reklamlarda erotizm kullanımı

özellikle çikolata reklamlarında insanların sadece hormonlara oynuyor olması bence çok klişe. reklam sanatının çöküşünü izliyor gibiyiz.

çünkü seks daima satar.

başlığı görür görmez nedense aklıma magnum reklamları geldi

açlık satıyorlar, hangi toplum neye açsa onu ateşliyorlar.

çok önceden söylendi: sex sells.

menşei, bir tütün şirketinin paket kapağında cinsel içerikler kullandığı 1870'lere kadar uzandığı iddia ediliyor.

doğaldır.
ilgi geçen bir konudur seks.
bunu da sürekli yerleştirirler sağ sola.
birlikte seks satın almak isteyen reklam sever kadınlar pm meee!!!

bir gerçektir. dondurma yiyen biri..bir kadın..beyaz, parlak dişler..güzel bir ısırık..ve ses..o da ne? hıyar mı lan o?

trollerin pr calismasina konu olan..

buna bugün bir ayakkabı sayfasında şahit oldum. ayakkabıdan önce giyen hanımefendinin ince uzun bacaklarını beğenip ardından ayakkabıyı buluyorum fotografta.
günümüzde reklamların gerçekten tanıtım amaçlı değil de saçma sapan kliplerle bomboş bir hal aldığını düşünüyorum. tamamen zaman israfı.

panda zamanında çok güzel testis geçmiştir rakip firmasının bu tutumu ile.
buradan izleyip biraz gülebilirsiniz.

bkz condom reklamlaridir.

optimal dozlarda yan yana getirilmelerinde sakınca görmediğim ikilinin kaynaştırılması hali. seviyorum ben reklamda erotizmi. özellikle çikolata ve parfüm reklamlarında bugüne kadar inanılmaz iyi çalışmalar yapıldı. hepsi de defalarca seyredilesi, harika çalışmalardı.

öncelikle şöyle: bir reklamcı bir ürünü hedef tüketiciye nasıl satın aldırır? ürün hakkında bilgi vererek. yeter dimi bu kadar? ürününün özelliklerinin saysınlar, tamam. ikna oluruz hemen değil mi? aman ne iyi bir ürünmüş diyerek kendimizi o ürünün ödemesini yaparken buluruz. bulur muyuz? bulmayız. genelde bize sunulan ve bizim de beklediğimiz şey ürün hakkında verilecek detaylı bilgiler değil, ürüne saniyeler içerisinde giydirilecek bir albenidir. bu albeni her türlü sağlanabilir, hayatın her alanından türetilebilir. kah tonton bir teyzenin gülümsemesi, kah sevimli bir bebeğin tökezlemesi, kah bir bayram sofrası, kah bir mutfak kargaşası. hayatın herhangi bir anı, herhangi bir aralığı. erotizm de işte bu seçeneklerden yalnızca biri. bunların her biri bir reklamda ne kadar yer alıyor, alabiliyorsa erotizm de o kadar yer alabilir.

erotizm deyince aklınıza umarım pornografi gelmiyordur. öyle bir şeyden bahsetmiyorum çünkü. ürünün tek başına çırılçıplak sunumunun daha pornografik özellikler taşıdığı meselesine de girmiyorum. sadece diyorum ki erotizmi bu kadar da yerden yere vurmayalım.

afrodizyak etkili bir parfüm reklamında birbirine haz duyan iki tenin yakınlaşması mesela  bence gayet hoş. çikolatalı kekin içinden fışkıran akışkan krema, hararetli dudaklara teslim olmaya hazır buz gibi dondurma. trafiğe kapalı alanda hız yaptırılan araç, aracın pürüzsüz tenine sertçe sıçrayan çamurlar. lastiğin yolu uyarışı, çıkan ateş, dikiz aynasına düşürülen erotik bakışlar. sıcak. sıcaktan bağrı yanmış ince belli bir bardak. bardağı çatlatırcasına dolduran buz gibi kola. kolanın akışı, aktığı bedene inanılmaz hazlar yaşatışı. tende gezen köpük, kaymakta olan sabun. su. suyun duruluğu. ve o duruluk kadar duru çıplak bir beden. keskin traş bıçağının köpüklü erkek yanağındaki  illüzyonist dokunuşu. o dokunuşun bir kadın öpücüğüyle taçlandırılışı. tende kayan saten kumaşlar, al bunu dercesine inleyen ahulu bakışlar. dekolte, kas, mücevher, saat. direksiyon, vites, tutuş, kavrayış. 

aslında dikkatli bakılırsa  bütün reklamlarda değişen oranlarda erotizm olduğu, erotik dokunuşlardan muhakkak faydalanıldığı görülecektir. reklam olsun ama erotik olmasın demek, erotik olsun ama fazla erotik olmasın demekle aynı kapıya çıkıyor. ya hiç olmasın ya da bütün fatura erotizme çıkarılmasın. reklam demek albeni demek. erotizm demek çekicilik demek. ve dolayısıyla reklamın ve erotizmin aynı paydada buluşması kadar doğal bir şey olamaz.

influencerların o sahte, içi boş ürün kakalamalarının yanında erotik reklamlar bence birer sanat eseri. bir influencerın olanca sahteliğiyle pazarladığı ürünü almak yerine tanıtımına ultra kafa yorulmuş, emek harcanmış ürünler beni daha fazla cezbediyor.

mesela şu an dolapta duran ve dolabın kapağını her açtığımda bir parça daha sulanan yoğurdun reklamını ineklerle değil de göz kamaştırıcı erotik karelerle yapsalardı o yoğurdu orada bırakmazdım belki. güzelce karıştırdıktan sonra şehvetle kaşıklayarak yerdim. ve günlük kalsiyumumu almış olurdum. erotizm sayesinde kemiklerim güçlenmiş olur, yaşlılığımda en ufak bir darbede çıt diye kırılmamış olurlardı. düşmezdim yataklara. ve bir ömür teşekkür ederdim bana yoğurdu sevdiren erotik reklamlara.

fakat erotik reklamlar toplumun ahlakını bozuyor değil mi? hımmm bir düşüneyim. evlere kapattıkları kadınları temizlik tanrıçalarına dönüştüren toplumun ahlakından söz ediyoruz değil mi? ya da mağdur kadın dizilerinden mastürbatif zevkler devşiren toplumun (olmayan) ahlakından mı? eğer bu toplum ahlaklıysa müsaadenizle ben kendimi ahlak normlarının dışında bir yerde konuşlandırmak isterim.

erotik reklamlar ya da reklamlar ahlak eleştirisinden ziyade şu tarz eleştirileri daha fazla hak ediyor: erotizmin bir tüketim nesnesine dönüştürülmesinin eleştirisini, reklamlarda erotizm kullanımının rekabet etiği açısından doğru olup olmadığının eleştirisini, erotizmi esir almış cinsiyetçi yaklaşımların niçin aşılamadığı sorusunu, toplum mühendisliği yaklaşımlarını, lgbti dostlarımızı niçin reklamlarda göremediğimiz sorusunu, neden kadınların temizlik ürünleri reklamlarında başı çektiğini, psikanalitik yaklaşımları vs.

erotik olanı kötülemek yerine erotik olanın nasıl olması gerektiğine kafa yormak daha akıl kârı gibi duruyor.

aşk bile bile tutsaklıktır. privacy deodorant parfüm reklamı valla tutmuş yıllardır onu kullanıyorum. bir de magnum haz peşinde vardı . cinsellik satıyor arkadaşlar.

ne kadar hoşuma gitmese de "sex sells"

ilkel güdülerimiz sağolsun.

seks satar. ıki iki dört yani.

aysun kayacı pepsi reklamı. oooh. vatandaşın biri reklam yüzünden pepsiyi mahkemeye vermişti. araştırın öğrenin biraz.