yazarların pişmanlık unsurları
"yayında tanımlarını kullanacağım başlıktır"
isteyerek yapmadın mı sonuçta. birisi seni zorlamış olsaydı eğer pişman olmazdın değil mi?
insan zorlandığı bir şeyden pişman olabilir mi?
peki neden pişmansın. sana pişmanlık duyduğun şeyi sormuyorum.
nedenini soruyorum.
yaptığın şey yalmış mıydı, bu mu nedeni. yada karakterine uygun olmayan bir şey miydi?
korkmana gerek yok, dürüst olabilirsin. nasıl olsa anonim. seni senden başka bilen yok.
söyle hadi
neden pişmansın?
isteyerek yapmadın mı sonuçta. birisi seni zorlamış olsaydı eğer pişman olmazdın değil mi?
insan zorlandığı bir şeyden pişman olabilir mi?
peki neden pişmansın. sana pişmanlık duyduğun şeyi sormuyorum.
nedenini soruyorum.
yaptığın şey yalmış mıydı, bu mu nedeni. yada karakterine uygun olmayan bir şey miydi?
korkmana gerek yok, dürüst olabilirsin. nasıl olsa anonim. seni senden başka bilen yok.
söyle hadi
neden pişmansın?
devamını gör...
yazarların muhabbet kuşları
adına boncuk demişler ama 'ramon' olması daha uygun olan kuşçuk.


atarlı giderli diğer koca kuş ablalarına, abilerine kafa tutan bir adet minnak efe.
kendileri şuan bizim misafirimiz. pek deli dolu pek sesli bir çaçaron.
alayım şundan bir tane diyorum sonra aklıma cokcok ve onun her şeyle oynama aşkı geliyor. içime kaçıyor kuş sevgim.
hayvanlarla ilk iletişimim sanırım kuşlarla başladı. istanbul çocuğu malum nerde bulsun ineği, dinazoru. evimizde asıl, açık mavi bir muhabbet kuşumuz vardı. ama nasıl beyefendi. onu sevmek istediğimiz zaman takım elbisemizi giyiyor, önümüzü inikliyorduk. hee öncesinde tabi bir randevu ayarlıyor kapısına ona göre gidiyorduk.
bir gün evimizin arka tarafındaki camdan sokak kuşlarına* bakarkene ağaçların üzerinden süzülüp yeşil bir kuş kafama kondu. anam bendeki sevinç, bağır çağır haller. anam kadın koş gel 'noldu noldu?' heyecandan kalbi ağzından çıkmak üzere. neyse efem sağa sola haber saldık ses eden olmadı adını yeşim koyduk bizle yaşadı gitti.
çok kısa bir süre sonra ablamlar bize bir papağan getirdi. evde yeğen rahat bırakmamış kuşcağızın tüm kuyruk tüylerini yolmuş. üç muhabbet büyüklüğünde ama nasıl ürkek ve çaçaron. kırmızı, yeşil çeyrek horoz kıvamında bir adam. adı maşuktu. işte bu boncukta aynı maşuk havası var. yani ramon.
maşuk evde deli deli koşardı. uçamazdı hiç. karga edasıyla paytak paytak gezerdi halıların üstünde. bir gün evde biri banu diye bağırdı. anneme gidiyorum ben çağırmadım. ablama gidiyorum ufff git be sılık benim senle ne işim var.
bir iki gün sürdü bu muhabbet gayipten sesler duyduğumu düşünmeye başlamıştım ki. bir sabah abim uyandırdı koş koş seni çağırıyor. balkona bir çıktık bizim maşuk 'banu gel, gel banu gel, banu hadi gel'
sonra zaten söktü konuşmayı. bir çok kelime kullanmaya başladı. 'anne, baba, yemek ye, şiii gel kız buraya, baksana şii şii buraya baksana'
sokaktan geçenler yukarılara bakınıyor 'bu kim yahu?' diyordu. eve ve bize çok alışmıştı maşuk. akıllı ablam çocuğu yıkayıp balkona koyana kadarda böyle devam etti.
ilk arkadaş kaybımı o zaman yaşadım. ertesi gün cansız bedenini kafesinde bulunca uzun bir süre kendimize gelememiştik. ah be maşuk nasıl özlemişim seni şimdi fark ettim. ramon kılıklı boncuk sayesinde seni de anımsadık bugün. özlemle...


atarlı giderli diğer koca kuş ablalarına, abilerine kafa tutan bir adet minnak efe.
kendileri şuan bizim misafirimiz. pek deli dolu pek sesli bir çaçaron.
alayım şundan bir tane diyorum sonra aklıma cokcok ve onun her şeyle oynama aşkı geliyor. içime kaçıyor kuş sevgim.
hayvanlarla ilk iletişimim sanırım kuşlarla başladı. istanbul çocuğu malum nerde bulsun ineği, dinazoru. evimizde asıl, açık mavi bir muhabbet kuşumuz vardı. ama nasıl beyefendi. onu sevmek istediğimiz zaman takım elbisemizi giyiyor, önümüzü inikliyorduk. hee öncesinde tabi bir randevu ayarlıyor kapısına ona göre gidiyorduk.
bir gün evimizin arka tarafındaki camdan sokak kuşlarına* bakarkene ağaçların üzerinden süzülüp yeşil bir kuş kafama kondu. anam bendeki sevinç, bağır çağır haller. anam kadın koş gel 'noldu noldu?' heyecandan kalbi ağzından çıkmak üzere. neyse efem sağa sola haber saldık ses eden olmadı adını yeşim koyduk bizle yaşadı gitti.
çok kısa bir süre sonra ablamlar bize bir papağan getirdi. evde yeğen rahat bırakmamış kuşcağızın tüm kuyruk tüylerini yolmuş. üç muhabbet büyüklüğünde ama nasıl ürkek ve çaçaron. kırmızı, yeşil çeyrek horoz kıvamında bir adam. adı maşuktu. işte bu boncukta aynı maşuk havası var. yani ramon.
maşuk evde deli deli koşardı. uçamazdı hiç. karga edasıyla paytak paytak gezerdi halıların üstünde. bir gün evde biri banu diye bağırdı. anneme gidiyorum ben çağırmadım. ablama gidiyorum ufff git be sılık benim senle ne işim var.
bir iki gün sürdü bu muhabbet gayipten sesler duyduğumu düşünmeye başlamıştım ki. bir sabah abim uyandırdı koş koş seni çağırıyor. balkona bir çıktık bizim maşuk 'banu gel, gel banu gel, banu hadi gel'
sonra zaten söktü konuşmayı. bir çok kelime kullanmaya başladı. 'anne, baba, yemek ye, şiii gel kız buraya, baksana şii şii buraya baksana'
sokaktan geçenler yukarılara bakınıyor 'bu kim yahu?' diyordu. eve ve bize çok alışmıştı maşuk. akıllı ablam çocuğu yıkayıp balkona koyana kadarda böyle devam etti.
ilk arkadaş kaybımı o zaman yaşadım. ertesi gün cansız bedenini kafesinde bulunca uzun bir süre kendimize gelememiştik. ah be maşuk nasıl özlemişim seni şimdi fark ettim. ramon kılıklı boncuk sayesinde seni de anımsadık bugün. özlemle...
devamını gör...
12 yaşındaki çocuğun ayakkabısıyla mastürbasyon yapan adam
şöyle bir habere şaşırıp, aşırı derecede tepki vermek gerekiyor. ama öyle olaylar yaşıyoruz ki bu da olmamıştır, kesin yalandır diyemiyoruz. en üzücü olan da bu işte. ülkede yaşanan bu son derece sapkınca olaylar karşısında şaşırma yetimizi yitirdik resmen.
bir insan böyle bir şey nasıl ve neden yapar? bu nasıl bir ruh halidir? o ayakkabı ile mastürbasyon yapma fikri nasıl aklına gelebilir? böyle bir olasılığı düşünecek zihniyette olması yeterince korkunç değil mi? bunu yapabilecek durumda olan kişi neden topluma geri salınır? bırak yararı, topluma, insanlara daha başka nasıl zarar verebileceğini düşünmek çok ürkütücü!
bir insan böyle bir şey nasıl ve neden yapar? bu nasıl bir ruh halidir? o ayakkabı ile mastürbasyon yapma fikri nasıl aklına gelebilir? böyle bir olasılığı düşünecek zihniyette olması yeterince korkunç değil mi? bunu yapabilecek durumda olan kişi neden topluma geri salınır? bırak yararı, topluma, insanlara daha başka nasıl zarar verebileceğini düşünmek çok ürkütücü!
devamını gör...
normal sözlük formatı ve kuralları için ne dediler
bir iki noktasına değineceğim yazıdır.
random atılması yasak olmalı ve hatta "çük, bok" vb. dediğiniz saçma kelimeler de 'kullanılabilir' denerek teşvik edilmemeli.
ayrıca "bir sorununuz olduğu zaman ulaşabilirsiniz ancak sorunun çözüleceğine dair güvence verilmez" tanımı ve üslubu güven ve disiplin duygusuna çok uzak kaçan bir konuydu. rahatsız olunan bir durum varsa tabii çözülmelidir.
ekşi sözlük'te, hakkında yazılanlardan ötürü geldim ve beni en çok etkileyen entry, birinin "lan diyerek entry girdim ama ortam o kadar entelektüeldi ki geri dönüp utanıp sildim" demesiydi.
popüler kültür ayağına burayı random atanlarla, gereksiz leş kelimeler kullananlarla doldurursanız ve de "bir sorun varsa kesinlikle çözülmesi için aksiyon alınır" demediğiniz takdirde sizi ekşi sözlük denen mecradan farklı kılan tek şey, daha az tıkanıyor oluşunuz kalır.
burası bilgi paylaşım platformu olan ciddi bir yer olduğu takdirde burası "bir şey" olur. diğer türlü yeni bir sözlük açmanın bile bir anlamı yoktur.
random atılması yasak olmalı ve hatta "çük, bok" vb. dediğiniz saçma kelimeler de 'kullanılabilir' denerek teşvik edilmemeli.
ayrıca "bir sorununuz olduğu zaman ulaşabilirsiniz ancak sorunun çözüleceğine dair güvence verilmez" tanımı ve üslubu güven ve disiplin duygusuna çok uzak kaçan bir konuydu. rahatsız olunan bir durum varsa tabii çözülmelidir.
ekşi sözlük'te, hakkında yazılanlardan ötürü geldim ve beni en çok etkileyen entry, birinin "lan diyerek entry girdim ama ortam o kadar entelektüeldi ki geri dönüp utanıp sildim" demesiydi.
popüler kültür ayağına burayı random atanlarla, gereksiz leş kelimeler kullananlarla doldurursanız ve de "bir sorun varsa kesinlikle çözülmesi için aksiyon alınır" demediğiniz takdirde sizi ekşi sözlük denen mecradan farklı kılan tek şey, daha az tıkanıyor oluşunuz kalır.
burası bilgi paylaşım platformu olan ciddi bir yer olduğu takdirde burası "bir şey" olur. diğer türlü yeni bir sözlük açmanın bile bir anlamı yoktur.
devamını gör...
aile evi
on üç yaşından itibaren kaçıp kurtulmam gerek diye düşündüğüm *, on sekizden sonra yol aldığım ve o zamandan beri kısa soluklu tatil evim.
dünden beri aklımda burası çünkü ilk kez daha da başka hissediyorum.
güvende, mutlu, huzurlu. gürültü ve kaos bir arada olduğu için yorucu gelirdi. şimdi sıcak hissettiriyor. olabildiğine sarıp sarmalandığım, şımartıldığım bu yerden bir süredir neden çokça uzak kalmışım emin değilim. ama özlemişim, o tanıdık koku içimi ferahlattı.
ahhh bir tek sorun var yemek problemim. saçımı okşayıp sarılsa da en çok, yedirerek mutlu eden bir anneye sahibim. senin için şunu yaptık, sen bunu kesin yemiyorsundur kalorili diyerek de deyip, yapıp yapıp getiren canım annem. bak anılarımda babam masalcı ise sen de bakıcı ve sevgiciydin hala öylesin. üzülme sana dair de çok güzel anılarım var. *
kişisel anı geçmişimin notu kalsın burada. unutursam hatırlansın diye. bir de evim gibi hissettirdiğin ilk günün izi de hiç unutulmasın diye.
dünden beri aklımda burası çünkü ilk kez daha da başka hissediyorum.
güvende, mutlu, huzurlu. gürültü ve kaos bir arada olduğu için yorucu gelirdi. şimdi sıcak hissettiriyor. olabildiğine sarıp sarmalandığım, şımartıldığım bu yerden bir süredir neden çokça uzak kalmışım emin değilim. ama özlemişim, o tanıdık koku içimi ferahlattı.
ahhh bir tek sorun var yemek problemim. saçımı okşayıp sarılsa da en çok, yedirerek mutlu eden bir anneye sahibim. senin için şunu yaptık, sen bunu kesin yemiyorsundur kalorili diyerek de deyip, yapıp yapıp getiren canım annem. bak anılarımda babam masalcı ise sen de bakıcı ve sevgiciydin hala öylesin. üzülme sana dair de çok güzel anılarım var. *
kişisel anı geçmişimin notu kalsın burada. unutursam hatırlansın diye. bir de evim gibi hissettirdiğin ilk günün izi de hiç unutulmasın diye.
devamını gör...
kitaplarda en sinir bozan durum
çevirisinin kötü olması.. bir keresinde editörü tarafından çevirisini kontrol etmem için gönderilen bir kitabı neredeyse sinirden camdan aşağıya fırlatıyordum. bir de editör: "ne var ki bunda, siz gerekli düzeltmeleri yapın o zaman öyle yayınlayalım" dedi ama kabul etmedim, bir başkasının yaptığı pisliği temizlemek huyum değildir. ancak baştan çevirmemi isterseniz çevireyim dedim ama kabul etmediler.. iki kuruş daha ucuza çeviri yaptırdıkları o çevirmenin kötü çevirdiği kitap yüzünden yayınevinin imajı zedeleniyor ama ben kime neyi anlatıyorum ki..
devamını gör...
gerçek yıkıkların hala uyumaması
asıl yıkık hâlâ uyumadı. yıkıklıkta bir sonraki seviyeye eriştim herhalde.
devamını gör...
en son alınan teknolojik alet
kulaklık almıştım birkaç hafta önce. şimdi bozuk... evdekilere söylemeye de korkuyorum.* bari birkaç ay dayansaydın da millet kulaklığı unutsaydı bi.
devamını gör...
doğrusunu unutturan sözler
allah yardım cımbız olsun söylemidir.
devamını gör...
anın fotoğrafı
devamını gör...
dünyanın en iyi film serisi
(bkz: the lord of the rings)
devamını gör...
kedilere özgü gariplikler
benim hüsam adında bir kedim vardı yaptığı hareketlerine kızdığım an bulunduğu yerde takılı kalırdı, sanki güncelleme yükleniyormuş gibi halının ortasında beklerdi.
yani düşünsene koltuğu tırmıklarken kediye kızıyorsun donup kalıyor öylece, görünmez filan olduğunu mu sanıyordu acep. özledim onu, 2 yıldır kayıp.
yani düşünsene koltuğu tırmıklarken kediye kızıyorsun donup kalıyor öylece, görünmez filan olduğunu mu sanıyordu acep. özledim onu, 2 yıldır kayıp.
devamını gör...
majezik
cerrahi tedavi sonrası oluşan ağrılar için reçete edilen güçlü bir ağrı kesici olmakla birlikte hassas midesi olanları üzer.
devamını gör...
sözlük yazarlarının dönüm noktam dedikleri anlar
ağır bir depresyondan geçip (hala depresyondayım) yaşamaya çalışmaktır. eski ben değilim acı insana öğretiyor sanırım. acı çektiğim süre içinde ailemin kıymetini anladım . yaşamın sırrını çözmüş gibi hissediyorum. canım çok yanıyor ama geçecek hissediyorum. öğreniyorum ders çıkarıyorum yaptığım hatalardan . nefes alıyorum . eski kendimle yüzleşiyorum. uzun uzun yürüyüşler yapıyorum kendimle sohbet ediyorum. daha iyi olacağım bu dönemler hayatımın dönüm noktası olacak olmak zorunda.
devamını gör...
1991
an itibariyle girdiğimiz yıl. ya da değil. iyi değilim sanki ben.
devamını gör...
yazarların eski sevgililerinden ayrılma sebebi
o kadar çok şey yazarım ki ama yazmıcam. tepkimi sükunet ile ortaya koyuyorum. en güzeli onlar için yorum bile yapmamaktır. kafalar rahat, mis.
devamını gör...









