üst kat komşu
allah onları bildiği gibi yapsın*
sanki kanguru ailesi de evde zıplayarak gidiyorlar,gecenin körü koşuyorlar,sanki mabel matiz de konser veriyor.
o yetmiyor şimdi de alt komşu giriyor kadraja.tam uyuyacağım apartman içinde hönkürmeler, bağırışlar.araba,ev kapıları pat küt.gecenin ikisinde de misafir almazsın ve gardaş!
ne dolmuşum* hayır ev bizim bir yere gidemeyiz.ev bulun da gidin başımdan tez vakıtta.(her beğeni bir amin)
sanki kanguru ailesi de evde zıplayarak gidiyorlar,gecenin körü koşuyorlar,sanki mabel matiz de konser veriyor.
o yetmiyor şimdi de alt komşu giriyor kadraja.tam uyuyacağım apartman içinde hönkürmeler, bağırışlar.araba,ev kapıları pat küt.gecenin ikisinde de misafir almazsın ve gardaş!
ne dolmuşum* hayır ev bizim bir yere gidemeyiz.ev bulun da gidin başımdan tez vakıtta.(her beğeni bir amin)
devamını gör...
at hırsızı (yazar)
nickaltında pek şey yokmuş bende dahil olayım da ilk sıraları kapayım dedim.
kıymetli yazar kardeşimize sözlük hayatında bol favlar bol artılar diliyor karması yüksek takipçisi iyisinden olsun diyorum.
yazdığı entrileri aralıklarla takip ediyprum.
kıymetli yazar kardeşimize sözlük hayatında bol favlar bol artılar diliyor karması yüksek takipçisi iyisinden olsun diyorum.
yazdığı entrileri aralıklarla takip ediyprum.
devamını gör...
yakın arkadaştan bir anda soğutan şeyler
düşüncesiz davranması.
devamını gör...
kalender (yazar)
seri artılanma olayı benim de başıma gelmiş bulunuyor. okunmadan artılanmak yüzümde buruk bir gülümseme bıraktı.
kimse kalenderden seri artı oy almadım diye sevinmesin ya da üzülmesin.
anladığım kadarıyla herkes bir gün kalenderin seri artı furyasını tadacaktır *
kimse kalenderden seri artı oy almadım diye sevinmesin ya da üzülmesin.
anladığım kadarıyla herkes bir gün kalenderin seri artı furyasını tadacaktır *
devamını gör...
en ahmet kaya özelliğiniz
allah'a şükür bir pkk sempatizanı ile hiç bir özelliğim benzemiyor. şimdi çıkıp sanat evrenseldir, müzikleri çok güzel, bu ülke onun değerini bilmedi diyen sözüm ona romantik solcular çıkabilir. almanya konserinde "vallahi apo'yu özledik" dediği anda ahmet kaya benim için bitmiştir. vallahi diyerek özlediği apo emperyal oyuncakların kuklası rolünü oynayarak kaç masumun, kaç bebeğin canına kıymıştır. apo'yu özleyen biri ile hiç bir özelliğim aynı olamaz.
devamını gör...
kitap okuma aşkını kazandıran kitabın ismi
jules verne-esrarlı ada
devamını gör...
tıp fakültesinde okumak
son 1 senedir en çok istediğim şey. umarım bir gün gerçekleşti diye editlerim bu tanımı eheh (bkz: yks 2021)
2021 editi: bu sene başaramadık
2024 edit: binlerce kilometre uzakta muhendislik okuyorum hayat 180 derece degisti
2021 editi: bu sene başaramadık
2024 edit: binlerce kilometre uzakta muhendislik okuyorum hayat 180 derece degisti
devamını gör...
ağlayan bebeğin toplu taşımada verdiği rahatsızlık
"rahatsız olmayın" veya "oluyorsanız da sabredin, anne-babasına belli etmemeye çalışın" diyerek başlamak istiyorum.
bugün 17 yaşında olan lise son sınıf öğrencisi bir kız çocuk babasıyım. ne çabuk geçti zaman boyum kadar oldu güzelliğim.
doğumhanenin kapısından cırlayarak çıktı yavrum, ilk elime aldığım anda ve takip eden 8-10 aylık süreçte de bu durum böyle devam etti. sayısını unuttuğum kadar çok, farklı doktora götürdüm o yıllarda. biri dahi farklı bir şey söylemedi cevaplar hep aynı "gaz sancısı" ve "bağırsakları gelişimini tamamlayana kadar yapacak bir şey yok".
gündüz annesinin elinde saatlerce kıvranır, 10 saat çalışıp işten eve döndükten sonra benim kucağımda... taa ki cırlamaktan baygın düşüp sızana kadar. uyuduğunda da belki yarım saat belki bir saat uyku. denemediğimiz ilaçlar doğal yöntemler kalmadı, hatta yurt dışından bir yakınımızın önerisi olan ve türkiye'de o yıllarda olmayan sab simplex'i bile ecza depolarından birini yardımıyla el altından bularak temin ettik. o süreçte ben de bir saat kesintisiz uyku uyuduğumu hatırlamam, hoş yavrum da uyumadı. kucağıma alır, başı omzumda salondan mutfağa, mutfaktan balkona, oradan diğer odalara... gezerken hareketin verdiği tempoyla rahatlayabilirse rahatlar, çok kısa süre sonra tekrar başlardı.
bu süreçte biz de toplu taşıma kullanmak veya şehirlerarası yolculuklar yapmak durumunda kaldık defalarca. emin olun o anne-baba, sizin o seslerden rahatsız olduğunuzdan daha fazla rahatsız oluyor çocuklarının feryadından, bizleri rahatsız etmekten ve sizlerin-bizlerin ilgisizlikle suçlayıcı bakışlarından ama çoğunlukla ellerinden bir şey gelmiyor.
bugün 17 yaşında olan lise son sınıf öğrencisi bir kız çocuk babasıyım. ne çabuk geçti zaman boyum kadar oldu güzelliğim.
doğumhanenin kapısından cırlayarak çıktı yavrum, ilk elime aldığım anda ve takip eden 8-10 aylık süreçte de bu durum böyle devam etti. sayısını unuttuğum kadar çok, farklı doktora götürdüm o yıllarda. biri dahi farklı bir şey söylemedi cevaplar hep aynı "gaz sancısı" ve "bağırsakları gelişimini tamamlayana kadar yapacak bir şey yok".
gündüz annesinin elinde saatlerce kıvranır, 10 saat çalışıp işten eve döndükten sonra benim kucağımda... taa ki cırlamaktan baygın düşüp sızana kadar. uyuduğunda da belki yarım saat belki bir saat uyku. denemediğimiz ilaçlar doğal yöntemler kalmadı, hatta yurt dışından bir yakınımızın önerisi olan ve türkiye'de o yıllarda olmayan sab simplex'i bile ecza depolarından birini yardımıyla el altından bularak temin ettik. o süreçte ben de bir saat kesintisiz uyku uyuduğumu hatırlamam, hoş yavrum da uyumadı. kucağıma alır, başı omzumda salondan mutfağa, mutfaktan balkona, oradan diğer odalara... gezerken hareketin verdiği tempoyla rahatlayabilirse rahatlar, çok kısa süre sonra tekrar başlardı.
bu süreçte biz de toplu taşıma kullanmak veya şehirlerarası yolculuklar yapmak durumunda kaldık defalarca. emin olun o anne-baba, sizin o seslerden rahatsız olduğunuzdan daha fazla rahatsız oluyor çocuklarının feryadından, bizleri rahatsız etmekten ve sizlerin-bizlerin ilgisizlikle suçlayıcı bakışlarından ama çoğunlukla ellerinden bir şey gelmiyor.
devamını gör...
geceye bir hayat dersi bırak
her ihanet sevgiyle başlar
devamını gör...
türkiye’de eksikliği en çok hissedilen şey
yeni bilgiler öğrenme arzusu.
devamını gör...
ananas
çok güzel bir meyvedir ama ülkemizde oldukça pahalıdır.
ayrıca 'pazarda ananasaldırdım' esprisinin de muhattabıdır.
ayrıca 'pazarda ananasaldırdım' esprisinin de muhattabıdır.
devamını gör...
takip edilesi sözlük yazarları
bir kaç tanım üstte nickimi gördüm ayıp olmasın diyerek artıyı bastım amma velakin utandım. arkadaşım takip edilesi tanımlara sahip değilim. henüz dilediğim gibi bilgi içerikli tanım giremiyorum boş beleş tanımlara sahibim. bakınız koca koca paraflarla gayet bilgi içerikli veyahut okuyunca ufku iki katına çıkaran en olmadı okuduktan sonra insanı ışıl ışıl aydınlatan tanımlara sahip yazarlar var. vallahi onları takibe alın okuyun mesaj atın daha çok bilgi edinin. sohbet edin bir ölçüde. hayat tecrübelerinizi paylaşın birbirinizle inanın neler neler öğreneceksiniz.
devamını gör...
hediye almak
planlı olarak aldığımda çok zorlandığım, plansız olarak aldığımda ise hiç zorlanmadığım şeydir.
bütün arkadaşlarım bilir ki doğum günlerinde onlara bir şey almam. ben ancak bir şeyi görüp de o arkadaşımı aklımdan geçirip ''bu ona çok yakışır, bu tam onluk'' dediğimde alırım. böyle olması gerektiğini düşünüyorum.
mesela erkek arkadaşımla ilişkimizin ilk altı ayında doğum günlerimiz, yeni yıl ve sevgililer günü vardı. artık hediye aramaktan gına gelmişti tam o günde alacağım diye. bir gün dedim ki; ben hediye almasını severim. her iki anlamda da. ancak tam gününde değil, içimden geldiğinde. böylesinin daha güzel olduğunu düşünüyorum. hem daha sürprizli oluyor hem de insan zorlanmıyor, sırf almak için almıyor diye. sağ olsun o da benim gibi düşündüğünü söyledi. o gün bu gündür seneler içerisinde birbirimize aldığımız hediyeler bu şekilde olmuştur hep. tabii onun hediye anlayışı biraz farklı. evet en çok sevdiğim şeyleri alıyor ancak şu şekilde:
(bkz: sevgili habersizce eve lahmacun sipariş etmesi)
(bkz: sevgilinin moraliniz bozukken habersizce eve hamburger göndermesi)
(bkz: sevgilinin sen seversin deyip eve habersizce baklava göndermesi)
bir tane de benden gelsin: (bkz: sevgili seviyor diye evine fondü seti almak)
ve bu şekilde hediye alması beni çok mutlu ediyor. iyi ki var ciğerimin paresi.
bütün arkadaşlarım bilir ki doğum günlerinde onlara bir şey almam. ben ancak bir şeyi görüp de o arkadaşımı aklımdan geçirip ''bu ona çok yakışır, bu tam onluk'' dediğimde alırım. böyle olması gerektiğini düşünüyorum.
mesela erkek arkadaşımla ilişkimizin ilk altı ayında doğum günlerimiz, yeni yıl ve sevgililer günü vardı. artık hediye aramaktan gına gelmişti tam o günde alacağım diye. bir gün dedim ki; ben hediye almasını severim. her iki anlamda da. ancak tam gününde değil, içimden geldiğinde. böylesinin daha güzel olduğunu düşünüyorum. hem daha sürprizli oluyor hem de insan zorlanmıyor, sırf almak için almıyor diye. sağ olsun o da benim gibi düşündüğünü söyledi. o gün bu gündür seneler içerisinde birbirimize aldığımız hediyeler bu şekilde olmuştur hep. tabii onun hediye anlayışı biraz farklı. evet en çok sevdiğim şeyleri alıyor ancak şu şekilde:
(bkz: sevgili habersizce eve lahmacun sipariş etmesi)
(bkz: sevgilinin moraliniz bozukken habersizce eve hamburger göndermesi)
(bkz: sevgilinin sen seversin deyip eve habersizce baklava göndermesi)
bir tane de benden gelsin: (bkz: sevgili seviyor diye evine fondü seti almak)
ve bu şekilde hediye alması beni çok mutlu ediyor. iyi ki var ciğerimin paresi.
devamını gör...
kendi saçını kesmek
benim için başlık açmışlar haberim yok. bu kişi benim dostlar. hiç acımam.
devamını gör...
lp
müzik piyasasına adını "lp" olarak duyurmuş, tam adı laura pergolizzi olan ve herkesin dinlemesini tavsiye ettiğim 18 mart 1981 abd, new york doğumlu rockstar/popstar. şimdiye dek 3 albüm ve 1 ep* yayımladı.
*ep: ortalama bir albümden daha kısa, genellikle 4-5 şarkı içeren kayıtlardır.
lost on you en iyilerinden biridir.
*ep: ortalama bir albümden daha kısa, genellikle 4-5 şarkı içeren kayıtlardır.
lost on you en iyilerinden biridir.
devamını gör...
bir öz eleştiri yap
her şeye gereğinden fazla tepki veriyorum.üzülüyorum,gülüyorum,kızıyorum ama abartıyorum.çok düşünüyorum ve takıyorum hayatımdaki şeyleri.
devamını gör...
sicim teorisi
parçacık fiziği alanında, kuantum teorisi ile görelilik teorisini birleştirerek evrenin oluşumunu, yapısını ve özelliklerini daha iyi anlama amacı güden teori.
buradan gerisi biraz detay olacak. uzun yazı sevmeyenlere göre değil maalesef.
sicim teorisine neden ihtiyaç duyduk sorusunu cevaplamaya çalışayım.
atomlar, evrendeki her şeyin yapı taşları. atomların, proton, nötron ve elektron gibi parçacıklardan, nötron ve protonların da kuark adlı daha küçük parçacıklardan oluştuğunu biliyoruz. peki ya kuarklar da çok daha küçük parçacıklardan oluşuyorsa?
fakat burada bir problem var: biz evreni bu kadar küçük ölçekte doğrudan göremiyor, inceleyemiyoruz. bu nedenle parçacıklarla ilgili çalışırken bazı varsayımlar, daha doğrusu yaklaşımlar geliştirmek zorundayız. fizikçiler de zamanında bu yaklaşımla, bu küçücük parçacıkları uzayda birer nokta olarak kabul etti. bu kabul, standart model ve kuantum fiziği gibi birçok kullanışlı çalışmayı kazandırdı bize. ancak zamanla yetersiz hale geldi çünkü sonuçta genel geçer bir olgu değil, sadece bir yaklaşımdı ve problemleri bir noktaya kadar çözebilmişti sadece.
evrende temel kuvvetler dediğimiz 4 kuvvet var. bunlardan 3 tanesi ((gbkz: elektromanyetik kuvvet), güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet) kuantum kuramı ile barış içerisinde yaşarken, 4. kuvvet olan kütle çekim kuvveti olayı altüst etmişti. buna mantıklı bir çözüm bulunması gerekiyordu.
***
çok geçmeden fizikçiler buna da bir çözüm önerdiler. "biz işi çok basite indirgedik. yaklaşımımız, uzaydaki bir noktadan biraz daha karmaşık bir şekil olsaydı ne olurdu?" diye düşündüler. böylece sicim fikri doğmuş oldu çünkü bir sicim, bir noktadan daha karmaşık bir yapıdır. böylece öneri daha da geliştirildi ve evrendeki parçacıkların hepsinin, bu sicimlerin farklı titreşimleri sonucunda ortaya çıktığı fikri doğdu. tıpkı bir gitar ya da kemanın tellerinin farklı titreşim frekanslarında farklı notalar çıkarması gibi...
***
sicim teorisi, kuantum kuramı ile göreliliği uzlaştırabilen bir teori olduğu için fizikçiler başta oldukça mutluydu. ancak zamanla ortaya çıkan ve hevesleri kursaklarda bırakan sonuç şu oldu: sicim teorisinin doğru olabilmesi için, evrende bildiğimiz 3 uzay ve 1 zaman boyutuna ek olarak 6 uzay boyutu daha olması gerekiyordu. oysa gözlemlerimizde böyle bir şeyi göremiyoruz. ancak yine de bu, sicim teorisine yanlış demek için çok erken bir sonuç. zira sicim teorisi, matematiksel olarak 10 boyutun varlığının mümkün olduğunu gösteriyor. fizikte bir şey matematiksel olarak mümkünse, onun keşfedilebilmesi an meselesidir. bu yüzden sicim teorisi, son yıllarda teorik fiziğin gözde konularından biri olmayı sürdürüyor.
buradan gerisi biraz detay olacak. uzun yazı sevmeyenlere göre değil maalesef.
sicim teorisine neden ihtiyaç duyduk sorusunu cevaplamaya çalışayım.
atomlar, evrendeki her şeyin yapı taşları. atomların, proton, nötron ve elektron gibi parçacıklardan, nötron ve protonların da kuark adlı daha küçük parçacıklardan oluştuğunu biliyoruz. peki ya kuarklar da çok daha küçük parçacıklardan oluşuyorsa?
fakat burada bir problem var: biz evreni bu kadar küçük ölçekte doğrudan göremiyor, inceleyemiyoruz. bu nedenle parçacıklarla ilgili çalışırken bazı varsayımlar, daha doğrusu yaklaşımlar geliştirmek zorundayız. fizikçiler de zamanında bu yaklaşımla, bu küçücük parçacıkları uzayda birer nokta olarak kabul etti. bu kabul, standart model ve kuantum fiziği gibi birçok kullanışlı çalışmayı kazandırdı bize. ancak zamanla yetersiz hale geldi çünkü sonuçta genel geçer bir olgu değil, sadece bir yaklaşımdı ve problemleri bir noktaya kadar çözebilmişti sadece.
evrende temel kuvvetler dediğimiz 4 kuvvet var. bunlardan 3 tanesi ((gbkz: elektromanyetik kuvvet), güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet) kuantum kuramı ile barış içerisinde yaşarken, 4. kuvvet olan kütle çekim kuvveti olayı altüst etmişti. buna mantıklı bir çözüm bulunması gerekiyordu.
***
çok geçmeden fizikçiler buna da bir çözüm önerdiler. "biz işi çok basite indirgedik. yaklaşımımız, uzaydaki bir noktadan biraz daha karmaşık bir şekil olsaydı ne olurdu?" diye düşündüler. böylece sicim fikri doğmuş oldu çünkü bir sicim, bir noktadan daha karmaşık bir yapıdır. böylece öneri daha da geliştirildi ve evrendeki parçacıkların hepsinin, bu sicimlerin farklı titreşimleri sonucunda ortaya çıktığı fikri doğdu. tıpkı bir gitar ya da kemanın tellerinin farklı titreşim frekanslarında farklı notalar çıkarması gibi...
***
sicim teorisi, kuantum kuramı ile göreliliği uzlaştırabilen bir teori olduğu için fizikçiler başta oldukça mutluydu. ancak zamanla ortaya çıkan ve hevesleri kursaklarda bırakan sonuç şu oldu: sicim teorisinin doğru olabilmesi için, evrende bildiğimiz 3 uzay ve 1 zaman boyutuna ek olarak 6 uzay boyutu daha olması gerekiyordu. oysa gözlemlerimizde böyle bir şeyi göremiyoruz. ancak yine de bu, sicim teorisine yanlış demek için çok erken bir sonuç. zira sicim teorisi, matematiksel olarak 10 boyutun varlığının mümkün olduğunu gösteriyor. fizikte bir şey matematiksel olarak mümkünse, onun keşfedilebilmesi an meselesidir. bu yüzden sicim teorisi, son yıllarda teorik fiziğin gözde konularından biri olmayı sürdürüyor.
devamını gör...
bankaların çocuk dergilerini gören nesil
muhtemelen bu kumbarayı da görmüş nesildir:

görselin kaynağı
bazı eski şeylerin tadını yeniler kesinlikle vermiyor.

görselin kaynağı
bazı eski şeylerin tadını yeniler kesinlikle vermiyor.
devamını gör...
her
filmdeki bir sahneye uyarlanmış güzel bir şarkı var, onu paylaşmaya geldim.
devamını gör...
