1.
sigmund freud'un yeğeni olan edward bernays, "halkla ilişkilerin babası" olarak anılır. kendisine propagandadın kurucusu da diyebiliriz.
dayısı sigmund freud kadar bilinmese de, edward bernays modern dünyanın şekillenmesinde en büyük paylardan birisine sahip. tüketen insan modelinin oluşumunda ve insanın ihtiyacı olmayanı da istemesinde yapmış olduğu çalışmalar büyük öneme sahip. freud'un fikirlerini, kitle manipülasyonu için kullanmış olan edward bernays, aslında şu anki dünyayı anlamak için en önemli kaynaklardan birisi olabilir.
bernays'ın fikirlerinden yararlandığı bir diğer önemli kişi ise gustave le bon'dur. kitlelerin psikolojisi üzerine çalışmalar yapan le bon'a göre, kitleler bir çobanı olmadan kendisine yardım edemez. bu noktada ortaya çıkacak bir güçlü kişilik, yönetilmek isteyen kitlelere kendi isteklerini kabul ettirebilecektir.
tüm bunların ışığında bernays, zihninde tüm parçaları birleştirmişti. ilk işi bir halkla ilişkiler konseyi kurmak oldu.
savaş bitmiş, üretim artmış, devletler bu üretimin pazarda olan talebini artırmak istiyordu. temel amaç, toplumu ihtiyacı olmayanı da almaya ikna etmekti. bu noktada da sahneye edward bernays çıkıyordu.
new york bankaları şirketlere süpermarket kurulması için fon sağlamaya başladı. amaç bahsettiğimiz gibi artan üretimin pazarını oluşturmak, ihtiyaç denilen olgunun tanımını baştan yapmaktı.
bernays işe kadın dergilerinin yaygınlaştırılması ile başladı. ürünler reklamlar ve film yıldızları ile tanıtılıyordu. bernays ayrıca filmlerin içinde ürün tanıtımı da başlatmıştı. süpermarketlerin algısını değiştirip marketlerde moda gösterileri düzenledi. ayrıca bazı ürünlerin insan psikolojisine iyi geldiğini söyleyen psikolog raporları yazdıran da yine bernays'in ta kendisiydi.
bernays'ın oluşturmak istediği algı şuydu: "satın aldığınız şeyleri sadece ihtiyaçtan almadınız, kendinizi nasıl gördüğünüzü başkalarına göstermek için de aldınız."
bernays'ın en bilindik çalışması ise kadınları sigara içmeye ikna etmesidir. o yıllarda kadınların sigara içmesi bir tabuydu. bernays da sigara şirketlerinin müşteri çerçevesine kadınları da ekleyebilmesi için bir çalışma yaptı. bir grup kadının eline sigara alıp yürüyüş yapmalarını istedi. bu eylemde, sigara ateşinin özgürlük meşalesi olarak anılmasını sağladı. böylece sigara içen kadın güçlü ve bağımsızdır düşüncesini topluma empoze etti. ayrıca renk renk sigara paketi üretilmesini tavsiye ederek, kadınların kıyafetlerine uygun paket taşımasına olanak sağladı.
yapmış olduğu bir diğer çalışma ise kahvaltının sağlık üzerine etkisi konulu reklamlar ile domuz pastırması ve yumurtanın kahvaltıda temel besinler olmasını sağlamaktı. bunun sonucunda domuz pastırması satışlarını ikiye katlamıştır.
sadece bu iki olay bile onun aslında şu anki toplumun oluşmasında bir kilometre taşı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. o tüketicilik dalgasının başlatanı olmuştu. şimdi o dalgalar dev bir tsunamiye dönüştü.
dayısı sigmund freud kadar bilinmese de, edward bernays modern dünyanın şekillenmesinde en büyük paylardan birisine sahip. tüketen insan modelinin oluşumunda ve insanın ihtiyacı olmayanı da istemesinde yapmış olduğu çalışmalar büyük öneme sahip. freud'un fikirlerini, kitle manipülasyonu için kullanmış olan edward bernays, aslında şu anki dünyayı anlamak için en önemli kaynaklardan birisi olabilir.
bernays'ın fikirlerinden yararlandığı bir diğer önemli kişi ise gustave le bon'dur. kitlelerin psikolojisi üzerine çalışmalar yapan le bon'a göre, kitleler bir çobanı olmadan kendisine yardım edemez. bu noktada ortaya çıkacak bir güçlü kişilik, yönetilmek isteyen kitlelere kendi isteklerini kabul ettirebilecektir.
tüm bunların ışığında bernays, zihninde tüm parçaları birleştirmişti. ilk işi bir halkla ilişkiler konseyi kurmak oldu.
savaş bitmiş, üretim artmış, devletler bu üretimin pazarda olan talebini artırmak istiyordu. temel amaç, toplumu ihtiyacı olmayanı da almaya ikna etmekti. bu noktada da sahneye edward bernays çıkıyordu.
new york bankaları şirketlere süpermarket kurulması için fon sağlamaya başladı. amaç bahsettiğimiz gibi artan üretimin pazarını oluşturmak, ihtiyaç denilen olgunun tanımını baştan yapmaktı.
bernays işe kadın dergilerinin yaygınlaştırılması ile başladı. ürünler reklamlar ve film yıldızları ile tanıtılıyordu. bernays ayrıca filmlerin içinde ürün tanıtımı da başlatmıştı. süpermarketlerin algısını değiştirip marketlerde moda gösterileri düzenledi. ayrıca bazı ürünlerin insan psikolojisine iyi geldiğini söyleyen psikolog raporları yazdıran da yine bernays'in ta kendisiydi.
bernays'ın oluşturmak istediği algı şuydu: "satın aldığınız şeyleri sadece ihtiyaçtan almadınız, kendinizi nasıl gördüğünüzü başkalarına göstermek için de aldınız."
bernays'ın en bilindik çalışması ise kadınları sigara içmeye ikna etmesidir. o yıllarda kadınların sigara içmesi bir tabuydu. bernays da sigara şirketlerinin müşteri çerçevesine kadınları da ekleyebilmesi için bir çalışma yaptı. bir grup kadının eline sigara alıp yürüyüş yapmalarını istedi. bu eylemde, sigara ateşinin özgürlük meşalesi olarak anılmasını sağladı. böylece sigara içen kadın güçlü ve bağımsızdır düşüncesini topluma empoze etti. ayrıca renk renk sigara paketi üretilmesini tavsiye ederek, kadınların kıyafetlerine uygun paket taşımasına olanak sağladı.
yapmış olduğu bir diğer çalışma ise kahvaltının sağlık üzerine etkisi konulu reklamlar ile domuz pastırması ve yumurtanın kahvaltıda temel besinler olmasını sağlamaktı. bunun sonucunda domuz pastırması satışlarını ikiye katlamıştır.
sadece bu iki olay bile onun aslında şu anki toplumun oluşmasında bir kilometre taşı olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. o tüketicilik dalgasının başlatanı olmuştu. şimdi o dalgalar dev bir tsunamiye dönüştü.
devamını gör...
2.
kalabalıkların zihnini okuyan adam.
o dönemde avrupa’da patlak veren ekonomik krizden etkilenerek iflasın eşiğine gelen amcası sigmund freud’a kitaplarını amerika’da satarak yardımcı olur. kitaptan elde edilen kazancı viyana’daki amcasına yollar. freud yeğeninin gönderdiği dolarları yabancı bir banka hesabında tutar.
edward bernays kitabı kendine has pazarlama taktiklerini kullanarak bilinir hale getirir: freud’un seks hakkında ne dediğini duydunuz mu? sigaranın neyin simgesi olduğunu biliyor musunuz? türünden merak uyandırcı pazarlama taktikleriyle kitabı meşhur eder. ve freud amerika’da bu şekilde kabul görür.
yani freud’u freud yapan, amerika’da ünlenmesini sağlayan kişi yeğeni edward bernays’dir.
o dönemde avrupa’da patlak veren ekonomik krizden etkilenerek iflasın eşiğine gelen amcası sigmund freud’a kitaplarını amerika’da satarak yardımcı olur. kitaptan elde edilen kazancı viyana’daki amcasına yollar. freud yeğeninin gönderdiği dolarları yabancı bir banka hesabında tutar.
