1.
hapishane pembesi. artan suç oranlarını bastırmak maksatlı seattle’daki amerikan deniz kuvvetleri nezarethanelerinde kullanılmış. ve başarılı olunmuş.
1960’lerin sonlarında amerika’da suç oranlarının artmasından sonra psikolog alexander g.schauss pembe rengin insanlardaki agresifliği azaltabileceği üzerine kafa yorar. 1978 yılına kadar bu konuda çeşitli gözlemler yapar pembe renge maruz kalan erkeklerin mavi renge maruz kalan erkeklerden daha sakin davrandıkları kanısına varır.
ve 1979’da pembenin mahkumlar üzerindeki etkisinin gözlemlenmesi maksadıyla amerikan deniz kuvvetleri seattle’daki bütün nezarethaneleri pembeye boyar. çalışmanın başındaki komutanlar gene baker ve ron miller, nezarethanelerin pembeye boyanmasından yaklaşık altı ay sonra şiddet oranının ciddi anlamda düştüğünü belirtirler. psikolog schauss, mahkumlarla yapılan bu çalışmayı kamuoyuyla paylaşır. pembenin bu yatıştırıcı tonu baker-miller pembesi olarak ünlenir.
bu sonuçtan etkilenen iowa üniversitesi futbol takımı koçu ve aynı zamanda psikolog hayden fry, 1980’lerde rakip futbol takımının soyunma odasını dolap, duvar, kapı, tuvalet.. baştan aşağı pembeye boyatarak rakip takımı pasifize etmeyi amaçlar. karşı takım koçlarından bo schembechler bu olaya epey bir sinirlenir ve oyuncularının pembe renkten etkilenmemesi için duvarları beyaz kağıt ile kapatır.
bu konuda yapılan bazı araştırmalar pembe rengin öfkeyi ve saldırganlığı azalttığını, sinir hücrelerinde sakinleştirici vazifesi gördüğünü söylese de güncel araştırmalar bunun aksi yönünde görüş beyan etmektedir.
son olarak; kendall jenner pembenin bu hikayesini öğrendikten sonra elbise seçiminde pembeyi daha sık tercih ettiğini ve evinin duvarlarını baker-miller pembesine boyattığını ifade etmiş.
1960’lerin sonlarında amerika’da suç oranlarının artmasından sonra psikolog alexander g.schauss pembe rengin insanlardaki agresifliği azaltabileceği üzerine kafa yorar. 1978 yılına kadar bu konuda çeşitli gözlemler yapar pembe renge maruz kalan erkeklerin mavi renge maruz kalan erkeklerden daha sakin davrandıkları kanısına varır.
ve 1979’da pembenin mahkumlar üzerindeki etkisinin gözlemlenmesi maksadıyla amerikan deniz kuvvetleri seattle’daki bütün nezarethaneleri pembeye boyar. çalışmanın başındaki komutanlar gene baker ve ron miller, nezarethanelerin pembeye boyanmasından yaklaşık altı ay sonra şiddet oranının ciddi anlamda düştüğünü belirtirler. psikolog schauss, mahkumlarla yapılan bu çalışmayı kamuoyuyla paylaşır. pembenin bu yatıştırıcı tonu baker-miller pembesi olarak ünlenir.
bu sonuçtan etkilenen iowa üniversitesi futbol takımı koçu ve aynı zamanda psikolog hayden fry, 1980’lerde rakip futbol takımının soyunma odasını dolap, duvar, kapı, tuvalet.. baştan aşağı pembeye boyatarak rakip takımı pasifize etmeyi amaçlar. karşı takım koçlarından bo schembechler bu olaya epey bir sinirlenir ve oyuncularının pembe renkten etkilenmemesi için duvarları beyaz kağıt ile kapatır.
bu konuda yapılan bazı araştırmalar pembe rengin öfkeyi ve saldırganlığı azalttığını, sinir hücrelerinde sakinleştirici vazifesi gördüğünü söylese de güncel araştırmalar bunun aksi yönünde görüş beyan etmektedir.
son olarak; kendall jenner pembenin bu hikayesini öğrendikten sonra elbise seçiminde pembeyi daha sık tercih ettiğini ve evinin duvarlarını baker-miller pembesine boyattığını ifade etmiş.
devamını gör...