1.
•kendini yok edebilecek güçte ise kendini yok edebilen biri tekrar nasıl tanrı formuna dönebilir?
• soyut olan şeyi görmek mümkün olabilir mi? gördüğümüz somut olduğu anlamına gelmez mi?
• tanrı neden tanrı oldu? neden başka biri değil?
öldükten sonraki yaşamın sonsuz olduğuna inanılıyorsa, bu hepimizin tanrı olacağı anlamına gelmez mi?
*
tanrıya dair soruların yer aldığı başlık.
• soyut olan şeyi görmek mümkün olabilir mi? gördüğümüz somut olduğu anlamına gelmez mi?
• tanrı neden tanrı oldu? neden başka biri değil?
öldükten sonraki yaşamın sonsuz olduğuna inanılıyorsa, bu hepimizin tanrı olacağı anlamına gelmez mi?
*
tanrıya dair soruların yer aldığı başlık.
devamını gör...
2.
öncelikle kendi yazı ve anlatım yeteneğim olayı izah etmekte yetersiz kalacağını düşündüğüm için kopyala yapıştır yaptığım alanlar olduğu gibi kendi cümlelerimle desteklenip ek cümleler katılmıştır.
soru 1
•kendini yok edebilecek güçte ise kendini yok edebilen biri tekrar nasıl tanrı formuna dönebilir?
öncelikle yokluk/hiçlik kavramlarınıda zaten tanrı yaratmıştır ve bizim bilinç ve algılama düzeyimizde yokluk/hiçlik gibi kavramları algılamamız mümkün değil. bunun dışında zaten tanrı formu diye bir şey olamaz. başlı başına tanrı'nın mahiyeti hiçbir mahiyete benzemez. tanrı, kainat cinsinden değildir. maddeden mücerret ve mahiyeti müberradır. yani kainat cinsinden olan olaylar ve olgulardan yani genel olarak kainattan ve kainatın içindeki doğa/fizik yasalarından münezzehtir.
soru 2
tanrı neden tanrı oldu? neden başka biri değil?
tanrı zaten ezeli bir varlık olduğu için soruda mantık hatası var, çünkü tanrıyı zamana bağlı gibi bir varlık olarak görüp daha önceden tanrı değilmişte sonradan tanrı olmuş gibi bir çıkarıma gider ki başta belirttiğim gibi zamndan münezzehtir. bu soruda büyük ihtimalle bahsedilemk istenen soru tanrıyı tanrı yapan sebep ne? burada mutlak irade kavramı devreye giriyor. tanrının insanı, kainatı ve diğer her şeyi yaratmasındaki mananın özeti olan mutlak iradedir esasen. tanrı özüne taşıdığı sıfatlarının gereği/sonucu olarak tanrıdır diyebiliriz. burası kafa karıştırıcı bir yere çıkıyor esasen çünkü insan olarak sınırlı düşünme ve idrak etem yetimiz var. halbuki tanrıyı düşünürken tüm sınırların ötesine geçerek düşünmek gerekir. çünkü allah, varlığı kendinden olandır. mantık da, madde de, mana da o var olduğu için vardır. o yüzden, allah’ı tanımaya çalışırken, insani değerleri kullanmak, cetvelle yıldızlar arası mesafeleri ölçmeye kalkmak gibidir. yani akıl yoluyla tanrıya ulaşabilirsiniz fakat tam olarak tüm soruların cevaplarını bilebilmemiz yaratılışımız gereği imkansız.
neden başka biri değil sorusu ise hatalı çünkü zaten tanrı seçilmediki yani zaten ezeli olan bir varlık ve özünde taşıdığı sıfatlar nedeni ile tanrı diyoruz. politeizm sonucu çıkar burdan belki ama oda zaten kolayca çürütülür fakat konumuzdan çok sapmak istemiyorum.
soru 3
soyut olan şeyi görmek mümkün olabilir mi? gördüğümüz somut olduğu anlamına gelmez mi?
bu soruyu bilerek 3.sıraya aldım çünkü cevabı üstteki cevapta gizli zaten;
tanrıyı düşünürken tüm sınırların ötesine geçerek düşünmek gerekir. çünkü allah, varlığı kendinden olandır. mantık da, madde de, mana da o var olduğu için vardır. o yüzden, allah’ı tanımaya çalışırken, insani değerleri kullanmak, cetvelle yıldızlar arası mesafeleri ölçmeye kalkmak gibidir
soru 4
öldükten sonraki yaşamın sonsuz olduğuna inanılıyorsa, bu hepimizin tanrı olacağı anlamına gelmez mi?
yukarıda bahsettiğim tanrının özünde olan sıfatların hepsini taşımamız mümkün olmayacağı için(ki en basit sıffatlardan biri olan ezeli olma kavramını yaratılış gereği yani insan zaten yaratılan bir varlık olduğundan söz konusu iddia geçerliiğini yitirir ki bu sadece bir örnek. ayrıca sonsuzluk kavramınıda ayrıca ele almak gerekir. mesela çemberler sonsuz noktaların birleşmesi ile meydana gelir ve tüm çemberler eşit sayıda noktadan oluşur. yani yarı çapı 1 mm olan bir çember ile yarı çapı 1 km olan çemberin ikiside aynı sayıda noktaadan oluşur. kulağa garip geliyor dimi?
(link: https://youtu.be/e16v3wofı30::buradan)
bu sonsuzluk hakkında (bkz: sonsuzluğun sınırları) adında belgesel var onu izlemenizi tavsiye ederim.
başka sorusu olan varsa yaazsın müsait olduğum bir gün tekrar ayrı bir tanımda yazarım. bu arada maddeyi ezeli ve edebi kabul etme yada başka alternatif yaratılış ve tanrıya bakış açıları vardır (bkz:vahdet-i vücud) (bkz: agnostizm) vs. ben genel olarak kabul görmüş bir tanrı algısıyla ve felsefi oalrak değerlendirdim yoksa
“o’na benzer hiçbir şey yoktur.” (şura, 42/11)
şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? artık siz düşünmez misiniz?, nahl, 17
şeklinde benzer ayetler sıralayabilirdim ama bu tarz sorulara felsefi yönden cevaplar vermek istedim.
soru 1
•kendini yok edebilecek güçte ise kendini yok edebilen biri tekrar nasıl tanrı formuna dönebilir?
öncelikle yokluk/hiçlik kavramlarınıda zaten tanrı yaratmıştır ve bizim bilinç ve algılama düzeyimizde yokluk/hiçlik gibi kavramları algılamamız mümkün değil. bunun dışında zaten tanrı formu diye bir şey olamaz. başlı başına tanrı'nın mahiyeti hiçbir mahiyete benzemez. tanrı, kainat cinsinden değildir. maddeden mücerret ve mahiyeti müberradır. yani kainat cinsinden olan olaylar ve olgulardan yani genel olarak kainattan ve kainatın içindeki doğa/fizik yasalarından münezzehtir.
soru 2
tanrı neden tanrı oldu? neden başka biri değil?
tanrı zaten ezeli bir varlık olduğu için soruda mantık hatası var, çünkü tanrıyı zamana bağlı gibi bir varlık olarak görüp daha önceden tanrı değilmişte sonradan tanrı olmuş gibi bir çıkarıma gider ki başta belirttiğim gibi zamndan münezzehtir. bu soruda büyük ihtimalle bahsedilemk istenen soru tanrıyı tanrı yapan sebep ne? burada mutlak irade kavramı devreye giriyor. tanrının insanı, kainatı ve diğer her şeyi yaratmasındaki mananın özeti olan mutlak iradedir esasen. tanrı özüne taşıdığı sıfatlarının gereği/sonucu olarak tanrıdır diyebiliriz. burası kafa karıştırıcı bir yere çıkıyor esasen çünkü insan olarak sınırlı düşünme ve idrak etem yetimiz var. halbuki tanrıyı düşünürken tüm sınırların ötesine geçerek düşünmek gerekir. çünkü allah, varlığı kendinden olandır. mantık da, madde de, mana da o var olduğu için vardır. o yüzden, allah’ı tanımaya çalışırken, insani değerleri kullanmak, cetvelle yıldızlar arası mesafeleri ölçmeye kalkmak gibidir. yani akıl yoluyla tanrıya ulaşabilirsiniz fakat tam olarak tüm soruların cevaplarını bilebilmemiz yaratılışımız gereği imkansız.
neden başka biri değil sorusu ise hatalı çünkü zaten tanrı seçilmediki yani zaten ezeli olan bir varlık ve özünde taşıdığı sıfatlar nedeni ile tanrı diyoruz. politeizm sonucu çıkar burdan belki ama oda zaten kolayca çürütülür fakat konumuzdan çok sapmak istemiyorum.
soru 3
soyut olan şeyi görmek mümkün olabilir mi? gördüğümüz somut olduğu anlamına gelmez mi?
bu soruyu bilerek 3.sıraya aldım çünkü cevabı üstteki cevapta gizli zaten;
tanrıyı düşünürken tüm sınırların ötesine geçerek düşünmek gerekir. çünkü allah, varlığı kendinden olandır. mantık da, madde de, mana da o var olduğu için vardır. o yüzden, allah’ı tanımaya çalışırken, insani değerleri kullanmak, cetvelle yıldızlar arası mesafeleri ölçmeye kalkmak gibidir
soru 4
öldükten sonraki yaşamın sonsuz olduğuna inanılıyorsa, bu hepimizin tanrı olacağı anlamına gelmez mi?
yukarıda bahsettiğim tanrının özünde olan sıfatların hepsini taşımamız mümkün olmayacağı için(ki en basit sıffatlardan biri olan ezeli olma kavramını yaratılış gereği yani insan zaten yaratılan bir varlık olduğundan söz konusu iddia geçerliiğini yitirir ki bu sadece bir örnek. ayrıca sonsuzluk kavramınıda ayrıca ele almak gerekir. mesela çemberler sonsuz noktaların birleşmesi ile meydana gelir ve tüm çemberler eşit sayıda noktadan oluşur. yani yarı çapı 1 mm olan bir çember ile yarı çapı 1 km olan çemberin ikiside aynı sayıda noktaadan oluşur. kulağa garip geliyor dimi?
(link: https://youtu.be/e16v3wofı30::buradan)
bu sonsuzluk hakkında (bkz: sonsuzluğun sınırları) adında belgesel var onu izlemenizi tavsiye ederim.
başka sorusu olan varsa yaazsın müsait olduğum bir gün tekrar ayrı bir tanımda yazarım. bu arada maddeyi ezeli ve edebi kabul etme yada başka alternatif yaratılış ve tanrıya bakış açıları vardır (bkz:vahdet-i vücud) (bkz: agnostizm) vs. ben genel olarak kabul görmüş bir tanrı algısıyla ve felsefi oalrak değerlendirdim yoksa
“o’na benzer hiçbir şey yoktur.” (şura, 42/11)
şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? artık siz düşünmez misiniz?, nahl, 17
şeklinde benzer ayetler sıralayabilirdim ama bu tarz sorulara felsefi yönden cevaplar vermek istedim.
devamını gör...