konstantinos paleologos - sultan mehmet'in gemileri karadan yürütme şovu için ağaçları katletmesi rezaleti

alp arslan - açtığım anadolu kapısının üstünde yıkanmış kazağını kurutan asker
devamını gör...

bazen komik bazen de iğrenç(pantolon düşmesi) görüntüleri izleme fırsatı bulmuş kız çocuklarıdır kendileri.
(bkz: yaz tatilinde kur'an kursunda smackdown yapan nesil)
devamını gör...

eskilere ait bir çocuk oyunudur. en az 3-4 kişiden bir grup oluşturulur ve kişi sayısına göre nesneler belirlenir. örneğin; kişi sayısına göre meyve isimleri belirlenir ve küçük kağıtlara her meyveden yine kişi sayısı kadar yazılır daha sonra kağıtlar katlanarak karıştırılır. kartları seçen oyuncular, ellerinde aynı meyve kağıtlarını biriktirmeye çalışırlar. aynı meyveyi biriktiren kişi orta alana elini koyarak “hımbıl” diye bağırır. sonra diğer oyuncular da biriktirdikleri aynı meyve kağıtlarına göre sırayla ellerini ortaya koyarlar. eli en üstte kalan hiç puan alamaz.

devamını gör...

en geçerli sebebi kitap okumamak ve araştırmamaktır.

kitap okumak diksiyonu da düzeltir, hitabeti de yükseltir.

kitap okumak bilgi almanızı da sağlar.

kitap tavsiyesi isteyen varsa portakal atabilir. olabildiğim kadar yardımcı olmaya çalışırım.
devamını gör...

16.40 civarlarında başlayan yağıştır. lapa lapa yağarak doyumsuz bir izleme zevki oluşturmuştur. o kadar güzel ki ders çalışmayı bırakıp cama yapışmış durumdayım.
devamını gör...

bu konuda bir çok başlık açıldı ve ben hepsine de aynı şeyleri yazdım.

neyi, nasıl eleştirdiğin önemli,
haa, tırsıyor, dilinin ucuna da sürekli meşhur 'silivri ' geliyorsa, yapma bunu zaten, eleştirme, git goygoy başlığı dolu ortalıkta, takıl oralarda.

haa yok, ben fikrimi söylemek istiyorum, toplumsal meselelere kayıtsız kalamıyorum diyorsan da, bunun bir sürü yolu var.

en önemli doneler,
küfür, hakaret, yalan yanlış paylaşımlar yapmayacaksın.
bu kadar basit.

daha az önce izledik haberlerde, boğaziçili öğrencilerden tutuklanan sayısı 9 olmuş.
ne yaptı bu gençler, yasal haklarını kullandı, twet attı, mektup yazdı.
bu yüzden de tutuklandılar.
haa, ömür boyu içerde mi kalacaklar, elbette hayır, ama işte iş kişilerin gözünü korkutup yıldırma, bezdirme politikasına dönüşüyor bu şekilde.

her şey bir yana, birilerinin yanması gerekiyorsa da yanacak, yanacağız arkadaş,

" sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa " diyen usta nazım'a saygıyla...
devamını gör...

ingilizce bir kelimedir.alay;genellikle biriyle alay etmek veya kızdırmak için veya mizah amacıyla kullanılan kelimelerin kullanılmasıdır.ille de ironik olmasa da, alaycılık şeklinde kullanabilir. sözlü kelimelerde en çok dikkat çeken alay, esas olarak konuşulduğu çekimle ayırt edilir ve büyük ölçüde içeriğe bağlıdır. (bkz:istihza) .sürekli bu tarz davranış hali gösteren kişiye de sarcastic kişilik diyebiliriz.
devamını gör...

can sıkıntısından uydurduğum anlatı, vol2.

uykumdan korkarak uyanmıştım. bu huzursuzlukla uyuyamam deyip dışarı çıkmaya karar verdim. hava da kararmıştı, aksi gibi paltomu da almamış kendimi o iç sıkıntısıyla sokağa atmıştım. ortalık buz gibi, sanki saplanıyordu her içime çektiğim nefeste o soğuk. eve dönmek de istememiş, azıcık yürüsem iyi gelir diyerek ellerim pantolonumun cebinde, yüzüm yerde, gözlerim kısık bir halde ilerlemeye başlamıştım. derken bir ses "ulan şaziye ömrümü yedin ulan allahsız karı!" diye bağırıyordu. sanırım şaziye olacak, bir ses ona karşılık olarak "kes lan tatavayı düdük! bitirdin beni dengesiz herif!" diyordu. içimden "acaba bu kavga ilerler mi, biraz durup beklesem mi, bunlar birbirini boğazlar mı, karı da az manyak değilmiş hani adamı döver mi?" düşünceleriyle boğuşurken bulmuştum kendimi. derken, aniden sesler kesilmiş, ortalık derin bir sessizliğe gömülmüştü. alıp başımı yürümeye devam edecektim ki birden omzumda bir el, ensemde bir nefes hissettim. ani bir hareketle dönüp elin sahibine bakmıştım ki bir de ne göreyim? bakmaya doyulmayacak cinsten bir dünya güzeli. adeta dilim tutulmuş, nefesim kesilmişti. ben öylece ona bakarken o elimi tutup hızlı adımlarla evime doğru sürüklüyordu beni. şaşırmıştım, sahiden de evime gelmiş, odama girmiş ve taş kağıt makas oynamaya başlamıştık. halbuki ben başka şeyler hayal etmiştim... derken, aniden eline geçirdiği eşyaları kafama fırlatmaya başlamış "ne oluyor ulan!?!?" demeye kalmadan "uyan ulan hergele, kalk ekmek al da gel!" sözleri eşliğinde gözlerimi açmıştım. meğerse paralel evrenler içinden başka paralel evrenlere geçmiş, sonra kendi evrenime en son da evime dönmüştüm. ulan ne manyak evrenler var...
devamını gör...

#1628454

durumun benim açımdan ne kadar saçma ve absürt olduğunu, sizin ve biriciğinizin hassas kalbini kırmadan izah etmeye çalıştım.
yazdığım tanımda herhangi bir suçlamadan ziyade, sözlüğü amacına göre kullanmanız gerektiği konusunda küçük bir yönlendirme var.

manipülasyon ve doğruyu yansıtmayan kısımlara gelecek olursak;

"yazılan tanımı; beğenmeyerek, kilitleyerek, yakarak, üzerine biriciğinizin kanını akıtarak" herhangi bir işlem yapmadım.
önce forumsal/tanımsızdan ilgili tanımı daha sonra başlığı sildim.

buraya gerçek tanımı yazmadan, önce nude alma taktiklerine birebir aynı tanımı girip, orada tutmayınca silip, benim nick altıma getirmek, üzerine beş defa edit geçmenize rağmen "karşı tarafın nude yollaması için gereken hafif entrikalı, biraz cezbedici, çokça teşvik edici ve nihayet ikna edici davranışlarda bulunarak muhatabı nude atmadan birkaç saniye önceki hale getirmektir" ortaya çıkarttığınız bu şey hala "nude kıvamı" diye bir başlığı tanımlamaz. "nude kıvamına getirmek" daha uygun olurdu.
en azından ortaya çıkartmaya çalıştığınız tanım gibi, başlığınızda, yaratmaya çalıştığınız algıyı desteklerdi.

bu zamana kadar benimle olumlu-olumsuz bir iletişim kurmuş musunuz ? hayır.
bu zamana kadar herhangi bir tanım veya başlığınıza dokunulmuş mu ? hayır.
biriciğinizin forumsal içeriğiyle sizin bir bağlantınız var mı ? bilemiyorum.

"ilgili kişiyi, tamda tuborg şişesinin diğer yanını yollamaya ikna etmiştim ki, pc si bozuldu. telden melden de anlamıyor ki."

telden melden anlamayan ve tuborg şişesinin diğer yanını göndermek üzere kıvama gelmişken, "pc si bozulan" kimdir?
inanın ne buradaki özneyi biliyorum ne de bununla ilgileniyorum.
bildiğim tek şey; bu tanım ve başlığın formata uymadığı ve buradaki topluluğun bu saçma içeriklere maruz kalmak istemediği.

esas "sakatlık" sizin; " sen nasıl benim biriciğimin formata uygun olmayan tanımını silersin" diye bana hesap sorma hakkını kendinizde görmeniz.
bunun hesabını yazarın kendisine vermiş olmama rağmen burada ad hominem yaparak moderasyonu zan altında bırakmanız.

savunma yaparken dahi; " burada kankacılık yapan tonla yazar var, sen onların tanımlarını sil sonra benim biriciğimin formata uymayan tanımına dokun" tarzı mantıktan uzak bir argümanla beni suçlamanız.

herkes kendi ürettiği içerikten sorumludur sayın yazar. formata uymayan içerikler içinde şikayet et butonumuz var, gördüğünüzde lütfen kullanın.
biriciğiniz zaten sizin gibi içerik üretseydi, muhtemelen onunla da iletişim kurmazdık. kendi halinde yazıp çizerdi.

işin özetine gelecek olursak;

başlık : nude kıvamı
tanım: "ilgili kişiyi, tamda tuborg şişesinin diğer yanını yollamaya ikna etmiştim ki, pc si bozuldu. telden melden de anlamıyor ki."

açılan başlık ve girilen tanım budur. formata uygun mu, değil mi ?
basit bir evet/hayır sorusudur.

ikinci konuya gelecek olursak, ben burada herhangi bir yazarı özel olarak kayırmışsam veya varsa öyle tanımlarına dokunmadığım bir yazar "kankam", lütfen bu iddianızı ispatlayın.
bir yıldır moderasyonda aktif olarak ama doğru ama yanlış elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
hatta işinizi kolaylaştırayım, ben herhangi bir yazara özel mesajla dahi "kanka" diye hitap
etmişsem buyrun ifşa edin.
moderasyon ekibinden ayrılıp, yazar olarak devam edeceğim.

en başından beri amacım; sizin veya biriciğinizin kalbini kırmaktan ziyade, biraz sarkastik bir dille, beni içine soktuğunuz saçma sapan bir south park bölümünün komikliğini, dışarıdan bakan bir gözle, sizlere göstermeye çalışmaktı.

biricik ve mülkiyeti böyle bir şey değil sayın yazar. bence tekrar okumanızda fayda var.
devamını gör...

ikinci dünya savaşı sırasında nazi toplama kamplarında bulunmuş olan üç yazar; tadeusz borowski,janusz nel siedlecki ve krystyn olszewski'nin 14 kısa öyküsünün yer aldığı eser. bu öykülerden yalnızca 4 tanesi borowski'ye ait olsa bile diğer öykülere de katkıda bulunduğu bilinmekte. nazi kamplarının iç yüzünü belgelemek amacı ile yazılmış olan bu eserde en dikkat çekici nokta, aynı anda hem edebi hem otobiyografik hem de belge niteliği taşıması. savaşın dışında da bir vahşet vardı ve hatta savaşın kendisinden bile daha kanlıydı. işte bu eserin bize söylediği budur. insanoğlunun dönüşebileceği canavarın en kesin tanımı bu öykülerde yatıyor. anneler gazdan kaçınmak için çocuklarını geride bırakabildiği, ırkçılığın onları bu şartlara getirdiğini bilmelerine rağmen tutsakların kendi aralarında dahi ırkçılık yaptığı, insanların biraz daha yaşayabilmek için çaldığı, kendini sattığı, değerli eşyaları yağmaladığı kaotik bir atmosfer. geçişler hızlı ve düzensiz olsa bile bu eserin tutsaklıktan hemen sonra aktarılan deneyimler olduğunu bilmek bir nebze bu yazınsal karmaşayı aktarılan olaylar ile kurulmuş hoş bir köprü olarak görmeye sebep oluyor.

eser yalnızca siedlecki'nin ve olszewski'nin öykülerinden oluşsaydı şüphesiz edebi olarak yaklaşmaya pek müsait olmayacaktı ve daha çok ansiklopedik bir yaklaşım gerektirecekti ama 28 yaşında intihar etmiş olan borowski'nin ortaya çıkardığı muhteşem edebi üslup oldukça eşsiz. ölü bedenlerin tasvirleri ve karakterlerin psikolojik tahlillerindeki başarısı çarpıcılığı üst noktaya taşıyan bir etken. ki yine borowski'nin kaleminden çıkan this way for the gas, ladies and gentlemen muhtemelen kitabın en etkileyici öykülerinden biri. primo levi'nin if this is a man'i ile üst üste okunduğunda eserin çarpıcılığı ikiye katlanıyor.


despite the madness of war, we lived for a world that would be different. for a better world to come when all this is over. and perhaps even our being here is a step towards that world. do you really think that, without the hope that such a world is possible, that the rights of man will be restored again, we could stand the concentration camp even for one day? ıt is that very hope that makes people go without a murmur to the gas chambers, keeps them from risking a revolt, paralyses them into numb inactivity. ıt is hope that breaks down family ties, makes mothers renounce their children, or wives sell their bodies for bread, or husbands kill. ıt is hope that compels man to hold on to one more day of life, because that day may be the day of liberation. ah, and not even the hope for a different, better world, but simply for life, a life of peace and rest. never before in the history of mankind has hope been stronger than man, but never also has it done so much harm as it has in the war, in this concentration camp. we were never taught how to give up hope, and this is why today we perish in gas chambers.
devamını gör...

düzenli kılındığında verdiği huzur u bağımlılık yapan farz ibadet.
devamını gör...

bir sistemdeki düzensizlik derecesi.
devamını gör...

ne zaman evleneceğiz?
devamını gör...

meşaleyi yakıp moderasyona yürüyen tiptir.
ay noluyo noluyooo?
deli misiniz arkadaşım ya. yaz geç ulan işte herşeyde bir bağrınma dövünme. kafayı yemişsiniz hakikaten. nolur az büyüyün. hesabım torpilli, veriyim mi iki tur benim hesaptan tanım girin? *
devamını gör...

üşengeçlik mi desem yoksa ego mu desem bilemedim doğrusu. arkadaşlar oy vermek hiç kimse den bir şey eksiltmiyor.
devamını gör...

fakirliğin nedeni ekonomik, varoşluğun nedeni sosyolojiktir.
devamını gör...

2020 tabii ki. ne dostluklarım kaldı, ne sevdiğim insan kaldı, ne psikoloji kaldı.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

yayınıma atıfta bulunarak gülümsetmiş radyo yayını. *

"selam elm ekibi çok sevdiğim bir program var. ismi bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak amma da uzunmuş bu arada.. herkes ses kaydı yollayıp şarkı atıyor çok ponçikler bence siz de yapmalısınız teşeşkkürler rumuz : melankolikserseri

biz de sana teşekkür ederiz fakat sanırım böyle şeyler için çok yaşlıyız sıradaki
.."

ps: aman efendim ne demek yaşlısınız, siz de en az bizim kadar ponçiksiniz. *
devamını gör...

aklın durur kanka. öyle baya.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim