kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel mh

sonda söyleyeceğimi başta belirteyim.inanç özgürlüğü altında veya dinin gerekleri nedeniyle özel muameleye tabi tutulma isteği, türkiye'de hep kötüye kullanılan hak; hatta köhne bir istismar aracıdır. bu özgürlük istemi memleket şeriatçılarının iddia ettiği gibi sınırları ve çerçevesi belirsiz bir alan değildir.

nitekim, insanlık tarihi dinler ve inançlar hegemonyasının yarattığı acıları çok ağır deneyimlerle öğrenmiştir.
inançlar da, seküler alan davranışları gibi toplum yararı, hukukun üstünlüğü ve adalet ilkesi, bireylerin can ve mal güvenliği gibi yasal gerekçelerle elbette kısıtlanabilir. bu tutum uygar bir toplum olmanın da kanıtıdır.

ne demek, "benim inancıma ve inancımın gereği yaptıklarımın hiç birine karışamazsınız?" sormak gerekir. dinsel bir kanaat içeren inancın, başka bir insanın akıl ve vicdanıyla ulaştığı seküler kanaatten ne üstünlüğü vardır? laik hukuksal düzende "bu benim inancım, kişler de yasalar da bu özel alana karışamaz " deyip düşünsel bağlamda sorgulatılmayan postulaya, tüm eşit yurttaşlardan ayrı ne gibi bir hukuksal dokunulmazlık istenmektedir?

dünyanın tüm uygar devletlerinde; ülke güvenliği, kamu düzeni, genel sağlık, toplumun huzuru gibi nedenlerle kişisel hatta dinsel haklar sınırlandırılabilir. örneğin, salgın hastalıklarda bir dönem ibadet yerlerinin kapatılması gibi.
çünkü inançların kural ve dogmaları her zaman, makul, mantıklı, uygar zihinlerin kabul edeceği türden değildir. unutmayalım ki, dünyayı kana bulayan bombalı eylemleri yapan ışid, taliban, boko haram gibi terörist örgütler ve darbeye kalkışan fetö üyeleri de bu kanlı eylemlerini inançları gereği yapmışlardı.

bu aşamada "ama gerçek islam, gerçek din bu değil" itirazları da tutarlı değildir. kime ve neye göre gerçek islam? islam tarihinde binlerce islam yorumu ve yüzyıllarca süren kanlı mezhep savaşları bir yana; yukarıda sayılan örgütlerin tamamının kaynak olarak kuran, hadis, kıyas ve icma ölçütlerine göre ehli sünnet islam anlayışına göre hareket ettiklerini iddia ederler. o zaman 'gerçek islam' söyleminin karmakarışık, çelişkiler yumağı bir safsatadan ibaret olduğu ortaya çıkacaktır. islam dediğimiz olgu başlangıcından birbiriyle uzlaşmaz, inanç ve uygulamaları içeren kanlı ve mistik bir efsanenin çağımızdaki uzantısıdır

peki, inanç ve onun ritüelleri, emirleri, uygulamaları; akıl ve vicdana dayanan seküler hukukla çatışırsa inancın kutsal alanı sınırsız bir özgürlükle, her şeyi yapma hakkına sahip mi olmalıdır?
örneğin, bazı polinezya, mikronezya kabilelerinin animist dinlerinde yeni evlenen gelinin ilk gece kabilenin gençlerine sunulması geleneği vardır. bu dinsel tören çoğu zaman toplu tecavüze dönüşür.

hindistan'da ise, hindu dini gereğince, eşinden önce ölen kocanın yaşayan karısının kocayla birlikte yakılması gerekir.

afrika’da bazı müslüman zenci/arap kabilelerinde muhammed'in sünnet gereği olarak, kız çocukların genital organlarının iç dudaklar ve klitorisinin kesilmesi biçiminde uygulanan kadın sünnet yaygındır. hatta bu yüzden her yıl binlerce kız sakat kalmakta, bazen de ölmektedir.

demek ki, "rabbim bana öyle emretti. bunlar benim dinimin, inancımın gereği. kimse dinimi yaşama özgürlüğümü kısıtlayamaz" diye gürültü çıkararak üç yaşındaki bebeğini kara çarşafa sokamazsınız. 9 yaşındaki kız çocuğuna dini nikah kisvesiyle tecavüz ettiremezsiniz. ya da, "laik eğitim sistemi küfür ve tağuttur. o nedenle çocuklarımı okula göndermiyorum" deyip eve hapsedemezsiniz. diğer bir güncel durum olarak, uygar hiç bir toplumda son günlerdeki gibi, trafiği devam eden bir yolun ortasında, tramvayın içinde, içerisinde mescid de bulunan bir okulun ders çalışılan sınıfında namaz kılma görüntüsü altında soytarılıklar yapamazsınız.

kısaca, din ve inanç kuralları; absürt, ahmakça, zalimce, başkalarının huzurun bozacak akıldışı uygulamalar içeriyorsa inancın gereği veya dini yaşama özgürlüğü adı altında insan haysiyetine dokunacak biçimde kötüye kullanılamaz. başta avrupa olmak üzere tüm bu kıl ve insaf dışı, korkutucu eylemlere, örgütlü mevzi kazanmalara "düşünce, kanaat, inancını rahatça yaşama ve yayma" özgürlüğü olarak bakanlar; dileriz kendi cehennemlerine odun taşımaktan vaz geçerler de tarih boyunca binlerce kez izlediğimiz şu çirkin oyunu bir kez daha yaşamayız.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"inanç özgürlüğü ama nereye kadar sorusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim