incelerken + oy da bırakırsanız tadından yenmez...

bu başlık başa düşer garanti.
devamını gör...

polnalyubvi*'nin nahif sesiyle seslendirdiği çok güzel bir rusça şarkı. her bir cümlesinin altını çizmek ve duvarıma asmak istiyorum. dinlemenizi ve anlamanızı tavsiye ederim. *

çeviri eşliğinde dinlemek isteyenler için:

sözleri:

как же так получается,
земля все же кончается
тот, кого ты нежно любил
сейчас от тебя отрекается

окутанный пледом тепла, что сгорает
вонзаясь, как тысячи гроз
своими глазами я сделаю море
чтоб ветер нас вместе унёс

я не чувствую больше ничего,
я никак и ничто

сердце отнимут затопчут и выкинут
и ты снова падаешь в жизнь
где люди не слышат, где люди не видят
где люди не умеют любить
и в комнате пыльной до пепла сгорает
ещё один бессмысленный день
все серое стало совсем безымянным
в безмолвном дыхании стен

я не чувствую больше ничего, я никак и ничто

как же так получается,
земля все же кончается
тот, кого ты нежно любил
сейчас от тебя отрекается


devamını gör...

#61810 burada anlatıldığı gibi, kız istemiyorsa tuz, istiyorsa şeker konulur. amaç isteyip, istemediğini belli etmektir.

3-5 senelik sevgililiğin peşinden, istemeye gidildiğinde sırf goy goy olsun, gırgır olsun, eziyet edip eğlenelim diye çarpıtılarak sözüm ona gelenek haline getirilmiş kezbanlıktır. evet kezbanlıktır, hatta daniskasıdır, bayrak sallayanıdır. bir de bu kezbanlar “yapılan tuzlu kahveyi içmek demek, seninle tüm acılara katlanırım demektir.” diye rasyonel hale getirmeye çalışırlar. saçmalamayın lütfen. istirham ediyorum saçmalamayın ve sevdiğinizi söylediğiniz adama güzel bir kahve yapın.

bazı gelin hanımlar bunu yapmak istemezler ancak ne kadar gereksiz akraba, arkadaş varsa onlar zorla yaparlar, yaptırırlar. ne damatta akıl vardır nede buna müsade edende.
devamını gör...

pkk sempatizanı yazar, böylelerinin uçurulması gerek.

sizleri ırak'a bekleriz.
devamını gör...

bir süredir takip edip keyifle okuduğum değerli yazar. hakkında sadece yazdığı kadarını biliyorum, uzun uzun sohbet etme fırsatımız olmadı ama nickaltını da kimselere bırakmak istemedim *.
devamını gör...

savaşın insan üzerinde bıraktığı kötü ve kalıcı etkileri gözler önüne seren duygusal bir film.
devamını gör...

tam zamanında -korona gelmeden bir yıl önce- erasmus yapmış biri olarak imkanı olan herkese tavsiye ettiğim, olmayanlara da bir yolunu bulup gidebiliyorlarsa zorlamalarını önerdiğim öğrenci değişim programı. mesela benim erasmus için aldığım borcun bir kısmı hala ödenecek duruyor, mezun olunca ödeyeceğim.

ilk 3 hafta zorlu geçmişti benim için, alışmak, insanlarla kaynaşmak zaman alıyor. çok da dışa dönük bir insan olmayan benim için daha da zordu. ingilizce konuşma yeteneklerime de pek güvenmiyordum başlarda, ama biraz kabuğunuzdan sıyrılınca çok rahat ilerliyor.
son günlerine yaklaştıkça fazladan biraz daha kalmak adına her türlü yola başvurmak da erasmus sevdasına dahil bence.
çok kısa sürede bir sürü farklı milletten, kültürden insanlarla tanışıyor, fazlaca da gezme fırsatı yakalıyorsunuz. haliyle vizyonunuz ve hayata bakış açınız oldukça değişiyor.
dünyada ilk 100de bulunan iyi bir teknik okulda erasmus yapmama ve aldığım 6 dersin 5 ini iyi notla geçmeme rağmen eğlenmeye, dinlenmeye bol bol vaktimin kaldığı, kesinlikle türkiye'deki kadar stresli bir ders/ödev/sınav sistemi olmayan bir ortamdı. biraz bütçe ayırabilirseniz birkaç kez ülke dışı gezilerde de bulunabilirsiniz rahatça.
hayatınızın hem en zor hem de en güzel günleri olacak muhtemelen. kıymetini bilin.

erasmus yapacaklara bir kaç küçük tavsiyede bulunacak olursam da;

-eğer ingilizce dışında yeni bir dil öğrenme gibi bi arzunuz varsa yerel halkın ingilizceyi yaygın olarak bildiği ve kullandığı bir ülke tercih etmeyin. böylece yerel dili öğrenmek zorunda kalacaksınız. diğer türlü insan kendini dil öğrenmeye veremiyor. (ben verememiştim en azından)

-önceliğinizi iyi belirleyin:
a) iyi bir üniversiteye gideyim, ilerde referans olarak kullanabileyim, hem de kaliteli bir eğitim alayım diyorsanız iyi bir üniversite seçin, ama diğer erasmus yapan arkadaşlarınıza oranla bir tık fazla ders çalışmanız gerekebilir. bunun bilincinde olun.
b) ben ders çalışmak istemiyorum diyorsanız da tercihinizi görece ucuz, daha düşük eğitim standardı olan ülkelerden yana kulllanın. böylece hem bol bol vaktiniz hem de bol bol paranız olur. eğer boş yapmak için iyi bir üniversiteye giderseniz geçmeniz gereken toplam kredi sayısını tamamlamakta zorlanabilir, hibenizin %20sini alamayabilir hatta üzerine geri ödeme yapmak durumunda kalabilirsiniz.

-gideceğiniz ülkeyi/şehri iyi araştırın. ikliminden, insanlarından bi haber gitmeyin . böylece sizi neyin beklediğini bilir ve hayal kırıklığına uğramazsınız.

- kalacak yer ayarlama işlerini kesinlikle son ana bırakmayın, genelde okulların anlaşmalı olduğu yerler oluyor. onu kullanın. kendiniz de bulabilirsiniz elbet, ama çok daha zorlu bir süreç olur.

benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. hollanda/delft özelinde sorusu olan olursa cevaplayabilirim
devamını gör...

herkesin büyük büyük fikirleri,ülkeyi kurtaracak dev projeleri,işsizliği sıfırlayacak finansal planları olduğu bir durumda apolitik olmak kadar rahatlatıcı bisey bilmiyorum. az gelişmiş ülkelerde herkes siyasetle ilgilenir diye okumuştum bi yerde.
devamını gör...

30 yaşındayım ve kafasını o kadar sevdim ki...!

vay be diyorum çoğu zaman; bu ülkede bir kadın olarak hayatta kalabilmiş ve ömrünün yarısını fena olmayacak şekilde bitirebilmişsin.

terk edilmeler, üzüntüler, sevinçler, kaybedişler de oldukça fazla heybemde. sırtımda değil, tekerlekli bir bavul içerisinde taşıyorum onları. şekillenmemdeki yardımlarından ayrı ayrı öpüyorum hepsini.

bir çınar gibi köklerimi daha derine; dallarımı sonsuz göğe açıyorum.

büyüyorum. yaşlanıyorum. aydınlanıyorum. anlıyorum. affediyorum.

hilkat garibesi gibi değil, aydınlık yüzlü bilgeler gibi...
devamını gör...

asıl, sorun o telefonun avrupa'da 50 dolar olması burada 3500 tl olması adam onun bile farkında değil.
devamını gör...

kekik, yokluğu ihtiyaç, azı karar çoğu zarar, kokusu bile bahar.
devamını gör...

kış uykusuna yatam, hiçbir şey yapmayam...*
devamını gör...

durgun veya kuvvetlerin etkisi altında dengede olan cisimlerin davranışlarını inceleyen mekanik dalıdır.
devamını gör...

tam sevdiğin şarkıyı dinlerken ezan okunmasına benzer.
devamını gör...

sohbete, muhabbete en çok yakışan alkollü içecektir. yalnız içilirse pek keyif vermeyebilir, ağzıyla içen* bilumum kimselerle müzik eşliğinde lezizz..
devamını gör...

aileye ilk başta kabul ettirmenin zor olduğu durumdur. çevrenizde yurt dışına kaçış bileti olarak evlilik yaptığınızın düşünülmesi kaçınılmazdır. kültürel farklılıklar, evlilik öncesi işlemler falan zorlayabilir. bence iki insan birbirini gerçekten seviyorsa bunlar önemsiz şeyler. çokta şey diiil yani.
hayat karşınıza güzel insanlar çıkarsın.
devamını gör...

arkadi strugatski ve boris strugatski kardeşlerin muhteşem romanıdır. bilimkurgu dünyasında güçlerini birleştirip voltranı oluşturan biraderler harikalar yaratmak konusunda oldukça cömerttir. daha önce kendileri hakkındaki hayranlığımı yokuştaki salyangoz kitabı ile ilgili yazdığım tanımda belirtmiştim.

uzaylılarla ilgili aklımızdan geçen her şey yanlış olabilir. fiziksel olarak gözümüzde canlandırdığımızdan çok farklı görünüyor olabilirler. yeşil olmayabilirler mesela. görünmez bile olabilirler hatta. kullandıkları lisan hiç ummadığımız bir şekilde olabilir. dil kullanmıyor da olabilirler. belki telepati kullanıyor bile olabilirler. medeni olmayabilirler umduğumuz kadar, ya da o kadar zeki olmayabilirler.

uzaylıların bize bakış açıları da çok beklenmedik olabilir. belki bizi hiç ciddiye almıyorlar. otobanda yanından geçerken bakmadığımız bir kasaba gibi görüyor olabilir mesela bizi. ya da arada bir ziyaret ettikleri ve hoş vakit geçirdikleri bir hayvanat bahçesiyiz onlar için. ya da bizi o kadar önemsemiyorlardır. mesela pikniğe gelip çöplerini bırakıp döndükleri bir ormanlık alan olabiliriz onlar için.

iki tarafın birbirlerine bakış açısını anlamamız belki asla mümkün olmayacak ama en azından bir yere kadar fikir yürüyebiliriz belki.

gerçekten bilemiyorum. siz okuyup karar verin.
devamını gör...

aşırı tatlış görünen voldemort un burnundan kesme almak isteyen kişinin boş bulunması sonucu hüsrana uğramasıdır. hoop boşluk.
devamını gör...

ihtiyaç duyduğumuz masumiyeti eşsiz şekilde temsil eden dostlarımız. iyi ki varlar.
devamını gör...

açıklamalarını okuduğum ve hak verdiğim eski futbolcu. eğer mutluluğun futbolda olduğunu düşünseydi devam ederdi. adamın kafası çalışıyor ve demek ki hayatının merkezine parayı koymamış, kariyer yapmak istiyor ve ilgi duyduğu bir alanda bunu başarmak istiyor. futbolunu üniversite takımında yine oynayacaktır ve eğer profesyonel olarak devam etmek isterse okul ile birlikte mls'ten bir takımda futbol oynayabilir ve hayattaki iki tutkusunu da hayata geçirebilir.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim