1.
adı konmayan yöntem. virüs bir yerden sonra bulaşma seçeneğini bırakıyorum diyor bunun adı.
devamını gör...
2.
patojenin bireyden bireye doğrudan bulaşma kanallarının zayıflaması nedeniyle, nüfus (populasyon) bağışıklığı dolaylı olarak patojene karşı savunmasız kişileri de koruması olayıdır.
devamını gör...
3.
afrika'nın masai mara düzlüklerinde gezinen bir antilop sürüsüne hastalık bulaştığını düşünün. arada telef olanlar var ama hastalığı taşıyanların bir kısmı bağışıklık sistemi sayesinde hayatta kalıyor. hastalığı hafif geçiren üyeler sayesinde sürü aşı olmuş gibi direnç kazanıyor.
devamını gör...
4.
belirli aralıklarla gündeme getirilen konu.
sürü bağışıklığı, kitlesel bağışıklık ya da toplum bağışıklığı gibi isimlerle de anılabiliyor.
dünya genelinde politikacıların bu konuyu pek anlamadıklarını düşünüyorum.
sanırım şunu anlamıyorlar. sürü bağışıklığının oluşması için nesiller geçmesi lazım.
diyelim dünya üzerinde kimse bu salgında aşı yaptırmamış olsun. bütün hükümetler sürü bağışıklığına geçmeye karar verdi.
süreç aşağı yukarı şöyle işler.
birileri hastalık nedeniyle hayatını kaybeder. bir nebze olsun dirençli olanlar hayatta kalır.
bir nebze dirençli olup hayatta kalan iki kişi evlenip, çocuk yapar ve doğan kişi bu hastalığa biraz daha dirençli olur.
çocuk büyüyüp kendisi gibi dirençli biriyle evlendiğinde yeni doğan hastalığa karşı daha dirençli doğar.
şimdi bu döngüyü bir kenara koyalım. iş bu kadar basit değil. çünkü iş bu döngüyle bitseydi, günümüzde bir çok hastalığa karşı dirençli olurduk. kimsenin aşı yapmasına gerek kalmazdı. sonuçta 400.000 yıldır insan olarak var olduğumuz söyleniyor.
ama hastalanıyoruz ve ölüyoruz. neden?
çünkü bizi hasta eden virüslerde boş durmuyorlar, durmadan eviriliyor. üstelik bizden hızlı bir biçimde.
yani daha dayanıklı çocuklar doğduğunda, karşımıza daha dayanıklı virüsler gelebiliyor.
bu durumda sürü bağışıklığı olanaksız bir durum mu?, diye düşünen olabilir.
hayır sürü bağışıklığı gerçekleşebilir.
iki yol var, birincisi insanın bağışıklık sistemi, virüsün evriminden daha hızlı gelişip, virüsü çok kolay bir biçimde kendi kendine yok edebilecek.
ikincisi, virüs hayatta kalmak için daha az ölümcül bir forma evirilecek, böylece varlığını sürdürecek ama bizim için pek zararlı olmayacak.
sorun şu ki, bütün bunların olması yüzlerce yıl alabilir. yüzlerle, binlerle ifade edilen yıl sayıları insanlar için büyük rakamlardır, doğa için değil. doğanın düzeni, günümüz insanları iyi yaşasın, mutlu olsun diye değişmez ya da hızlanmaz.
doğru adımlar atabilmek için önce bunun bir farkında varalım derim.
sürü bağışıklığı, kitlesel bağışıklık ya da toplum bağışıklığı gibi isimlerle de anılabiliyor.
dünya genelinde politikacıların bu konuyu pek anlamadıklarını düşünüyorum.
sanırım şunu anlamıyorlar. sürü bağışıklığının oluşması için nesiller geçmesi lazım.
diyelim dünya üzerinde kimse bu salgında aşı yaptırmamış olsun. bütün hükümetler sürü bağışıklığına geçmeye karar verdi.
süreç aşağı yukarı şöyle işler.
birileri hastalık nedeniyle hayatını kaybeder. bir nebze olsun dirençli olanlar hayatta kalır.
bir nebze dirençli olup hayatta kalan iki kişi evlenip, çocuk yapar ve doğan kişi bu hastalığa biraz daha dirençli olur.
çocuk büyüyüp kendisi gibi dirençli biriyle evlendiğinde yeni doğan hastalığa karşı daha dirençli doğar.
şimdi bu döngüyü bir kenara koyalım. iş bu kadar basit değil. çünkü iş bu döngüyle bitseydi, günümüzde bir çok hastalığa karşı dirençli olurduk. kimsenin aşı yapmasına gerek kalmazdı. sonuçta 400.000 yıldır insan olarak var olduğumuz söyleniyor.
ama hastalanıyoruz ve ölüyoruz. neden?
çünkü bizi hasta eden virüslerde boş durmuyorlar, durmadan eviriliyor. üstelik bizden hızlı bir biçimde.
yani daha dayanıklı çocuklar doğduğunda, karşımıza daha dayanıklı virüsler gelebiliyor.
bu durumda sürü bağışıklığı olanaksız bir durum mu?, diye düşünen olabilir.
hayır sürü bağışıklığı gerçekleşebilir.
iki yol var, birincisi insanın bağışıklık sistemi, virüsün evriminden daha hızlı gelişip, virüsü çok kolay bir biçimde kendi kendine yok edebilecek.
ikincisi, virüs hayatta kalmak için daha az ölümcül bir forma evirilecek, böylece varlığını sürdürecek ama bizim için pek zararlı olmayacak.
sorun şu ki, bütün bunların olması yüzlerce yıl alabilir. yüzlerle, binlerle ifade edilen yıl sayıları insanlar için büyük rakamlardır, doğa için değil. doğanın düzeni, günümüz insanları iyi yaşasın, mutlu olsun diye değişmez ya da hızlanmaz.
doğru adımlar atabilmek için önce bunun bir farkında varalım derim.
devamını gör...