kendine el uzatan tanrı karşısında adem’in rahatlığı
başlık "insan olun biraz" tarafından 18.12.2021 12:23 tarihinde açılmıştır.
1.
sistine şapeli’nin tavanında bulunan ve michalengelo tarafından 1511 dolaylarında yapılmış olan creazione di adamo isimli freske bakarken beni düşüncelere sevk eden rahatlıktır.
freskte anadan üryan bir vaziyette bir dağ yamacı ya da kayanın üzerinde oturmakta olan adem’e tanrı elini uzatır ve ona hayat verir. beyazlar içindeki saçı sakalı ağarmış tanrı adem’e doğru uzanırken arkasında bu olayı seyretmekte olanların arasında tam tanrının sol kolunun altında havva bulunmaktadır. kalan onbir kişi ise adem ve havva’nın soyundan gelecek olan insan ırkını temsil eder. tanrı adem’e sağ elini azimle uzatırken adem sol eliyle hafif bir uzanma hareketi yapar.
bu kısa girizgahtan sonra gelelim asıl konumuza. bu freski ilk gördüğüm andan itibaren beni rahatsız eden şey adem’in rahat tavırları oldu. daha yaratılma aşamasındaki bu rahatlık gerçekten takdire şayan. evrenin yaratıcısı, cennet ve cehennemin sahibi tanrı, adem’e elini uzatıyor ona hayat vermek için ama adem’in dünya yansa bir kalbur samanı yanmayacak gibi. sanki “ sen yarattın sen düşün” der gibi bir havada.
tanrı güçlükle uzanmaya çalışırken adem zahmet edip iki santim oynamıyor yerinden. hiç kalkamam, der gibi bir eda ile elimi tutmak isteyen bir yolunu bulur tutar, diyor sanki tanrıya.
ben geleneksel bir yöntemle yetiştirilmiş bir adam olduğum için hala babamın yanında uzanıp yatamam, bacak bacak üstüne bile atamam. ama adem sere serpe uzanıyor, oturuşunu bile değiştirmeden. gerçekten hayret verici bir olay.
bir de anadan üryan. üstümü başımı düzelteyim derdine de düşmüyor asla. insan sormadan edemiyor: tanrıdan utanmadın da arkasındaki havva’dan ve gelecekteki evlatlarından da mı utanmadın?
bence freskin ismi adem’in yaratılışı değil modern ve edebi bir tabirle söylemek gerekirse tanrı karşısında rahatlık seviyem olmalıydı.
ademoğulları olarak içinde yaşadığımız gezegene karşı duyduğumuz bu aymazlığın, bu umursamazlığın nedeni bu olmalı. rahatımızdan ödün vermemek, kendi kendimize düşkün olmamız hep bu nedenden bence.
freskte anadan üryan bir vaziyette bir dağ yamacı ya da kayanın üzerinde oturmakta olan adem’e tanrı elini uzatır ve ona hayat verir. beyazlar içindeki saçı sakalı ağarmış tanrı adem’e doğru uzanırken arkasında bu olayı seyretmekte olanların arasında tam tanrının sol kolunun altında havva bulunmaktadır. kalan onbir kişi ise adem ve havva’nın soyundan gelecek olan insan ırkını temsil eder. tanrı adem’e sağ elini azimle uzatırken adem sol eliyle hafif bir uzanma hareketi yapar.
bu kısa girizgahtan sonra gelelim asıl konumuza. bu freski ilk gördüğüm andan itibaren beni rahatsız eden şey adem’in rahat tavırları oldu. daha yaratılma aşamasındaki bu rahatlık gerçekten takdire şayan. evrenin yaratıcısı, cennet ve cehennemin sahibi tanrı, adem’e elini uzatıyor ona hayat vermek için ama adem’in dünya yansa bir kalbur samanı yanmayacak gibi. sanki “ sen yarattın sen düşün” der gibi bir havada.
tanrı güçlükle uzanmaya çalışırken adem zahmet edip iki santim oynamıyor yerinden. hiç kalkamam, der gibi bir eda ile elimi tutmak isteyen bir yolunu bulur tutar, diyor sanki tanrıya.
ben geleneksel bir yöntemle yetiştirilmiş bir adam olduğum için hala babamın yanında uzanıp yatamam, bacak bacak üstüne bile atamam. ama adem sere serpe uzanıyor, oturuşunu bile değiştirmeden. gerçekten hayret verici bir olay.
bir de anadan üryan. üstümü başımı düzelteyim derdine de düşmüyor asla. insan sormadan edemiyor: tanrıdan utanmadın da arkasındaki havva’dan ve gelecekteki evlatlarından da mı utanmadın?
bence freskin ismi adem’in yaratılışı değil modern ve edebi bir tabirle söylemek gerekirse tanrı karşısında rahatlık seviyem olmalıydı.
ademoğulları olarak içinde yaşadığımız gezegene karşı duyduğumuz bu aymazlığın, bu umursamazlığın nedeni bu olmalı. rahatımızdan ödün vermemek, kendi kendimize düşkün olmamız hep bu nedenden bence.
devamını gör...