1.
bir max horkheimer tanımlamasıdır.
max horkheimer‘a göre insanın eşya üzerinde iktidar kurma isteği, sahip oldukça daha fazlasına sahip olma hırsı ve oscar wilde’ın da değindiği gibi sahip olmayı var olmanın önüne koyan yüzeysel anlayışı onun zihnini zedelemeye başlar.
chuck palahniuk’un daha basit ve doğrudan bir ifadeyle benim çok beğendiğim kitabı dövüş kulübünde söylediği şeye dönüşür zamanla durum: “bir zamanlar sahip olduğun şeyler gün gelir senin sahibin olur.”
max horkheimer da eşyalar üzerinde hüküm sürme, sahip olma ve iktidarını devam ettirme hırslarına yenik düşüp bu hırsların yoğunluğunun tahakkümü altına giren insanların eşyanın iktidarı altında ezileceğim anlatır. bu durum ise insanın bireyselliğini kaybetmesine ve zihninin zaman içinde biçimsel bir akıl otomatına dönüşmesine neden olduğu için insanı yavaş yavaş kendisinin silik bir kopyasına çevirir.
bu otomat üretkenlikten yoksun, mantık yürütmekten aciz, yaratılıcılıktan bihaber ve zavallılığını ışıltılı görüntüsü ardında saklayan basit bir makinedir. ne verirsen onu alırsın bu otomattan. her şey düz mantıkla ilerler makinenin içinde ve en kötüsü de dünyadaki bütün biçimsel akıl otomatları aynı firma tarafından üretilir ve aynı çalışma prensibi içinde çalışmaktan kurtulamazlar.
max horkheimer‘a göre insanın eşya üzerinde iktidar kurma isteği, sahip oldukça daha fazlasına sahip olma hırsı ve oscar wilde’ın da değindiği gibi sahip olmayı var olmanın önüne koyan yüzeysel anlayışı onun zihnini zedelemeye başlar.
chuck palahniuk’un daha basit ve doğrudan bir ifadeyle benim çok beğendiğim kitabı dövüş kulübünde söylediği şeye dönüşür zamanla durum: “bir zamanlar sahip olduğun şeyler gün gelir senin sahibin olur.”
max horkheimer da eşyalar üzerinde hüküm sürme, sahip olma ve iktidarını devam ettirme hırslarına yenik düşüp bu hırsların yoğunluğunun tahakkümü altına giren insanların eşyanın iktidarı altında ezileceğim anlatır. bu durum ise insanın bireyselliğini kaybetmesine ve zihninin zaman içinde biçimsel bir akıl otomatına dönüşmesine neden olduğu için insanı yavaş yavaş kendisinin silik bir kopyasına çevirir.
bu otomat üretkenlikten yoksun, mantık yürütmekten aciz, yaratılıcılıktan bihaber ve zavallılığını ışıltılı görüntüsü ardında saklayan basit bir makinedir. ne verirsen onu alırsın bu otomattan. her şey düz mantıkla ilerler makinenin içinde ve en kötüsü de dünyadaki bütün biçimsel akıl otomatları aynı firma tarafından üretilir ve aynı çalışma prensibi içinde çalışmaktan kurtulamazlar.
devamını gör...