roman / fantastik / edebiyat
puan ver

öne çıkanlar | diğer yorumlar

neil gaiman tarafından yazılmış mükemmel bir kitap. ufak mitolojik göndermelerle başlayıp git gide fantastik bir kitap olmasına hayran kaldım. upuzun bir serüvendi benim için. her sene açıp bölüm aralarındaki kısa hikayeleri okur okur dururum.
devamını gör...
sanıyorum vadinin hükumdarı kitabı ile devam eden mükemmel nail gaiman eseri. kitabın konusunu unutsam bile belli başlı hikayeler nedense aklımdan silinmemiştir. keyifli bir yazarın, zevk veren okumasını deneyimleyebileceğiniz uzun bir kitaptır. uzunluğu gözünüzü korkutmasın, çünküsü için yazarına bir daha bakabilirsiniz.
devamını gör...
mitolojiyi modern dünyayla harmanlayan, karanlık ve epik bir hikaye sunan bir kitap. eski tanrılar hayatta kalmaya çalışırken, yeni tanrılar teknoloji, medya ve tüketim kültürü üzerinden güç kazanıyor. neil gaiman, bu çatışmayı işlerken bizi amerika’nın unutulmuş kasabalarına, otoyol kenarındaki motellere ve terkedilmiş kutsal mekanlara sürüklüyor.

hikaye, eski bir mahkum olan shadow moon’un gizemli ve etkileyici bay wednesday ile yollarının kesişmesiyle başlıyor. wednesday’in aslında odin olduğu ortaya çıktığında, shadow kendini tanrılar arasında yaklaşan bir savaşın içinde buluyor. gaiman, klasik bir kahraman yolculuğu anlatmak yerine, tanrıları sadece mistik varlıklar olarak değil, güçlerini inançtan alan, unutuldukça zayıflayan figürler olarak ele alıyor. eski tanrılar hayatta kalmaya çabalarken, onların yerini teknoloji, medya ve kapitalizmin tanrıları alıyor.

shadow, romanın merkezinde yer almasına rağmen alışıldık bir kahraman değil. sessiz, içine kapanık ve fazla sorgulamayan biri olarak öne çıkıyor. fiziksel olarak güçlü ama hayata karşı pasif bir tutum sergiliyor. eşi laura’ya büyük bir sadakat beslese de, onun ölümünden sonra yaşadığı kayıpla nasıl başa çıkacağını bilemiyor. roman ilerledikçe, shadow’un kökeni ve gerçek kimliği hakkında ipuçları açığa çıkıyor. gaiman, shadow’u bir yolculuğa çıkararak onun sadece tanrılar arasındaki savaşın bir piyonu olmadığını, aynı zamanda kendi içsel dönüşümünü yaşayan bir karakter olduğunu gösteriyor.

wednesday, karizmatik ama güvenilmez doğasıyla romanın en çarpıcı figürlerinden biri oluyor. manipülatif, kurnaz ve gerektiğinde acımasız biri. hikaye boyunca insanları kendi çıkarları için yönlendirmeye devam ediyor. tanrılar arasındaki savaşı başlatmaya çalışırken, asıl amacının çok daha derin olduğu giderek netleşiyor. gaiman, wednesday’in eski bir tanrı olmasına rağmen, tamamen bencil ve pragmatik bir figür olarak resmederek onun ilahi bir varlıktan çok, günümüz dünyasında hayatta kalmaya çalışan eski bir düzenin temsilcisi olduğunu vurguluyor.

laura moon, shadow’un karısı olarak hikayeye ölümüyle dahil oluyor ancak bu onun hikayeden tamamen çıkması anlamına gelmiyor. ölü olmasına rağmen shadow’un hayatında varlığını sürdürmeye devam ediyor. gaiman, laura’yı ne tamamen bir kötü karakter ne de masum bir kurban olarak çiziyor. hayata karşı umursamaz tavrı ve zaman zaman sergilediği bencillik, onun insan doğasının daha karmaşık yönlerini temsil etmesini sağlıyor. shadow ile olan ilişkisi, sadakat, ihanet ve ikinci şanslar üzerine düşündüren bir yapı kazanıyor.

yan karakterler de romanın mitolojik derinliğini zenginleştiriyor. slav mitolojisinden çernobog, eski bir tanrı olarak şiddeti ve karanlığı temsil ediyor. genellikle huysuz ve kaba biri gibi görünse de, shadow ile olan etkileşimleri onun daha derin bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor. easter, yani ostara, eski bahar tanrıçalarından biri olarak yeni dünyada hayatta kalmayı başaran nadir figürlerden biri oluyor. modern dünyanın nimetlerini kendi avantajına çevirmiş olması, eski tanrıların nasıl adapte olabileceğini gösteren ilginç bir örnek sunuyor.

ancak amerikan tanrıları, temposu açısından her okura hitap etmiyor. özellikle orta bölümlerde, hikaye bazı yerlerde ağırlaşıyor ve olay örgüsü zaman zaman dağınık bir hale geliyor. shadow’un yolculuğu sırasında yaşadığı bazı olaylar, ana hikayeye bağlanmakta gecikiyor. gaiman’ın olayları düğümleme biçimi, klasik bir doruk noktasından çok, döngüsel bir kapanış hissi veriyor, bu da bazen tatmin edici olmayabiliyor.

dil kullanımı açısından gaiman’ın üslubu her zamanki gibi zengin ve etkileyici duruyor. betimlemeler zaman zaman uzun tutulsa da, yazarın kelimeleri işleme biçimi atmosferi güçlendiren önemli bir unsur haline geliyor. ancak, kimi anlarda fazla detaycı yaklaşımı hikayenin temposunu düşürebiliyor.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"amerikan tanrıları" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim