montrö’nün pek bir işe yaramaması
başlık "ethempertevefendi" tarafından 27.02.2022 13:10 tarihinde açılmıştır.
1.
bu montrö pek bir işe yaramıyor ağa yanlışım varsa düzeltin. ben mi yanlış anlıyorum. benim bildiğim kadarıyla savaş halinde olan ülkelerin savaş gemilerinin geçişini kapatabiliyoruz montröye göre. yani hem ukrayna hem rusya savaş gemilerine kapatabiliriz. ancak bunlar bağlama limanlarına döneceğiz biz derse geçiriyormuşuz. savaşta olmayan taraflarınkine ise bir şey yapamıyoruz. onlar tonaj kısıtlamalarına uyarak normal zamandaki gibi geçebiliyorlar. şimdi biz bunu kapatsak rusya diyecek ki bağlama limanına dönüyorum. e sonra dönmese ne olacak? e abd falan savaşta olmadığı için onlara zaten bir şey yapamıyoruz. herkesin çok önemli diye tutturduğu bu montrö ne işe yarıyor ben pek anlamadım?
edit: arkadaş burada montröye dayanarak pek de bir şey yapamadığımızı anlatıyorum. ne savaşan taraflara tam kapatabiliyoruz ne savaşmayanlara tam kapatabiliyoruz. açsak başka bir problem oluyor. yani nereye çeksen oraya geliyor. belki de ben yanılıyorum diyorum ama siz bana kanal istanbul ve lozandan bahsediyorsunuz. ezbere konuşmadan yanlışım varsa düzeltebilirsiniz. montröye dayanarak ne yapmalıyız mesela? rus gemilerine mi kapatalım? adam ben bağlama limanına dönüyorum derse? abd gemilerine mi kapatalım? savaşta olmadığı için yetkimiz yok. toptan hepsine açsak yine birileri ile papaz oluyoruz. bu durumda montrö ne işe yarıyor onu soruyorum işte. ben montröye falan karşı değilim ne işe yarıyor anlamaya çalışıyorum.
edit: arkadaş burada montröye dayanarak pek de bir şey yapamadığımızı anlatıyorum. ne savaşan taraflara tam kapatabiliyoruz ne savaşmayanlara tam kapatabiliyoruz. açsak başka bir problem oluyor. yani nereye çeksen oraya geliyor. belki de ben yanılıyorum diyorum ama siz bana kanal istanbul ve lozandan bahsediyorsunuz. ezbere konuşmadan yanlışım varsa düzeltebilirsiniz. montröye dayanarak ne yapmalıyız mesela? rus gemilerine mi kapatalım? adam ben bağlama limanına dönüyorum derse? abd gemilerine mi kapatalım? savaşta olmadığı için yetkimiz yok. toptan hepsine açsak yine birileri ile papaz oluyoruz. bu durumda montrö ne işe yarıyor onu soruyorum işte. ben montröye falan karşı değilim ne işe yarıyor anlamaya çalışıyorum.
devamını gör...
2.
çok doğru söylüyorsun arkadaşım, bu muazzam fikrin sonu “kanal istanbul yapılsın”a çıkar.
devamını gör...
3.
insanları anlamak oldukça zor. tamam belli bir konuda bilgi eksikliği olabilir bu normal bir durum ama milli mücadelenin zaferini taçlandıran belgelere de işe yaramıyor demek fazlasıyla düşündürücü. lozan ve montrö oldukça önemli belgeler. montrö sözleşmesi sayesinde türkiye boğazlar üzerinde tam yetkiye sahiptir.bu sözleşmeyle birlikte uluslararası boğazlar komisyonu'nun görevi sonlanmıştır. lozan antlaşması ve montrö sözleşmesi bizi diğer dünya ülkelerine karşı koruyan en önemli belgelerdir. ayrıca bu savaş bizim savaşımız değildir. ukrayna halkına çok üzülüyorum, suriye ve ırak halklarına üzüldüğüm gibi. ülkeler insanlar gibi değildir. çıkarları neyi gerektiriyorsa öyle davranmalı.
ekleme: o zaman bildiğim kadarıyla anlatayım.türkiye kendini tehdit altında gördüğü takdirde boğazları kapatma yetkisine sahip. türkiye kendi savaşmadığı ancak üçüncü ülkelerin savaşında da kendisini tehdit altında görürse yine boğazları kapatabilir. bunların dışında türkiye, barışı sağlamak için gerekli tedbirleri alarak savaşan tarafların gemilerine boğazları kapatabilir. fakat bildiğim kadarıyla rusya bir savaşta olduğunu kabul etmiyor. bu olayı operasyon düzeyinde ele alıyor. bu durumda da türkiye doğru davranıyor. montrö sözleşmesi' ne dayanarak boğazları kapatabilmesi için resmi bir savaş ilanının bulunması gerekiyor diye biliyorum. yanlış noktalar olabilir bilen arkadaşlar düzeltirler.
ekleme: o zaman bildiğim kadarıyla anlatayım.türkiye kendini tehdit altında gördüğü takdirde boğazları kapatma yetkisine sahip. türkiye kendi savaşmadığı ancak üçüncü ülkelerin savaşında da kendisini tehdit altında görürse yine boğazları kapatabilir. bunların dışında türkiye, barışı sağlamak için gerekli tedbirleri alarak savaşan tarafların gemilerine boğazları kapatabilir. fakat bildiğim kadarıyla rusya bir savaşta olduğunu kabul etmiyor. bu olayı operasyon düzeyinde ele alıyor. bu durumda da türkiye doğru davranıyor. montrö sözleşmesi' ne dayanarak boğazları kapatabilmesi için resmi bir savaş ilanının bulunması gerekiyor diye biliyorum. yanlış noktalar olabilir bilen arkadaşlar düzeltirler.
devamını gör...
4.
bu sözleşme ile olası bir dünya savaşında boğazlardan geçecek savaş gemilerinin sayısını ve tonajını belirleme yetkisi türkiye'nin elindedir. dolayısıyla rusya- amerika arasında başlayacak olan savaşın müzakere ve stratejik denge unsuru türkiye'dir. aynı zamanda bu sözleşme ile boğazların türkiye tarafından silahlandırılması sağlanmıştır. montrö, türkiye'nin teminatı olup, şu ana kadar yürürlükte olan dünyanın en önemli uluslararası antlaşmalarından biridir.
devamını gör...
5.
kesinlikle yazarı destekliyorum. montrö, tamam boğazlar sizde kalsın ama bizim istediğimiz gibi kullanacağımız şekliyle kalsın tadında bize kitlenmiş bir antlaşmadır. profilime bakarsanız akp'ye kitlemediğim çok az başlık ve tanım var. bu demek olmuyor ki doğruya yanlış diyebilirim. eğer akp kanal istanbul projesini bir rant projesi olarak değerlendirmese, etrafına konut projesi yapmak yerine tamamen ülkenin değerlerine hizmet edecek şekilde tasarlasaydı bu proje türkiye'de yapılan gelmiş geçmiş en milli proje olacaktı.
devamını gör...
6.
bağlama limanına dönüyorum deyince geçiriyoruz yada dönüyorum deyip gitmeme gibi bir durum söz konusu değil.
karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.
aksi takdirde geçiş izni yine yok. geldiğin gibi gideceksin yani. qandrdm diye birşey yok.
savaşta olmayan ülkelerin gemileri geçebilir diye bir durum da yok.
karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.
yine el kol sallayarak kanka ben nasılsa savaşmıyorum geçiiim diye bir durum da söz konusu değil. ha savaşta olsa bile yine elini kolunu sallayarak geçme özgürlüğü yok abd'nin.
saldırıya uğramış bir devlete ve türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.
karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.
aksi takdirde geçiş izni yine yok. geldiğin gibi gideceksin yani. qandrdm diye birşey yok.
savaşta olmayan ülkelerin gemileri geçebilir diye bir durum da yok.
karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.
yine el kol sallayarak kanka ben nasılsa savaşmıyorum geçiiim diye bir durum da söz konusu değil. ha savaşta olsa bile yine elini kolunu sallayarak geçme özgürlüğü yok abd'nin.
saldırıya uğramış bir devlete ve türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.
devamını gör...
7.
#1805017 ilgili tanımda bir merak söz konusu olmuş ve gündemimize baktığımızda bu sorunun doğal olduğunu düşünüyorum. aşırı tepki vermek bence pek doğru değil. buna göre benim naçizane açıklamam şu şekildedir;
ilk olarak; sözleşme’nin amacı, “boğazlardan geçişi ve gemilerin ulaşımını,
lozan barış andlaşması’nın 23’üncü maddesiyle tespit edilen prensibi,
türkiye’nin ve karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde düzenlemek” olarak belirlenmiştir. lozan'ın 23. maddesi için bkz. yani sözleşmenin ilk amacı türkiye cumhuriyeti'nin güvenliğini sağlamaktır. boğazlar, uluslararası komisyona bırakılmış ve askerden arındırılmıştı. montrö ile birlikte boğazların yönetimi tamamen türkiye cumhuriyeti'ne bırakılmış ve egemenlik hakkı tanınmıştı.
ikinci olarak; sözleşme’de geçen boğazlardan geçiş ve ulaşım serbestisi maddeleri; ticaret gemileri, savaş gemileri ve uçaklar ayırımı yapılarak düzenlenmiştir. ayrıca barış zamanı, türkiye’nin tarafsız olduğu savaş zamanı, türkiye’nin muharip olduğu savaş zamanı ve türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidine maruz görmesi konularında belirlemeler yapılmıştır. türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda; türkiye’ye önleyici meşru müdafaa hakkına dayanarak tedbir alma imkanı verilmiştir. buna bağlı olarak türkiye'nin aleyhine olmadığı müddetçe ticaret gemileri tam geçiş serbestisine sahipken barış zamanında yabancı savaş gemileri tonajı 15.000 tonu geçemeyeceği gibi yabancı ülkenin savaş gemisi 9'dan fazla olamayacaktır. bu hükümler karadeniz’e kıyıdaş devletlerin savaş gemilerinin geçişinde uygulanmayacaktır ve türk deniz kuvvetleri, boğazlardan
geçişi konusunda, sözleşme cins ve tonaj bakımından herhangi bir sınırlamalara tabi değildir.
sözleşme savaş gemilerine savaş zamanında, türkiye tarafsız ise, yukarıda belirtilen barış zamanı için öngörülen koşullar çerçevesinde, boğazlardan geçiş ve ulaşım özgürlüğünden yararlanma hakkı vermektedir. ancak savaşan devletler boğazlardan savaş gemilerini geçirememektedir. istisnası; karadeniz’e kıyıdaş olsun veya olmasın, savaşan bir devlete ait olup da savaşın başlangıcında üs ve limanlardan ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönmek üzere boğazlardan geçiş yapmak hakkına sahiptirler. yani karadeniz'e kıyısı olan devlet savaştan önce gemisini geçirmişse gemisini üssüne dönmek için tekrar geçirebilecektir veya tam tersi karadenizdeyse dışarı çıkarabilecektir. ancak aynı devlet savaş zamanı savaş gemisini boğazlardan geçiremeyecektir.
türkiye’nin muharip olduğu bir savaş durumu ile türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda yabancı devletlere ait savaş gemilerinin boğazlardan geçip geçmeyeceğine karar vermek türk hükümetinin takdirine bırakılmıştır.
ancak milletler cemiyeti konseyi türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.
son olarak; boğazlar kayıtsız şartsız türkiye cumhuriyeti'ne bırakılacak, tahkimat yapmak hakkı tanınacaktır. türk hükûmeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin boğazlardan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.
bu bağlamda sonuç olarak söylenebilir ki, montrö'den önce başkanı olduğu uluslararası komisyon boğazlarda söz sahibi iken yaklaşan savaş tehlikesine karşı bu egemenlik yetkisi 20 temmuz 1936'da türkiye'ye bu antlaşma yoluyla bırakılmıştır. nitekim bu bir antlaşmadır ve ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda hüküm koydurmak istemeleri doğaldır. ancak türkiye boğazlar üzerindeki egemenliği eline aldığı gibi hükümler de türkiye'nin egemenliğini koruyucu niteliktedir.
ilk olarak; sözleşme’nin amacı, “boğazlardan geçişi ve gemilerin ulaşımını,
lozan barış andlaşması’nın 23’üncü maddesiyle tespit edilen prensibi,
türkiye’nin ve karadeniz’e kıyıdaş devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde düzenlemek” olarak belirlenmiştir. lozan'ın 23. maddesi için bkz. yani sözleşmenin ilk amacı türkiye cumhuriyeti'nin güvenliğini sağlamaktır. boğazlar, uluslararası komisyona bırakılmış ve askerden arındırılmıştı. montrö ile birlikte boğazların yönetimi tamamen türkiye cumhuriyeti'ne bırakılmış ve egemenlik hakkı tanınmıştı.
ikinci olarak; sözleşme’de geçen boğazlardan geçiş ve ulaşım serbestisi maddeleri; ticaret gemileri, savaş gemileri ve uçaklar ayırımı yapılarak düzenlenmiştir. ayrıca barış zamanı, türkiye’nin tarafsız olduğu savaş zamanı, türkiye’nin muharip olduğu savaş zamanı ve türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidine maruz görmesi konularında belirlemeler yapılmıştır. türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda; türkiye’ye önleyici meşru müdafaa hakkına dayanarak tedbir alma imkanı verilmiştir. buna bağlı olarak türkiye'nin aleyhine olmadığı müddetçe ticaret gemileri tam geçiş serbestisine sahipken barış zamanında yabancı savaş gemileri tonajı 15.000 tonu geçemeyeceği gibi yabancı ülkenin savaş gemisi 9'dan fazla olamayacaktır. bu hükümler karadeniz’e kıyıdaş devletlerin savaş gemilerinin geçişinde uygulanmayacaktır ve türk deniz kuvvetleri, boğazlardan
geçişi konusunda, sözleşme cins ve tonaj bakımından herhangi bir sınırlamalara tabi değildir.
sözleşme savaş gemilerine savaş zamanında, türkiye tarafsız ise, yukarıda belirtilen barış zamanı için öngörülen koşullar çerçevesinde, boğazlardan geçiş ve ulaşım özgürlüğünden yararlanma hakkı vermektedir. ancak savaşan devletler boğazlardan savaş gemilerini geçirememektedir. istisnası; karadeniz’e kıyıdaş olsun veya olmasın, savaşan bir devlete ait olup da savaşın başlangıcında üs ve limanlardan ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönmek üzere boğazlardan geçiş yapmak hakkına sahiptirler. yani karadeniz'e kıyısı olan devlet savaştan önce gemisini geçirmişse gemisini üssüne dönmek için tekrar geçirebilecektir veya tam tersi karadenizdeyse dışarı çıkarabilecektir. ancak aynı devlet savaş zamanı savaş gemisini boğazlardan geçiremeyecektir.
türkiye’nin muharip olduğu bir savaş durumu ile türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda yabancı devletlere ait savaş gemilerinin boğazlardan geçip geçmeyeceğine karar vermek türk hükümetinin takdirine bırakılmıştır.
ancak milletler cemiyeti konseyi türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.
son olarak; boğazlar kayıtsız şartsız türkiye cumhuriyeti'ne bırakılacak, tahkimat yapmak hakkı tanınacaktır. türk hükûmeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin boğazlardan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.
bu bağlamda sonuç olarak söylenebilir ki, montrö'den önce başkanı olduğu uluslararası komisyon boğazlarda söz sahibi iken yaklaşan savaş tehlikesine karşı bu egemenlik yetkisi 20 temmuz 1936'da türkiye'ye bu antlaşma yoluyla bırakılmıştır. nitekim bu bir antlaşmadır ve ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda hüküm koydurmak istemeleri doğaldır. ancak türkiye boğazlar üzerindeki egemenliği eline aldığı gibi hükümler de türkiye'nin egemenliğini koruyucu niteliktedir.
devamını gör...
8.
eğer montrö olmasaydı, abd gemileri rahatça karadeniz'e geçmiş olacaklardı.bu durum belki bizi de savaşa sürükleyecekti.işte o montrö anlaşması bizi koruyor. ya şimdi kanal istanbul yapılmış olsaydı?
devamını gör...
9.
ukrayna rusya'ya savaş mı ilan etti?!
rusya, ukraynaya savaş mı ilan etti?!
iki sorunun cevabı ''hayır'' .
yani '' savaş halinde olan ülkelerin savaş gemilerinin geçişini kapatabiliyoruz '' demişsin ya... bu bir manipülasyon oluyor. iki ülkede savaş ilan etmemiş çünkü.
rusya, ukraynaya savaş mı ilan etti?!
iki sorunun cevabı ''hayır'' .
yani '' savaş halinde olan ülkelerin savaş gemilerinin geçişini kapatabiliyoruz '' demişsin ya... bu bir manipülasyon oluyor. iki ülkede savaş ilan etmemiş çünkü.
devamını gör...
10.
yoruldum amk.
devamını gör...
11.
neden böyle bir başlık okudum diye geldim neyse ki yukarıda gereken cevaplar verilmiş. bana göre ayak küçük parmağım pek bir işe yaramıyor ama var.
devamını gör...