yönetmen koltuğunda atıf yılmaz'ın yer aldığı 1989 yapımlı yerli drama filmidir. film, erhan bener'in 1983 yılında yayımlanan aynı adlı eserinden uyarlanmıştır. imdb puanı: 8.2/10
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "örnek vatandaş" tarafından 15.09.2021 20:51 tarihinde açılmıştır.
1.
bir sahil kasabasına tatile gelen bir kadın ( türkan şoray) ile, ailesini terk edip kasabada inzivaya çekilen, kadınlardan da uzak kalan bir adam ( rutkay aziz) arasındaki tanışıklık, yakınlık ve tutkulu bir aşka doğru yol alır. ilişki daha sonra yerini anlaşmazlık ve çekişmeye bırakır.
yönetmen atıf yılmaz'ın simgesel anlatımından destek alan 1989 yapımı filmde, dört kere kullanılan duvarsız kapı sembolünün her biri, ilişkinin dört aşamasını vurguluyor.
yönetmen atıf yılmaz'ın simgesel anlatımından destek alan 1989 yapımı filmde, dört kere kullanılan duvarsız kapı sembolünün her biri, ilişkinin dört aşamasını vurguluyor.
devamını gör...
2.
etkileyici bir türkan şoray ve rutkay aziz filmi. filmde bankacı yüksel (türkan şoray) üst sınıfa mensup bir kadındır. kocası ise sol tandanslı bir profesördür. çiftin toplumsal ve ekonomik konumlarına rağmen evlilikleri duygusal açıdan sona ermiş bir evliliktir. nitekim yüksel kocasının bir arkadaşıyla ihtiyaç gidermeye dönük bir ilişki içerisindedir. filmin bu kısmında yapılan türk aydını taşlaması serttir. sol kesim ise bundan en çok nasiplenen kesimdir.
bu zengin ama monoton hayattan sıkılan yüksel, tatil için gittiği otelde ilk gördüğü kişi olan adnan refik (rutkay aziz) ile tanışmayı kafasına koyar. yüksel’in onu kum tüccarı sanması, onun mutluluğu toplumsal olarak kendinden aşağı gördüğü kimselerde aradığını gösterir. sonrasında yaptığı robenson benzetmesi de bu anlamdadır. ikilinin ilişkileri çok aktif ancak birkaç günlüktür. adnan, kıskançlığı ve tepkileri ile toplumun alt kesimlerini temsil ederken, yüksel’in rahat ve geniş tavırları üst kesimi sembolize eder. zaten adnan taşralıdır.
filmin sonunda yüksel’in adnan’ı terketmesi de bir burjuva eleştirisi olarak görülebilir. öyle ki bir kaç gün içinde yaşanan duygusal ve cinsel yönden aktif bir ilişki, gitmeye kalkıp gidememeler hepsi anlıktır. kolay tüketim örneğidir. buna göre burjuva, mutsuz olduğu şehirden kaçıp, taşrada aradığı aşkı bulsa bile, kapitalizmin ona sağladığı konfor alanından vazgeçemez. bu yüzden konfor alanına geri döner. yüksel’in sonunda adnan’a senin suçun yok demesi de işte tam bu durumun bir özetidir.
bu zengin ama monoton hayattan sıkılan yüksel, tatil için gittiği otelde ilk gördüğü kişi olan adnan refik (rutkay aziz) ile tanışmayı kafasına koyar. yüksel’in onu kum tüccarı sanması, onun mutluluğu toplumsal olarak kendinden aşağı gördüğü kimselerde aradığını gösterir. sonrasında yaptığı robenson benzetmesi de bu anlamdadır. ikilinin ilişkileri çok aktif ancak birkaç günlüktür. adnan, kıskançlığı ve tepkileri ile toplumun alt kesimlerini temsil ederken, yüksel’in rahat ve geniş tavırları üst kesimi sembolize eder. zaten adnan taşralıdır.
filmin sonunda yüksel’in adnan’ı terketmesi de bir burjuva eleştirisi olarak görülebilir. öyle ki bir kaç gün içinde yaşanan duygusal ve cinsel yönden aktif bir ilişki, gitmeye kalkıp gidememeler hepsi anlıktır. kolay tüketim örneğidir. buna göre burjuva, mutsuz olduğu şehirden kaçıp, taşrada aradığı aşkı bulsa bile, kapitalizmin ona sağladığı konfor alanından vazgeçemez. bu yüzden konfor alanına geri döner. yüksel’in sonunda adnan’a senin suçun yok demesi de işte tam bu durumun bir özetidir.
devamını gör...