1.
bütünlük duygusu (sense of coherence), aaron antonovsky'nin, bireyin dünyayı anlaşılabilir, yönetilebilir ve anlamlı olarak algıladığını ifade eden kavramıdır.
kişi için dünya;
-yaşadıkları öngörebilebilirse anlaşılır,
-başa çıkabilmek için gerekli kaynaklara sahipse yönetilebilir,
-karşılaştığı güçlüklerle mücadele etmeye değerse anlamlı bir yerdir.
bu nedenle bizi zorlayan bir durumla karşılaştığımızda, "ben bunu niye yaşıyorum", "şimdi ne yapacağım", "bu kadar çaba sarf etmeme değecek mi" sorularını sorarız. örneğin, travmatik yaşantılar ani başlangıçlıdır yani kestirilemezler. travmatik bir olay karşısında kişi, yaşadıklarını anlamakta güçlük çeker. donup kalmışsa, durumu yönetemediği için kontrol duygusunu yitirir. bu nedenle yardımcı olacak birilerinin varlığı, kişinin yaşamla yeniden bağ kurmasını sağlar. dolayısıyla psikolojik ilk yardım bu noktada çok değerlidir.
her neyse geri dönüyorum. anlamlılık, bütünlük duygusunun bir işi yaparkenki motivasyonumuzu belirleyen bileşenidir. tamam sorun bu, bu sorunu şu kaynakları kullanarak çözebilirim ancak buna değer mi?
katip bartleby kitabını anımsıyorsanız...
kitabın sonunda (hala (i: spoiler)ı kapatıp kitabı okuma şansın var ama yine de sen bilirsin, sırf üzülme diye bu cümleyi bu kadar uzatıyorum) bartleby ile ilgili bir rivayet, katibin uzunca bir süre ölü mektupları ayıkladığı şeklindeydi. katibin sürekli artık hiçbir anlamı olmayan mektuplara maruz kalmasının umutsuzluğa ve tükenmişliğe neden olduğunu zannediyorum.
umarım kitabı tanımamı sağlayan arkadaşım da, buraya yazmaya başladığında aklını meşgul eden "bunu yapmak anlamlı mı" sorusuna yanıt bulabilmiştir. bir süredir yazmadığını görüyorum halbuki tanıttığı kitapları okumaya özen gösteriyordum.
bununla birlikte, antonovsky bu üç unsurun gelişebilmesi için çocukların; tutarlı, üyeleri arasında duygusal yakınlığın ve güven ilişkisinin bulunduğu, alınan kararlarda fikirlerinin sorulduğu ve yaşına uygun görev ve sorumlulukların verildiği bir aile ortamında büyümelerinin önemini ifade etmektedir.
kişi için dünya;
-yaşadıkları öngörebilebilirse anlaşılır,
-başa çıkabilmek için gerekli kaynaklara sahipse yönetilebilir,
-karşılaştığı güçlüklerle mücadele etmeye değerse anlamlı bir yerdir.
bu nedenle bizi zorlayan bir durumla karşılaştığımızda, "ben bunu niye yaşıyorum", "şimdi ne yapacağım", "bu kadar çaba sarf etmeme değecek mi" sorularını sorarız. örneğin, travmatik yaşantılar ani başlangıçlıdır yani kestirilemezler. travmatik bir olay karşısında kişi, yaşadıklarını anlamakta güçlük çeker. donup kalmışsa, durumu yönetemediği için kontrol duygusunu yitirir. bu nedenle yardımcı olacak birilerinin varlığı, kişinin yaşamla yeniden bağ kurmasını sağlar. dolayısıyla psikolojik ilk yardım bu noktada çok değerlidir.
her neyse geri dönüyorum. anlamlılık, bütünlük duygusunun bir işi yaparkenki motivasyonumuzu belirleyen bileşenidir. tamam sorun bu, bu sorunu şu kaynakları kullanarak çözebilirim ancak buna değer mi?
katip bartleby kitabını anımsıyorsanız...
kitabın sonunda (hala (i: spoiler)ı kapatıp kitabı okuma şansın var ama yine de sen bilirsin, sırf üzülme diye bu cümleyi bu kadar uzatıyorum) bartleby ile ilgili bir rivayet, katibin uzunca bir süre ölü mektupları ayıkladığı şeklindeydi. katibin sürekli artık hiçbir anlamı olmayan mektuplara maruz kalmasının umutsuzluğa ve tükenmişliğe neden olduğunu zannediyorum.
umarım kitabı tanımamı sağlayan arkadaşım da, buraya yazmaya başladığında aklını meşgul eden "bunu yapmak anlamlı mı" sorusuna yanıt bulabilmiştir. bir süredir yazmadığını görüyorum halbuki tanıttığı kitapları okumaya özen gösteriyordum.
bununla birlikte, antonovsky bu üç unsurun gelişebilmesi için çocukların; tutarlı, üyeleri arasında duygusal yakınlığın ve güven ilişkisinin bulunduğu, alınan kararlarda fikirlerinin sorulduğu ve yaşına uygun görev ve sorumlulukların verildiği bir aile ortamında büyümelerinin önemini ifade etmektedir.
devamını gör...