daha çok esnemek, pisa için
para biriktirmek
—bütün kütüphaneleri bütün fenerleri yakın
orada bizim için bir şey yok —,
tan göveriyor yeryüzü kırçıllanıyor bir kez daha,
ama alçalış kızıllanıyor bağbozumlanıyor kadehinde,
bir ışığı söndürüyorsun diğerini yakmak için,
kimse sana acını vermedi
ama kimse çekip almadı da"
o. tuna bozbey, bıçkın şiirinden. (bknz. https://dunyalarincogullugu.com/8-sayi/)
devamını gör...
864.
uy havar!
yangınlar,
kahpe fakları,
korku çığları
ve irin selleri, aç yırtıcılar,
suyu zehir bıçaklar ortasındasın.
bir cana, bir başa kalmışsın vay vay!
pusatsız, duldasız, üryan
bir cana bir de başa
seher vakti leylim - leylim
cellat nişangahlar aynasındasın.
oy sevmişem ben seni...
üsküdardan bu yan lo kimin yurdu!
he canım...
çiçekdağı kıtlık, kıran,
gül açmaz, çağla dökmez.
vurur alnım şakına
vurur çakmaktaşı kayalarıyla
küfrünü, medetsiz, munzur.
şahmurat suyu kan akar
ve ben şairim.
namus işçisiyim yani
yürek işçisi.
korkusuz, pazarlıksız, kül elenmemiş,
ne salkım bir bakış
resmin çekeyim,
ne kınsız bir rüzgar
mısra dökeyim.
oy sevmişem ben seni...
ve sen daha demincek,
yıllar da geçse demincek,
bıçkılanmış dal gibi ayrı düştüğüm,
ömrümün sebebi, ustam, sevgilim,
yaran derine gitmiş,
fitil tutmaz, bilirim.
ama hesap dağlarladır,
umut, dağlarla.
düşün, uzay çağında bir ayağımız,
ham çarık, kıl çorapta olsa da biri
düşün, olasılık, atom fiziği
ve bizi biz eden amansız sevda,
atıp bir kıyıya iki zamanı
yarının çocukları, gülleri için,
koymuş postasını,
görmüş restini.
he canım,
sen getir üstünü.
uy havar!
muhammed, isa aşkına,
yattığın ranza aşkına,
deeey, dağları un eder ferhadın gürzü!
benim de boş yanım hançer yalımı
ve zulamda kan - ter içinde asi,
he desem, koparacak dizginlerini
yediveren gül kardeşi bir arzu
oy sevmişem ben seni...
ahmed arif
devamını gör...
865.
"uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın"
bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın"
devamını gör...
866.
biliyorum,
ne zaman çözülecek bu bilmece.
bekliyorum,
oyunun bitmesini.
şimdilik gelemiyorum,
ne taraflarda olduğunu bilsem de.
beklemiyorum,
kimsenin beni takip etmesini.
teşekkür ediyorum,
yalnız değilim sayende.
ve o kadar yalnızım ki...
göremiyorum,
gösteremiyorum seni kimseye.
saklambaç gibi...
görsem de demem sobe.
biliyordum derim,
elbet bitecekti bu oyun.
lütfen!
beni şahitlerin arasına koyun.
biliyorsun,
ben sadece erim.
etiyle kemiğiyle senin neferin.
böyle söyler miyim gerçekten?
bu kadarı bile gevezelik değil mi?
ne derim biliyor musun?
elbette biliyorsun.
şahit olan herkes bilir.
bilin bakalım nedir?
bu şiiri sana yazdım,
kulların anlasın:
ne tarafa baksam ufkumda yüzün,
yüzünün olmadığı her yerde hüzün.
edit: bir harf eklendi.
ne zaman çözülecek bu bilmece.
bekliyorum,
oyunun bitmesini.
şimdilik gelemiyorum,
ne taraflarda olduğunu bilsem de.
beklemiyorum,
kimsenin beni takip etmesini.
teşekkür ediyorum,
yalnız değilim sayende.
ve o kadar yalnızım ki...
göremiyorum,
gösteremiyorum seni kimseye.
saklambaç gibi...
görsem de demem sobe.
biliyordum derim,
elbet bitecekti bu oyun.
lütfen!
beni şahitlerin arasına koyun.
biliyorsun,
ben sadece erim.
etiyle kemiğiyle senin neferin.
böyle söyler miyim gerçekten?
bu kadarı bile gevezelik değil mi?
ne derim biliyor musun?
elbette biliyorsun.
