orijinal adı: sous les cartes d'un jeu de whist
yazar: jules barbey d'aurevilly
yayım yılı: 1874
yazarın altı öyküden oluşan şeytani öyküler adlı kitabında yer alan kısa öykülerinden birisidir. kadın kahraman ile bir whist oyuncusu arasındaki yasak ilişkinin şiddet ve intikam ile sonuçlanmasını konu alır.
yazar: jules barbey d'aurevilly
yayım yılı: 1874
yazarın altı öyküden oluşan şeytani öyküler adlı kitabında yer alan kısa öykülerinden birisidir. kadın kahraman ile bir whist oyuncusu arasındaki yasak ilişkinin şiddet ve intikam ile sonuçlanmasını konu alır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "0rene" tarafından 09.10.2022 16:04 tarihinde açılmıştır.
1.
jules barbey d'aurevilly'nin can yayınları lacivert klasikler serisinden kısa bir hikayesi. 1808 doğumlu bu fransız yazar, heyecanlı, hareketli ve olaylı bir yaşam sürmesine rağmen 81 yaşına kadar yaşamış. yaşadığı zorluklar da onu imparatorluktan uzaklaştırıp daha muhalif bir kimliğe bürümüş.
kitaba gelirsek, belki de benim şu sıralar çok sağlıklı olmayan ruh halimdendir bilemiyorum, anlamakta çok zorlandım. kitabın dörtte üçünde karakterler ve mekan anlatılıyor sadece. hiçbir olay yok. tasvirler iyi yapılmış olsa benim için sorun değil bu ama dediğim gibi anlaması zor ve sıkıcıydı bence. kitabın en güzel kısmı sonu. son on sayfada bir şeyler olmaya başlıyor ve ucu açık bir şekilde bitiveriyor. pek keyif aldığım bir kitap olmadı yani. don juan'ın karısı kitabına yaptığıma çok benzer bir eleştiri yapacağım: keşke hikayeyi böyle bir anlatıcıdan değil de ana karakterlerden birinin gözünden okuyor olsaydık. o zaman daha derin, daha anlaşılır, daha ilgi çekici olabilirdi. tabii ki bu kadar uzun uzun tasvir yapan bir yazarın arada çok güzel betimlemeleri, çözümlemeleri de vardı. beğendiklerimi alıntı olarak ekledim.
genç kızların berrak ve örselenmemiş ruhlarında seksen yılın sıkıntısını taşıdıkları bu garip toplumda, bir tutkunun fizyonomisine diyemeyeceğim ama sonuçta hareketi, arzuyu, duygu yoğunluğunu andıran tek şey, yıpranmış ruhların en son tutkusu olan kumardı.
ben bazı ruhların mutluluğu yalancılıkta bulduğuna inanmışımdır. ı̇nsanın yalan söylediği ve aldattığı fikrinde; kendinizi bir tek sizin bildiğiniz ve toplumu kandırıp oyun oynadığınız, sahneleme masrafını ise küçümsemenin her türlü şehvetiyle tazmin ettiğiniz dehşet verici ama mest edici bir mutluluk vardır.
kitaba gelirsek, belki de benim şu sıralar çok sağlıklı olmayan ruh halimdendir bilemiyorum, anlamakta çok zorlandım. kitabın dörtte üçünde karakterler ve mekan anlatılıyor sadece. hiçbir olay yok. tasvirler iyi yapılmış olsa benim için sorun değil bu ama dediğim gibi anlaması zor ve sıkıcıydı bence. kitabın en güzel kısmı sonu. son on sayfada bir şeyler olmaya başlıyor ve ucu açık bir şekilde bitiveriyor. pek keyif aldığım bir kitap olmadı yani. don juan'ın karısı kitabına yaptığıma çok benzer bir eleştiri yapacağım: keşke hikayeyi böyle bir anlatıcıdan değil de ana karakterlerden birinin gözünden okuyor olsaydık. o zaman daha derin, daha anlaşılır, daha ilgi çekici olabilirdi. tabii ki bu kadar uzun uzun tasvir yapan bir yazarın arada çok güzel betimlemeleri, çözümlemeleri de vardı. beğendiklerimi alıntı olarak ekledim.
genç kızların berrak ve örselenmemiş ruhlarında seksen yılın sıkıntısını taşıdıkları bu garip toplumda, bir tutkunun fizyonomisine diyemeyeceğim ama sonuçta hareketi, arzuyu, duygu yoğunluğunu andıran tek şey, yıpranmış ruhların en son tutkusu olan kumardı.
ben bazı ruhların mutluluğu yalancılıkta bulduğuna inanmışımdır. ı̇nsanın yalan söylediği ve aldattığı fikrinde; kendinizi bir tek sizin bildiğiniz ve toplumu kandırıp oyun oynadığınız, sahneleme masrafını ise küçümsemenin her türlü şehvetiyle tazmin ettiğiniz dehşet verici ama mest edici bir mutluluk vardır.
devamını gör...