edward bernays kitabı kendine has pazarlama taktiklerini kullanarak bilinir hale getirir: freud’un seks hakkında ne dediğini duydunuz mu? sigaranın neyin simgesi olduğunu biliyor musunuz? türünden merak uyandırcı pazarlama taktikleriyle kitabı meşhur eder. ve freud amerika’da bu şekilde kabul görür.
yani freud’u freud yapan, amerika’da ünlenmesini sağlayan kişi yeğeni edward bernays’dir.
devamını gör...
3.
tarihin en büyük o....................ç.................... listesinde ilk üçe oynar
devamını gör...
4.
davranışsal ekonominin de babası olan şahıstır. özne/birey/rıza üretimleri konusunda aşmış ve manipülasyon "herkes yapıyorsa doğrudur", "ilgi çekiyorsa değerlidir" vb. argümanlarını hem kullanmış hem de yaygınlaşmasına önayak olmuş bir nevi medusa'nın kutusunu açmış kişidir. (bkz: the century of self)
bireysel kapatılma meselelerine de trend/moda kavramlarına ve hatta post truth çağına da bilerek/bilmeyerek alan açmıştır. daha da ileri gideyim bernays'ın etkisini sosyal medya provokasyonlarında, sosyal medya trend/trollerinde bile görmemiz mümkün.
mantık şu kadar basittir aslında, tüm denklemi istediğin sonuca uygun kurabilirsen (kapatılmanın etkisiyle) özne er-geç bu sonuca ya da bu sonuca yakın bir noktaya gelecektir. dahası bunu bile-isteye yapacaktır (bkz: şartlar) böylece de "rıza" üretimi sağlanır. kabaca "bir insanı delirtmek için tek bir kötü gün yeter" repliği ya da freud'un "bana tek yumurta ikizi verin birini saygın bir insan diğerini dünyanın en suçlu insanı yapayım" sözü bile bu yapıyla ilintilidir.
yani özgür özneleri aslında ne kadar özgür? işte burada karşımıza iktidar ve irade meseleleri çıkar ve kimse de kusura bakmasın goebbels ile teknik olarak aynıdır, biri lideri/ideolojisine bağlı, bağımlı ve son olarak da rızalı bireyler üretmeye çalıştı. bernays ise marka/firmalara... ha tedx konuşmaları gibi konuşacaksak da "çok başarılı ve yaratıcı"ydı ama bana göre etik metik de değil... postmodern dünya cehennemse kapısındaki zebanilerden biri bernays'tır.
bireysel kapatılma meselelerine de trend/moda kavramlarına ve hatta post truth çağına da bilerek/bilmeyerek alan açmıştır. daha da ileri gideyim bernays'ın etkisini sosyal medya provokasyonlarında, sosyal medya trend/trollerinde bile görmemiz mümkün.
mantık şu kadar basittir aslında, tüm denklemi istediğin sonuca uygun kurabilirsen (kapatılmanın etkisiyle) özne er-geç bu sonuca ya da bu sonuca yakın bir noktaya gelecektir. dahası bunu bile-isteye yapacaktır (bkz: şartlar) böylece de "rıza" üretimi sağlanır. kabaca "bir insanı delirtmek için tek bir kötü gün yeter" repliği ya da freud'un "bana tek yumurta ikizi verin birini saygın bir insan diğerini dünyanın en suçlu insanı yapayım" sözü bile bu yapıyla ilintilidir.
yani özgür özneleri aslında ne kadar özgür? işte burada karşımıza iktidar ve irade meseleleri çıkar ve kimse de kusura bakmasın goebbels ile teknik olarak aynıdır, biri lideri/ideolojisine bağlı, bağımlı ve son olarak da rızalı bireyler üretmeye çalıştı. bernays ise marka/firmalara... ha tedx konuşmaları gibi konuşacaksak da "çok başarılı ve yaratıcı"ydı ama bana göre etik metik de değil... postmodern dünya cehennemse kapısındaki zebanilerden biri bernays'tır.
devamını gör...