şahit olan herkes bilir.
bilin bakalım nedir?
bu şiiri sana yazdım,
kulların anlasın:
ne tarafa baksam ufkumda yüzün,
yüzünün olmadığı her yerde hüzün.
edit: bir harf eklendi.
devamını gör...
867.
868.
münafıkların günahı,
müslümanların ödediği bu bedel.
yıllardır;
çocuk, genç, yaşlı demeden
eksiliyor, biner biner.
göğe yükseliyor,
mazlumların ahı.
yine yıllardır,
"kahrolsun israil!" sesleri...
fazlası değil,
sadece sesler.
bu mu, allah'ın emrettiği din?
kahrolan hep öksüz ve yetim,
kahrolan hep filistin.
müslümanların ödediği bu bedel.
yıllardır;
çocuk, genç, yaşlı demeden
eksiliyor, biner biner.
göğe yükseliyor,
mazlumların ahı.
yine yıllardır,
"kahrolsun israil!" sesleri...
fazlası değil,
sadece sesler.
bu mu, allah'ın emrettiği din?
kahrolan hep öksüz ve yetim,
kahrolan hep filistin.
devamını gör...
869.
hem şarklıyım ben
gövdem yara dolu
sevdiğim kolla beni
anlıyorum
fakat artık dayanılmaz sarmaşıklara
öpüşüyorlar
harbin bittiğini söyle ayrılsınlar
çünkü gece zamanın katranıdır
gelip geçecek gibi değil omurgamdaki didişme
çantamda sevişme askerleri
harbin bittiğini söyle
önce beni boğacaklar özgür ve sevecen olmak için
bir bıraksam
yakut bir kuşun içinde duran ellerimi
sevdiğim
önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
geç derimin altındaki tehlikeleri
yürek kızgın bir kuma devrilmeden
yokla beni
anlıyorum kaçmaya zaman yok
şafak birden doğrulacak
gövdem yara dolu
sevdiğim kolla beni
anlıyorum
fakat artık dayanılmaz sarmaşıklara
öpüşüyorlar
harbin bittiğini söyle ayrılsınlar
çünkü gece zamanın katranıdır
gelip geçecek gibi değil omurgamdaki didişme
çantamda sevişme askerleri
harbin bittiğini söyle
önce beni boğacaklar özgür ve sevecen olmak için
bir bıraksam
yakut bir kuşun içinde duran ellerimi
sevdiğim
önce kemir bu tel örgüleri gövdemden
geç derimin altındaki tehlikeleri
yürek kızgın bir kuma devrilmeden
yokla beni
anlıyorum kaçmaya zaman yok
şafak birden doğrulacak
devamını gör...
870.
"bir gün bile uzak olma gün uzun
gün uzun anlatamayacağım kadar
trenler bir yerlerde uyuduğunda
insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni
bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
damla damla birikir o saatte
ve bir evi arayan bütün duman
yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de
kırılmasın kumun üstünde görüntün
göz kapakların bensiz uçmasın
bir dakika bile gitme sevdiğim
bir an bile uzaklaşsan
dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana
ya dön ya da bırak öleyim diye..."
pablo neruda/yol
gün uzun anlatamayacağım kadar
trenler bir yerlerde uyuduğunda
insanlar garlarda nasıl beklerse, öyle beklerim seni
bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
damla damla birikir o saatte
ve bir evi arayan bütün duman
yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de
kırılmasın kumun üstünde görüntün
göz kapakların bensiz uçmasın
bir dakika bile gitme sevdiğim
bir an bile uzaklaşsan
dünyayı dolaşırım yalvarmak için sana
ya dön ya da bırak öleyim diye..."
pablo neruda/yol
devamını gör...
871.
gece gündüzü terk ederken gün batarken,
bir hüzün çöküverir aniden gönül selinden.
nasıl olur da yenilirim o cüretkar sözlerine,
bakamam bir an olsun yalancı gözlerine.
geçer mi günlerim sensiz kahrolsun yâr
unutma ki bir gün ikimize de ölüm var.
düşünürüm her an nasıl işler senle zaman,
sakın bırakma kendini başka denizlere aman.
haddimi aştıysam affet beni can pârem,
bilirim ki kurmuşsun gönlünde bir harem.
çıkmıyor aklımdan o derin mi derin sesin,
bir gün göçüp gidersem bu sendendir kesin...
vücudumun her köşesinde senin bir izin,
aklım almaz çözülemez senin o gizin.
ey benim herkesten sakındığım sevdiğim,
özüdür aşkının senin yegâne bildiğim.
ula bende de ne duygu varmış he .d bı sukuyu çok görmeyin (bence güzel oldu)
bir hüzün çöküverir aniden gönül selinden.
nasıl olur da yenilirim o cüretkar sözlerine,
bakamam bir an olsun yalancı gözlerine.
geçer mi günlerim sensiz kahrolsun yâr
unutma ki bir gün ikimize de ölüm var.
düşünürüm her an nasıl işler senle zaman,
sakın bırakma kendini başka denizlere aman.
haddimi aştıysam affet beni can pârem,
bilirim ki kurmuşsun gönlünde bir harem.
çıkmıyor aklımdan o derin mi derin sesin,
bir gün göçüp gidersem bu sendendir kesin...
vücudumun her köşesinde senin bir izin,
aklım almaz çözülemez senin o gizin.
ey benim herkesten sakındığım sevdiğim,
özüdür aşkının senin yegâne bildiğim.
ula bende de ne duygu varmış he .d bı sukuyu çok görmeyin (bence güzel oldu)
devamını gör...
872.
bir akşam üstüdür sarabî
bahçeler ve dağlar üzre hükümran;
tam dünyayı dolaşmak saatindesin.
ay ışığı su içer birazdan.
kızarmış kalçalarını çanlar
alabildiğine vurur.
sen çocuk tulumunda
matbaa mürekkebi
rüsva olmuş ellerinin emeği,
manşetlerde kilometre kilometre yalan
sallanır durur.
bir akşam üstüdür katil, muhteşem
alıp götürmüşler dost dediğini
almış rüzgârlar içini,
ümide benzer, sevdaya benzer...
soğuk bir namludur kör ve pusuda
ense kökünde zulüm,
ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur
burnun dibine hürriyet.
seviyorum mümkün değil;
aranızda kurşun, yasak bölge var
sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
kanunu yapanlar ihtiyar.
bir akşam üstüdür / ahmed arif
bahçeler ve dağlar üzre hükümran;
tam dünyayı dolaşmak saatindesin.
ay ışığı su içer birazdan.
kızarmış kalçalarını çanlar
alabildiğine vurur.
sen çocuk tulumunda
matbaa mürekkebi
rüsva olmuş ellerinin emeği,
manşetlerde kilometre kilometre yalan
sallanır durur.
bir akşam üstüdür katil, muhteşem
alıp götürmüşler dost dediğini
almış rüzgârlar içini,
ümide benzer, sevdaya benzer...
soğuk bir namludur kör ve pusuda
ense kökünde zulüm,
ve sermiş cânım sofrasını dört başı mâmur
burnun dibine hürriyet.
seviyorum mümkün değil;
aranızda kurşun, yasak bölge var
sen genç, sevdan ölünecek kadar güzel
kanunu yapanlar ihtiyar.
bir akşam üstüdür / ahmed arif
devamını gör...
873.
(bkz: masalların masalı)
devamını gör...
874.
sana büyük şehirlerden bahsedeceğim.
en büyük camiler orada kurulur,
en küçük mezarlar orada kazılır
en kara yazılar orda dizilir.
yüksek minarelerde sela verilir,
civar hanelerde zina edilir.
büyük şehirlerde yalan söylenir,
halbuki küçük köylerin mezarlığı bile yoktur.
büyük şehirlere bağlanma mehmedim.
öyle bir şehre yerleş ki,
küçük olsun fakat bizim olsun.
sokaklarında tanımadık yüz,
ensesine şamar atmayacağın kimse dolaşmasın.
her ağacına elin,
her karış toprağına terin değsin.
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın.
en büyük camiler orada kurulur,
en küçük mezarlar orada kazılır
en kara yazılar orda dizilir.
yüksek minarelerde sela verilir,
civar hanelerde zina edilir.
büyük şehirlerde yalan söylenir,
halbuki küçük köylerin mezarlığı bile yoktur.
büyük şehirlere bağlanma mehmedim.
öyle bir şehre yerleş ki,
küçük olsun fakat bizim olsun.
sokaklarında tanımadık yüz,
ensesine şamar atmayacağın kimse dolaşmasın.
her ağacına elin,
her karış toprağına terin değsin.
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın.
devamını gör...
875.
hakikaten mecaz,
nihavend’den hicaz olmaz.
ne yapsan da,
bir yarım kalır nağmelerde solmaz.
aşka benzettik her sükûtu,
bir nota eksik, bir ses fazla.
oysa biliyorduk,
bir makamdan diğerine geçilmez bazı yaralarda.
kalp bir tel gibi titrer,
bir perdede ağlar, bir perdede susar.
hakikaten mecaz,
hiçbir beste
bir başka gamı tam taşımaz.
sevda başka bir makamdır,
unutmak başka.
nihavend’e başlayan hüzün,
hicaz’a varmaz asla.
uruk......
nihavend’den hicaz olmaz.
ne yapsan da,
bir yarım kalır nağmelerde solmaz.
aşka benzettik her sükûtu,
bir nota eksik, bir ses fazla.
oysa biliyorduk,
bir makamdan diğerine geçilmez bazı yaralarda.
kalp bir tel gibi titrer,
bir perdede ağlar, bir perdede susar.
hakikaten mecaz,
hiçbir beste
bir başka gamı tam taşımaz.
sevda başka bir makamdır,
unutmak başka.
nihavend’e başlayan hüzün,
hicaz’a varmaz asla.
uruk......
devamını gör...
876.
şiire başlık atmamış ahmatova. 1913'te yazmış, ocak ayında.
buradayız günahkâr kadınlar ve ayyaşlar,
öyle üzgün öyle mutsuz her birimiz!
duvarda çiçekler, gökyüzünde kuşlar
endişeyle uçar bulutlara sessiz sessiz.
siyah pipondan içiyordun sen,
tuhaf dumanlar çıkıyordu üzerinden.
dar bir etek giymiştin ben,
daha güzel görünmek istediğimden.
pencereler sımsıkı kapalıydı.
yaklaşan bir deli rüzgâr mıydı?
bir kedinin temkinli gözleri
bana seni mi anımsattı?
ah hüzünle dolu şimdi kalbim!
her an ölümü mü beklemekteyim?
ve şimdi dans eden bu kadın,
cehennem ateşinde yanacak, bilirim.
buradayız günahkâr kadınlar ve ayyaşlar,
öyle üzgün öyle mutsuz her birimiz!
duvarda çiçekler, gökyüzünde kuşlar
endişeyle uçar bulutlara sessiz sessiz.
siyah pipondan içiyordun sen,
tuhaf dumanlar çıkıyordu üzerinden.
dar bir etek giymiştin ben,
daha güzel görünmek istediğimden.
pencereler sımsıkı kapalıydı.
yaklaşan bir deli rüzgâr mıydı?
bir kedinin temkinli gözleri
bana seni mi anımsattı?
ah hüzünle dolu şimdi kalbim!
her an ölümü mü beklemekteyim?
ve şimdi dans eden bu kadın,
cehennem ateşinde yanacak, bilirim.
devamını gör...
877.
deniz gezmiş in son şiiri gelsin;
yenilmişsem!
elim kolum bağlı,
boynumda yağlı ip,
gelip dayanmışsam
darağacına...
dudaklarımda yarın,
gözlerim yarınlarda,
unutmak mı gerek seni?
kapılar kapalı,
tutulmuşsa gece,
kapkara yollar,
sıcacık bir sevgi,
sunmayacak mıyım
insanlara?
bakmayacak mıyım yarınlara?
seslenmeyecek miyim
insanlara?
yenilmişsem!
elim kolum bağlı,
boynumda yağlı ip,
gelip dayanmışsam
darağacına...
dudaklarımda yarın,
gözlerim yarınlarda,
unutmak mı gerek seni?
kapılar kapalı,
tutulmuşsa gece,
kapkara yollar,
sıcacık bir sevgi,
sunmayacak mıyım
insanlara?
bakmayacak mıyım yarınlara?
seslenmeyecek miyim
insanlara?
devamını gör...