yabancı damat

memik dede, gökhan kırdar müziği ve "endaksi canim" repliğiyle aklımda kalmış; antepli bir kızın niko isminde yunan bir adamla evliliğini ve iki tarafın da ailelerinin yaşadığı entrikaları konu alan dizidir.

güzel bir diziydi.

türk ve yunan müzikleri kullanılan diziydi. "üstüme basıp geçme yar" ve "seni alırsa fırtına" şarkıları hatırıma düştü hemencecik. çocukluğum canlandı. gaziantep şivesi tabi ki es geçilemez. nazlı ve niko aşkı üzerinden ele alınan aile dizisi. memik dede :)

tarihin ilk stalker ve platoniği kadir vardır burada. ya bölümleri yeniden izliyorum, oğlanı ne zaman görsem aklıma conan gray'in maniac şarkısı geliyor. resmen conan gray yabancı damat izlemiş ve kadir için yazmış bu şarkıyı. niko yu da hiç sevmedim. madem nazlıyı seviyorsun niye anna dan ayrılmıyorsun salak. memik dede candır. en sevdiğim karakter de garibanım ruşenim. yazık valla buna ya.
(bkz: ruşen the best damat)

benim için türk dizi tarihinin en iyilerinden. tam bir aile dizisi olmakla beraber türk aile yapısını, özellikle ailenin en büyüğünü, babayı, anneyi, çocukları çok iyi yansıtmış olan dizi.
ayrıca bir antepli olarak söylemeden geçemeyeceğim bir konu da antep ağzının olabilecek en iyi şekilde kullanılması*.
ve unutamadığım bir diğer konu ise dizi yunanistan'da da çok izleniyordu, bir yunan adasında yapılan röportajda antep ağzıyla türkçe konuşan yunanlılar bayağı haber olmuştu, ne günlerdi.

birincisi ilk sezondan sonra nazlının şımarıklıklarını izlemekten gına gelmiştir ama nazire ve nurşen için katlanılabilirdir. ikincisi bir antepli olarak oyuncuların antep ağızlarını çok beğendiğimi söylemeliyim. ayrıca oradaki baklavacı dükkanı ve o sokak aslında dekordur ve bunu öğrendiğimde bir miktar üzülmüştüm

2004 - 2007 yılları arasında kanal d'de yayımlanan türk aile dizisidir.

yönetmenliğini yağmur taylan, durul taylan, yapımcılığını türker inanoğlu yapmıştır.

başrollerinde,
erdal özyağcılar
sumru yavrucuk
nehir erdoğan
özgür çevik
arif erkin
zeki alasya
binnur kaya

türk nazlı, yunan niko' nun aşk hikayesini anlatır. ailelerin imkansızlaştırmaya çalıştığı bu aşk bir şekilde yolunu bulur ve evlilikle taçlanır. ama çekişmeler bitmez özellikle iki aile arasında.

nazlı gaziantep'li baklava ustası kahraman (erdal özyağcılar) ve feride'nin (sumru yavrucuk) kızıdır. geleneklerine bağlı bir ailedirler ve bir takım ön yargıları mevcuttur. nazlı onları en büyük ön yargıları ile imtihan etmiştir. hele ki memik dede (arif erkin güzeloğlu) ön yargının ötesidir. yunanlara hissettiği.

nico'da da (özgür çevik) durumlar farklı değildir. özellikle büyükannesi eftelya ( tülin oral) tam bir türk düşmanıdır. onun bu durumu kabul etmesi çok uzun bir zaman almıştır.

aşk bu laf söz aile dinler mi? tabi dinlemiyor. güzel bir aile dizisidir ve kadro yine muhteşemdir. dev bir oyuncu kadrosu mevcuttur.

niko'nun annesini ayla karaca eleni rolüyle babasını mazlum kiper stavro rolüyle oynamıştır.

nazlı'nın ablası nazire (binnur kaya) eniştesi ruşen (ilker aksum) aile ile beraber yaşamaktadır ve ruşen kayınpederi tarafından sürekli ezilmektedir. aile içi minik tartışmaların yaşandığı keyifli bir dizidir. içinde her türlü duyguyu barındırır. google amcada dram dizisi olarak geçer fakat kendileri aynı zamanda özellikle iki ailenin ve karakterlerin kendi içinde yaşadığı durumların bütünüyle izleyiciyi sıkça eğlendirir. türk yunan çekişmeleri tatlı bir dille anlatılmıştır.

nazlı'nın hastalığı ve bir takım olaylardan yola çıkılarak drama denmiştir sanırım.

zeki alasya ökkeş rolüyle kahraman' ın en yakın arkadaşıdır. ve kızını ökkeş'in oğlu
kadir' e (engin akyürek) vermek istemektedir. nico'nun gelişi kadir ve babası ökkeş hatta kahraman içinde bu yüzden iki kat yıkımdır. kadir'in annesi rolünde seray gözler hayriye olarak oynamaktadır.

benim için artık tv'yi tarihe gömdüğüm yıllardır. keyifle, heyecanla izlediğim son dizilerden diyebilirim. o yıllardan sonra pek diziyle 3, 5 bölüm dışında ilişiğim olmamıştır. içinde kendimizi bulduğumuz, ailemizi bulduğumuz ender dizilerdendir. gaziantep'li olduğumuzdan bir bakıma tüm aileyi cezbetmiştir. şiveleri olsun kültürleri olsun bizi kendine çekmiştir. 3 sezon yayımlanmış ve kararında bitmiştir.

yapılması gereken tüm tanımlar yapılmış, verilmesi gereken tüm bilgiler verilmiş bu yüzden ben sadece kendi düşüncemi dile getireceğim.

benim için terapi niteliğinde dizilerden biridir; zor zamanlarımda ya avrupa yakası'na sığınırım ya da yabancı damat'a çünkü içinde kendimden parçalar bulurum. nazlı'nın sabah şiş gözler, darmadağın saçlar, sıfır makyaj ve göz altı torbalarıyla kalkması bana dizi hissinden çok, her zaman aynaya baktığım yüzü hatırlatır. feride'nin "terlik getir döne" demesi ardından döne'nin "ayakkabıyla girdi abla" demesi bizim evdeki düzeni hatırlatır. ne zamandan beri ayakkabıyla evde gezer, sabah kalktığımızda full makyaj ile uyanır olduk bilmiyorum; ama bunlar dizideki sevdiğim detayların en küçükleri.

nazlı ne hata yaparsa yapsın vurmak, kırmak yerine arkasında duran bir babanın olması asıl beni duygulandıran şey, 19 yaşındaki kıza hallenen celayir'in ne kadar kötü bir zihniyette olduğunu söyleyen kişilerin olması beni şaşırtan detaylar. söylediğim bu iki durum şu an dizilerin ana konusu çünkü. nazlı'yı kaçıran kadir'in "hakim seni ne kadar sevdiğimi görünce salar beni" deyip gerçekten salınması da senelerdir asla değişmemiş. yabancı damat içimizden biridir ve zamanla bu hissi kaybetmemiz çok üzücü.

çocukluk aşkımdı niko. nazlı'ya hayrandım kendimi onun yerine koyardım. hâlâ açıp izlediğim bir dizi. beni hayatımda hiçbir sorumluluğumun derdimin tasamın olmadığı günlerime götürüyor. şimdi dönüp bakınca ne kadar kaliteli bir yapım olduğunu anlıyorum. oyuncular, oyunculukları harika. sanki gerçekten gazi antep'te yaşayan bir ailenin hayatını izliyor gibi oluyorsunuz. sanki gitseniz o baklavacıda oturup baklava yiyebileceksiniz.

önyargıyla yaklaştığım ama cok pişman olduğum bir yapım daha. yayınlandığı sene 5-6 yaşlarında olduğum için zaten haberim olmazdı ama tekrarlarini izleyen eşe dosta ne buluyorsunuz bunda bakışları atardım. basrollerine içim isinmadigi için, evet herkesin aksine niko'yu hiç sevmedim. nazlı aşırı doğal ama düşüncesiz tavırlarıyla itici olmayı başaran bir karakter.

sadece yan karakterler için izlediğim tek dizidir herhalde. kahraman, feride, heyriye, nazire, ruşen vs. çocuk oyuncular genelde itici olur ama mustafacan bile çok sempatik. bu saatten sonra özellikle sumru yavrucuk hayranıyım.
kadın senin koruma altına alinman lazım bu nasıl role girmektir?? sen neymissin beeehhh??

genelde millet basrol karakterlerin aşklarına ozenir ben onları anne/babalarının yıllanmış sevdalarini daha romantik buluyorum. mesela onunla kahraman ile feride gibi olabilirdik*. katina ve salih'in hikayesi ise tam da erkekleri özetleyen bir örnek.

her neyse sözün özü türk dizisi yeahhh deyip izlememezlik etmeyin, benim gibi geç kalıp bu saatte bolum bitirmeye çalışırsınız.

hatırlıyorum, cuma akşamları yayınlanırdı. o kadar samimi, içten ve kaliteli bir işti ki; verilen tekrarlarını bile gördüğümde izlerim.

diziyi dizi yapan en önemli unsurlardan biri hiç şüphesiz müzikleridir. bu dizinin müziklerine gökhan kırdar imza atmıştır. dizide yayınlanan ve her biri altın değerinde olan müziklere buradan ulaşılabilir. benim favorim ise aşkta adlı eserdir. yanlış bilmiyorsam yunanca versiyonu da vardı.

ve tabi ki, ti dedi, kesin bir şey oldu. *

son olarak ikonik bir görselle bitireyim tanımı. yıl 2005, yunan takımı panathinaikos ile ülker arasındaki maç. ilgili haber

kadrosu şampiyonlar ligini aratmayacak nitelikte olan türk dizisi; türker inanoğlu yapımcı koltuğunda oturur iken yönetmen koltuğunda ise yağmur durul kardeşler oturmaktadır.



bu iki kardeş aynı zamanda muhteşem yüzyıl'ı da birlikte çekmiştir.

dizi 2004/ 2007 yılları arasında kanal d'de yayınlanmıştır.

erdal özyağcılar
sumru yavrucuk
özgür çevik
nehir erdoğan
mazlum kiper
arif erkin güzelbeyoğlu
zeki alasya
ilker aksum
binnur kaya gibi usta isimler başrolde yer alır.

niko adlı yunan bir genç ile nazlı adında gaziantepli bir genç kızın aşkını konu edinir.

dizinin komedi ve dram dizisi olduğunu söylemek mümkün olacaktır, komik sahneleri de ağlatan sahneleri de içeriğinde barındıran bir dizi olduğu görülmektedir.

kültür farklılıklarına rağmen aşık olan çift, evlenmeleri, aileler arasındaki durumlar, çiftin yaşadıkları, dizide karşılaşacağımız şeylerdendir.

dizi hakkında kişisel fikrimi belirtmem gerekirse; gerek usta oyuncuların rol alması, gerekse de oyunculuklar, samimi bir ortam yaratılması, nazlı ve niko'nun aşkı, yaşadıkları, nazlı'nın ailesinin gerçekçi ve samimi olması diziyi izleten şeylerdendi.

elbette dizinin müziğini gökhan kırdar'ın yapmış olması da diziye farklı bir boyut katıyor.

antep mutfağı, yunan kültürü, aşk ekseninde dönen olaylar, kültür farklılıkları dizinin temalarındandır denilebilir.

gaziantep'te öyle baklavacılar sokağı gibi bir yer yokmuş, en çok da buna üzülmüştüm. çok nefis eğlenceli diziydi. yunan nineye yürüyen dedemiz de güzeldi. aşkın yaşı yok keşke herkes böyle düşünse. misal ben 45 oldum ama 25 yaşla da anlaşacak bir amcalık neşesi görüyorum kendimde. bu dizi de, zor aşkların dizisiydi zaten. herkes baklava yapar ve evlenirdi. baklavanın kilosu olmuş 2000 diyerek akp'ye girmiyorum. aşırı sıktı o. acun izlemek yüzünden bu hale geldik daha güzel.