zamanın rengi
toz pembe olmadığı kesin.
devamını gör...
dolomit dağları
adını kalsiyum ve magnezyum karbonatın bileşiminin meydana getirdiği dolomit minerallerinden alan bu dağlar italya’nın güney alpler bölgesinde yer alıyor. minerale ismini veren ise 18. yüzyılda bu minerali keşfeden fransız jeolog déodat gratet de dolomieu.
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
dolomit minerallerinin oluşturduğu kayaçların yüzeyi parlak değil soluk renkli. bu nedenle bu dağlara soluk renkli dağlar anlamına genel pale mountains da deniyor.
dağlar hem tarihi açıdan hem de turizm açısından oldukça önemli.
tarihi açıdan önemi birinci dünya savaşı'nda italya'yla avusturya-macaristan arasındaki muharebelerdeki cephelerden biri olmasından kaynaklanıyor. burada yapılan savaşta ölen askerlerin çoğu vurularak değil soğuktan ölmüş. hatta 2010 yılında burada birinci dünya savaşında donarak ölen bir askerin bedeni bulunmuş.
gelelim turistik açıdan önemine;
bölgede yer alan alpe di siusi en ünlü kayak merkezlerinden biri. yaklaşık 2500 metre yüksekliğe sahip olan merkez 2009 yılında unesco dünya mirası listesi’ne girmiş. kayak yapmanın yanı sıra yürüyüş yapmak ve kafelerde oturup soluklanmak da mümkün.

buranın en önemli bölgelerinden biri olan st. magdalena'da 1744 yılında inşa edilen st. johann kilisesi bulunuyor. kilisede aziz yuhanna'nın yaşamını anlatan dokuz adet resim mevcut.

son olarak dolomitler denince akla gelen en önemli yerlerin başında ise lago di braies gölü var. göl tertemiz, etrafındaki ağaçların yansımaları ile harika bir görsel şölen yaşatıyor. ziyaretçiler gölün çevresindeki yürüyüş rotalarında yürüyüş yapabileceği gibi göle ait plaja da gidebiliyorlar.

görsel kaynaklar: atlas dergisi
kaynak 1 : dolomitlere gider
kaynak 2: dolomiiiit
kaynak 3: domomitttt
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri

9 kapı, biri banyo wc.
onu sayma.
6 sı dolu, sadece 2 türk varız bu katta, o en başta ben en sondaki odadayım. ikimiz sabit, ara odalar somali'lere ait, daha büyük o odalar, onlar da daha kalabalık zaten.
şu saat, kimse uyumamış, buranın saatine göre öğleden sonra / akşam kıvamı, her odadan sesler geliyor, somalice öğreniyorum yavaş yavaş, bunlardan önce salavatladığımız mali'lilerden de fransızca kapmıştım biraz.
şeytan diyor çal rastgele bir kapıyı, selam sabah vermeden gir içeri, boş bir yatağa vur kafayı ve uyu. onlar ben yokmuşum, hiç olmamışım gibi konuşma ve hayallerine devam etsinler, son durak ve son hayalleri belçika bu tayfanın, geçen gün oradan haber geldi ama, bazıları başarmış.yey!
sezen'in gülümse dediği zamanlar da az önce önümden geçti sanırım, o kadar da dikkatli dinliyordum oysa, tuhaf?
tanrım, ya güneşi hiç söndürme ya da bırak hep kapalı kalsın, arada kalınca olamıyorum ben.
canım patates salatası istiyor ve deli gibi koşarak koridorun sonundaki pencereden uçarak çıkmak şu an hiç de mantıksız gelmiyor.
devamını gör...
uğur mumcu
saygıyla andığım rahmetli gazeteci.
devamını gör...
yks'ye 49 gün kalması
sinir krizleri geçirmeye başladığım günlerdir. yok yok öyle birşey yok herşey yolunda gidiyor. netlerim her geçen gün artıyor. biraz daha çalışırsam bir denemeyi fulleyebilirim. yarışmacı arkadaşlara başarılar çalışmalarında kolaylıklar dilerim.
devamını gör...
y kuşağının z kuşağını küçümsemesi
z kuşağının başlangıcı olarak görülen 2000'lilerin üzerinde büyük bir yük ve sorumluluk olduğunu düşünüyorum. sonuçta daha özgür yetişen, teknolojiyle diğer kuşaklara göre daha erken tanışan bir nesil ve birçok şeyin farkındalar. hayalleri daha büyük ve daha özgüvenliler fakat bu diğer kuşaklar için nedense kendini bilmezlik ve açgözlülük olarak algılanıyor. o ünlü "iş beğenmiyorlar" sözü bunlardan biri mesela.
ayrıca bu nesil teknoloji imkânlarını kullanarak kamuoyu oluşturmada tam bir usta. haksızlığa diğer kuşaklardan daha çok ses çıkarttıklarını düşünüyorum. "susup oturalım" ya da "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" anlayışı barındırmıyorlar.
iyi özelliklerinin yanında elbet olumsuz özellikleri de var. sonuçta z kuşağı dediğimiz 2000 ve sonrasını kapsıyor. 2006'da da 2016'da da doğan z kuşağı oluyor. küçücük çocukların bu kadar internetle içli dışlı olması, tüm gününü telefon, bilgisayar başında geçirmesi, siber zorbalık yapması veya siber zorbalığa uğraması örnek olarak gösterilebilir. fakat bunu eleştirmeden önce z kuşağı öncesinde doğan aileleri de biraz eleştirmek gerekli. sonuçta günümüzün getirisi internet ve bu süreyi ayarlamak ailelere düşüyor. küçücük çocuk sırf biraz ses yapıyor diye eline telefon veya tablet vermek ve sonra bağımlısı olduğu için eleştirmek bana hiç adil bir davranış olarak gelmiyor. hem devir berbat bir devir. dışarıda oynasın deseniz her zaman gözünüzü çocuğunuzdan ayırmamanız gerekiyor. tamam bu çocuklar telefondan başını kaldırmıyor da, onlara başlarını kaldırıp çevreyi keşfedebilecekleri güzel bir dünya bırakmadınız ki.
ayrıca bu nesil teknoloji imkânlarını kullanarak kamuoyu oluşturmada tam bir usta. haksızlığa diğer kuşaklardan daha çok ses çıkarttıklarını düşünüyorum. "susup oturalım" ya da "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" anlayışı barındırmıyorlar.
iyi özelliklerinin yanında elbet olumsuz özellikleri de var. sonuçta z kuşağı dediğimiz 2000 ve sonrasını kapsıyor. 2006'da da 2016'da da doğan z kuşağı oluyor. küçücük çocukların bu kadar internetle içli dışlı olması, tüm gününü telefon, bilgisayar başında geçirmesi, siber zorbalık yapması veya siber zorbalığa uğraması örnek olarak gösterilebilir. fakat bunu eleştirmeden önce z kuşağı öncesinde doğan aileleri de biraz eleştirmek gerekli. sonuçta günümüzün getirisi internet ve bu süreyi ayarlamak ailelere düşüyor. küçücük çocuk sırf biraz ses yapıyor diye eline telefon veya tablet vermek ve sonra bağımlısı olduğu için eleştirmek bana hiç adil bir davranış olarak gelmiyor. hem devir berbat bir devir. dışarıda oynasın deseniz her zaman gözünüzü çocuğunuzdan ayırmamanız gerekiyor. tamam bu çocuklar telefondan başını kaldırmıyor da, onlara başlarını kaldırıp çevreyi keşfedebilecekleri güzel bir dünya bırakmadınız ki.
devamını gör...
sözlükte güzel kız olmaması
devamını gör...
güneş sisteminde sadece güneş ve dünyanın işe yaraması
(bkz: kaynak bir arkadaşım)
gezegenlerin çekim kuvvetleri*, düzenli bir dönüş ve göktaşlarının iç gezegenlere çarpmasına engel olur.
