61.
ankaralıların tabiri caizse totolarıyla güldüğü insan tipi.
devamını gör...
62.
deniz manzarası hep içimi açmıştır ama deniz edebiyatı da yapmaya gerek duymuyorum. muhitle hava atandan pek bir farkı yoktur bunu yapanın.
devamını gör...
63.
oldukça benimdir. dibimde olmasına rağmen uzun süre gidip görmeyince bile bi garip olur içim özlerim.
devamını gör...
64.
benim bu evet evet benim. daha önce hiç denizi olan bir şehirde yaşamadım ama bu saatten sonra deniz görmeden yaşayamam. (ankaradan online)
devamını gör...
65.
benim... denizin insana verdiği huzuru biliyorum çünkü. insanlardan bile daha iyi gelir insana deniz havası. tüm derdimi sıkıntımı alıyor.
devamını gör...
66.
bodrum insanı olarak denize bakıp huzur bulmak veya oturup derdini dalgalara anlatmak başka bir şey
devamını gör...
67.
thalassophile kişidir.
yunanca kökenli olup denizi, okyanusu çok seven, izlemekten keyif alan kişilere denir.
yunanca kökenli olup denizi, okyanusu çok seven, izlemekten keyif alan kişilere denir.
devamını gör...
68.
benim nazarımda bos beleş insan turnusoludur.
devamını gör...
69.
zaten ancak görebiliyoruz. öyle uzaktan, özlemli...
devamını gör...
70.
2 hafta deniz görmeyeyim modum düşüyor yaşama isteğim kaçıyor, kötü bi şey oldu mu kaçıp denizi izlemek istiyorum izlemesem de olur göreyim yeter. ankara'da okuma hayalim sırf bu yüzden kaldı..
devamını gör...
71.
ben ben ben... hayatı boyunca sahil şehirlerinde yaşayıp sonra da alışmayan var mı deniz manzarasına ? yanındayken denizin kıymetini bilmez sonra da çok özlersin. deniz kokusu olmazsa olmazdır. denizi gördüğünde içini kontrolsüz bir umut kaplar.
devamını gör...
72.
73.
üniversite muhabbetleri açıldığında kendimi tanımladığım durumdur. yıllarca denize karşı evlerden oturduğumdan mıdır nedir; dalgaların sesi olmadan, denizsin bir penceren, kıymetini bilmemezlikten gelmelerine inat balkonda çıkıp sonsuz maviliği izlemeden yaşamı düşünmek boğar, sıkar beni.
devamını gör...
74.
güzel hoş ve denizin/suyun/su sesinin ciddi anlamda ruhu dinlendirdiği etkisinide kattığımızdan lüks olmaktan çıkıp ihtiyaca doğru ağırlık veren alışkanlıktır.
devamını gör...
75.
76.
ben yaşayamıyormuşum. deniz görmeden yaşayamam insanı gibi orman olmadan yaşayamayan kamp ortamına hevesli insanlar ya da "ay şekerim o kadar stresliyim ki hemen gidip alışveriş yapmam gerekiyor" diyen avm insanı da vardır. hatta tamamen düzen üzerine kurulmuş beton şehirlerden hoşlananlar da.. iş gereği iki yıl ankara'da yaşadığım dönem ciddi bir melankoliye düşmüştüm çünkü ben tüm stresini, yorgunluğunu denize atan hatta ciddi kararlarını bile saatlerce denize bakarken düşünerek alan bir insanım. kişilik meselesi, benim ruhumun tamamlayıcısı deniz demek ki.
devamını gör...
77.
yetişme meselesi. eğer ki günlük manzaran deniz ve ufuk ise, bu ikili olmadığı zaman basık ve klostrofobik hissedersin. çünkü çok spesifik manzara çeşidi bu, yoksa alternatifi belli ne yazık ki: bina.
devamını gör...
78.
"sanki bize balık beyefendi/hanımefendi" diye karşılık verdiğim insanlardır. denize kıyısı olan ama görebilmek için arabayla 1 saat yol gitmeniz gereken bir memleketten okumak için bir iç anadolu şehrine geldim ve hiçbir eksikliğini hissetmiyorum. istanbul'a gidince üsküdar'dan kadıköy'den denize bakmak güzel olsa da benim için bir gereklilik değil. 100 bin yıl önce mi yaşıyoruz da sulak yer kenarı diye tutturuyoruz yav? bi' de nem oluyor o şehirlerde...
devamını gör...
79.
yazın alaçatı'ya giden kışın uludağ'a çıkan tip olduğum için benimde içinde yer aldığım kişidir.
devamını gör...
80.
ekseriyetle çocukluğu denize kıyısı olan şehirlerde geçmiş insanlardır bunlar. bu kategoriye ben de dahilim. liseyi bitirene kadar fethiye'den başka şehirde yaşamadım zaten. babam desen üniversitede profesördü ondan dolayı hafta içi şehirde olmazdı ama hafta sonları hususi olarak hem bizi görmeye hem balık tutmaya gelirdi. adamın profesör titrini sallayan yoktu annem dahil herkes kaptan diyordu. annem desen dalış eğitmeni zaten. hafta içi annemle hafta sonu babamla derken yüzgeç çıkaracaktım yakında.
hepsinden öte deniz zaten bir süre sonra deniz olmaktan çıkıyor. okuldan sonra abimle denize açılan sokaklardan koştur koştur eve gitmek, babamın bizi güldürmek için balıkların ağzını eliyle oynatıp konuşturması, kız arkadaşımın omzuna yattığımda saçına sinmiş tuzlu deniz kokusunu almak, gece yarısı sahilde ateş yakılıp içilen gençlik anıları derken denizi değil anıları hatırlatan kokuyu aramaya başlıyorsun bir süre sonra. milleti iğrendiren o tuzlu yosun kokusu gençlik gibi geliyor. en güzel arkadaşlıkları iskelede ayağımızı suya sokarken edindik neticede.
hepsinden öte deniz zaten bir süre sonra deniz olmaktan çıkıyor. okuldan sonra abimle denize açılan sokaklardan koştur koştur eve gitmek, babamın bizi güldürmek için balıkların ağzını eliyle oynatıp konuşturması, kız arkadaşımın omzuna yattığımda saçına sinmiş tuzlu deniz kokusunu almak, gece yarısı sahilde ateş yakılıp içilen gençlik anıları derken denizi değil anıları hatırlatan kokuyu aramaya başlıyorsun bir süre sonra. milleti iğrendiren o tuzlu yosun kokusu gençlik gibi geliyor. en güzel arkadaşlıkları iskelede ayağımızı suya sokarken edindik neticede.
devamını gör...