aşağıdan gelir omuz omuza
başlık "acılıvegankebabı" tarafından 22.02.2022 03:25 tarihinde açılmıştır.
1.
hakkında iki rivayet bulunan ağıt/türkü
birincisi : adnan gül’ün kaynak kişi , ahmet yamacı’nın derleyen ve notaya alan olarak kayıtlara geçtiği, anonim sayılan varyant.
iki kardeş bir arefe günü duvara yaslanmış sigara içerlerken , büyük kardeş silahını çıkarır havaya ateş etmek ister. önce silah ateş almaz , uğraşırken yanlışlıkla ateş alır ve küçük kardeşini yanlışlıkla vurur ve küçük kardeşin ağzından bu ağıt yakılır.
aşağıdan gelir omuz omuza
çiğdem de karışmış,*güle nergise
benden selam olsun o vefasıza
baba bayramınız* mübarek ola
duvara yaslandım cigara içem
yağlı kurşun gelir* ben nere kaçam
kanadım yoktur ki havaya uçam
baba bayramınız* mübarek ola
yorgun yorgun vardım orak biçmeye
köyün çeşmesinden* bir su içmeye
yağlı kurşun gelir ciğer deşmeye
baba bayramınız* mübarek ola
ikincisi ise âşık bektaş kaymaz’a ait olduğu söylenen varyant. hikayesi şöyle : “olay, 1952 senesi temmuz ayı, ekin biçme mevsiminde olmuştur. olayın yeri, arguvan’a bağlı 11 kilometre uzaklıktaki kızık köyüdür. kızık ve çevre köylerde kurban bayramı’ndan bir gün önce/arife günü akşamı, halk söyleşiyle “arifeyi kovalama/bayram karşılama eğlentisi yapılır. bu nedenle kırma tüfekle havaya ateş edenler, tabanca sıkanlar olur. aynı gün akşam olayda yaşamını yitiren kişi ekin biçmeden gelip, köyün çeşmesinin yanındaki evin duvarına yaslanmıştır. o sırada hüsgülü ve hıdır hocanın ellerinde tabanca bulunmaktadır. hüsgülü tabancayı ateşleyemeyince hoca elinden tabancayı alır, ağzını yere tutarak ateş etmek ister. tabancada kalan mermi ateş alır ve duvara yaslanmış olan yorgun hıdır’ın (aligüttüğün hıdır) sol tarafından/kalbinden içeri girer kurşun. bir süre sonra da orada ölür. otopsi yapılır ve kurşun çıkarılır. olaydan sonra orada bir kırgınlık başlar. meseleyi kapatmak için hıdır hocanın kızını, vefat eden hıdır’ın oğlu mustafa’ya verirler. ortalık yumuşar ve mesele böylece kapanır. çevrenin tanınmış halk şairlerinden eymirli âşık bektaş kaymaz bu olay ve çevredeki benzeri olaylardan esinlenerek ağıt yakıp söylemiştir.”
aşağıdan gelir omuz omuza
çiğdem de karışmış güle nergize
benden selam olsun o vefasıza
küğre bayramınız karalı geldi
yorgun argın geldim orak biçmeden
köyün çeşmesinden bir su içmeden
yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden
küğre bayramınız karalı geldi
çağıla yaslandım cigaram içem
yağlı kuşun gelir nereye kaçam
kanadım yoktur ki havaya uçam
küğre bayramınız karalı geldi
çekin kıratımı gidelim hana
söyleyin kirveme küsmesin bana
bir bayram gününü çok gördü bana
küğre bayramınız karalı geldi
başımda ağlaşır gelinler kızlar
sağ yanım ellemen sol yanım sızlar
küğrem mapushane yolunu gözler
küğre bayramınız karalı geldi
kemal dinç-yadigâr koçer yorumu :
oğuz aksaç yorumu :
birincisi : adnan gül’ün kaynak kişi , ahmet yamacı’nın derleyen ve notaya alan olarak kayıtlara geçtiği, anonim sayılan varyant.
iki kardeş bir arefe günü duvara yaslanmış sigara içerlerken , büyük kardeş silahını çıkarır havaya ateş etmek ister. önce silah ateş almaz , uğraşırken yanlışlıkla ateş alır ve küçük kardeşini yanlışlıkla vurur ve küçük kardeşin ağzından bu ağıt yakılır.
aşağıdan gelir omuz omuza
çiğdem de karışmış,*güle nergise
benden selam olsun o vefasıza
baba bayramınız* mübarek ola
duvara yaslandım cigara içem
yağlı kurşun gelir* ben nere kaçam
kanadım yoktur ki havaya uçam
baba bayramınız* mübarek ola
yorgun yorgun vardım orak biçmeye
köyün çeşmesinden* bir su içmeye
yağlı kurşun gelir ciğer deşmeye
baba bayramınız* mübarek ola
ikincisi ise âşık bektaş kaymaz’a ait olduğu söylenen varyant. hikayesi şöyle : “olay, 1952 senesi temmuz ayı, ekin biçme mevsiminde olmuştur. olayın yeri, arguvan’a bağlı 11 kilometre uzaklıktaki kızık köyüdür. kızık ve çevre köylerde kurban bayramı’ndan bir gün önce/arife günü akşamı, halk söyleşiyle “arifeyi kovalama/bayram karşılama eğlentisi yapılır. bu nedenle kırma tüfekle havaya ateş edenler, tabanca sıkanlar olur. aynı gün akşam olayda yaşamını yitiren kişi ekin biçmeden gelip, köyün çeşmesinin yanındaki evin duvarına yaslanmıştır. o sırada hüsgülü ve hıdır hocanın ellerinde tabanca bulunmaktadır. hüsgülü tabancayı ateşleyemeyince hoca elinden tabancayı alır, ağzını yere tutarak ateş etmek ister. tabancada kalan mermi ateş alır ve duvara yaslanmış olan yorgun hıdır’ın (aligüttüğün hıdır) sol tarafından/kalbinden içeri girer kurşun. bir süre sonra da orada ölür. otopsi yapılır ve kurşun çıkarılır. olaydan sonra orada bir kırgınlık başlar. meseleyi kapatmak için hıdır hocanın kızını, vefat eden hıdır’ın oğlu mustafa’ya verirler. ortalık yumuşar ve mesele böylece kapanır. çevrenin tanınmış halk şairlerinden eymirli âşık bektaş kaymaz bu olay ve çevredeki benzeri olaylardan esinlenerek ağıt yakıp söylemiştir.”
aşağıdan gelir omuz omuza
çiğdem de karışmış güle nergize
benden selam olsun o vefasıza
küğre bayramınız karalı geldi
yorgun argın geldim orak biçmeden
köyün çeşmesinden bir su içmeden
yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden
küğre bayramınız karalı geldi
çağıla yaslandım cigaram içem
yağlı kuşun gelir nereye kaçam
kanadım yoktur ki havaya uçam
küğre bayramınız karalı geldi
çekin kıratımı gidelim hana
söyleyin kirveme küsmesin bana
bir bayram gününü çok gördü bana
küğre bayramınız karalı geldi
başımda ağlaşır gelinler kızlar
sağ yanım ellemen sol yanım sızlar
küğrem mapushane yolunu gözler
küğre bayramınız karalı geldi
kemal dinç-yadigâr koçer yorumu :
oğuz aksaç yorumu :
devamını gör...