sic transit gloria mundi
başlık "insan olun biraz" tarafından 10.02.2022 10:28 tarihinde açılmıştır.
1.
dünyanın şanı geçicidir anlamına gelen latince bir sözdür.
benim hayalimdeki hayatı yaşayan profesyonel okur alberto manguel bir gün ingiltere’de sırf laf olsun diye bir kitabevine girer ve dr.moreau’nun adası kitabının olup olmadığını sorar ve ilginç bir soru ile karşılanır sorusu: yeni bir kitap mı? ingiltere’de h.g.wells’i hiç duymamış bir kitapçı ile karşılaşmaktan duyduğu şaşkınlık üzerine başlıkta kullandığım cümleyi yazar alberto manguel bu durumu anlatmak için.
çünkü dünyanın en büyük yazarlarından biri de olsanız dünyanın şanı geçicidir. bir dönemler ünleri ile kapı baca kıran insanlar şu an kimse tarafından tanınmıyor ve hatırlanmıyor. bu tanımda sıkıcı edebi örnekler vermeyeceğim, hatta biraz nostaljik magazine bile düşebilirim.
benim aklıma gelen örneklerden biri mutaf. uygun bir örnek olmayabilir ama sonuçta iyi bir örnektir bence. bir dönem şarkıcılık yapan mehmet mutaf şu anda çok ünlü bir plastik cerrah ama 1996 yılında yaptığı ayşa şarkısı ile sürekli ekranlarda idi. khaled’in aynı yıl seslendirdiği aicha isimli şarkının cover’ı olan bu parça ile ekranlardan düşmeye mutaf daha sonra piyasadan silindi ve sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/z89h1ilyw6etcxwo-t.jpg)
aklıma gelen ikinci isim yine doksanlardan. star’ın açılmasıyla sansürsüz yayın furyası başladığında türkiye’nin en ünlü kadınlarından biri yasemin evcim idi. yasemin’le gece jimnastiği kimsenin izlemediği (!) ama ülkenin en çok izlenen programı idi. bir jimnastik sporcusu olan yasemin evcim o dönemler birçok rüyada başrol oynamıştır ama sonra kısa zamanda silindi ve sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/rqmopl8elnqgab7d-t.jpg)
madem daldan dala atlayarak latince bir sözü doksanlar batağına gömdük o zaman devam edelim. türk televizyon tarihinin ilk mürsel mistanoğlu’su olan kahramanmaraşlı musa kömeağaç türkiye’ye tatile gelen sarah cook ile büyük bir aşk yaşar. sadece küçük (!) bir sorun vardır. on sekiz yaşındaki musa’nın aşık olduğu sarah on üç yaşındadır. 1997 yılında sadece türkiye’de değil ingiltere’de de yılın konusu bu olmuştu. her akşam haberlerde musa ile sarah’ın aşkı anlatılıyordu. ingilizler ayaklanmış, türkler aşka saygı duyulması taraftarı. neredeyse ingiliz donanması akdeniz’e girecek. ortalık toz duman. musa hapse girer, bir ay yatar, sarah ülkesine döner ve her şey unutulur ve de sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/75vgeqangra2858t-t.jpg)
kendimi durduramadığım ve doksanlar batağına düştüğüm için bir örnek daha vereceğim. türk televizyon tarihinin ilk atakan kayalar’ı olan selimcan sazak. üç yaşında okumayı öğrenen ve gerçekten çok zeki bir çocuk olan ve ilerki yıllarda da birçok alanda çalışarak bu zekasının hakkını sonuna kadar veren selimcan bir reklam ile ünü yakaladıktan sonra televizyon yorumculuğu yapmaya başlamıştı. o dönem yerlere göklere sığdırılamayan ali kırca’nın sunduğu programlarda yarım saati aşkın bir süre yorumculuk yapan selimcan türkiye’nin en ünlü simasıydı. bir programda kominksler hakkında yaptığı yorum da oldukça eğlenceli idi bence. sonra selimcan da azalarak yok oldu çünkü sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/20xuqmfw1osqxf9g-t.jpg)
andy warhol’un tüm dünya insanlarına tanıdığı on beş dakikalık ün hakkını fazlasıyla kullanmış insanlar oldu ülkemde ve zamanla hepsi kayboldu gitti. h.g.wells’in ingiltere’de kaybolmasından doksanlar batağına kadar süren bu tanım çokça uzatılabilir ama artık uzun tanımlar yazmamaya karar verdim. zaten sic transit gloria mundi.
benim hayalimdeki hayatı yaşayan profesyonel okur alberto manguel bir gün ingiltere’de sırf laf olsun diye bir kitabevine girer ve dr.moreau’nun adası kitabının olup olmadığını sorar ve ilginç bir soru ile karşılanır sorusu: yeni bir kitap mı? ingiltere’de h.g.wells’i hiç duymamış bir kitapçı ile karşılaşmaktan duyduğu şaşkınlık üzerine başlıkta kullandığım cümleyi yazar alberto manguel bu durumu anlatmak için.
çünkü dünyanın en büyük yazarlarından biri de olsanız dünyanın şanı geçicidir. bir dönemler ünleri ile kapı baca kıran insanlar şu an kimse tarafından tanınmıyor ve hatırlanmıyor. bu tanımda sıkıcı edebi örnekler vermeyeceğim, hatta biraz nostaljik magazine bile düşebilirim.
benim aklıma gelen örneklerden biri mutaf. uygun bir örnek olmayabilir ama sonuçta iyi bir örnektir bence. bir dönem şarkıcılık yapan mehmet mutaf şu anda çok ünlü bir plastik cerrah ama 1996 yılında yaptığı ayşa şarkısı ile sürekli ekranlarda idi. khaled’in aynı yıl seslendirdiği aicha isimli şarkının cover’ı olan bu parça ile ekranlardan düşmeye mutaf daha sonra piyasadan silindi ve sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/z89h1ilyw6etcxwo-t.jpg)
aklıma gelen ikinci isim yine doksanlardan. star’ın açılmasıyla sansürsüz yayın furyası başladığında türkiye’nin en ünlü kadınlarından biri yasemin evcim idi. yasemin’le gece jimnastiği kimsenin izlemediği (!) ama ülkenin en çok izlenen programı idi. bir jimnastik sporcusu olan yasemin evcim o dönemler birçok rüyada başrol oynamıştır ama sonra kısa zamanda silindi ve sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/rqmopl8elnqgab7d-t.jpg)
madem daldan dala atlayarak latince bir sözü doksanlar batağına gömdük o zaman devam edelim. türk televizyon tarihinin ilk mürsel mistanoğlu’su olan kahramanmaraşlı musa kömeağaç türkiye’ye tatile gelen sarah cook ile büyük bir aşk yaşar. sadece küçük (!) bir sorun vardır. on sekiz yaşındaki musa’nın aşık olduğu sarah on üç yaşındadır. 1997 yılında sadece türkiye’de değil ingiltere’de de yılın konusu bu olmuştu. her akşam haberlerde musa ile sarah’ın aşkı anlatılıyordu. ingilizler ayaklanmış, türkler aşka saygı duyulması taraftarı. neredeyse ingiliz donanması akdeniz’e girecek. ortalık toz duman. musa hapse girer, bir ay yatar, sarah ülkesine döner ve her şey unutulur ve de sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/75vgeqangra2858t-t.jpg)
kendimi durduramadığım ve doksanlar batağına düştüğüm için bir örnek daha vereceğim. türk televizyon tarihinin ilk atakan kayalar’ı olan selimcan sazak. üç yaşında okumayı öğrenen ve gerçekten çok zeki bir çocuk olan ve ilerki yıllarda da birçok alanda çalışarak bu zekasının hakkını sonuna kadar veren selimcan bir reklam ile ünü yakaladıktan sonra televizyon yorumculuğu yapmaya başlamıştı. o dönem yerlere göklere sığdırılamayan ali kırca’nın sunduğu programlarda yarım saati aşkın bir süre yorumculuk yapan selimcan türkiye’nin en ünlü simasıydı. bir programda kominksler hakkında yaptığı yorum da oldukça eğlenceli idi bence. sonra selimcan da azalarak yok oldu çünkü sic transit gloria mundi.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2022/02/10/20xuqmfw1osqxf9g-t.jpg)
andy warhol’un tüm dünya insanlarına tanıdığı on beş dakikalık ün hakkını fazlasıyla kullanmış insanlar oldu ülkemde ve zamanla hepsi kayboldu gitti. h.g.wells’in ingiltere’de kaybolmasından doksanlar batağına kadar süren bu tanım çokça uzatılabilir ama artık uzun tanımlar yazmamaya karar verdim. zaten sic transit gloria mundi.
devamını gör...