yaşanılan şehirden nefret etmek ama ayrılamamak
başlık "alaz" tarafından 17.11.2021 19:48 tarihinde açılmıştır.
1.
yaşanılan şehire, aile ve ekonomik sebeplerden dolayı bağımlı olmanın bünyede yarattığı huzursuzluktur. geride kalanları bir çırpıda silebilen insanlara gıptayla bakmak gerekiyor herhalde.
devamını gör...
2.
ayrılmak öyle kolay değil çünkü, ne kadar silersen sil iz kalıyor.
devamını gör...
3.
balıkesir’de yaşarken başıma gelendir.
nefret ediyordum, defalarca ayrılma kararı aldım ama sonunda, o, bulunmam gereken süreyi tamamlamak zorunda kaldım.
öylesine sevmiyordum ki şehri, öğrenmemek için epey gayret sarfetmiş, sadece işimin düşeceği kadar yeri mecburiyetten öğrenmek zorunda kalmıştım. oralara giderken de “takıntılı gibi” hep aynı yolu kullanıyordum.
hele biriyle çıkmışsam dışarı, mümkün mertebe araba kullanmıyor, o kişinin peşinde sürükleniyordum. etrafa bile bakmıyordum eskaza öğrenmeyeyim diye. takıntılı değildim ama sevmiyordum işte.
sonra ne mi oldu? geçen 5 senenin ardından -ki bu bence 50 seneye tekabül ediyordu- balıkesir’den ayrıldım. ama tümüyle bi’ ayrılış mümkün değildi artık çünkü tüm bunlara rağmen ev almış, bir şekilde kök salmıştım.
şimdi ise nedensizce özlüyorum. gitmek için hiç bahane bulamazsam, evi öne sürüyorum. “şöyle bi’ dolaşıp geleyim ben” deyip alıyorum soluğu balıkesir’de.
neyse, uzatmayayım daha fazla. bir yere ya da kimseye* asla nefret kadar güçlü bi’ duygu beslemeyin, hatta sevmiyorum bile demeyin, burnunuz dibinde bitiyor sonra.
nefret ediyordum, defalarca ayrılma kararı aldım ama sonunda, o, bulunmam gereken süreyi tamamlamak zorunda kaldım.
öylesine sevmiyordum ki şehri, öğrenmemek için epey gayret sarfetmiş, sadece işimin düşeceği kadar yeri mecburiyetten öğrenmek zorunda kalmıştım. oralara giderken de “takıntılı gibi” hep aynı yolu kullanıyordum.
hele biriyle çıkmışsam dışarı, mümkün mertebe araba kullanmıyor, o kişinin peşinde sürükleniyordum. etrafa bile bakmıyordum eskaza öğrenmeyeyim diye. takıntılı değildim ama sevmiyordum işte.
sonra ne mi oldu? geçen 5 senenin ardından -ki bu bence 50 seneye tekabül ediyordu- balıkesir’den ayrıldım. ama tümüyle bi’ ayrılış mümkün değildi artık çünkü tüm bunlara rağmen ev almış, bir şekilde kök salmıştım.
şimdi ise nedensizce özlüyorum. gitmek için hiç bahane bulamazsam, evi öne sürüyorum. “şöyle bi’ dolaşıp geleyim ben” deyip alıyorum soluğu balıkesir’de.
neyse, uzatmayayım daha fazla. bir yere ya da kimseye* asla nefret kadar güçlü bi’ duygu beslemeyin, hatta sevmiyorum bile demeyin, burnunuz dibinde bitiyor sonra.
devamını gör...
4.
burada kurulu düzenimiz var yeğenim.
edit: yıllardır söylemek için fırsat beklediğim bir şeydi bu fırsatı bana sunduğun için teşekkürler sözlük.
edit: yıllardır söylemek için fırsat beklediğim bir şeydi bu fırsatı bana sunduğun için teşekkürler sözlük.
devamını gör...
5.
istanbul için yaşadığım durumdur.
işim yüzünden başka şehirde yaşamak çok zor benim için. lise zamanından beri istanbul'da yaşamak istemediğimi söylerdim. mecbur kaldık bu şehre.
işim yüzünden başka şehirde yaşamak çok zor benim için. lise zamanından beri istanbul'da yaşamak istemediğimi söylerdim. mecbur kaldık bu şehre.
devamını gör...
6.
gitmem gerek bu şehirden..." diyor o güzel şarkıda.
benim derdim şehirle, şehir hayatıyla. ben dağ veya sahil kasabalarında yaşamak için yaratılmışım.
mülayim sert'le mülayim ters'in karışan dosyaları gibi, benim de atanacağım yer karışmış.
ne işim var benim trafikle, korna sesleriyle, beton ve bilimum şehir iğrençliklerinden oluşan manzaralarla?
tam sıyıracağım bir gün, işine de gücüne de sokim deyip dağlara vuracağım kendimi.
ah şu ekonomik çıkmazlar.
benim derdim şehirle, şehir hayatıyla. ben dağ veya sahil kasabalarında yaşamak için yaratılmışım.
mülayim sert'le mülayim ters'in karışan dosyaları gibi, benim de atanacağım yer karışmış.
ne işim var benim trafikle, korna sesleriyle, beton ve bilimum şehir iğrençliklerinden oluşan manzaralarla?
tam sıyıracağım bir gün, işine de gücüne de sokim deyip dağlara vuracağım kendimi.
ah şu ekonomik çıkmazlar.
devamını gör...