gezegenlerin çekim kuvvetleri*, düzenli bir dönüş ve göktaşlarının iç gezegenlere çarpmasına engel olur.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
doğruları konuşma zamanı geldiğinde sustuğun o gün
çığlıklarımı duymadığın her saniye
beni görmediğin her anda
ellerini arkada birleştirip televizyonunu izlediğin her akşam
birini daha ölüme götürdün
katili ayıplayan gözlerin
aynadaki katili göremedi
suçunu kabullenmedin
dışarıda aradığın şeytan içindeydi
bilemedin
bir gün kendinle yüzleştin
nefret ettin
ölmek istedin
ama çok geçti
giden canlar gelmezdi
kustun nefretini güzel olan her şeye
ikinci hatanı yaptın dünya denilen tımarhanede
kendi kafana bir kez daha sıktın
yine olmadı
kıvrandın acı içinde
ölü bedenlerin ruhları saklı kalbinde
çığlıklarımı duymadığın her saniye
beni görmediğin her anda
ellerini arkada birleştirip televizyonunu izlediğin her akşam
birini daha ölüme götürdün
katili ayıplayan gözlerin
aynadaki katili göremedi
suçunu kabullenmedin
dışarıda aradığın şeytan içindeydi
bilemedin
bir gün kendinle yüzleştin
nefret ettin
ölmek istedin
ama çok geçti
giden canlar gelmezdi
kustun nefretini güzel olan her şeye
ikinci hatanı yaptın dünya denilen tımarhanede
kendi kafana bir kez daha sıktın
yine olmadı
kıvrandın acı içinde
ölü bedenlerin ruhları saklı kalbinde
devamını gör...
serendipity
tam çevirisi olmamakla birlikte; mutlu kaza, aramazken bulunan, mutlu tesadüf olarak türkçeye çevrilen kelime.
kelime ilk olarak 1754 yılında horace walpole'un arkadaşına yazdığı bir mektupta kullanılmış. etimolojik olarak ele alındığında ise "serendib'in üç şehzadesi" adlı eski bir pers masalına dayandığını görürüz.
masalda şehzadelerin kaza yolu ile birtakım şeyleri keşfetmesi anlatılır. tabii, hikayede mutlu son vardır.
walpole, bu hikayeden esinlenerek kelimeyi kullanmış ve literatüre geçmesini sağlamıştır.
kelime ilk olarak 1754 yılında horace walpole'un arkadaşına yazdığı bir mektupta kullanılmış. etimolojik olarak ele alındığında ise "serendib'in üç şehzadesi" adlı eski bir pers masalına dayandığını görürüz.
masalda şehzadelerin kaza yolu ile birtakım şeyleri keşfetmesi anlatılır. tabii, hikayede mutlu son vardır.
walpole, bu hikayeden esinlenerek kelimeyi kullanmış ve literatüre geçmesini sağlamıştır.
devamını gör...
hatasını kabul eden insan
devamını gör...
pasta kalıbı deneyi
şekilleri algılamadaki değişmezliği ortaya çıkarmak adına james jerome gibson'un yaptığı deneydir. deneyde kullandığı malzemeler günümüzde birçok evde bulunan kurabiye/pasta kalıpları gibi maddelerdi.
gibson'un yaptığı bu deneye kadar, psikolojik deneyler pasif duyuları ele alıyordu. rivayetlere göre pasta kalıbı deneyi; müller yasası'na ve algıların duyumlardan ibaret olduğuna dayanan bir taktiktir.
birey kafasını sağa sola hareket ettirdiğinde dünya kendisine sabit olarak görünür fakat retinaya düşen görüntülerin değişmesi gerekir. görüntü değişmese bile duyumlarca dünya sabittir. eğer kafanın üzerinden hareket halindeki bir madde geçerse ve göz maddeye odaklanırsa bu kez dünyadaki her şey hareket halindeymiş gibi görünür. diğer deneyler algılardaki bu değişimleri retinaya düşen görüntülere dayandırırken, pasta kalıbı deneyi bunun yanlış olduğunu vurgular. algının değişmediğini, salt görüntülerin değiştiğini söyler.
gibson'un yaptığı bu deneye kadar, psikolojik deneyler pasif duyuları ele alıyordu. rivayetlere göre pasta kalıbı deneyi; müller yasası'na ve algıların duyumlardan ibaret olduğuna dayanan bir taktiktir.
