rusya ukrayna savaşında hangi pozisyon çıkarımıza sorusu

rus uzmanı olarak diyorum ki: etliye sütlüye karışmamaktan ziyade ekmeğimize bakmalıyız. tamamen kar zarar makzimazisyonu üzerinden hareket edilmeli. batılılar demokratik, putin otoriter, ya da batılılar düşman, putin dostum şeklinde değil. tamamen tartı da hangisi daha çok bizim çıkarımıza geliyorsa ona göre oynamayalız. bu demek değil ki, tarafımızı seçelim. ona göre gidelim. aksine her iki tarafa da açık olmak gerek ve önümüze gelecek fırsatları değerlendirmemiz gerek.

arap baharındaki gibi, ideolojik davranırsak, daha çok dışlanırız.

olaya ukrayna özelinde bakmak oldukça hatalı. yeni bir dünya düzeni kuruluyor. zaten putin açık açık sovyet rusya'dan ayrılan ülkeleri hedef gösterdi. biz mantıklı hareket etmeliyiz. ukrayna bağımsız bir devlettir ve toprak bütünlüğü korunmalı. aynı şey suriye için de geçerliydi. aynı hataya düşmemek önemli.

sosyal medyada bazen tamamen tek taraflı yorumlar yapılıyor. oysa ki ülkemiz ne rusya ne de abd tarafında olmamalıdır. biz tamamen kendi ülkemizin çıkarlarına yönelik hareket etmeliyiz çünkü çok hassas bir dengedeyiz.
ukrayna tüm gücüyle karşı koyuyor ama bu gücü en çok halkından alıyor. halk kenetlenmiş durumda. bir ülkeyi en kolay içten yıkarsın. o da nasıl olur? iç savaşı körükleyerek. ukrayna milli egemenlik mücadelesiyle hareket ediyor. zamanında biz de o bilinçle kazandık zaten savaşı ama sonrasında etnik azınlıkları kaşıyan çok oldu. iç savaş çok korkutucu bir şey. o yüzden dini, dili, ırkı ön planda tutmaktan vazgeçip milli birliğe önem vermemiz lazım. abd mesela; oradaki halk kendini abd vatandaşı olarak görüyor. bu ülke varsa varız, yok edilirse biz de yokuz. kimse de kapısını açmaz bize.
bize bir şey olsa ellerini ovuşturan çok olur o yüzden kimsenin meselesi bizim meselemiz olmasın. biz kendi ülkemiz için ne yapabiliriz ona bakmamız gerek.
putin'e her ne kadar kızılsa da şurası bir gerçek ki abd ukrayna'ya nato yoluyla yerleşti. bu şekilde rusya'yı çevrelemesine rusya izin verir mi? rusya olmasa abd ne kadar ilerler doğuda, bu da önemli.
çok değil abd, zamanında ortadoğudaki ülkelerde iç savaşa neden olup o ülkeleri demokratikleştirmek adına cehenneme çevirmedi mi? abd'nin sabıkası bu anlamda kötü. o yüzden rusya üzerinden kendine kurtarıcı rolü çizmesine de aldanmamak lazım.
ne rusya ne abd, birinden biri güçsüzleşirse diğeri daha fazla güçlenir ve bu bizim için de pek iyi olmaz.
biz bu süreçte ne kadar soğukkanlılıkla hareket edebiliriz ve kararlı adımlar atabiliriz ona bakmamız gerek.
ısrarla türkiye'nin bir tarafa çekilmeye çalışılması ve abd'nin, ab ülkelerinin kurtarıcı rolüne bürünmesi de tedirgin edici rusya'nın eylemleri kadar.
daha düne kadar unutulmasın bu ab ülkeleri doğu akdenizde adım attırmıyorlardı bize. yunanistan'ı üs yaptı adamlar. dibimizdeler yani. yunanistan onlardan aldığı güçle bize kafa tutmadı mı?
yani böyle bir durumda ne rusya'ya arkamızı dönebiliriz ne de nato ülkesi olduğumuz için abd ve ab'ye. bu süreçi fırsata çevirmeyi geçtim çamura batmayalım yeter.
bakın ukrayna vatandaşlarına, diğer ülkeler kapılarını açarken bize bir şey olsa kimse açmaz. evet biz o kadar yalnızız. ne kadar yalnız olduğumuzu yabancı medyada bize karşı nasıl lobi oluştuğunu biraz yabancı haber kaynaklarına göz atarak anlayabilirsiniz.
bizim lobimiz yok. yok maalesef! ermenistan mesela; dünyada lobi oluşturmadığı ülke kalmadı. en ufak bir durumda türk nefretini körüklüyor dış basında. sen istediğin kadar haklı ol, dış basında yerden yere vuruluyorsun.
böyle bir dünya. o yüzden ukrayna'ya bir insan olarak üzülüyor ve oradaki halkın bir an önce normal hayatına dönmesini diliyorum ama "vay putin şerefsizine öyle yapılsın, vay abd şöyle olsun..." tarzında tek taraflı yorumlar gereksiz bence.
biz bugün rusya'ya nötr davranırız ama yarın ülkemizin çıkarları adına görüşebiliriz de. abd ve ab ile de öyle.

ben rusya'nın tarafındayım. açıkçası abd'nin ve batının, çıkarlarına uymayaınca insan hakları, demokrasiyi falan hatırlamaları midemi bulandırıyor.
ab'nin as elemanlarından fransa'nın ve eski başkanlarından mitterand'ın ruanda soykırımındaki rolünü bir hatırlayalım:
www.aa.com.tr/tr/dunya/fran...
cezayir'deki soykırım bir diğeri. listeleseniz yazmaktan yorulursunuz.
abd ayrı bir kalem. ırak işgalinin mimarlarından condoleezza rice'a egemen bir devleti işgal etmek savaş suçu mudur diye soruyorlar. onaylıyor. ırak'ı unutuyor. abd'nin savaş suçlarını, demokrasi götürdüğü, götürmeye çalıştığı yerlerde işlediği suçları önemli bölümünü tek tek yazacağım daha sonra.
iki kere ırak'ta, suriye'de, libya'da, somali'de yediği haltları, katlettiği, yerinden yurdundan ettiği insanlar on milyondan fazla. iki milyona yakın insanı katlettiği vietnam'da, bitki örtüsünü yok etmek için kullandığı agent orange, aradan 50 yıl geçmesine rağmen hala, hem vietnam'da, hem buna maruz kalmış abd askerlerinin alt soylarında sakat insan doğumlarına neden oluyor.
rusya, sscb yıkıldıktan sonra gereği kalmayan nato'nun sürekli doğuya doğru genişlemesinden rahatsız. yapmayın diyor. dinlemiyorlar. amaçları burnunun dibine girip rusya'yı parçalamak. o kadar maden, petrol, gaz nasıl olur da batılı efendilerin elinde kalır. mevzu budur. rusya'yı parçalayıp daha sonra çin'e yönelmek. putin de buna izin vermeyeceğiz. burnumuzun dibinde silah istemiyoruz diyor. net.
1962 yılında italya ve türkiye'ye nükleer savaş başlıkları yerleştirdi abd. sscb de buna karşılık küba'ya yerleştirince bunu savaş sebebi saydı efendilerimiz. dünya nükleer savaşın eşiğinden döndü.
özetle moskova'dan 300 kilometre öteye hipersonik füze yerleştirecek abd, rusya da kabul edecek. etmediler işte. putin söyledi, 20 yıldır bu günlere hazırlanıyorlarmış.

diplomasi ve çatışmasızlık hem komşu olduğumuz için bizim, hem de kayıpların durması için insanlığın çıkarınadır. bunun dışındaki hiç bir netice fayda olarak sayılamaz.

ikinci dünya savaşından kârlı çıkan iki devlet vardı; abd ve sscb.bundan sonra artık dünya 1991'e sovyetler birliği'nin dağılışına kadar sürecek olan yaklaşık yarım asırlık bir soğuk savaş dönemine tanık olacaktı.bu dönemde almanya ikiye bölünecek,nato ve varşova paktı kurularak batı avrupa ülkeleri abd'nin doğu avrupa ülkeleri ise sovyetlerin himayesi altına girecekti.biz de sovyetlerin yayılmacı tutumuna karşı nato'ya bu dönemde girdik.(1952).artık dünya demir perde ile ikiye ayrılmıştı.iki taraf da bu dönemde silahlanma yarışına girdi.ruslar sputnik adındaki uyduyu uzaya firlatmakla uzay yarışıni başlattılar, amerikalılar da aya iniş yaparak bu yarıştan galip çıktı,bu uzay macerası iki tarafa da bir şeyi ispatliyordu artık mesafeler kisalmisti,kıtalararası füzelerle her iki taraf da birbirine silah doğrultmuştu.ileriki dönemlerde füze krizi gibi durumlar yaşansa da krusev ile birlikte bir yumuşama dönemine geçildi.(1960-70).daha sonraları sovyet ekonomisi soğuk savaş döneminde yaptığı silah harcamaları vs sebeplerden ötürü çökecek ve bu birlik nihayet 1991'de dagilacakti.sonralari önceden varşova paktına üye olan ülkeler ardısıra nato'ya girecekler ve natonun sınırları doğu avrupa'nın içine rusya'nın kapisina kadar ilerleyecekti.rusya sovyetlerin dağılması ile belki birlikteki ülkelere bağımsızlık verdi ama hiçbir zaman nüfuzunu,gücünü bu ülkelerin üzerinden çekmedi.bunları hatırlattım zira bugünlerde rusya ile ukrayna arasında bir savaş var.2017 yılında ukrayna anayasasında yapılan değişikliklerle ukrayna'nın ab ve nato üyesi olabilmesinde hukuki bir engel kalmadı lakin rusya da eski toprağının göz göre göre abd himayesine geçmesine ve kendisiyle sinir komşusu olmasına izin verecek gibi durmuyor.benim fikrimce burada tarafsız kalmak ve sorunların diplomatik yollardan çözülmesi için uğraş vermemiz gerekiyor.

reverse cowgirl bence

böyle bi olay hiç yaşanmıyormuş gibi yapıp dalgamıza bakmalıyız