1.
almancası için de farklı olmayacak taktiklerdir.
devamını gör...
2.
kendinize ingilizce konuşabileceğiniz bir partner bulun.
sevgili anlamında demiyorum illa ki, arkadaşınız olabilir, mektup siteleri olur. bence internetten birisindense arkadaşınız olması en mantıklı. önce yazışarak konuşun, sonra sesli olarak.
biz yapıyoruz arada, zor oluyor bazen ama eğlenceli de aynı zamanda. ve unuttuğum kelimeleri hatırlamamı sağladı bu.
bir de klasik ingilizce altyazılı dizi izleme tavsiyesi bırakayım. cidden faydalı çünkü.
sevgili anlamında demiyorum illa ki, arkadaşınız olabilir, mektup siteleri olur. bence internetten birisindense arkadaşınız olması en mantıklı. önce yazışarak konuşun, sonra sesli olarak.
biz yapıyoruz arada, zor oluyor bazen ama eğlenceli de aynı zamanda. ve unuttuğum kelimeleri hatırlamamı sağladı bu.
bir de klasik ingilizce altyazılı dizi izleme tavsiyesi bırakayım. cidden faydalı çünkü.
devamını gör...
3.
okumak. ne kadar çok okursanız o kadar iyi anlarsınız ve kelime hazneniz gelişir. kelime bilginiz iyiyse daha iyi yazarsınız. dinlemenin şart olduğunu söylemeye gerek yok zaten.
news in levels
voa learning english uygulamaları
ile haberleri hem okuyabilir hem de dinleyebilirsiniz.
odtü'nün reader at work 1-2 ve more to read 1-2 kitapları inanılmaz katkı sağlar.
spotify' da sayısız podcast var zaten dinlemek için yeter ki hevesiniz olsun.
news in levels
voa learning english uygulamaları
ile haberleri hem okuyabilir hem de dinleyebilirsiniz.
odtü'nün reader at work 1-2 ve more to read 1-2 kitapları inanılmaz katkı sağlar.
spotify' da sayısız podcast var zaten dinlemek için yeter ki hevesiniz olsun.
devamını gör...
4.
maruz kalmaktır. kendinizi ne kadar ingilizce'ye maruz bırakırsanız o kadar faydasını görürsünüz. bu bahsettiğim akademik alandan ziyade gündelik konuşma için bu arada. nasıl ki doğduğunuz andan itibaren türkçe sürekli bir şekilde karşınıza çıktı ve siz zamanla öğrendiniz aynısı bunun için de geçerli. 8 yaşında bir çocuk anadilini konuşurken kullandığı gramer kurallarından habersiz şekilde konuşuyorsa aynı şekilde siz de en azından istediğiniz amaca yönelik şekilde çalışarak ingilizce öğrenebilirsiniz diye düşünüyorum. baya baya çocuklara sayıları öğreten çizgi filmlerle başlayıp 3.dilini öğrenen gördü bu gözler. her şey ne kadar istediğinizle alakadar.
devamını gör...
5.
en basitten başlayarak sürekli olarak dinleme aktivitesi yapmak, kalıp ifadeleri öğrenip onlara benzer yeni cümleler oluşturmaya çalışmak, ana dili ingilizce olan insanlarla yazışmak/konuşmak ve mektup/günlük tarzı belirlenilen bir konuda yazı yazmaya çalışmak.
devamını gör...
6.
seveceğiniz konuda bir diziye başlamak size hem ingilizceyi sevdirecektir hem de kelime telaffuzlarını göreceksinizdir.ayrıyeten kelime ezberi yapın, çünkü size cümle kurarken yardımcı olacaktır.ne kadar kelime o kadar cümle dağarcığı demek. kitap okumayı seviyorsanız da basit ingilizce kitap alın.bilmediğiniz kelimeleri not alıp, anlamını öğrenirsiniz.
devamını gör...
7.
mümkünse ingilizce konuşulan bir ülkede en az altı ay türklerden uzak şekilde yaşamak.
seve seve olmasa bile zorla öğrenirsiniz.
seve seve olmasa bile zorla öğrenirsiniz.
devamını gör...
8.
yabancı arkadaş edinmek. hazırlık yılımda bir sürü yabancı insanla tanışmıştım. hala ara sıra konuşuyorum, çok yardımcı olmuşlardı bana. bu konuda şu siteyi önerebilirim.
devamını gör...
9.
herhangi bir şeyi öğrenmek için artık kurslara gitmemize gerek kalmadı, internetin yaygınlaşıp gelişmesinin de en önemli katkılarından biri de bu oldu...online eğitim ve interaktif eğitim dersleri ile post-modern dönem yaşıyoruz resmen...şimdi bakın size birkaç kıyak yapayım kendimce..
ingilizce için geçerli bunlar ama herhangi bir yabancı dil içinde geçerli olabilir..
hiç seviyeniz yoksa açın youtube üzerinden envai çeşit dersler var, bir seriye başlayıp temel grammar altyapısını edinin...cümlelerin dizilimini, tenselerve genel grammar işte...bunu oturtmak için de bir tane yds soru bankası alın..piyasada çok var...en az 2-3 tane soru bankası çözün ki grammar otursun...sanki sınava çalışıyormuş gibi..bunu 5-6 ay sağlam sürdürün..günde 2-3 saat yeterli...
bu sizi belli bir seviyeye getirir..kalıpları öğrenir, temel kelimelere hakim olursunuz..cümle yapısını da oturtursunuz...bundan sonraki aşama full okuma anlama ve dinlemedir..chrome eklentilerinden "translate" eklentisini tarayıcınız chrome ekleyin..sonra bilinen meşhur ingilizce haber sitelerine tıklayın ve haberleri okuyun..çevirmeye çalışın..cümle cümle her gün bir kaç saat çalışın..anlayamadığınız kelimeyi ve cümleye anlık bu eklentiyle döünştürebilirsiniz...daha sonra youtube üzerinden ted gibi çeşitli platformlar yardımıyla dinleyin ve anlamaya çalışın...sakın dizi film olayına bu evrede girmeyin..çünkü o heyecanla altyazı okursunuz, bunu engellemek için sıkıcı konuşmalar dinleyin ki o ana konsantre olun..ayrıca internetten çeşitli siteler bulabilirsiniz, illa ki belirtmeme gerek yok, ielts toefl listening yazın bir sürü alıştırma sitesi gelir...tıklayın birine verin kendinizi ve odaklanın...bu sayede 1 yıl içerisinde upper intermediate level olursunuz...konuşup yazar ve anlayabilirsiniz...buradan sonra film dizi olayına ve tv'lerde ki haber kanallarına geçip fluent levele doğru gidersiniz...
sıralam bu şekilde olsun, gidip de kurslara para harcamayın yada internetten biriyle ilk başta anlaşmayın online ders için...tüm bu seviyelere geldikten sonra geriye bir tek speaking mevzu kalır, onda da şu var, çeşitli yabancı mektuplaşma siteleri var, oradan bir tane arkadaş edinip skype üzerinden konuşun...amerikalılar ve kanadalılar hatta güney afrikalılar ve ingilizler bu işi paraya dökmüştür, kolay kolay yanaşmazlar lakin bir tane bulabilirseniz ne ala, anadili ingilizce olmayan yabancılar var, danish yada isveçliler ama soğuk insanlar...burası size kalmış...ücretli skype üzerinden pratik yaptıranlar vardı..mesela eskiden paypal vardı ödemeyi yapıyordun da şimdi nasıl yapılır bilmem, crypto hesabınız varsa olabilir...
baktınız hiç olmuyor, bu seviyeye geldikten sonra gidin bir o bilinen kurslardan biriyle anlaşın speaking için, haftada 4 saat konuşsanız yeter...speaking üzerine, ielts yapacaksanız british council, yok toefl yapacam diyorsanız american culture üzerinden gidin...sizi aynı zamanda sınavlara da hazırlarlar..
tek tavsiyem sıfır seviye ile gidip kur satın almayın...seviyeniz olsun bilin öyle gidin...sıfırdan kursa gidip emek harcamassanız öğrenemessiniz...
ingilizce için geçerli bunlar ama herhangi bir yabancı dil içinde geçerli olabilir..
hiç seviyeniz yoksa açın youtube üzerinden envai çeşit dersler var, bir seriye başlayıp temel grammar altyapısını edinin...cümlelerin dizilimini, tenselerve genel grammar işte...bunu oturtmak için de bir tane yds soru bankası alın..piyasada çok var...en az 2-3 tane soru bankası çözün ki grammar otursun...sanki sınava çalışıyormuş gibi..bunu 5-6 ay sağlam sürdürün..günde 2-3 saat yeterli...
bu sizi belli bir seviyeye getirir..kalıpları öğrenir, temel kelimelere hakim olursunuz..cümle yapısını da oturtursunuz...bundan sonraki aşama full okuma anlama ve dinlemedir..chrome eklentilerinden "translate" eklentisini tarayıcınız chrome ekleyin..sonra bilinen meşhur ingilizce haber sitelerine tıklayın ve haberleri okuyun..çevirmeye çalışın..cümle cümle her gün bir kaç saat çalışın..anlayamadığınız kelimeyi ve cümleye anlık bu eklentiyle döünştürebilirsiniz...daha sonra youtube üzerinden ted gibi çeşitli platformlar yardımıyla dinleyin ve anlamaya çalışın...sakın dizi film olayına bu evrede girmeyin..çünkü o heyecanla altyazı okursunuz, bunu engellemek için sıkıcı konuşmalar dinleyin ki o ana konsantre olun..ayrıca internetten çeşitli siteler bulabilirsiniz, illa ki belirtmeme gerek yok, ielts toefl listening yazın bir sürü alıştırma sitesi gelir...tıklayın birine verin kendinizi ve odaklanın...bu sayede 1 yıl içerisinde upper intermediate level olursunuz...konuşup yazar ve anlayabilirsiniz...buradan sonra film dizi olayına ve tv'lerde ki haber kanallarına geçip fluent levele doğru gidersiniz...
sıralam bu şekilde olsun, gidip de kurslara para harcamayın yada internetten biriyle ilk başta anlaşmayın online ders için...tüm bu seviyelere geldikten sonra geriye bir tek speaking mevzu kalır, onda da şu var, çeşitli yabancı mektuplaşma siteleri var, oradan bir tane arkadaş edinip skype üzerinden konuşun...amerikalılar ve kanadalılar hatta güney afrikalılar ve ingilizler bu işi paraya dökmüştür, kolay kolay yanaşmazlar lakin bir tane bulabilirseniz ne ala, anadili ingilizce olmayan yabancılar var, danish yada isveçliler ama soğuk insanlar...burası size kalmış...ücretli skype üzerinden pratik yaptıranlar vardı..mesela eskiden paypal vardı ödemeyi yapıyordun da şimdi nasıl yapılır bilmem, crypto hesabınız varsa olabilir...
baktınız hiç olmuyor, bu seviyeye geldikten sonra gidin bir o bilinen kurslardan biriyle anlaşın speaking için, haftada 4 saat konuşsanız yeter...speaking üzerine, ielts yapacaksanız british council, yok toefl yapacam diyorsanız american culture üzerinden gidin...sizi aynı zamanda sınavlara da hazırlarlar..
tek tavsiyem sıfır seviye ile gidip kur satın almayın...seviyeniz olsun bilin öyle gidin...sıfırdan kursa gidip emek harcamassanız öğrenemessiniz...
devamını gör...
10.
birileriyle konuşmak, konuşarak ingilizce öğrenmek, her zaman diğer taktiklerin bir adım önündedir bana göre. konuşabileceğiniz birilerini bulun ve yanlış yaparım kaygısına düşmeyin eğer yanlış yaparsanız da karşınızdaki kişi bunu düzeltecektir zaten.
devamını gör...
11.
dil dile değmeden dil öğrenilmez.
devamını gör...
12.
netflix de yabancı dilde film-dizi izleme şeysi.
devamını gör...
13.
sosyal medya üzerinden yabancı insanlar ile iletişime geçin. en hızlı o şekilde öğrenilir.
devamını gör...
14.
direkt yabancı biriyle konuşacaksın. yok şu yöntemi, yok şu seti vb işe yaramıyor. öğrenseniz bile çok garip aksanla konuşuyorsunuz kimse anlamıyor.
devamını gör...
15.
konuşmaya çalışmaktan utanmamak. gerisi gelir.
devamını gör...
16.
- kelime öğrenmekle vakit kaybetmemek.
- kalıp cümleler ezberlemek.
- bilen biriyle practice yapmak.
- telaffuzla alakalı konulara eğilmek.
mümkünse gerçekten ingilizce konuşabilen birinden tüyolar alın. hatta mümkünse karşılıklı oturun, grammer konularını kısaca özet geçsin size. emin olun aylarca anlatılıp anlaşılmayan konuları toplamda yarım saatte önünüze serecektir. sonra kendi kendinize “aaa bu işler bu kadar kolay mıydı ya?” dersiniz.
- kalıp cümleler ezberlemek.
- bilen biriyle practice yapmak.
- telaffuzla alakalı konulara eğilmek.
mümkünse gerçekten ingilizce konuşabilen birinden tüyolar alın. hatta mümkünse karşılıklı oturun, grammer konularını kısaca özet geçsin size. emin olun aylarca anlatılıp anlaşılmayan konuları toplamda yarım saatte önünüze serecektir. sonra kendi kendinize “aaa bu işler bu kadar kolay mıydı ya?” dersiniz.
devamını gör...
17.
belli bir seviyede gramer öğrendikten sonra sit-com izlerken önce bir bölümü baştan sonra türkçe altyazılı daha sonra ingilizce altyazılı izlemek, aklına google’da aratacağın bir şey gelince bunu ingilizce aratmak. zaten gramer öğrenmenin taktiği yok, yapacağın belli. b1’den sonra bir duraklama dönemi oluyor insan kendi başına nasıl ilerleyeceğini bilemediği için o arada kendini çok fazla ingilizceye maruz bırakman gerek. atıyorum günlük hayatta çevrenden bi diyaloğa şahit oldun, bunu hemen aklından ingilizce nasıl ifade ederim diye düşünmen gerek, bazen düşüncelerini bile birebir çeviri yapmadan ingilizce aklından ifade etmeye çalışman gerek. yani ingilizce düşünmeye beynini epey zorlaman gerek kalıcılaşması için.
kelime de öyle oturup ezberleyince kalıcı olmuyor bir kelimeyi birkaç yerde görmeli üstüne kullanmalı ve bu döngünün belli sıklıklar halinde gerçekleşmesi gerek o yüzden en iyisi okuyarak ve izleyerek öğrenmek.
discord’da ingilizce öğrenme sunucuları var bir sürü orada konuşabileceğiniz birçok arkadaş edinebilirsiniz cambly gibi pahalı bir yol seçmek yerine.
writing için pintereste writing challenge yazınca bir sürü ilginç yazma konusu çıkıyor oradan faydalanarak her gün kendinizi birkaç şey yapmaya zorlayabilirsiniz.
bir de evde kendiniz öğrenince seviyenin nerede olduğunu neye ihtiyaçın olduğunu anlamak zor oluyor. mesela diyelim ki bir kitap okudunuz ingilizce sizi zorlama seviyesine belli bir puan verin aradan zaman geçince aynı kitabı tekrar okumaya çalışıp dili sizi ne kadar zorladı tekrar test edin. iyi bir seviyeniz varsa bir filmi ingilizce altyazılı izleyin yüzde kaçını anlayabildiğinize bir oran verin aylar sonra aynı filmi tekrar izlemeye çalışın ne kadar ilerlediğinizi görebilmek için.
ingilizce öğretmek için bir sürü podcast kanalı var podcast yayımlanan platformlarda onları dinleyebilirsiniz bir iş yaparken.
bir de dizi, film sahneleriyle ingilizce öğreten bir uygulama var voscreen diye her gün 10 dakika bile o uygulamada takılsanız kârdır. ücretsiz bir uygulama ve seviyeni, öğrenmek istediğin konuyu dahi seçebiliyorsun reklam bile yok.
kelime de öyle oturup ezberleyince kalıcı olmuyor bir kelimeyi birkaç yerde görmeli üstüne kullanmalı ve bu döngünün belli sıklıklar halinde gerçekleşmesi gerek o yüzden en iyisi okuyarak ve izleyerek öğrenmek.
discord’da ingilizce öğrenme sunucuları var bir sürü orada konuşabileceğiniz birçok arkadaş edinebilirsiniz cambly gibi pahalı bir yol seçmek yerine.
writing için pintereste writing challenge yazınca bir sürü ilginç yazma konusu çıkıyor oradan faydalanarak her gün kendinizi birkaç şey yapmaya zorlayabilirsiniz.
bir de evde kendiniz öğrenince seviyenin nerede olduğunu neye ihtiyaçın olduğunu anlamak zor oluyor. mesela diyelim ki bir kitap okudunuz ingilizce sizi zorlama seviyesine belli bir puan verin aradan zaman geçince aynı kitabı tekrar okumaya çalışıp dili sizi ne kadar zorladı tekrar test edin. iyi bir seviyeniz varsa bir filmi ingilizce altyazılı izleyin yüzde kaçını anlayabildiğinize bir oran verin aylar sonra aynı filmi tekrar izlemeye çalışın ne kadar ilerlediğinizi görebilmek için.
ingilizce öğretmek için bir sürü podcast kanalı var podcast yayımlanan platformlarda onları dinleyebilirsiniz bir iş yaparken.
bir de dizi, film sahneleriyle ingilizce öğreten bir uygulama var voscreen diye her gün 10 dakika bile o uygulamada takılsanız kârdır. ücretsiz bir uygulama ve seviyeni, öğrenmek istediğin konuyu dahi seçebiliyorsun reklam bile yok.
devamını gör...
18.
oturup metodik bir şekilde çalışmak, merak duygunuzun peşinden gitmek ve yeterli ölçütte pratik yapma şansını yaratmak.
çok lineer aslında, anlayacağınız.
çok lineer aslında, anlayacağınız.
devamını gör...
19.
dilin dile değmesi.
devamını gör...
20.
öğretmen. öğretmen önemli.
devamını gör...