sevgililikte kıskanmak
kabul edilebilir sınırı kişiye göre değişse de ufak bir kıskanılmak ve kıskanmak benim için keyiflidir. bahsettiğim tabii ki seven insan kıskanır, bir tek domuzlar eşini kıskanmaz minvalinde kıskançlıklar değil. hafif bir kıskançlığa maruz kalmak şahsen beni özel hissettiriyor. ama olay kısıtlama boyutuna taşındığında işte ben orada yokum arkadaş.
t: bir duygu.
t: bir duygu.
devamını gör...
hesap silme seçeneği
hesap silme, hesap dondurma, hesap üzeri kaymak koyup, ceviz serpme gibi özelliklerin yazarların insiyatifinde olması gerektiğini düşünüyorum. yazarların kendi hesapları üzerinde söz hakkı olmalı sayın yönetim.
devamını gör...
a beautiful mind
en güzel filmlerden birisi.
devamını gör...
mesajınız var turuncusu
son zamanlarda sözlüğe bir şeyler yazmak yerine oraya yazmak zorunda bırakıp oyalayan renk. kurtuluşu kapatmakta buldum.
bazen oluyor böyle. kimseyle konuşmayayım, sadece başlıklarda takılayım istiyorum. yine o dönemlerden birindeyim. ille de her gün konuşmak istediğim biri olursa onu zaten instagram'dan falan ekler yine konuşurum. burada bazen rahat bırakılmayı çok istiyorum. özellikle de uzun, bilimsel tanımlar girme moduna girmişsem o ara.
bazen oluyor böyle. kimseyle konuşmayayım, sadece başlıklarda takılayım istiyorum. yine o dönemlerden birindeyim. ille de her gün konuşmak istediğim biri olursa onu zaten instagram'dan falan ekler yine konuşurum. burada bazen rahat bırakılmayı çok istiyorum. özellikle de uzun, bilimsel tanımlar girme moduna girmişsem o ara.
devamını gör...
viyana
1913 yılında tarihe yön verecek olan beş adamın aynı anda yaşadığı şehirdir. aynı anda viyana' da bulundukları için acaba bir şekilde karşılaştılar mı, insan merak ediyor.
önce en masumundan bahsedeyim:
sigmund freud, avusturyalı, psikanalizmin kurucusu.
josip broz tito : hırvat asıllı yugoslav mareşal. ikinci dünya savaşında ülkesini işgal eden hitler ile mücadele etmiş, savaş sonunda yugoslavya devlet başkanı olmuş, ancak bu seferde ikinci dünya savaşında müttefiki olan josef stalin ile kanlı bıçaklı olmuş marksist-leninist görüşlere sahip devlet adamı.
lev troçki : lenin, joseph stalin ve troçki ekim devrimi sırasında ayrılmaz üçlüdür. lenin ölüp stalin iktidara gelince troçki yurtdışına kaçmak zorunda kalmış, ve meksika'da stalinin emri ile suikast sonucu öldürtülmüştür.
josef stalin : polonya' da sürgünken viyana' ya sonradan kanlı bıçaklı olacağı troçki' nin yanına gelmiştir. bir süre viyana' da birlikte yaşamışlar.
ve adolf hitler. aslen avusturya doğumlu olan, viyana' ya ressam olma rüyaları ile gelen ama açlıktan evsizler yurdunda kalan diktatör.
görüldüğü üzere hitler, stalin, troçki ve tito ileride hep birbirleri ile kanlı bıçaklı olacaklar.
keşke yukarıda saydığım beşinci kişi olan sigmund freud bunları kanepeye yatırıp çocukluklarına inseymiş.
önce en masumundan bahsedeyim:
sigmund freud, avusturyalı, psikanalizmin kurucusu.
josip broz tito : hırvat asıllı yugoslav mareşal. ikinci dünya savaşında ülkesini işgal eden hitler ile mücadele etmiş, savaş sonunda yugoslavya devlet başkanı olmuş, ancak bu seferde ikinci dünya savaşında müttefiki olan josef stalin ile kanlı bıçaklı olmuş marksist-leninist görüşlere sahip devlet adamı.
lev troçki : lenin, joseph stalin ve troçki ekim devrimi sırasında ayrılmaz üçlüdür. lenin ölüp stalin iktidara gelince troçki yurtdışına kaçmak zorunda kalmış, ve meksika'da stalinin emri ile suikast sonucu öldürtülmüştür.
josef stalin : polonya' da sürgünken viyana' ya sonradan kanlı bıçaklı olacağı troçki' nin yanına gelmiştir. bir süre viyana' da birlikte yaşamışlar.
ve adolf hitler. aslen avusturya doğumlu olan, viyana' ya ressam olma rüyaları ile gelen ama açlıktan evsizler yurdunda kalan diktatör.
görüldüğü üzere hitler, stalin, troçki ve tito ileride hep birbirleri ile kanlı bıçaklı olacaklar.
keşke yukarıda saydığım beşinci kişi olan sigmund freud bunları kanepeye yatırıp çocukluklarına inseymiş.
devamını gör...
eşinden bahseden tip
ulan adam hayırla anıyorsa niye gavat olsun.
veya kadın eşinden rızayla bahsediyorsa niye kötü olsun.
bu ne biçim genelleme, ne biçim üslup, ne biçim başlıktır?
veya kadın eşinden rızayla bahsediyorsa niye kötü olsun.
bu ne biçim genelleme, ne biçim üslup, ne biçim başlıktır?
devamını gör...
düş yakamdan şeytan
amerikan rüyası... herkesin bir şekilde, kıyısından köşesinden de olsa, en azından belki bir kere, belki öylesine bir düş olarak, belki dandik amerikan filmlerinden birinde manhattan silüeti önünde yaşanan romantizme tav olarak, ya da atalarının köleliğinin üzerine basarak yükselen, boyunlarında nedensizce öldürülen atalarının mesuliyeti yerine ağır altın zincirler taşıyan siyahi bir şarkıcının klibini izlerken, yani işte bir şekilde aklına düşmüştür bu rüya.
peki gerek var mıdır bu özenti dolu hayranlığa? ya da bu hayranlık sahici midir? amerika dediğimiz ülke - yani eğer orda yaşamakta olan ve manasızca katledilen kızılderilileri saymazsak- 600 yıllık bir tarih. amerikalıların anlatmaya çalıştığı gibi oraya avrupa’dan göç edip bildiğimiz amerika’yı kuranlar da maceraperest insanlar değil, tutunamayanlar. yani amerika dev bir kaybedenler kulübü.
donald ray pollock bize bu muhteşem kitapta amerika’nın gerçek halini anlatıyor. tersine bir amerikan rüyası. dindarlığı sapkınlık derecesine taşıyanlar, dindarlığı kendi kirli amaçları için kullananlar, her durumda suçun bir türlüsüne bulaşanlar, tecavüz, hırsızlık, cinayet, pedofili, rüşvet ve daha nice kirlilik.
kitabı okuyup kapağını kapatınca avuçlarınızın terlemiş olduğunu ve içinizi bir sıkıntının kapladığını hissedeceksiniz.
kitabı bitirince filmini de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. etkileyici bir film olmasının yanı sıra filmdeki anlatıcının sesi size hiç yabancı gelmeyecek. “ cast” akıp bitene kadar bekleyin mutlaka.
peki gerek var mıdır bu özenti dolu hayranlığa? ya da bu hayranlık sahici midir? amerika dediğimiz ülke - yani eğer orda yaşamakta olan ve manasızca katledilen kızılderilileri saymazsak- 600 yıllık bir tarih. amerikalıların anlatmaya çalıştığı gibi oraya avrupa’dan göç edip bildiğimiz amerika’yı kuranlar da maceraperest insanlar değil, tutunamayanlar. yani amerika dev bir kaybedenler kulübü.
donald ray pollock bize bu muhteşem kitapta amerika’nın gerçek halini anlatıyor. tersine bir amerikan rüyası. dindarlığı sapkınlık derecesine taşıyanlar, dindarlığı kendi kirli amaçları için kullananlar, her durumda suçun bir türlüsüne bulaşanlar, tecavüz, hırsızlık, cinayet, pedofili, rüşvet ve daha nice kirlilik.
kitabı okuyup kapağını kapatınca avuçlarınızın terlemiş olduğunu ve içinizi bir sıkıntının kapladığını hissedeceksiniz.
kitabı bitirince filmini de izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. etkileyici bir film olmasının yanı sıra filmdeki anlatıcının sesi size hiç yabancı gelmeyecek. “ cast” akıp bitene kadar bekleyin mutlaka.
devamını gör...
bir zamanlar biz de çaylaktık
bir zamanlar biz de çaylaktık evlat. oy kullanamazdık gönlümüzce. karşımıza bir başlık çıkardı " bilmem neyi seven yazar" utanır çıkardık be başlıktan.
sonra ne mi oldu ortak . yazar olduk be yazar. artık istediğimiz tanımı beğenebilirdik. o ne güzel duyguydu öyle. keşke daha erken yaşasaydık. *
sonra ne mi oldu ortak . yazar olduk be yazar. artık istediğimiz tanımı beğenebilirdik. o ne güzel duyguydu öyle. keşke daha erken yaşasaydık. *
devamını gör...
kendimize hatırlatmamız gereken şahane düşüncelerimiz
kimseyi merak etmiyorum, kimsenin başarısını kıskanmıyorum. kimseyle kıyasa da girmiyorum, sadece kendi hayatımla ve sevdiklerimle ilgileniyorum. kendi halindeliğin getirdiği huzura bayılıyorum.
devamını gör...
yazarların yazar takip etme kriterleri
ben kimseyi takip etmiyomusum* ama sevdigim yazarlarin profillerine ozellikle girip bakinmayi daha cok seviyorum
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
eserimin adı sisle gelen yolcu.
resimag.com/p1/5df16b467c98.jpeg
resimag.com/p1/5df16b467c98.jpeg
devamını gör...
normal sözlük kelimelik turnuvası
kelenderis'in yenildiğini görünce umutlanmamı sağlayan turnuva. *
birazdan c grubu maçları için hazır olacağım. yuzdelerinizi artırmaya geliyorum hadi yine iyisiniz.*
birazdan c grubu maçları için hazır olacağım. yuzdelerinizi artırmaya geliyorum hadi yine iyisiniz.*
devamını gör...
polikistik over sendromu
üreme çağındaki kadınlarda anovulatuvar infertilitenin, hirsutizmin(kıllanma) ve hiperandrojenizmin en sık nedenidir.
lh/fsh oranı yükselmiştir.
hastalarda hiperandrojenemi ve insülin rezistansının birlikte bulunmasına ha-ır sendromu denir. buna insülin direncine bagli akantozis nigrikans görülmesiyle haır-an sendromu adını alır.
obezite,infertilite,adet düzensizliği,hirsutism,akne,non-alkolik karaciğer hastalığı görülebilir.
uzun dönemde diyabet,dislipidemi(kolesterol),koroner kalp hastalığı,endometrium kanseri ve over kanseri riski artar.
tanıda klinik+ hiperandrojenemi
oligoanovulasyon
usg ile polikistik over görüntüsünden 2 tanesinin görülmesi tanı koydurucudur.
tedavide obez hastalarda primer tedavi hayat tarzı değişikliği ve kilo vermektir.gebelik istemeyen hastalarda oral kontraseptif verilebilir, eğer gebelik istiyorsa ovulasyon indüksiyonu için klomifen veya letrozol gibi aromataz inhibitörü ilaç verilebilir.insulin direnci için ise metformin(anti-diyabetik) ilaç reçete edilebilir.
lh/fsh oranı yükselmiştir.
hastalarda hiperandrojenemi ve insülin rezistansının birlikte bulunmasına ha-ır sendromu denir. buna insülin direncine bagli akantozis nigrikans görülmesiyle haır-an sendromu adını alır.
obezite,infertilite,adet düzensizliği,hirsutism,akne,non-alkolik karaciğer hastalığı görülebilir.
uzun dönemde diyabet,dislipidemi(kolesterol),koroner kalp hastalığı,endometrium kanseri ve over kanseri riski artar.
tanıda klinik+ hiperandrojenemi
oligoanovulasyon
usg ile polikistik over görüntüsünden 2 tanesinin görülmesi tanı koydurucudur.
tedavide obez hastalarda primer tedavi hayat tarzı değişikliği ve kilo vermektir.gebelik istemeyen hastalarda oral kontraseptif verilebilir, eğer gebelik istiyorsa ovulasyon indüksiyonu için klomifen veya letrozol gibi aromataz inhibitörü ilaç verilebilir.insulin direnci için ise metformin(anti-diyabetik) ilaç reçete edilebilir.
devamını gör...
1990 doğumlu teyzeler
31 yaşındaki kadına teyze deniyorsa sözlüğü ergenler basmış demektir.. teyze değillerdir..
devamını gör...
putin'in türk olduğu gerçeği
aslen bayburt 'ludur, asıl ismi veli demir potin 'dir. rusya 'ya gönderdiğimiz mit elemanıdır fark edilmemek için adını vladimir putin yapmıştır.
(bkz: gizli bilgidir)
(bkz: gizli bilgidir)
devamını gör...
yerçekimsel sapan
yörünge odaklı mekanik ve astronomik konularda, uzay mühendisliği bölümlerinde, yer çekimsel sapan veya çekim etkisi manevra adıyla bilinen harekettir. özellikle uzay teknolojisinde kullanılması had safhaya çıkmıştır. yörünge mekaniğinin en çok düşündüren ama anlaması en kolay olan başlıklarından biri “yer çekimsel sapan, kütle çekimsel sapan” ya da hem daha bilimsel hem de kulağa daha havalı gelen ismiyle “çekim etkili manevra”, uzaya gönderilen uyduların ve araçların izleyecekleri yörüngeyi ayarlayabilmek herhangi bir gök cisminin yer çekimi etkisi alanına girerek bunu kullanması durumuna verilen isimdir.

(görüntü google görseller'den alınmıştır ve voyager-2 uzay aracının kütle çekimsel manevrasının şemasıdır.)
azıcık bir araştırma ile bir çok videosunu bulabileceğimiz bu bilimsel ve uzaysal olay, uzaya gönderilen araçların hem zaman kazanmasını sağlıyor hem de yakıt tasarrufunu üst düzeye çıkarıyor. adından da anlayacağımız üzere bildiğiniz cismi iteleyici bir güç uyguluyor. nasa'da ve diğer uzay ajanslarında çalışan ve uzayla ilgili çalışmalarını sık sık duyduğumuz bilim insanları, bu basit ama etkili tekniği kullanarak, uzay araçlarını gitmesini istedikleri yere daha hızlı bir şekilde gönderebiliyorlar. hem de bunu yaparken ciddi boyutlarda yakıt tasarrufları da sağlanmış oluyor. anlayacağınız hem eğleniyorlar hem de işlerini yapıyor ve tasarruf sağlıyorlar.
bu teknik tarihte ilk kez 1961 yılında michael minovitch isimli bilim insanı tarafından önerildi. mariner 10 isimli uzay aracı da dahil olmak üzere, o zamandan bu zaman tüm uzay araçlarında, gerektiği zaman bu teknik kullanılmaktadır. tekniğin uygulama şekli ise çok basit; herhangi bir gezegenin çekim etkisi alanına giren ve bu alanda ilerleyip tekrar çıkan uzay aracı, gezegene yaklaştığı süreçte hızlanır. ancak çekim alanından uzaklaşırken de yavaşlamaya başlar. etki alanına girilen gezegenin güneş etrafındaki dönüş hareketi, uzay aracının yapacağı manevra esnasında, aracı etki altına alır. araç, gezegenin hareketiyle doğrusal yönde hareket ettiği zaman gezegenin yörünge enerjisini de arkasına alarak hızlanır. yani anlayacağınız rüzgar etkisi gibi bir durumdur.

bu tekniğin tarihçesine bakacak olursak eğer; 1919 yılında yuri kontadruk hazırladığı, ancak 1938 yılında yayımlanan bilimsel yazısında, kütle çekimine sahip herhangi iki gök cismi arasında yapılan uzay yolculuğunda, ilk gezegenin hızlandırıcı ve ikinci gezegenin ise yavaşlatıcı etki olarak kullanılmasının işe yarayabileceğini öne sürmüştür. aynı şekilde friedrich zander, 1925'te yayımlanan bilimsel araştırmasında yuri kontadruk'unkine benzer görüşleri öne sürmüştür. bu iki kişinin yazıları da şanssız bir şekilde bilim camiasının gözünden kaçmıştır. ancak 1961'de michale minovitch bu gerçeği kanıtlarıyla keşfetmiştir. yer çekimi etkisi ile yapılan dönüş hareketi ise ilk defa, rus uzay aracı luna-3'ün uydumuz ay'ı fotoğraflamasında kullanıldı.
kaynakça:
1- instagram.com/diptekibilim
2- tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%...

(görüntü google görseller'den alınmıştır ve voyager-2 uzay aracının kütle çekimsel manevrasının şemasıdır.)
azıcık bir araştırma ile bir çok videosunu bulabileceğimiz bu bilimsel ve uzaysal olay, uzaya gönderilen araçların hem zaman kazanmasını sağlıyor hem de yakıt tasarrufunu üst düzeye çıkarıyor. adından da anlayacağımız üzere bildiğiniz cismi iteleyici bir güç uyguluyor. nasa'da ve diğer uzay ajanslarında çalışan ve uzayla ilgili çalışmalarını sık sık duyduğumuz bilim insanları, bu basit ama etkili tekniği kullanarak, uzay araçlarını gitmesini istedikleri yere daha hızlı bir şekilde gönderebiliyorlar. hem de bunu yaparken ciddi boyutlarda yakıt tasarrufları da sağlanmış oluyor. anlayacağınız hem eğleniyorlar hem de işlerini yapıyor ve tasarruf sağlıyorlar.
bu teknik tarihte ilk kez 1961 yılında michael minovitch isimli bilim insanı tarafından önerildi. mariner 10 isimli uzay aracı da dahil olmak üzere, o zamandan bu zaman tüm uzay araçlarında, gerektiği zaman bu teknik kullanılmaktadır. tekniğin uygulama şekli ise çok basit; herhangi bir gezegenin çekim etkisi alanına giren ve bu alanda ilerleyip tekrar çıkan uzay aracı, gezegene yaklaştığı süreçte hızlanır. ancak çekim alanından uzaklaşırken de yavaşlamaya başlar. etki alanına girilen gezegenin güneş etrafındaki dönüş hareketi, uzay aracının yapacağı manevra esnasında, aracı etki altına alır. araç, gezegenin hareketiyle doğrusal yönde hareket ettiği zaman gezegenin yörünge enerjisini de arkasına alarak hızlanır. yani anlayacağınız rüzgar etkisi gibi bir durumdur.

bu tekniğin tarihçesine bakacak olursak eğer; 1919 yılında yuri kontadruk hazırladığı, ancak 1938 yılında yayımlanan bilimsel yazısında, kütle çekimine sahip herhangi iki gök cismi arasında yapılan uzay yolculuğunda, ilk gezegenin hızlandırıcı ve ikinci gezegenin ise yavaşlatıcı etki olarak kullanılmasının işe yarayabileceğini öne sürmüştür. aynı şekilde friedrich zander, 1925'te yayımlanan bilimsel araştırmasında yuri kontadruk'unkine benzer görüşleri öne sürmüştür. bu iki kişinin yazıları da şanssız bir şekilde bilim camiasının gözünden kaçmıştır. ancak 1961'de michale minovitch bu gerçeği kanıtlarıyla keşfetmiştir. yer çekimi etkisi ile yapılan dönüş hareketi ise ilk defa, rus uzay aracı luna-3'ün uydumuz ay'ı fotoğraflamasında kullanıldı.
kaynakça:
1- instagram.com/diptekibilim
2- tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%...
devamını gör...





