1.
zihindeki bir imgenin üç boyutlu bir cisimde yeniden canladırılmasıdır. insanlık tarihinin en eski sanat/zanaatıdir. bu işi yapan sanatçıya heykeltraş denir.
devamını gör...
2.
ahşap oyma, taş oyma, döküm yöntemleri gibi çeşitli teknikleri vardır. bu çalışmaların hepsi heykel sanatı alanında yer alır. bu işi yapan sanatçıya heykeltıraş denir.
devamını gör...
3.
eski çağların propaganda aracıdır efem... güç, zafer göstermek isteyen eski çağ iktidarları efendileri tv,radyo internet olmadığından güçlerini, heykelle göstermeye çalışmışlardır...
devamını gör...
4.
doğada bulunan malzemeler (taş-kil-ahşap-bronz-metal-mermer vb.) kullanarak kişinin hayal veya iç dünyasını üç boyutlu olarak dışa vurumculuğu.
devamını gör...
5.
sanatçının tini tezahür etmişse yüksek sanatın eseridir.
devamını gör...
6.
2010 yılına kadar bursa'da gençlerin buluşma noktasıydı. sonra patates tarlasına döndü.
devamını gör...
7.
diş hekimliği 1. sınıf öğrencilerinin bir yandan sabundan neler çıkıyormuş ya rab
derken bir yandan da
güzel sanatlara geldikte haberimiz mi yok acaba? diye düşünme sebebi
resimag.com/p1/5bdc40640011.jpeg
derken bir yandan da
güzel sanatlara geldikte haberimiz mi yok acaba? diye düşünme sebebi
resimag.com/p1/5bdc40640011.jpeg
devamını gör...
8.
9.
özellikle türkiye açısından kolay olmayan bir alan. üretim maliyeti ve mekansal sorunlar var. modern sanata bakıldığında heykel gerek teknik, gerek form, gerek konsept olarak kusursuz işçilik ve ifadeyle evrensel sanatta ciddi bir şekilde değerini koruyor.
devamını gör...
10.
içişleri bakanına hitap şeklim.
uganda tabi.
uganda tabi.
devamını gör...
11.
bursa'da merkezi bir semtin ismi.
buraya giden insanlar heykele çıkıyorum der. neden bilmiyorum heykele gidilmez, çıkılır.
atatürk heykelinden alıyor sanırım ismini, müzenin önündeki. lisede karış karış gezdim daracık, yokuşlu sokaklarında.
vay ki gençtim!
buraya giden insanlar heykele çıkıyorum der. neden bilmiyorum heykele gidilmez, çıkılır.
atatürk heykelinden alıyor sanırım ismini, müzenin önündeki. lisede karış karış gezdim daracık, yokuşlu sokaklarında.
vay ki gençtim!
devamını gör...
12.
islam dininin, owwwww haram demesi ile, "binlerce" yıl geri kaldığımız sanat. sonuç? yukarıdaki görseller.
devamını gör...
13.
14.
neden yapıldığını bilmediğim yapılar. ev yaşamak içindir, şemsiye yağmurdan korunmak içindir, oyun oynamak içindir, peki ya heykel?
devamını gör...
15.
belediyelerin beceremediği sanat dalıdır.
mersin'deki boksör sinan şamil sam’ın heykeli
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/06/18/ajbxtip7k9ex7dey-t.jpg)
inegöl’deki çatal saplanmış köfte heykeli
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/06/18/3pjztcvesdv2jai3-t.jpg)
görsel kaynağı 1, görsel kaynağı 2, benzerleri
mersin'deki boksör sinan şamil sam’ın heykeli
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/06/18/ajbxtip7k9ex7dey-t.jpg)
inegöl’deki çatal saplanmış köfte heykeli
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2021/06/18/3pjztcvesdv2jai3-t.jpg)
görsel kaynağı 1, görsel kaynağı 2, benzerleri
devamını gör...
16.
allah rahmet eylesin ama istemsizce gülüyorum ve aklıma iskitlerin balbal heykelleri geliyor. neyse, kitle iletişim araçları bu düzeyde değilken 30 larda heykel dikmek önemliydi.
devamını gör...
17.
dünyadaki aslan heykeli sayısı aslanlardan daha fazlaymış.
bir şeyi putlaştırdıkça öldürürsün öldürdükçe putlaştırırsın.
bir şeyi putlaştırdıkça öldürürsün öldürdükçe putlaştırırsın.
devamını gör...
18.
bursanın en merkezi yerlerinden biri. bünyesinde kapalı çarşı, koza han, ulu cami gibi bir çok yeri barındırır.
insanlarının bu kadar değişmesine rağmen sokaklarında yürümek çok hoştur, kalabalığın içinde kaybolursunuz. en azından benim hoşuma gidiyor. bir de yakınında abdal simit fırını'nı bulundurur. bursa'da simit yenilebilecek en iyi yer. eskiden sahur'da da açıklardı ramazanlarda. hala açıklar mı bilmiyorum ama çok keyiflidir orada kahvalltı etmek, sahur yapmak. bir de çok hoş bir manzarası vardır bazı bölgelerinden. şehire üstten bakar biraz. belki sokaklar eski olduğu için benim hoşuma gidiyor ama gidiyor işte*
son olarak heykele gidilmez, heykele çıkılır. bunun nedenini de bilmiyorum ama bir bursalıyı asla heykele gidiyorum derken duyamazsınız.
insanlarının bu kadar değişmesine rağmen sokaklarında yürümek çok hoştur, kalabalığın içinde kaybolursunuz. en azından benim hoşuma gidiyor. bir de yakınında abdal simit fırını'nı bulundurur. bursa'da simit yenilebilecek en iyi yer. eskiden sahur'da da açıklardı ramazanlarda. hala açıklar mı bilmiyorum ama çok keyiflidir orada kahvalltı etmek, sahur yapmak. bir de çok hoş bir manzarası vardır bazı bölgelerinden. şehire üstten bakar biraz. belki sokaklar eski olduğu için benim hoşuma gidiyor ama gidiyor işte*
son olarak heykele gidilmez, heykele çıkılır. bunun nedenini de bilmiyorum ama bir bursalıyı asla heykele gidiyorum derken duyamazsınız.
devamını gör...
19.
islam dininde helal olan ve hatta süleyman peygamberin çok sevdiği sanattır: www.kurandakidin.com/2011/1...
devamını gör...
20.
sanıyorum insanlığın başından beri medeniyet ile birlikte gelişip günümüze kadar gelmiş bir sanattır. birçoğumuz heykel dendiği zaman michelangelo'nun davud'unu musa'sını; auguste rodin'in düşünen adam'ını aklımıza getiririz fakar primitif toplumlarda bile heykelcilik görülmektedir.
verimlilik tanrısı magna mater heykelleri bu halklarda çoğalır; geniş kalçalı, iri gögüslü, taşkın karınlı buheykeller kişisel özellik taşımazlar. frontaldirler. çıplak veya giyinik-süslü olabilen bu heykellerde baş, vücuda oranla büyüktür ve vücut eklemleri belirtilmez. gözler iri, parlak; kaşlar göz şekline paraleldir. parmaklar uzun, hareket duruktur.
bundan sonra arkaik heykeller gelir. üç boyutlu heykeller bir çizgi üzerine oturtulur. insanoğlu ilk kez mekanı ifade eder. tipler yavaş yavaş kişilik özelliği göstermeye başlar ve eklemler daha da belirginleşir. primitif kadar abartılı olmamakla beraber gözler yine açıktır, her şeyi görüyormuş gibi görünür. süs unsurundan çekinilir.
sonra klasik heykeller başlar. tanrısal bir ifade yerini dünyevi insan tipine bırakır. iç dünyasını dışarı yansıtmaya çalışan bir insan modeli okunur. duygulanmalar görünür. optik görüntü idealize edilir. heykel yüzlerinde bir duygusal ifade yer almaz fakat bir insan görünüşü hakimdir. abartı yoktur; ölçüye ve dengeye önem verir. asimetrik vücut kuruluşu, simetrik arkaik duruştan ayrılır.
barok heykeli, resminden sadece renk eksikliği ile ayrılmaktadır. zarif ve uzun vücutlar, detaylar gösterilir. el kol hareketleri bir iş yaptıkları için değil görüntü güzelliği için kullanılır. madde ifadesi önemlidir. damarlar, adaleler gösterilir. pozlar, bir oyundaymış izlenimi verir.
verimlilik tanrısı magna mater heykelleri bu halklarda çoğalır; geniş kalçalı, iri gögüslü, taşkın karınlı buheykeller kişisel özellik taşımazlar. frontaldirler. çıplak veya giyinik-süslü olabilen bu heykellerde baş, vücuda oranla büyüktür ve vücut eklemleri belirtilmez. gözler iri, parlak; kaşlar göz şekline paraleldir. parmaklar uzun, hareket duruktur.
bundan sonra arkaik heykeller gelir. üç boyutlu heykeller bir çizgi üzerine oturtulur. insanoğlu ilk kez mekanı ifade eder. tipler yavaş yavaş kişilik özelliği göstermeye başlar ve eklemler daha da belirginleşir. primitif kadar abartılı olmamakla beraber gözler yine açıktır, her şeyi görüyormuş gibi görünür. süs unsurundan çekinilir.
sonra klasik heykeller başlar. tanrısal bir ifade yerini dünyevi insan tipine bırakır. iç dünyasını dışarı yansıtmaya çalışan bir insan modeli okunur. duygulanmalar görünür. optik görüntü idealize edilir. heykel yüzlerinde bir duygusal ifade yer almaz fakat bir insan görünüşü hakimdir. abartı yoktur; ölçüye ve dengeye önem verir. asimetrik vücut kuruluşu, simetrik arkaik duruştan ayrılır.
barok heykeli, resminden sadece renk eksikliği ile ayrılmaktadır. zarif ve uzun vücutlar, detaylar gösterilir. el kol hareketleri bir iş yaptıkları için değil görüntü güzelliği için kullanılır. madde ifadesi önemlidir. damarlar, adaleler gösterilir. pozlar, bir oyundaymış izlenimi verir.
devamını gör...