seksenli yaşlarda bile keskin gözlere sahip olmak
başlık "emre_1974tr" tarafından 25.05.2025 13:35 tarihinde açılmıştır.
1.
85 yaşında bile hem yakını hem de uzağı kusursuz gören tanıdıklarım ve akrabalarım oldu.
yapay zeka bunun nasıl gerçek olabildiğini şöyle anlatıyor:
"yaşlanma beraberinde gözlerde belli başlı değişiklikleri getirir; mercek sertleşir, retina kanlanması azalır, göz içi sıvı dengesi bozulabilir. ancak bazı insanlar 70’li yaşlarında bile gayet net bir görmeye ve sağlıklı göz yapısına sahip olabiliyorlar. bunun başlıca nedenleri şunlardır:
genetik yatkınlık
gözdeki birçok dokunun yaşa bağlı bozulma hızı, büyük ölçüde genlerle belirlenir. bazı ailelerde katarakt, makula dejenerasyonu (sarı nokta) veya glokom (göz tansiyonu) çok daha ileri yaşlara kadar geç ortaya çıkar.
retinanın (sarı noktanın) ve merceğin elastikiyetini koruyabilecek genetik profiller, kişiyi ileri yaşlarda bile keskin görme yeteneğini muhafaza edecek şekilde “koruyabilir.”
beslenme ve antioksidan alımının rolü
gözü serbest radikallerin etkilerinden koruyan besin öğeleri; özellikle lutein, zeaksantin, c ve e vitaminleri, çinko ve omega-3 yağ asitleri, makula sağlığını ve mercek dayanıklılığını uzatır.
haftada birkaç kez yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, kara lahana gibi), renkli biber, havuç, balık (özellikle somon, uskumru gibi omega-3 bakımından zenginler) ve kuruyemiş (özellikle ceviz ve badem) tüketen kişilerde, sarı nokta hastalığı riski daha düşük bulunmuştur.
düzenli meyve sebze tüketimi sayesinde c vitamini alımı, katarakt gelişimini geciktirir. e vitamini (zeytinyağlılar, avokado, badem) ve çinko (kabuklu yemişler, baklagiller) da retinayı koruyucu etki gösterir.
güneşten korunma ve uv filtreleri
uzun yıllar boyunca doğrudan güneş ışığına maruz kalan mercek ve kornea dokularında uv kaynaklı birikintiler (kataraktın erken oluşumu, makula hücrelerinde hasar) hızlanır.
dışarıda vakit geçiren, özellikle güneşli günlerde düzenli olarak uv-koruyucu nitelikte polarize camlı bir güneş gözlüğü veya geniş kenarlı şapka kullanan kişilerde, katarakt ve retina bozukluğu riski anlamlı ölçüde azalır.
sigara ve alkolün sınırlanması
sigara dumanı vücuttaki serbest radikalleri artırır, antioksidan sistemlerin yükünü büzür ve retinadaki ince damar yapısına zarar verir. sigara içenlerde sarı nokta hastalığı ile erken katarakt gelişimi, içmeyenlere göre iki kat daha yüksektir.
aşırı alkol tüketimi de b vitaminlerinin (özellikle b2, b12, folat) düşmesine, sinir-kornea beslenmesinin bozulmasına neden olabileceği için, dengeli alkol tüketimi görme sağlığı için önemlidir.
düzenli göz muayeneleri ve erken tanı
50–60 yaş sonrasında her yıl mutlaka göz tansiyonu (tonometri), retina muayenesi ve görme keskinliği testi yaptırmak; katarakt, glokom veya makula dejenerasyonu gibi hastalıkların erken evrede yakalanmasını sağlar.
erken evrede yakalanan katarakt, basit bir lazer veya ameliyatla görme keskinliği hızla geri kazanılabilir. glokom erken dönemde semptom vermeyebildiği için (“sessiz göz tansiyonu”), tonometri taramaları hayatidir.
diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları olan kişilerde, diyabetik retinopati ve hipertansif retinopati varlığı sıkı takip gerektirir. düzenli muayene, kalıcı görme kaybını önlemek için kritik önemdedir.
kronik hastalıkların kontrolü
diyabetli bireylerde kan şekeri ne kadar düzenli yönetilirse, retina damarlarında oluşabilecek hasarlar (diabetik retinopati) o kadar gecikir veya hafif seyreder. dolayısıyla kan şekeri takibi ve hba1c değerinin kontrol altında tutulması, 70 yaşta bile sağlıklı retina yapısını korur.
yüksek tansiyon (hipertansiyon), göz içindeki hassas kılcal damarları etkileyerek retina ödemine (retina dokusunun şişmesi) ve optik sinir kan akımının bozulmasına yol açabilir. bu nedenle kan basıncını normal sınırlarda tutmak, göz sağlığını doğrudan olumlu etkiler.
fiziksel aktivite ve genel sağlık
düzenli yürüyüş, yüzme veya hafif tempolu aerobik egzersizler, kan dolaşımını iyileştirir; retinadaki kılcal damarları besleyen mikro dolaşımın sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
fazla kilonun ve obezitenin getirdiği insülin direnci, diyabet riskini artıracağı için, vücut kütle indeksini (bmı) normal sınırlarda tutmak, dolaşım sağlığını ve dolayısıyla göz içi dokuların beslenmesini olumlu yönde etkiler.
göz dinlendirme ve dijital ekran kullanımı
özellikle modern çağda ekran başında geçirilen uzun saatler, göz kuruluğuna ve odaklanma yorgunluğuna neden olur. 20-20-20 kuralı (her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzaktaki bir nesneye bakmak) uygulanarak miyopi ilerlemesi ve göz yorgunluğu azaltılabilir.
özellikle akşam saatlerinde ekran parlaklığını düşürmek ve ara sıra cam damlası (yağlı formülasyonda yapay gözyaşı) kullanmak, göz yüzeyinin nemli kalmasını sağlar. yaşla birlikte gözyaşı üretimi azalabileceği için, kuru göz şikayeti olan 70 yaş üstü bireylerde düzenli yapay gözyaşı kullanımı önerilir.
göz egzersizleri ve korumak için küçük alışkanlıklar
basit yakın-uzak odaklanma egzersizleri (bir kalemi 20 cm’e kadar yaklaştırıp 5–6 saniye bakmak, sonra uzak bir noktaya bakmak) göz içi kasların esnekliğini korumaya yardımcı olur.
ortam ışığının yeterli olması, kitap okurken ya da dikiş-iş yaparken gözün fazladan zorlanmamasını sağlar. özellikle ileri yaşlarda az ışıkta detaylı iş yapmak, mercekteki protein yapılarının bozulmasını ve bulanık görmeyi hızlandırabilir.
düzenli uyku ve stres azaltma
yeterli ve düzenli uyku süresi, vücudun genel onarım süreçlerine destek olur. özellikle retina hücreleri, oksidatif hasar biriktiğinde, gece uyku sırasında onarım imkânı bulur.
uzun süreli stres, kortizol ve diğer stres hormonlarının yükselmesine; bunlar da damar duvarlarında zedelenme, göz tansiyonunda hafif dalgalanmalara neden olabilir. yoga, meditasyon veya nefes egzersizleri gibi rahatlama yöntemleri, hem genel sağlığı hem de göz sağlığını korur.
özetle: 70 yaşında “sağlıklı gözler”in temel dinamikleri
genetik avantaj: bazı ailelerde göz hastalıklarına yönelik dayanıklılık genleri miras yoluyla geçer.
dengeli ve antioksidan zengini beslenme: yeşil yapraklı sebzeler, renkli meyveler, omega-3 kaynakları, ceviz-badem gibi kuru yemişler göz hücrelerini korur.
uv-koruması: güneş gözlüğü, şapka, gerektiğinde şemsiye ile direkt güneşten kaçınmak göz merceğini uzun yıllar şeffaf tutar.
risk faktörlerinden kaçınma: sigara içmemek, aşırı alkolden uzak durmak, kan şekerini ve tansiyonu kontrol altında tutmak; glokom, katarakt ve retinadaki kalıcı hasar riskini düşürür.
düzenli kontroller: erken evrede tanı, basit tedavilerle (katarakt ameliyatı, glokom damlası, retina lazeri) görme kaybını önler.
yaşam tarzı ve alışkanlıklar: orta dereceli egzersiz, ekran kullanımında molalar, yeterli uyku ve stres yönetimi, göz dokularının onarım ve yenilenmesine destek sağlar.
dolayısıyla “bazı insanlarda 70 yaşında hâlâ sağlıklı ve net bir görme” göz merceğinin berrak kalması, retinanın fonksiyonunu kaybetmemesi ve optik sinirin canlı kalmasıyla mümkün olur. bu da genetik bir avantajla birlikte, ömür boyu doğru beslenme, düzenli koruma, hastalık kontrolü ve doktor takibini bir arada yürütmüş olmanın sonucudur. eğer sizin de hedefiniz 60’lı, 70’li yaşlarınızda net ve konforlu görmekse, yukarıda sıraladığımız tüm bu alışkanlıkları hayatınıza entegre etmeniz uzun vadede büyük fark yaratacaktır."
yapay zeka bunun nasıl gerçek olabildiğini şöyle anlatıyor:
"yaşlanma beraberinde gözlerde belli başlı değişiklikleri getirir; mercek sertleşir, retina kanlanması azalır, göz içi sıvı dengesi bozulabilir. ancak bazı insanlar 70’li yaşlarında bile gayet net bir görmeye ve sağlıklı göz yapısına sahip olabiliyorlar. bunun başlıca nedenleri şunlardır:
genetik yatkınlık
gözdeki birçok dokunun yaşa bağlı bozulma hızı, büyük ölçüde genlerle belirlenir. bazı ailelerde katarakt, makula dejenerasyonu (sarı nokta) veya glokom (göz tansiyonu) çok daha ileri yaşlara kadar geç ortaya çıkar.
retinanın (sarı noktanın) ve merceğin elastikiyetini koruyabilecek genetik profiller, kişiyi ileri yaşlarda bile keskin görme yeteneğini muhafaza edecek şekilde “koruyabilir.”
beslenme ve antioksidan alımının rolü
gözü serbest radikallerin etkilerinden koruyan besin öğeleri; özellikle lutein, zeaksantin, c ve e vitaminleri, çinko ve omega-3 yağ asitleri, makula sağlığını ve mercek dayanıklılığını uzatır.
haftada birkaç kez yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, kara lahana gibi), renkli biber, havuç, balık (özellikle somon, uskumru gibi omega-3 bakımından zenginler) ve kuruyemiş (özellikle ceviz ve badem) tüketen kişilerde, sarı nokta hastalığı riski daha düşük bulunmuştur.
düzenli meyve sebze tüketimi sayesinde c vitamini alımı, katarakt gelişimini geciktirir. e vitamini (zeytinyağlılar, avokado, badem) ve çinko (kabuklu yemişler, baklagiller) da retinayı koruyucu etki gösterir.
güneşten korunma ve uv filtreleri
uzun yıllar boyunca doğrudan güneş ışığına maruz kalan mercek ve kornea dokularında uv kaynaklı birikintiler (kataraktın erken oluşumu, makula hücrelerinde hasar) hızlanır.
dışarıda vakit geçiren, özellikle güneşli günlerde düzenli olarak uv-koruyucu nitelikte polarize camlı bir güneş gözlüğü veya geniş kenarlı şapka kullanan kişilerde, katarakt ve retina bozukluğu riski anlamlı ölçüde azalır.
sigara ve alkolün sınırlanması
sigara dumanı vücuttaki serbest radikalleri artırır, antioksidan sistemlerin yükünü büzür ve retinadaki ince damar yapısına zarar verir. sigara içenlerde sarı nokta hastalığı ile erken katarakt gelişimi, içmeyenlere göre iki kat daha yüksektir.
aşırı alkol tüketimi de b vitaminlerinin (özellikle b2, b12, folat) düşmesine, sinir-kornea beslenmesinin bozulmasına neden olabileceği için, dengeli alkol tüketimi görme sağlığı için önemlidir.
düzenli göz muayeneleri ve erken tanı
50–60 yaş sonrasında her yıl mutlaka göz tansiyonu (tonometri), retina muayenesi ve görme keskinliği testi yaptırmak; katarakt, glokom veya makula dejenerasyonu gibi hastalıkların erken evrede yakalanmasını sağlar.
erken evrede yakalanan katarakt, basit bir lazer veya ameliyatla görme keskinliği hızla geri kazanılabilir. glokom erken dönemde semptom vermeyebildiği için (“sessiz göz tansiyonu”), tonometri taramaları hayatidir.
diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıkları olan kişilerde, diyabetik retinopati ve hipertansif retinopati varlığı sıkı takip gerektirir. düzenli muayene, kalıcı görme kaybını önlemek için kritik önemdedir.
kronik hastalıkların kontrolü
diyabetli bireylerde kan şekeri ne kadar düzenli yönetilirse, retina damarlarında oluşabilecek hasarlar (diabetik retinopati) o kadar gecikir veya hafif seyreder. dolayısıyla kan şekeri takibi ve hba1c değerinin kontrol altında tutulması, 70 yaşta bile sağlıklı retina yapısını korur.
yüksek tansiyon (hipertansiyon), göz içindeki hassas kılcal damarları etkileyerek retina ödemine (retina dokusunun şişmesi) ve optik sinir kan akımının bozulmasına yol açabilir. bu nedenle kan basıncını normal sınırlarda tutmak, göz sağlığını doğrudan olumlu etkiler.
fiziksel aktivite ve genel sağlık
düzenli yürüyüş, yüzme veya hafif tempolu aerobik egzersizler, kan dolaşımını iyileştirir; retinadaki kılcal damarları besleyen mikro dolaşımın sağlıklı kalmasına yardımcı olur.
fazla kilonun ve obezitenin getirdiği insülin direnci, diyabet riskini artıracağı için, vücut kütle indeksini (bmı) normal sınırlarda tutmak, dolaşım sağlığını ve dolayısıyla göz içi dokuların beslenmesini olumlu yönde etkiler.
göz dinlendirme ve dijital ekran kullanımı
özellikle modern çağda ekran başında geçirilen uzun saatler, göz kuruluğuna ve odaklanma yorgunluğuna neden olur. 20-20-20 kuralı (her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzaktaki bir nesneye bakmak) uygulanarak miyopi ilerlemesi ve göz yorgunluğu azaltılabilir.
özellikle akşam saatlerinde ekran parlaklığını düşürmek ve ara sıra cam damlası (yağlı formülasyonda yapay gözyaşı) kullanmak, göz yüzeyinin nemli kalmasını sağlar. yaşla birlikte gözyaşı üretimi azalabileceği için, kuru göz şikayeti olan 70 yaş üstü bireylerde düzenli yapay gözyaşı kullanımı önerilir.
göz egzersizleri ve korumak için küçük alışkanlıklar
basit yakın-uzak odaklanma egzersizleri (bir kalemi 20 cm’e kadar yaklaştırıp 5–6 saniye bakmak, sonra uzak bir noktaya bakmak) göz içi kasların esnekliğini korumaya yardımcı olur.
ortam ışığının yeterli olması, kitap okurken ya da dikiş-iş yaparken gözün fazladan zorlanmamasını sağlar. özellikle ileri yaşlarda az ışıkta detaylı iş yapmak, mercekteki protein yapılarının bozulmasını ve bulanık görmeyi hızlandırabilir.
düzenli uyku ve stres azaltma
yeterli ve düzenli uyku süresi, vücudun genel onarım süreçlerine destek olur. özellikle retina hücreleri, oksidatif hasar biriktiğinde, gece uyku sırasında onarım imkânı bulur.
uzun süreli stres, kortizol ve diğer stres hormonlarının yükselmesine; bunlar da damar duvarlarında zedelenme, göz tansiyonunda hafif dalgalanmalara neden olabilir. yoga, meditasyon veya nefes egzersizleri gibi rahatlama yöntemleri, hem genel sağlığı hem de göz sağlığını korur.
özetle: 70 yaşında “sağlıklı gözler”in temel dinamikleri
genetik avantaj: bazı ailelerde göz hastalıklarına yönelik dayanıklılık genleri miras yoluyla geçer.
dengeli ve antioksidan zengini beslenme: yeşil yapraklı sebzeler, renkli meyveler, omega-3 kaynakları, ceviz-badem gibi kuru yemişler göz hücrelerini korur.
uv-koruması: güneş gözlüğü, şapka, gerektiğinde şemsiye ile direkt güneşten kaçınmak göz merceğini uzun yıllar şeffaf tutar.
risk faktörlerinden kaçınma: sigara içmemek, aşırı alkolden uzak durmak, kan şekerini ve tansiyonu kontrol altında tutmak; glokom, katarakt ve retinadaki kalıcı hasar riskini düşürür.
düzenli kontroller: erken evrede tanı, basit tedavilerle (katarakt ameliyatı, glokom damlası, retina lazeri) görme kaybını önler.
yaşam tarzı ve alışkanlıklar: orta dereceli egzersiz, ekran kullanımında molalar, yeterli uyku ve stres yönetimi, göz dokularının onarım ve yenilenmesine destek sağlar.
dolayısıyla “bazı insanlarda 70 yaşında hâlâ sağlıklı ve net bir görme” göz merceğinin berrak kalması, retinanın fonksiyonunu kaybetmemesi ve optik sinirin canlı kalmasıyla mümkün olur. bu da genetik bir avantajla birlikte, ömür boyu doğru beslenme, düzenli koruma, hastalık kontrolü ve doktor takibini bir arada yürütmüş olmanın sonucudur. eğer sizin de hedefiniz 60’lı, 70’li yaşlarınızda net ve konforlu görmekse, yukarıda sıraladığımız tüm bu alışkanlıkları hayatınıza entegre etmeniz uzun vadede büyük fark yaratacaktır."
devamını gör...
2.
bu kişilerin bu yaşa nasıl geldiklerini şimdi anlayabiliyorum, azrail'i gördükleri yerde takk topuk demek ki.
devamını gör...
3.
babaannemin özelliğidir.* odanın ucundan balkondaki karınca hakkında yorum yapardı.
devamını gör...
4.
kırlangıç otu muydu neydi, gözüne sıkınca iyi görüyormuşsun.
devamını gör...