gerçek hayat tecrübesi edinilecek yegane mecradır iş hayatı. bu tecrübe meslek daliniza göre müthiş şekilde farklılık gösterir. bir insanı gerçek manada pişirir adam eder.
devamını gör...
öğrenciliğin ne kadar değerli bir zaman olduğunu anladığınız zamandır.
devamını gör...
o işleri yöneten sensen müthiş bir hayattır ama o işi ücret karşılığı iş olsun diye yapıyorsan sıkıcı bir hayat demektir.
devamını gör...
iş dışındaki hayatımın da içine eden hayattır. bi kendi diplomana bakıyosun bi de başında patron diye dikilen adamın diplomasına tam o anda boşluğunuza denk gelirse eyvah! iş hayatı denen sey siz de kalmıyo çünkü tıs tıs .
devamını gör...
türkiye de neredeyse her erkeğin çocukluktan itibaren ayak bastığı ve çoğu zaman ölene kadar mücadelesini sürdürdüğü kulvardır. patronlar, müşteriler, düşük insan profili derken insanın kafadan 10 sene yaşlanıyor zaten. sosyal hayat yok, eğlence yok çoğu meslek grubunda pazar günü bile mesai var. bu şartlar altında insanlar nasıl mutlu olacak.
devamını gör...
sınırı olmayan her türlü saçmalığa katlanılmak zorunda kalınan sözde hayat özde köleliktir.
devamını gör...
sadece 2 yıl içinde bulunmama rağmen 10-11 saat çalışmasıyla, yolda geçen zaman ve trafikle, sabah güneş açmadan uyanmakla, çevreni bırak kendine bile ayıracak zaman kalmamasıyla psikolojimi çökertmiş, vücudumda saçma sapan hastalıklar çıkmasına neden olmuş, sosyal hayatıma zaman ayıramamam sonucu 2 yılda en az 10 yıl yaşlandığım süreç. istifa ettikten sonra da evde yatmak bir yerden sonra sıkıcı olmaya başladı. neden bu hayatta hiçbir şeyin ortası yok da uçlarda yaşamaya mecbur bırakılıyoruz, yaşamakla bağımız kalmıyor.
devamını gör...
tr de çok zordur. mesai biter zamanında çıkaramazsın, işini dört dörtlük yaparsın patron gelir illaki bir kusur bulur. çalıştığınız ortamdaki insanlar leş gibi olur ekmek parası için katlanmak zorunda olursunuz. kimi zaman sebepsiz yere işten atılır ortada kalırsınız. kadınlar daha çok masa başı iş yaptığı için erkekler çok fena eziliyor.
devamını gör...
iş hayatı evet zor. zor olmasının nedeni ise türkiyede hiçbir eğitim dönemi/sistemi ve ebeveyinler bizleri hayata doğru şekilde hazırlamıyor.en ufak bir problem çözmede başarısız olunuyor ve işten kaçmanın yolu aranıyor.sonuç olarak iş hayatına kendi imkan ve planlamanız ile hazırlanmak zorundasınız.yani yine tek başınasınız.kimse size acıyıp iyi davranmayacak.bu acımasız sistemde yine tek çözüm kendinizde... sevgiler
devamını gör...
saat 06:55

uyuyakalmanın eşiğinden döndüm ve evden apar topar çıkmak zorunda kaldım. neyseki çocukları ters yönümde olan kreşe değil, anneme bırakma imkanım var bugün. asansörde mesaj atıyorum anneme geliyoruz aç kapıları.

saat 07:30

kartımı bastım. bugün eski işimdeki yeni hayatımın üçüncü günü. şimdiden çalışanların bazıları adımı biliyor. bu çok önemli. işler yolunda gitmediğinde sudoku’nun yüzünden diyebilmek için. işler yoğunlaştığında bazı siparişleri sudoku yapsın banane diyebilmek için. işler yolunda gittiğinde sudoku sayesinde demiyoruz. çünkü akış bu şekilde ve kaliteli bir akış olağan olmak zorundadır. aksi düşünülemez. kimse seni 12 saniyede big mac yetiştirip tüm fast food zinciri arasındaki en hızlı çalışan diye takdir etmez. unutma, standartımız bu.

- günaydın, ben ne yapıyorum bugün?
- günaydın sudoku, ben x. sana bugün dolaplar nasıl doldurulur öğreteceğim. bugün yanımda yürüyorsun.
- tamam x.

içimden göz deviriyorum. beş yıl öncesinde çalıştım burada. tüm işleyişi ve tabiki dolaplar doldurulurken nelere dikkat etmem gerektiğini hatırlıyorum. dün ne yedim hatırlamıyorum. işleyiş travma gibi kalmış işte orada bi yerlerde, derin hafıza kuyusunda.
itiraz etmiyorum x’e. böylece düşünmek için vakit yaratıyorum kendime ve yanında yürüyorum. dolabına gidip hırkasını giyiyor. kapıda bekliyorum. derin dondurucuya gidip 16 paket salata, 1 karton kaşar peyniri, 1 karton domates, 1 paket havası obzerve edilmiş paketteki soğanları alıp çıkıyoruz ve mutfağın arka tarafındaki odada konuşlanıyoruz. hırkasını çıkaran x önce mutfaktan bir pişirme kağıdı kapıp getiriyor ve plastik saklama kabına yerleştiriyor.

evim yanıyor mudur şuan acaba?

- bak sudoku, böyle üçer blok halinde, peynirler birbirine yapışmayacak şekilde 9 tane peynir koyuyorsun kaba. sonrasında son kullanma tarihi çıkartıyosun makineye peynir 4006 yazıp. kafa sallıyorum. zaten biliyorum be adam, sal beni düşüncelerimle.

evim diyorum ya, yanıyor mudur? saç kurutma makinesini ve laptobun şarjını çekmiş miydim prizden? oh fuck. neyse itfaiyecilere güveniyorum. yangın varsa söndürürler. tüm önemli evraklarım, pasaportlar, karnelerim, sertifakalarım yanabilir. dönülecek bir evim bile olmayabilir. itfaiyeciler, iyi ki varsınız. size güveniyorum. giyilecek bi’ kaç parça eşyamı kurtarırsınız ya.

x yine gereksiz konuşuyor. her plastik kaba bir paket salata doldurabilirsin, ne fazla, ne eksik. tam bir paket. skt çıkarmayı unutma makineden bla bla blaaaa… x’i inceliyorum. göz kenarları kırışık. ön saçları siyah, ensesindekiler beyaz. elli beş vardır. esmer tenli. afgan kesin. belli oluyor cildinden. açtığı plastik poşetleri çeşmenin içine atıyor ve elini başka işe sürmeden önce çeşmeyi temizliyor. işini özenle yapan bir standartçı. bu dedeme yamuk yapmamalıyım. zaten yamuğu genelde başkaları benim üstüme atar ya neyse, oraları sonra, gelecekte konuşuruz. x domateslere geçiyor.

evim yandığında tüm evrakları yeniden çıkarmak zorunda kalacağım. devlet daireleri beni özlemiştir zaten. mecburen babamlara mı taşınacağım? telefonlarım yeniden dinlenecek, bir gülüşümden bir senaryo yazılacak. psikolojin çökerken güzel bir aile sofrasında oturacaksın. oh fuck that.

- sudoku 1 karton domates 4 kaba sığacak şekilde yerleştiriyoruz. makineden skt çıkarm… başımı sallıyorum.

aşırı uykum var. gece bebeğim ağladı durdu, onu ayağımda sallarken uyuyakalmışım, bacaklarımı hissetmiyorum sen bana domates diyorsun be dedem.

kahvesinden bir yudum alıyor. hamile olsam böyle güzel kokmaz lanet içecek. yeni geldim diye kahve almaya da çekiniyorum. neyse. bugün son. sonra beş gün görmeyeceğim dedemi, skt makinesini, domates kesme makinesini vs, rahatladım. uykusuzum ama keyfim yerinde. çünkü molamda telefonumu elime aldığımda konuşacağım biri var. acaba şiir seslendirip, atmış mıdır?

o değil de, ben evimin yanma ihtimalini bi’ kaç saat sonrasında unutup, espriler patlatıp gülerken, eşyalarım, happy place’im simsiyah ve yerle bir olacak.


- sudoku şimdi soğan makinesini yıkayıp bulaşık makinesine yerleştiriyoruz.
- hıhım…

saat 17:52

eve geldim. happy place’im hala ayakta. canım evim direnmiş ben gelene kadar. bu mutluluk bana yeter…
devamını gör...
sağlıklı insanı bile yaşlandırıyor.
devamını gör...
iş hayatının olmazsa olmazı mesai arkadaşlarındır.

yaptığın iş ne olursa olsun yanında kafa dengi insanlar varsa o iş koymaz sana zaman su gibi geçer.

tabi bunun tam aksi olma ihtimali de yok değil. ekip arkadaşların sikko tiplerse masa başı çalışıp akşama kadar geçen uçakları say deseler yine keyif alamaz darlanırsın. 5 dk da bir saate bakıp lan 1 saat önce baktım daha beş dakika geçmiş dersin.

allahtan işim rahat değil ama ekibim sağlam. sabah 7 de millete sarmaya bir başlıyorum hoop bakmışım akşam olmuş. karantinadan dolayı 1 ay işe gitmedim gittiğim de askerden nişanlısı gelmiş gelin gibi sevindiler yeminle.

seviyorum lan sizi keranacılar.
devamını gör...
azap ve firavunsu kölelik hayatı olarak da tanımlanabilir. sigorta hanesindeki çift sayılı yatan miktarları görünce ölüme doğru yaklaşan emeklilik güvencesini nesillere kakalayan x kuşağı fosillerinin tapındığı put.
devamını gör...
maksimum 45 te falan bırakılmalı. bunun için bu yaşa kadar at gibi çalışmanız gerekiyor. son 10 yıl...
devamını gör...
amele gibi çalışmakla geçer ne gezecek zaman olur ne de spora gidecek bir motivasyon kalır. sadece hafta içi çalışanlar bile çok şanslı çünkü ülkenin yarısından fazlası tam gün mesai yapıyor neredeyse. evet.
devamını gör...
bu ara bende olmayandır. haftalardır bütün gün sadece keyif. bir noktada birikmişlere bakmam lazım.
devamını gör...
sağlık açısından gereklidir aslında, her gün çalışan insanlar evinde yatan, dışarıda boş boş gezen insanlara kıyasla daha sağlam olurlar. daha zor hastalanırlar, daha zor yorulurlar. onun dışında bir yararını görmedim.
not: 8 yaşımdan beri iş hayatındayım. ne çocukluk yaşadım doğru düzgün, ne de gençlik. bu dünyanın düzenini patlatasım geldi şu an bak. çıtıke.
devamını gör...
filmi olsa ismi:’maskelerle çevrili bir hayat’ olurdu.
devamını gör...
yorgunluktan kendine vakit ayıramadığın, hayallerini kısıtlayıp seni bir robota döndüren, çocukluğunu burnunda tüttüren bir hayat. tabii kendi işinin patronu değilsen
devamını gör...
içinde bulunmak istemediğim ancak fotosentezle de yaşayamayacağım için içinde bulunmak zorunda olduğum şey.. yok bu hayatı seçerek gelmişiz , aman bizler seçilmişiz falan vallahi palavraa, fragmanı gösterselerdi kabul eder miydim bu filmi, asssslaaaaaa
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"iş hayatı" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim