istisnalar mutlaka olacaktır.

karnını doyurmakta güçlük çeken, doyursa bile sanatı umursamayan, tek meşgalesi çoğalmak olan insanlardan hayal gücü beklemek saçma olurdu zaten...

hint edebiyatı, pakistan edebiyatı, endonezya edebiyatı duyan oldu mu hiç?
devamını gör...
maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi ile bağlantılıdır. bilindiği gibi piramitin son noktası ''kendine gerçekleştirme'' olarak belirlenmiştir. bu evrede insan erdemli, yaratıcı, içten, önyargısız ve hakikatleri kabul eder olmaktadır. bence gerçek sanatçıların bu evrede olması gerekmektedir. çünkü sanat yukarıdaki saydığımız özelliklere ihtiyaç duyar. henüz birinci basamakta olan fizyolojik ihtiyaçlarını giderememiş bireylerden oluşan bir toplum, nasıl olur da iyi sanatçılar çıkarabilir ki? bu insanların derdi karnını doyurup barınabilecek bir yer bulabilmek ve hatta hayatta kalabilmektir.
devamını gör...
toplumun alt sınıfına mensup insanların sayabileceği kaç fikir akımı var? yine aynı insanların anlatabilecekleri, betimleyebilecekleri kaç şehir var gezip gördükleri? anlatacak neleri var? yokluk mu kendi yaşamlarını idame ettirme çabaları mı? bunu herkes anlatabilir diye düşünüp kaleme alma fikrine bile gülerler. fakir edebiyatını herkes yapıyor. bu insanların savunabilecekleri kaç görüş var. siyaset ve futbol dışında. bunlardan ancak kaleminin farkında olan insan aralarına girer bunlardan beslenir. aralarına girer kahvehanelerde dönen muhabbetleri dinler bu bile yazılabilecek bir şeydir doğru yerden bakarsan. insanların beklentileri yok çünkü fazlasıyla hayal kırıklığı yaşamışlardır. bir nevi edinilmiş çaresizlik hallerine girmişlerdir. bahsettiğiniz ülkelerde okuma oranlarını da göz önünde bulundurmak gerekir.
devamını gör...
ruslar zenginmiş haberimiz yok.
devamını gör...
kim ne derse desin; sanat -kimi zaman toplum için olsa da- çoğunlukla sanatçının kendi öz tatmini içindir. sanatçının sanatını işlerken "yarın ne yiyeceğim acaba?" diye düşünmemesi gereklidir.

sanatın; sanatçının kendi tatmini için olduğu durumlarda özgür, hür olduğunu savunabiliriz. ancak sanatçı eğer toplum için -toplumu harekete geçirmek ya da bilinçlendirme kaygısıyla-, geçim sağlamak kaygısıyla yahut sanat kaygısıyla yazıyorsa, bu üç durumda da bu kaygılar ortaya çıkan sonucu etkileyecek ve manipüle edecektir.

sözün özü; sadece edebiyat için değil, neredeyse tüm sanatlarda sanatçı kişi kendi tatmini için hür bir beyinle eser yaratıyorsa şüphesiz ki sonuç daha güzel olacaktır.

fakat; kişi geçimini sağlamak ya da toplumu harekete geçirmek amaçlı -her ne kadar bir otorite tarafından zorlanıyor olsun ya da olmasın-, pek de hür olmayan bir beyinle eserini yaratıyorsa, ortaya çıkan eser o denli manipüle edilmiş ve miladı kolayca dolacak türden bir eser olacaktır.

benim gözlemim bu, bir yerden okumadım.
devamını gör...
aç ülkelerin hikayeleri bile çalınmıştır. dolayısıyla onları yazacak kalem de bulunmaz.
devamını gör...
fakir olarak nitelendirilen ülkelerde; halk edebiyatı, söylenceler ve masal kültürü ile devam ettiğindendir. bazı ülkelerde dinen uygun olmadığından edebiyat çok yeşermez, kimisi ülke okur yazarlıgının düşüklüğünden. ama edebiyat zengin ya da fakir olmasından mı yoksa kültürel etkilerden mi diye tartışmak daha doğrudur.
devamını gör...
latin harfleriyle batı kültürüne takılıp kalmak içler acısı, dört yanımızdan kültür fışkırıyor ama tek yönümüz var.
(bkz: kontrapuntal okuma)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"fakir ülkelerden iyi edebiyatçılar çıkmaması" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim