müzikal araklama şüphesi uyandıran şarkılar
başlık "dahlvier" tarafından 20.08.2023 18:55 tarihinde açılmıştır.
1.
yani 100 tane falan şey sayabilirim. hatta çoğu kişinin arak olarak gördüğü birçok şey de olmaz bunlar. onların birçoğu bana göre tartışmalı. onları da sayarsam sayı katlanır.
bir tane örnekle başlayayım, az önce fark ettiğim. sonra ara ara bişeyler koyarım gene, belki.
megadeth'in rust in peace albümü 1990 senesinde çıkmıştı ki bu albümü o dönemdeki ortalama bir rakçı ve metalcinin bilmeme ihtimali olamaz. kaldı ki guns n' roses'ın use your illusion ii albümü de yine aşırı popüler oldu 1 sene sonra. bir de bu parçayı, o ikili albümün ilk single'ı olarak sunmuşlar. hadi diyelim davulcunun megadeth ve metal müzikle bir alakası yok. bu tarz eserler albümlerde dinleyiciye sunulmadan evvel en az 100-200 tane müzik profesyonelinin ve dinleyicisinin kulağından geçer. prodüksiyonu var, post-prodüksiyonu var. grup elemanları var. eş-dost var vs. birileri fark edip uyarır, uyarmalı yani davulcu böyle bir araklama yapmamışsa ve tesadüfen aynı davul atraksiyonunu düşünmüşse de.
gnr bence davul girişini direkt araklamış. yani %99.9 ihtimalle bu böyle diyorum. yorum sizin.
ekleme: lycanthropy'ye bir yanıt vereyim. öncelikle parçanın geçmişini bilmiyordum. eğer bu girişteki davul atraksiyonu 80'lerdeki halinde de varsa tespitim yanlış olur. acayip bir davul atraksiyonu olmadığını biliyorum. davul çalabiliyorum. sepultura - territory'nin girişindeki davullar da aslında anlamayan birine komplike görünür ama çok basittir. ben epey daha hızlı bile aynı atraksiyonu yapabiliyorum mesela. lakin, biri 1990'da çıkan ve metal tarihinin en çok ses getiren albümlerinden birinde. hatta birçok listede ve sitede 1 numarayı alır r.i.p. albümü, gelmiş geçmiş en iyi metal albümü olarak. yani haberdar olunamayacak bir şey değil. diğeri de 1991 senesinde çıkıyor. bu bende şüphe uyandırmıştı.
bir tane örnekle başlayayım, az önce fark ettiğim. sonra ara ara bişeyler koyarım gene, belki.
megadeth'in rust in peace albümü 1990 senesinde çıkmıştı ki bu albümü o dönemdeki ortalama bir rakçı ve metalcinin bilmeme ihtimali olamaz. kaldı ki guns n' roses'ın use your illusion ii albümü de yine aşırı popüler oldu 1 sene sonra. bir de bu parçayı, o ikili albümün ilk single'ı olarak sunmuşlar. hadi diyelim davulcunun megadeth ve metal müzikle bir alakası yok. bu tarz eserler albümlerde dinleyiciye sunulmadan evvel en az 100-200 tane müzik profesyonelinin ve dinleyicisinin kulağından geçer. prodüksiyonu var, post-prodüksiyonu var. grup elemanları var. eş-dost var vs. birileri fark edip uyarır, uyarmalı yani davulcu böyle bir araklama yapmamışsa ve tesadüfen aynı davul atraksiyonunu düşünmüşse de.
gnr bence davul girişini direkt araklamış. yani %99.9 ihtimalle bu böyle diyorum. yorum sizin.
ekleme: lycanthropy'ye bir yanıt vereyim. öncelikle parçanın geçmişini bilmiyordum. eğer bu girişteki davul atraksiyonu 80'lerdeki halinde de varsa tespitim yanlış olur. acayip bir davul atraksiyonu olmadığını biliyorum. davul çalabiliyorum. sepultura - territory'nin girişindeki davullar da aslında anlamayan birine komplike görünür ama çok basittir. ben epey daha hızlı bile aynı atraksiyonu yapabiliyorum mesela. lakin, biri 1990'da çıkan ve metal tarihinin en çok ses getiren albümlerinden birinde. hatta birçok listede ve sitede 1 numarayı alır r.i.p. albümü, gelmiş geçmiş en iyi metal albümü olarak. yani haberdar olunamayacak bir şey değil. diğeri de 1991 senesinde çıkıyor. bu bende şüphe uyandırmıştı.
devamını gör...
2.
you could be mine uyi albümünde olsa da aslında appetite for destructuion (1987) için yazılmıṣtır. hatta albümün ilk demosunda vardır. zaten uyi genel sounduna pek uymuyor.
o zaman da megadeth guns'dan çalmıṣ olmuyor lakin çok acayip bir davul değil. baksan the kinks falan da kullanmıṣtır 20 sene önce.
bu da guns davullarıyla polaris:
o zaman da megadeth guns'dan çalmıṣ olmuyor lakin çok acayip bir davul değil. baksan the kinks falan da kullanmıṣtır 20 sene önce.
bu da guns davullarıyla polaris:
devamını gör...
3.
şarkıların birbirinden araklanmış, çalınmış, kopyalanmış veya esinlenmiş olduğu iddiaları hakkında serdar ortaç belki de bu iddiaları haklı çıkaracak ilginç bir yorum yapmıştı :
"topu topu yedi nota var. daha kaç ayrı beste yapılabilir ki!"
"topu topu yedi nota var. daha kaç ayrı beste yapılabilir ki!"
devamını gör...
4.
evet. bir ikincisi ile ekranlarınızdayım.
europe'un the final countdown isimli parçasını bilmeyen yoktur. varsa da öğrensin. batı müziğiyle tırnağım kadar ilgilenen bir y kuşağı veya daha eski kuşaktan biri bu parçayı bilir. radyolarımızda da sık sık çalardı. ben ilk, herhalde çıktığı zamanlar, yani 5-6 yaşlarımdayken dinlemiştim bu parçayı ve hastası olmuştum. z kuşağından bile çoğu insan duymuştur bu şarkıyı diye düşünüyorum.
modern talking ile de, 80'leri yaşayan hemen herkes tanışmıştır ülkemizde. bir şekilde. yani sokakta yürürken bile duyardınız illa, oturup özellikle dinlemeseniz de bu alman ikilinin kimi şarkılarını.
europe grubunun en büyük hit'i the final countdown, 1986'da çıktı. modern talking ise 1985'te çıktı diye hatırlıyorum "yomaha yomaso"* parçasıyla.
ikisini de çok severim. ama bu objektifliğimi etkilemez.
modern talking, 1998 senesinde sunulan, aşağı bağlantısını koyacağım parçasında europe'un ikonik klavye/synth part'ını araklamış. melodide ufak oynamalar var ama ton, tansiyon ve enerji olarak bile arak olduğu belli bence. yorumu size bırakıyorum yine de.
europe'un the final countdown isimli parçasını bilmeyen yoktur. varsa da öğrensin. batı müziğiyle tırnağım kadar ilgilenen bir y kuşağı veya daha eski kuşaktan biri bu parçayı bilir. radyolarımızda da sık sık çalardı. ben ilk, herhalde çıktığı zamanlar, yani 5-6 yaşlarımdayken dinlemiştim bu parçayı ve hastası olmuştum. z kuşağından bile çoğu insan duymuştur bu şarkıyı diye düşünüyorum.
modern talking ile de, 80'leri yaşayan hemen herkes tanışmıştır ülkemizde. bir şekilde. yani sokakta yürürken bile duyardınız illa, oturup özellikle dinlemeseniz de bu alman ikilinin kimi şarkılarını.
europe grubunun en büyük hit'i the final countdown, 1986'da çıktı. modern talking ise 1985'te çıktı diye hatırlıyorum "yomaha yomaso"* parçasıyla.
ikisini de çok severim. ama bu objektifliğimi etkilemez.
modern talking, 1998 senesinde sunulan, aşağı bağlantısını koyacağım parçasında europe'un ikonik klavye/synth part'ını araklamış. melodide ufak oynamalar var ama ton, tansiyon ve enerji olarak bile arak olduğu belli bence. yorumu size bırakıyorum yine de.
devamını gör...
5.
3. örneğimde 3 tane araktan bahsedeceğim. aslında bugün en sevdiğim grup symphony x'in bir muhtemel arağını koyacaktım ama arakladıkları şüphesini uyandıran grubun* ilgili parçasının adını hatırlayamadım (grubu bilsem de çok sayıda albümleri var). bunu bana gösteren arkadaşımın da facebook messenger'da seneler önceki yazışmalarına deli gibi scroll'layarak gitmesi gerekiyormuş. onun da aklında değil. bir gün üşenmez de bunu yaparsa onu da koyarım. en sevdiğim gruba bile acımam!!! gerçekler su yüzüne çıkacakkkk!..
ehehe. neyse.
aşağı koyacağım 3 tane power metal ballad'ı var. üçünü de 20 seneden fazladır biliyorum. stratovarius'un ilgili albümüyle sanırım 2000-2001 gibi tanışmıştım. hammerfall'unkiyle de öyle olabilir ama 90'lar sonlarında da olabilir, emin değilim. nocturnal rites özelinde ise kuvvetle muhtemelen çıktığı sene, yani 1999. müdavimi olduğum bir müzik dükkanına gelir gelmez kasete çektirmiştim içinde bulunduğu albümü. üç parçayı da fazlasıyla severim ama birbirlerine çok benziyorlar...
lakin,
bence üçü de ilhamını greensleeves isimli klasik parçadan almışlar. evet, armonik yaklaşımları farklı ama esinlenme bariz bence, gene de. (onu da en alta koyuyorum.)
bunlara "arak" diyemem ama direkt. zira belli armonileri kullandığınızda bu tür dikkat çekici benzerlikler ister istemez olur. gene de çok masum da göremiyorum zira 3'ü de power metal grubu. ve power metal'in kutsal kitabı diye bir şey yok, şu şu armoniler şöyle melodi dizilimleriyle konacak diye. gerçi hammerfall ve stratovarius'un albümleri aynı sene çıkmış (1997). orada bir tesadüf olmalı. nocturnal rites ise... bence araklamış! ama mükemmel bir parça yapmışlar. çalacaksanız da böyle kaliteli hırsızlık yapın üleyn!
bu benzerlikleri ben dinlediğim anda yakalamıştım bu arada. bu aslında hoşuma gitmişti. gruplara kızmamıştım yani. ehehehe.
evet. takdirlerinize bırakıyorum. parçaları bilmeyenler belki de güzel bir şeyler keşfedecekler. umarım öyle olur. iyi geceler hepinize.
ehehe. neyse.
aşağı koyacağım 3 tane power metal ballad'ı var. üçünü de 20 seneden fazladır biliyorum. stratovarius'un ilgili albümüyle sanırım 2000-2001 gibi tanışmıştım. hammerfall'unkiyle de öyle olabilir ama 90'lar sonlarında da olabilir, emin değilim. nocturnal rites özelinde ise kuvvetle muhtemelen çıktığı sene, yani 1999. müdavimi olduğum bir müzik dükkanına gelir gelmez kasete çektirmiştim içinde bulunduğu albümü. üç parçayı da fazlasıyla severim ama birbirlerine çok benziyorlar...
lakin,
bence üçü de ilhamını greensleeves isimli klasik parçadan almışlar. evet, armonik yaklaşımları farklı ama esinlenme bariz bence, gene de. (onu da en alta koyuyorum.)
bunlara "arak" diyemem ama direkt. zira belli armonileri kullandığınızda bu tür dikkat çekici benzerlikler ister istemez olur. gene de çok masum da göremiyorum zira 3'ü de power metal grubu. ve power metal'in kutsal kitabı diye bir şey yok, şu şu armoniler şöyle melodi dizilimleriyle konacak diye. gerçi hammerfall ve stratovarius'un albümleri aynı sene çıkmış (1997). orada bir tesadüf olmalı. nocturnal rites ise... bence araklamış! ama mükemmel bir parça yapmışlar. çalacaksanız da böyle kaliteli hırsızlık yapın üleyn!
bu benzerlikleri ben dinlediğim anda yakalamıştım bu arada. bu aslında hoşuma gitmişti. gruplara kızmamıştım yani. ehehehe.
evet. takdirlerinize bırakıyorum. parçaları bilmeyenler belki de güzel bir şeyler keşfedecekler. umarım öyle olur. iyi geceler hepinize.
devamını gör...
6.
üstte bahsettiğim symphony x konusunda arkadaşımdan halen bir ses çıkmadı maalesef. grubun set the world on fire'ının giriş bölümü, king diamond'ın daha önce çıkan bir parçasının giriş bölümüne aşırı benziyordu. arkadaşım seneler önce bana dinletince saniyesinde, "aha, set the world on fire!" demiştim. burada bilen biri vardır belki diye bahsettim şimdi. sanmıyorum ama bi umut... *
bugünkü araklama konumuz ise iron maiden'ın phantom of the opera'sı ve bizim kağızman'a ısmarladım nar gele'miz hakkında. giriş kısımlarından sonraki temel "riff"ler bayağı benziyor. burada geyik yapıyorum elbette zira maiden'ın herhangi bir elemanının bizim bu türküden haberdar olduğunu hiç sanmam. gene de enteresan bir benzerlik. bunu zaten fark eden tonla insan vardır. hehah.
bugünkü araklama konumuz ise iron maiden'ın phantom of the opera'sı ve bizim kağızman'a ısmarladım nar gele'miz hakkında. giriş kısımlarından sonraki temel "riff"ler bayağı benziyor. burada geyik yapıyorum elbette zira maiden'ın herhangi bir elemanının bizim bu türküden haberdar olduğunu hiç sanmam. gene de enteresan bir benzerlik. bunu zaten fark eden tonla insan vardır. hehah.
devamını gör...
7.
bir önceki geyikten devam edeceğim. bunu da çok kişi fark etmiştir ki zaten ekşi sözlük'te de bahsedildiğini gördüm demin. ben kendim fark etmiştim 2000'lerin hemen başlarında. hehe.
black sabbath; rock tarihi için çok önemli, metal tarihi açısından ise eşsiz yerde/önemde bulunan bir topluluktur.
bu reyhan şarkısı daha eski olabilir, hatta çok da eski de olabilir diye tahmin ediyorum ama youtube'da ilk karşıma 1969'da çıkan kamuran akkor versiyonu geldi. belki de daha eski değildir. bilmiyorum cidden. neyse...
black sabbath'ın ise bu n.i.b. isimli parçası 1970'de çıkan ilk albümlerinde yer alıyor.
ne güzelsin ay gız...
cidden enteresan benzerlik. bir açıklama getiremem ve elbette arak değildir lan. hahahaha. ingilizlerin ne kadar kurnaz olduklarını bilirim de burada o bağlamda bir şeye pek ihtimal vermiyorum.
bu başlığa aslında hep enteresan ve farklı farklı araklama örnekleri koyayım demiştim ama aklıma şu anda başka gelmedi. ben de bir önceki ilginçliğin devamını getireyim dedim. yani ne biliim, birbirine benzer örnekler koymanın bir manasını göremiyorum. şu riff buna benziyo, bu vokal şuna benziyo... bunların elbette ciddi kısmı tesadüfi olabilir ayrıca müzik tarihinde pek de önemi olmayan örneklerden bahsetmeyi de lüzumsuz buluyorum. yoksa sayısız "detay" grup biliyorum da onları da bilen az. hatta children of bodom'un dissection'dan arakladığı şeyleri bile yazasım gelmedi mesela. belki de sonra aklıma bişeyler gelir gene önemli şarkılardan. belli olmaz.
ekleme: oha aklıma geldi bi tane. yarını bekleyin!
black sabbath; rock tarihi için çok önemli, metal tarihi açısından ise eşsiz yerde/önemde bulunan bir topluluktur.
bu reyhan şarkısı daha eski olabilir, hatta çok da eski de olabilir diye tahmin ediyorum ama youtube'da ilk karşıma 1969'da çıkan kamuran akkor versiyonu geldi. belki de daha eski değildir. bilmiyorum cidden. neyse...
black sabbath'ın ise bu n.i.b. isimli parçası 1970'de çıkan ilk albümlerinde yer alıyor.
ne güzelsin ay gız...
cidden enteresan benzerlik. bir açıklama getiremem ve elbette arak değildir lan. hahahaha. ingilizlerin ne kadar kurnaz olduklarını bilirim de burada o bağlamda bir şeye pek ihtimal vermiyorum.
bu başlığa aslında hep enteresan ve farklı farklı araklama örnekleri koyayım demiştim ama aklıma şu anda başka gelmedi. ben de bir önceki ilginçliğin devamını getireyim dedim. yani ne biliim, birbirine benzer örnekler koymanın bir manasını göremiyorum. şu riff buna benziyo, bu vokal şuna benziyo... bunların elbette ciddi kısmı tesadüfi olabilir ayrıca müzik tarihinde pek de önemi olmayan örneklerden bahsetmeyi de lüzumsuz buluyorum. yoksa sayısız "detay" grup biliyorum da onları da bilen az. hatta children of bodom'un dissection'dan arakladığı şeyleri bile yazasım gelmedi mesela. belki de sonra aklıma bişeyler gelir gene önemli şarkılardan. belli olmaz.
ekleme: oha aklıma geldi bi tane. yarını bekleyin!
devamını gör...
8.
evet. bugünkü arak konumuz. bu sefer arak olduğundan emin gibiyim. gene de %0.1'lik bir açık kapı bırakayım.
therion'un theli albümü, ilk gerçek senfonik metal albümü sayılabilir. 1996 senesinde çıkmıştır ve ben de o sene veya sonraki sene bunu söke veya kuşadası'nda bir yerde görüp almıştım. muhtemelen kuşadası - tansaş'tandır ama söke'de bir kasetçiden de olabilir.
bu albüm çok büyük ses getirmiştir metal dünyasında. therion, öncesinde de senfonik elementler içeren bir şeyler yapmıştı ama burada ilk defa gerçek bir senfonik metal albümü yaptı. vovin'de bunu "tam" olarak yaptı sonrasında ama theli, metal tarihinde daha önemli bir albümdür ilk gerçek senfonik metal albümü olduğu için. hala da çoğu kişi ya bunu ya vovin'i grubun en iyi albümü olarak görür. ama theli, dediğim gibi daha "önemli" bir eserdir.
nightwish ise, operatik kadın vokalli senfonik power metalin öncüsüdür diyebiliriz. burada konumuz olan oceanborn albümleri 1998 senesinde çıkmıştı. yani, therion'un theli albümünden 2 sene sonra. bu iki grubun birbirinden gayet ayrılan, kendilerine özgü tarzları olduğunu düşünüyorum ama bana göre oceanborn'da net bir therion araklaması var.
theli'deki cults of the shadow'un mısra vokalleri olan kısım ve oceanborn albümünde yer alan devil & the deep dark ocean parçasının yine mısra vokal yaklaşımı ve buralardaki enstrümantal fikirler bana göre aynı. pes, gizemli ve dramatik vokaller. dediğim gibi, bu iki parçada enstrümantal fikir de aynı, vokallerin üzerine yerleştirildiği. fikir aynı diyorum yalnız. uygulama da fazlasıyla benziyor. direkt bir copy-paste yok elbette ki zaten öyle bir şeyi profesyonel bir grup yapamaz ve yapmaz.
takdiri size bırakıyorum.
therion'un theli albümü, ilk gerçek senfonik metal albümü sayılabilir. 1996 senesinde çıkmıştır ve ben de o sene veya sonraki sene bunu söke veya kuşadası'nda bir yerde görüp almıştım. muhtemelen kuşadası - tansaş'tandır ama söke'de bir kasetçiden de olabilir.
bu albüm çok büyük ses getirmiştir metal dünyasında. therion, öncesinde de senfonik elementler içeren bir şeyler yapmıştı ama burada ilk defa gerçek bir senfonik metal albümü yaptı. vovin'de bunu "tam" olarak yaptı sonrasında ama theli, metal tarihinde daha önemli bir albümdür ilk gerçek senfonik metal albümü olduğu için. hala da çoğu kişi ya bunu ya vovin'i grubun en iyi albümü olarak görür. ama theli, dediğim gibi daha "önemli" bir eserdir.
nightwish ise, operatik kadın vokalli senfonik power metalin öncüsüdür diyebiliriz. burada konumuz olan oceanborn albümleri 1998 senesinde çıkmıştı. yani, therion'un theli albümünden 2 sene sonra. bu iki grubun birbirinden gayet ayrılan, kendilerine özgü tarzları olduğunu düşünüyorum ama bana göre oceanborn'da net bir therion araklaması var.
theli'deki cults of the shadow'un mısra vokalleri olan kısım ve oceanborn albümünde yer alan devil & the deep dark ocean parçasının yine mısra vokal yaklaşımı ve buralardaki enstrümantal fikirler bana göre aynı. pes, gizemli ve dramatik vokaller. dediğim gibi, bu iki parçada enstrümantal fikir de aynı, vokallerin üzerine yerleştirildiği. fikir aynı diyorum yalnız. uygulama da fazlasıyla benziyor. direkt bir copy-paste yok elbette ki zaten öyle bir şeyi profesyonel bir grup yapamaz ve yapmaz.
takdiri size bırakıyorum.
devamını gör...
9.
10.