birey kafasını sağa sola hareket ettirdiğinde dünya kendisine sabit olarak görünür fakat retinaya düşen görüntülerin değişmesi gerekir. görüntü değişmese bile duyumlarca dünya sabittir. eğer kafanın üzerinden hareket halindeki bir madde geçerse ve göz maddeye odaklanırsa bu kez dünyadaki her şey hareket halindeymiş gibi görünür. diğer deneyler algılardaki bu değişimleri retinaya düşen görüntülere dayandırırken, pasta kalıbı deneyi bunun yanlış olduğunu vurgular. algının değişmediğini, salt görüntülerin değiştiğini söyler.
devamını gör...
sözlük kültürü
sözlüklerin olmazsa olmaz kavramı sözlük kültürü kavramadır . peki nedir ya da ne değildir ?
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.
sözlüklerin temel amacı esasen bilgi vermek daha sonra da tecrübelerin paylaşılmasıdır . herhangi bir konuda özgün ve samimi olarak bu birikimin aktarılmasıdır . bu tarz mecralarda isterseniz en tanınır olun ama reel hayat bazında kıymeti olmayan bir durumdur çünkü yazmak başarı değildir, aslolan dilimiz döndüğünce fikir paylaşmak * . düşünün milyarlarca insan var yazıyor ,yaşıyor ,hayal kuruyor yani bizler gibi milyarlarca insan var kim ne yapsın senin yazıp çizmeni , milyarlarca insandan biriyiz işte . ister az cümle ile yazın ister çok cümle ile yazın klişe şeyler zaten kendini belli ediyor .
herkesin yazma sebebi de başkadır . açıkçası bu mecra henüz alacağı ciddi bir mesafe olmasına rağmen yenilikçi bir motto ile geldi . bu mecralar kişi bazlı değildir ben giderim ya da x gider ama o boşluk dolar . şuan bu mecra için en önemli nokta adım adım ilerlemek . bu tarz yeni oluşumlar için en büyük sıkıntı buraya vakit ayıran ve yazdığı ister uzun olsun ya da kısa bir şekilde yazıp zamanından feragat edip emek veren insanlara karşı beğenmediysen ne yapalım yaklaşımı . insanların fikrini söylemesinden doğal bir şey yok . herkes aynı olsaydı robottan bir farkımız kalmazdı.
buranın umarım temel mottoları hep korunur . misal sadece beğeni butonu var . yani beğeniyorsan basıyorsun ,basman için zorlayan da yok . eksi butonu ise öyle değildir , vay bu da hep beğeni alıyor bastım eksiyi ya da önce güldüm sonra bastım eksiyi muhabbetleri gırla gider . buraya klişe olan ve verimli olmayan bir özellik katmanın mantıklı olmayacağı da aşikar. zaman geçtikçe en polyannacının bile morali bozulur ve yazma motivasyonu gider çünkü amacı dışında kullanılır.
şunu okuyup ,okutunuz (bkz: kafa sözlük formatı ve kuralları) buranın mihenk taşı budur . bu formata uyulduktan sonra gerisi kolay .
herkese keyifli sözlükler.

devamını gör...
gece sözlükte oluşan elit ortam
sakinliğin getirdiği dinginlik diyebilirim aslında,
kahvenin siz hali oluyor burada gece..varolun..
kahvenin siz hali oluyor burada gece..varolun..
devamını gör...
eski sevgiliden akılda kalanlar
gülüşü der susarım.
devamını gör...
kalbi kırılmış bir kadının yapabilecekleri
gözyaşlarını elinin tersiyle itip ayağa kalktığında yapacaklaridir.
aslında en büyük eylem susmaktır. bir kadının susuşu bütün yapabileceği eylemlerden daha tehlikelidir.
aslında en büyük eylem susmaktır. bir kadının susuşu bütün yapabileceği eylemlerden daha tehlikelidir.
devamını gör...
mahlassızım
ortak moderatör işine girdik biz bu yazar arkadaşla, aramızda anlaştık hazall'ın dörtte üçü ona ait, gerisi benim.
şaka maka da benim pay iyice azaldı bu ara? biraz da bana bıraksan mı acaba?*
şaka maka da benim pay iyice azaldı bu ara? biraz da bana bıraksan mı acaba?*
devamını gör...
ıslak beton kokusu
devamını gör...