benim için her zaman sancılı bir süreç olmuştur.

daha okuyacağım kitabı seçmeden önce korkular kaplar dört bir yanımı. ya beğenmezsem, ya güzel değilse, ya kurgusunda mantıksızlıklar varsa, ya kitap beni kabul etmezse, ya bu kitapla daha az şey kazanırsam öbür kitaptan...

bu korkular arasında seçim yapmak imkânsız gibi gelirken bir şekilde seçerim. bunda bazen bir tavsiye etkili olur, bazen sadece kapağı, ya da arkasında yazan bir kaç satır, bazen de rastgele açtığım bir sayfada okuduğum tek bir cümle. ama tüm bunların ötesinde, daha fazla "hangisini seçeceğim diyerek vakit kaybetmeme" düşüncesi yer alır. o yüzden bu seçim daha çok tesadüfîdir.

kitabı elime aldığımda yeni bir insanla tanışmış gibi olurum. aynı utangaçlıkla yaklaşırım. sayfalarını çevirmeye, tam açmaya korkarım. sanki kırılacakmış gibi, incinecekmiş gibi gelir. ya da bana öfkelenecekmiş gibi. arkasındaki yazıyı beğenmişsem defalarca okurum. ama ilk sayfaya geçmek hala imkânsız gibidir. henüz etrafımdaki korkular dağılmamıştır. çok sık olmamakla birlikte bazı kitapları okumaya karar vermeme rağmen hemen okuyamam. sayfalarını çevirmekte zorlanırım. birkaç gün yanımda gezdirmeme rağmen, o ilk sayfaya geçmem hiç de kolay olmaz. kitap etrafında dolaşırım. ama bir türlü içine giremem. kitap hakkında spoiler vermeyen yorumlara bakarım. içimdeki heyecan artar. ama yabancı bir insanın yanındaki oyuna hevesli çocuk gibiyimdir. sadece yabancıdan bir sıcaklık beklemekteyim.

kitaplar insanlar gibi değiller. size o sıcaklığı vermezler, ama onlarda bir soğukluk da yoktur.

bir şekilde kitabı okumaya başladığımda da hiçbir şey kolaylaşmaz. ilk sayfalarda kolay kolay kabul etmezler kitaplar insanları. üstelik ben biraz daha çekingenim. rahatsız etmek istemem.

ilk sayfalar kolay geçmez. yeni dünyanın yeni insanlarını tanımaya çalışırım onlar bana aldırış etmeden yaşamlarını sürerken. henüz harflerin arasına, kelimelerin arasına gizlenemediğim için kitabın dışındayımdır.

asla beni kabul etmeyeceğini düşünürüm, roman kahramanlarının. "sende bir gerçeklik var" demelerinden korkarım. üzerimi bir sıkıntı kaplar, henüz yeterince ilerleyemediğimden kitabı asla bitiremeyeceğimi düşünürüm. yarım kalma düşüncesi korkutur beni. bu korkuyla üzerimdeki çekingenlikten kurtulurum. daha hızlı ilerleyebilmek için kelimeleri zihnimde duymadan ilerlerim. bu telaşta anlamlar kaybolur ve aynı paragrafları, aynı parçaları tekrar tekrar başa dönerek okurum.

anlayamadığımdan, bitiremediğimden, bitiremeyeceğimden şikayet ederim kendi kendime. yazar düşer aklıma sonra. asla onun yazarken düşündüklerini anlayamadığımdan, farklı anlamlar yüklediğimden, olayları çarpıttığımdan, yazarın yazdıklarını okumadığımdan şikâyet ederim. en sonunda da bunun bir emek işi olduğunu söylerim kendime, yazarın kaç dakikasını, kaç saatini, kaç gününü bu işe harcadığını asla onun hakkını veremediğimi, elimde kalemin olması gerektiğini, sürekli notlar almamın lazım geldiğini, bir kitaptan belki de birkaç kitaplık kadar şey yazmamın ancak o emeğin hak ettiği karşılık olduğunu düşünürüm. benim yaptığımın okumak olmadığını, sadece göz gezdirmek olduğunu, en iyisinin hiç okumamak olduğunu düşünürüm.

yarım kalma korkusuyla kitabı bitirmem gerekliliğini ama sonra başka bir kitaba başlamamam gerektiğine ikna ederim kendimi.

devam ettikçe ben kelimelerin arasına gizlenmeyi, roman kahramanlarının arasında dolaşmayı öğrenirim. sonrası daha kolaydır. artık kitabın içine girdiğimden, korkular kitabın dışında kalır. kitabı bitirme kaygısından kurtulurum. yazarın düşüncelerinden kurtulurum artık, çünkü roman karakterleri gerçek bir insan siluetine bürünür benim için.

başladığımda kitaba bir insanmış gibi yaklaşırken, artık benim için yeni bir dünyadır. kitabı açıp okuduğumda kitapta yaşarım. kapattığımda kitabı yaşarım.

sayfaları ilerledikçe roman karakterleri sayfalardan çıkıp etrafımı sararlar. durum bu şekli aldığında kitabın nasıl bittiğini bile anlamam.

bir kaç gün daha o dünyada kalırım. bu arada, içimde doldurulamaz bir açlık oluşur. daha diğer kitabın dünyasından kurtulamadan, sanki o sancılı süreçler hiç yaşanmamış gibi yeni bir kitap için aynı süreç başlar.

bir kısır döngü şeklinde mütemadiyen bu olaylar devam eder.
devamını gör...
ben iç dünyama dönüyorum. orada hayal kırıklığına yer yok
demiş oğuz atay. biliyoruz ki zaten insanlar hayal dünyasında hayal kırıklıklarına yer vermezler. selim ve turgut hayallerinde olmayan şeyleri yaşadılar ölmeden birkaç defa öldüler. bazı kitaplar insan hayatlarından birer alıntı, alıntıların da birer yaşam tecrübesinden doğan duygular olduğuna inanıyorum. beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. tutunamayanlar
devamını gör...
uzun zamandır yapamadığım doğrusunu söylemek gerekirse yapmaya üşendiğim eylem. yeni bir kitaba başlamak beni çok geriyor onun için elimde ki kitabı süründürdükçe süründüyorum .
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"yeni bir kitap okumaya başlamak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim