kitap okumayanların bahanesi

ben filmini izliyorum okurken sıkılıyorum derler,sanki tüm kitaplar film oluyor...

çoğu yersiz eleştirilen bahanelerdir. abi okumak güzel bir şey de bu kadar abartmayın. herkes film veya dizi izlemeyi de sevmez mesela. insanları böyle aktivitelerle yerip ya da yüceltmek çok manasız geliyor bana. okunacak tek şey kitaplar değilken bundan haz almayan insanlara cahil muamelesi yapmak çok komik değil mi?

'ee bunun zaten arkasında özeti yazıyor, kitabı niye okuyorsun ki?' sorusunu duydu bu kulaklar.

sevmiyordur sevmek zorunda değildir.

bahane yerine sevmiyorum demesi daha doğru olur.
ama hayatta tek vasfı kitap okumak olan numuneler garip yaklaştığı için bahane üretiyorlar.

düzgünce "okumak istemiyorum ve sevmiyorum." demek yerine lafı evirip çevirirler. genelde de vakitleri yoktur.
"boş vaktim yok ki. bir boş vaktim olsa ah ah." diyerek işi drama çevirirler.

genel de vakitlerinin olmadığını söylerler ama televizyonun karşısında saatlerce otururlar. garip doğrusu.

geziyorum hocam gezen adam aktiftir o ne öyle dört duvar arasında..

ayşe kulin, elif şafak, hikmet anıl öztekin filan okuyan erginleşmemiş yazarlar gelip buralarda kitap okudukları zannıyla ahkam kesiyorlar. on on beş başlık var buna benzer ve hepsinde düpedüz çocukça hakaretler ediliyor kitap okuma kültürüne sahip olduğu vehmine kapılan yazarlar tarafından. az gelişmiş ülkelerin salgınlarından biridir bu, neredeyse kimse kitap okumuyordur ve hasbelkader ucuz kitaplar okumuş insanlar hiç okumayanları akıllarınca aşağılamaya çalışırlar. oysa bakıyorsunuz kitap okumayan insanlara çemkiren yazarlara hiç de okumuş insanların üslubu ve imlâsı göze çarpmıyor. aksine kırık cümleler, anlatım bozuklukları, fahiş hatalar, yazım yanlışları, imlâ kusurları görünüyor. böylelikle meselenin twitter aforizmaları elde etmek amacıyla kitap satın almak veya onları lütfen okumak olmadığı anlaşılıyor. önemli olanın iyi kitaplar okumak ve bunlar üzerine kafa yormak olduğu gün gibi ortaya çıkıyor. bir başka genel yanılgı hâli daha gözlemliyorum bu başlıklarda; kitap denilince sadece roman, şiir, öykü filan anlaşılıyor. bunlar insanın estetik ihtiyacını karşılar, eğer kalitelileri okunuyorsa tabii. ama okuma deneyimi edebiyatın yaratıcı türleriyle sınırlanmamalıdır, teorik okumalardır insana düşünce alışkanlığı kazandıran. okuduğum en iyi kitap çalıkuşu, okumayan insanları anlayamıyorum ya diye yazılar yazmak yerine oturup edebiyatın ne olduğunu öğrenmek gerekir öncelikle. felsefe, tarih, edebiyat tarihi, sosyoloji vesaire okumak gerekir ki kitaplara nüfuz edilebilsin. ahmet ümit okuyorum okumayan insanların bahanelerine gülüyorum ya gibi absürt lakırdılar etmemek için okuma kültürünü içselleştirmek gerekir. kaldı ki bütün bunlara hiç tevessül etmeden doğrudan senin ataların da okumazdı sen de okumuyorsun aslında demek de mümkün.

dolar'ın 18 tl olması.

zamanım yok.
yanıma yük etmeyim

belirli bir okuma zevklerinin olmayışı.

600 tane kitap okuyup artık yılmasıdır.

benim hayatım kitap olmuş diyolar ya.

zamanı yok sözde güya.

kitaplar çok pahalı. evet pahalı ama toptancılığını yapmayacaksan 1 tane 1 tane de olsa alıp okursun yani. nelere para vermiyoruz....

“canım istemiyor” diyorsa yine saygı duyarım.

yok eğer “vaktim yok yiağğ” falan diyorsa hassittir len oradan derim.

aşk ve seks hikayesi okumaktan sıkılmak ve artık gereksiz olması.

bu durum, film/diziler için de geçerli.

edebi eserlerin %95'inin bundan ibaret olduğunu öne sunuyorum. özellikle türk edebiyatı.
yazarların alayı sapık. koskoca edebiyatçıların tek derdi 'şöyle soktum, böyle çıkardım' veya 'ah şöyle sokabilseydim, böyle çıkarabilseydim'.
bu kadar cinselliğe aç olsaydım, izleyeceğim şey belli olurdu.

romanların hayal gücünüzü, sözcük dağarcığınızı geliştirdiği falan yok. dönüşüm kitabı hayatına bir şey katan biri varsa, o kişi o zamana kadar hayatında hiçbir kötü durumla karşılaşmamış demektir.

kitapların eskimiş ve artık gereksiz bir format olduğu kabul edilene kadar, söylediklerim bahane kalacak. kitapların sesli kitap biçiminde kullanılması artık normalleşti. insanlar artık ev temizlerken, araba sürerken, aynı medyayı tüketebiliyorlar.

edebi olmayan tüm kitapları bilgi içerikli kitap olarak sayalım. bu bilgilerin hepsi internette var. bu saatten sonra kitaptan dil öğrenecek değiliz. yemek tarifi videolarının yükselmesinin bir nedeni var. çünkü artık 'yemek tarifi kitabı' da, aynı günümüz kitapları gibi, elitleştirilmiş bir şey. sadece şefler yapıyor. gerçi artık onlar da dayanamadılar ve tiktok, instagram ve youtube'dan parayı kırma derdine girdiler.

tüm akademik hayatım boyunca bir defterim oldu ve neredeyse çoğu boş, çünkü not almak için telefonumu kullanmak çok daha pratik ve etkileşimli*. sınavı sonrası unutacağım ders için ağaç kesmeye gerek yok. onların kullanılacağı daha önemli yerler var.

"kitabın kokusunun, kalın kapağının, sayfa değiştirmenin zevki başka" diyorsanız, gidin bir çimene dokunun. çünkü kafayı sıyırmışsınız. matbaa kokusu o efendim. aynı koku doğrama atölyesinde de var, nalburda da.

şekil a' da gösterildiği üzere

- kanka hangi kitabı okursam okuyayım uyuya kalıyorum hatta geçen gün kitabı okurken yine uyuya kalmışım
+ kitabın ismi neydi ?
- hatırlamıyorum.

anne- babadan görmemiş olmak. okumayanın çocuğu çoğu zaman okumuyor. bazı nitelikler ailede kazanılır.

hayatta her şeyin bir bahanesi olduğu için sıradan bir bahanedir. komplike hale getirmeye gerek yok.

ama benim en sevmediğim bu ben zaten hayatta her şeyi gördüm geçirdim diyip okumayanlar. hani hayatımı yazsam kitap olurcular. yazın okuyalım diyorum. hani emin olun ne hayatlar var bu ülkede.