yazarların en sevdiği çocuk kitabı
bana okumayı öğreten ve çocukluğumu hatırlatan kitap olduğu için (bir vefa borcu olarak) cin ali.
devamını gör...
kendini kandırma sözleri
sen birazdan her işi halledeceksin
az daha oyalan.
az daha oyalan.
devamını gör...
çocuklarla girilen komik diyaloglar
on ay kadar önce yeni bir eve taşındık. ilk taşındığımız sıralarda bulaşık makinesini boşaltırken tencerenin birini yanlış yere koymuşum. o gün bu gün kızım* bana ona göre davranıyor.
b: kızım hadi bakalım uyku saati. bu gece ben yatırıcam seni.
k: olmaz. annem uyursun.
b: neden?
k: çünkü sen tencereleri yanlış yere koyuyorsun.
xxxxxxx
b: kızım hadi parka gidelim.
k: olmaz annemle gidicem ben. sen tencereleri yanlış yere koyuyon.
xxxxxxx
geçenlerde bir arkadaşımızla konuşurken duydum.
x teyze: biliyo musun babam tencereleri hep yanlış yere koyuyor.
*
b: kızım hadi bakalım uyku saati. bu gece ben yatırıcam seni.
k: olmaz. annem uyursun.
b: neden?
k: çünkü sen tencereleri yanlış yere koyuyorsun.
xxxxxxx
b: kızım hadi parka gidelim.
k: olmaz annemle gidicem ben. sen tencereleri yanlış yere koyuyon.
xxxxxxx
geçenlerde bir arkadaşımızla konuşurken duydum.
x teyze: biliyo musun babam tencereleri hep yanlış yere koyuyor.
*
devamını gör...
kıskanılmayı kısıtlamakla karıştıran insan
bazı insanlar birlikteliklerinde genelde kıskanır ama karşısındaki insanı birey olarak gördüklerinden pek hayatlarına müdahil olmazlar. kıskançlıklarını dile getirirler sonra bu kıskançlık karşı taraf açısından kısıtlama olarak algılanır. keşke farkı ayırabilse hayır illa bir genişlik istiyorsan bizden genişi evren.
devamını gör...
yazarların hoşuna giden başlık türleri
bir soru.
herhangi yeni bir şey öğreneceğim türden ne varsa seviyorum.
herhangi yeni bir şey öğreneceğim türden ne varsa seviyorum.
devamını gör...
kedilerin tüy dökme sorununa çözüm önerileri
kedi canlılarının tüy dökmelerinin önüne geçebilmek için yapılması ve dikkat edilmesi gerekenler.
bakınız bana her zaman 'kediler çok tüy döküyor ya, kediler şöyle kokuyor ya, kediler böyle bilmem ne ya' diyen insanlara bakım ve veteriner kontrolleri çok önemli diyorum.
'senin kedilerin ne kadar da bakımlı, hiç tüy yok evinde' diyenlere dilim döndüğünce tavsiyelerde bulunuyorum.
özellikle bahar dönemlerinde artış gösteren tüy dökme problemleri zaman zaman kedi sahiplerini çileden çıkartacak boyutlara ulaşıyor. öncelikle doğru gözlem ve uzman desteğiyle problemin ne olduğu bulunup önlem alınmazsa ve tedaviye başlanmazsa daha ciddi bir boyuta taşınmasına neden oluyor. belli başlı nedenler ve çözüm yolları sıralanabilir.
özellikle cokcok'ta biz çok yaşıyoruz bu durumu. çeşitli nedenlerden dolayı sürekli tekrar eden bir alerjisi var. derisi kızarıyor, tüyleri dökülüyor ve sağlıksız bir görüntüsü oluyor. veteriner veteriner geziyorum ama tam olarak neye alerjisi var bilemiyorum. tavuk, yağlı yiyecekler, ucuz mamalar, bazı yaş mamalar örnek buna fakat hala daha anlamadığım ve alerjisini tetikleyen yiyecekler var. en son kontrolümüz de son çare aldığımız mamayı üst üst segmentlere taşıdık ve alerji mamasına geçiş yaptık. yaş mamayı zaten pek bir üst seviye kullanıyorduk ama bir süre ona da ara verdik.
öncelikle dengesiz ve kalitesiz beslenme diyebiliriz tüy dökümü nedenleri için. kedilerin dogru ve ideal beslenme programlarına sahip olmaları gerekiyor. tek yönlü ve sadece bir vitamine, proteine dayalı beslenme yöntemleri ilerleyen zamanlarda vücutta yaşanan eksiklikler yüzünden hastalıklara sebep oluyor. kalitesiz mamalar da kedi tüylerinin dökülmesine neden oluyor ve alerjilerini tetikliyor.
b vitamini eksikliği de bir neden. tüy dökme sıklıkla b vitamini eksikliğinden olabiliyor. veteriner kontrolüyle b vitamini takviyesi yapılabiliyor.
iç dış parazit haplarının verilmemesi, iğnelerinin yapılmaması ya da periyotlarında aksamalar olması.
kedilerin iç-dış parazit tedavileri sadece hastalık açısından değil tüylerinin sağlığı açısından da önemlidir. parazit ilaçları takibinin titizlikle yapılması gerekiyor. zamanı çok önemli. benim bir dönem gittiğim bir veteriner her hafta iç parazit ilacı veriyordu birinci ayın sonunda bu kadar verilmesi doğru mu sizce bu daha sonra bir problem teşkil etmeyecek mi dedim. açıkçası veteriner biraz tersledi başka bir veterinere gidip anlattım pek doğru bir yöntem değil ama neden bunu tercih ettiğini sormak lazım dedi. daha sonra cokcok'un bir baırsak mikrobuyla cebelleştiğini ve ciddi baırsak problemleri yaşadığı teşhis edildi ve o yönde tedaviye başlandı. evet yine cokcok malesef. evimizin hasta bebesi kendileri. anne sütü pek emmediğinden sanırım tüm hastalıklara açık kendileri.
stres ve travmatik bozukluklarda bir neden. yaşadığı bölgenin değişmesi, yavrularından ayrılmak veya başka nedenlerden dolayı düzenlerinin bozulması halinde stres ve travma yaşayabilirler, bu durum tüylerinin dökülmesine neden olabilir ve hatta kendi ailesine karşı bile garip davranışlara girebilirler.
tüylerini tıraşlamak, kedinin yeni görünüşünden dolayı stres yaşamasına, hem de deri hastalıklarına davetiye çıkarabilir. kediler kendilerini yalayarak temizler ve bu konuya obsesif şekilde takıntılılardır. dış görünüşlerindeki bu değişiklik onları tahmin edebileceğinizden daha fazla etkileyebilir.
çiftleşme ve hamilelik dönemi, kedilerin çiftleşme aylarında veya hamilelik süreçlerinde vücutlarındaki hormonal salgılar da değişir ve yoğunlaşır. bu durum tüylerine de yansıyanilir.
tüy tarama alışkanlığının olmaması ve aksatılması. kedilerin tüylerini belirli aralıklarla taranması gerekmektedir. bu işlem onların cansız tüylerden kurtulmalarını ve tüy dökmelerinde azalmasını mümkün kılar.
su kaplarının temizliğinin yapılmaması ve susuz kalması çok büyük problemlere neden olabilir. sadece tüy değil hemde. kedilerin susuz kalması da tüy dökmelerinin sebeplerinden biridir. özellikle de yaz aylarında su kaplarını sık sık taze su koymak gerekir aksi sorunlar yaşatacaktır.
en çok dikkat edilmesi gereken durum ise veteriner hekim kontrolleridir. bu kontrollerin aksatılmaması kedilerin sağlığı açısından çok önemlidir. kendinize ve kendinize en uygun veterineri seçip o veteriner üzerinde devam etmeniz kendinizin psikolojik rahatlığı açısından önemlidir.
sürekli farklı ellere teslim etmeniz eğer kedinizin alışma konusunda sıkıntıları varsa travmatik bazı bozukluklara neden olmaktadır. bety yaklaşık 6 aydır kanser tedavisi görüyor. 2 ay önce veterinerimizi kaybettiğimiz için bir kaç veteriner gezmek zorunda kaldık. hasan abiye göstermediği tepkileri yeni veterinerlere göstermeye başladı. içe kapandı ve biraz saldırganlaştı. tüylerinde minik minik açılmalar var ve umarım bunun nedeni strestir diye düşündürüyor beni. evde bile gergin tavırları var. eskisi kadar kendini sevdirmiyor bizden uzak duruyor. malesef son veterineri hiç sevmedi ve gidebileceğimiz doğru tespit ve tedavi uygulayacak başka veteriner de yok.
bakınız bana her zaman 'kediler çok tüy döküyor ya, kediler şöyle kokuyor ya, kediler böyle bilmem ne ya' diyen insanlara bakım ve veteriner kontrolleri çok önemli diyorum.
'senin kedilerin ne kadar da bakımlı, hiç tüy yok evinde' diyenlere dilim döndüğünce tavsiyelerde bulunuyorum.
özellikle bahar dönemlerinde artış gösteren tüy dökme problemleri zaman zaman kedi sahiplerini çileden çıkartacak boyutlara ulaşıyor. öncelikle doğru gözlem ve uzman desteğiyle problemin ne olduğu bulunup önlem alınmazsa ve tedaviye başlanmazsa daha ciddi bir boyuta taşınmasına neden oluyor. belli başlı nedenler ve çözüm yolları sıralanabilir.
özellikle cokcok'ta biz çok yaşıyoruz bu durumu. çeşitli nedenlerden dolayı sürekli tekrar eden bir alerjisi var. derisi kızarıyor, tüyleri dökülüyor ve sağlıksız bir görüntüsü oluyor. veteriner veteriner geziyorum ama tam olarak neye alerjisi var bilemiyorum. tavuk, yağlı yiyecekler, ucuz mamalar, bazı yaş mamalar örnek buna fakat hala daha anlamadığım ve alerjisini tetikleyen yiyecekler var. en son kontrolümüz de son çare aldığımız mamayı üst üst segmentlere taşıdık ve alerji mamasına geçiş yaptık. yaş mamayı zaten pek bir üst seviye kullanıyorduk ama bir süre ona da ara verdik.
öncelikle dengesiz ve kalitesiz beslenme diyebiliriz tüy dökümü nedenleri için. kedilerin dogru ve ideal beslenme programlarına sahip olmaları gerekiyor. tek yönlü ve sadece bir vitamine, proteine dayalı beslenme yöntemleri ilerleyen zamanlarda vücutta yaşanan eksiklikler yüzünden hastalıklara sebep oluyor. kalitesiz mamalar da kedi tüylerinin dökülmesine neden oluyor ve alerjilerini tetikliyor.
b vitamini eksikliği de bir neden. tüy dökme sıklıkla b vitamini eksikliğinden olabiliyor. veteriner kontrolüyle b vitamini takviyesi yapılabiliyor.
iç dış parazit haplarının verilmemesi, iğnelerinin yapılmaması ya da periyotlarında aksamalar olması.
kedilerin iç-dış parazit tedavileri sadece hastalık açısından değil tüylerinin sağlığı açısından da önemlidir. parazit ilaçları takibinin titizlikle yapılması gerekiyor. zamanı çok önemli. benim bir dönem gittiğim bir veteriner her hafta iç parazit ilacı veriyordu birinci ayın sonunda bu kadar verilmesi doğru mu sizce bu daha sonra bir problem teşkil etmeyecek mi dedim. açıkçası veteriner biraz tersledi başka bir veterinere gidip anlattım pek doğru bir yöntem değil ama neden bunu tercih ettiğini sormak lazım dedi. daha sonra cokcok'un bir baırsak mikrobuyla cebelleştiğini ve ciddi baırsak problemleri yaşadığı teşhis edildi ve o yönde tedaviye başlandı. evet yine cokcok malesef. evimizin hasta bebesi kendileri. anne sütü pek emmediğinden sanırım tüm hastalıklara açık kendileri.
stres ve travmatik bozukluklarda bir neden. yaşadığı bölgenin değişmesi, yavrularından ayrılmak veya başka nedenlerden dolayı düzenlerinin bozulması halinde stres ve travma yaşayabilirler, bu durum tüylerinin dökülmesine neden olabilir ve hatta kendi ailesine karşı bile garip davranışlara girebilirler.
tüylerini tıraşlamak, kedinin yeni görünüşünden dolayı stres yaşamasına, hem de deri hastalıklarına davetiye çıkarabilir. kediler kendilerini yalayarak temizler ve bu konuya obsesif şekilde takıntılılardır. dış görünüşlerindeki bu değişiklik onları tahmin edebileceğinizden daha fazla etkileyebilir.
çiftleşme ve hamilelik dönemi, kedilerin çiftleşme aylarında veya hamilelik süreçlerinde vücutlarındaki hormonal salgılar da değişir ve yoğunlaşır. bu durum tüylerine de yansıyanilir.
tüy tarama alışkanlığının olmaması ve aksatılması. kedilerin tüylerini belirli aralıklarla taranması gerekmektedir. bu işlem onların cansız tüylerden kurtulmalarını ve tüy dökmelerinde azalmasını mümkün kılar.
su kaplarının temizliğinin yapılmaması ve susuz kalması çok büyük problemlere neden olabilir. sadece tüy değil hemde. kedilerin susuz kalması da tüy dökmelerinin sebeplerinden biridir. özellikle de yaz aylarında su kaplarını sık sık taze su koymak gerekir aksi sorunlar yaşatacaktır.
en çok dikkat edilmesi gereken durum ise veteriner hekim kontrolleridir. bu kontrollerin aksatılmaması kedilerin sağlığı açısından çok önemlidir. kendinize ve kendinize en uygun veterineri seçip o veteriner üzerinde devam etmeniz kendinizin psikolojik rahatlığı açısından önemlidir.
sürekli farklı ellere teslim etmeniz eğer kedinizin alışma konusunda sıkıntıları varsa travmatik bazı bozukluklara neden olmaktadır. bety yaklaşık 6 aydır kanser tedavisi görüyor. 2 ay önce veterinerimizi kaybettiğimiz için bir kaç veteriner gezmek zorunda kaldık. hasan abiye göstermediği tepkileri yeni veterinerlere göstermeye başladı. içe kapandı ve biraz saldırganlaştı. tüylerinde minik minik açılmalar var ve umarım bunun nedeni strestir diye düşündürüyor beni. evde bile gergin tavırları var. eskisi kadar kendini sevdirmiyor bizden uzak duruyor. malesef son veterineri hiç sevmedi ve gidebileceğimiz doğru tespit ve tedavi uygulayacak başka veteriner de yok.
devamını gör...
#türkiyedinsizleşiyor
(bkz: ay hadi inşallah)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
en kötü ihtimalle evdeyiz
borçlar aldı başını gitti dipteyiz
korona canımızı almasa bile
bu ülkede gün gün ölmekteyiz.
borçlar aldı başını gitti dipteyiz
korona canımızı almasa bile
bu ülkede gün gün ölmekteyiz.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının gördüğü en saçma rüya
bir rüyamda sinek olmuştum
devamını gör...
islami metal grubu isimleri
(bkz: son feci semazen)
(bkz: dolu zemzemi doğru tut)
(bkz: gayretulrock)
(bkz: minör imam)
(bkz: deeeervişim)
(bkz: türbedarlar)
(bkz: dolu zemzemi doğru tut)
(bkz: gayretulrock)
(bkz: minör imam)
(bkz: deeeervişim)
(bkz: türbedarlar)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının karalama defteri
manipülasyona açık olmak... evet maalesef bazı davranışlarımızla manipülatörlerin ağına düşüyoruz, sonra da bizimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorlar. mesela, kendimizi anlatma ve onaylanma isteğimiz. kendinizi her anlattığınızda sizi anlamıyormuş gibi yaparlar. muhtemelen siz iyi niyetli, saf birisiniz ve bir gün gelecek, ona kendimi anlatabileceğim ve bir gün gelecek bana hak verecek umuduyla kendinizi anlatır durursunuz ama o sizi anlamıyormuş gibi yaparak manipüle eder, ayarlarınızı bozar, dengenizi altüst eder. şimdi her seferinde aynı tongaya düşmenin anlamı ne? bu kısırdöngüden ancak kendimizi anlatmaktan vazgeçerek kurtulabiliriz. kısa cümlelerle geçiştirerek, onay beklemeden kendi arkamızda durarak manipüle edilmekten kurtuluruz. o sizin içinizdeki çocuğun onaylanma isteğinin farkında ve bunu esirgeyerek kontrolü elinde tutuyor. başkasından onay beklemeden kendi kendimizi onaylamayı öğrenirsek, o da ayarlarımızı bozamaz. manipülatörün oyununu bozmak, bizim elimizde. kendimizle* yüzleşecek kadar cesur olursak, hiç kimse bizi üzemez, yoramaz, incitemez ve manipüle edemez.
devamını gör...
kitap satın alma hastalığı
evet bu benim, sürekli yeni kitaplar alıyorum kpss ve okuma kitapları fakat hiçbirini açıp okumuyorum, fakat satın aldığım için mutlu oluyorum
devamını gör...
15 şubat 2021 yök'ün yüz yüze eğitim açıklaması
yüzyüzeyken konuşuruz yekta dur şimdi.
devamını gör...
oğlak burcu
22 aralık - 20 ocak arasında dünyaya 'merhaba' diyenlerin burcu. zodyak kasabasının 10. mahallesinde toplanmıştır bu şahıslar. kendileri toprak, öncü ve dişillerdir. satürn yöneticisidir.
kutsal burç. neden? çünkü benim burcum. işte bu kadarda narsistim. ben öyle olabilirim ama bu burç bireyleri öyle değildir.
insan sarrafı, dediğim dedik, otoriter, vurdum mu oturtan ay yok bu değil dur hatlar karıştı.
iş koliklikleriyle bilinirler, plan program insanıdırlar. maddi konularda azcık birazcık hırslı olabilirler ve tutumludurlar. canım paralarım, benim paralarım vermem kimseciklere. parasal sıkıntı yaşandığı dönemlerde hayattan zevk almıyorlar efem. evet evet malesef çok seviyoruz biz parayı. hepsi bizim olsun en çok bizim olsun istiyoruz. tamam abarttım yine parayı severler evet ama sevdiklerine de kendilerine de harcamaktan geri durmazlar.
insan sarrafı demiş miydim? analizcidirler efem. insanı gözünden hatta sözünden tanır 'heh sen şuraya sen buraya sen öteki tarafa' diye ayırırlar. sağ duyuları pek yerindedir. işte bu yüzden hayatına pekte kimseyi sokmak istemezler. ona buna burun kıvırır az insan öz insan severler.

organize işleri onlardan sorulur. yönetmeyi severler. aman onu da yönetem aman bunu da yönetem. herkesin işini beğenmez mülemmelliyetçilik yönlerini her konuda ortaya çıkarırlar. plan program üstadıdırlar demiş miydim?

ne diyorduk? harita önemli harita. böyle ezberden hep hava civa kalıyor. kişisel daha detaylı bilgiler için lütfen haritalarınıza baktırın ya da baktırmayın.
'ben burçlara inanamıyorum yaa' diyenleri duyar gibiyim. hep geliyor onlar kulağıma hep. hatta bazen evde otururken bir yerlerden sesler duyuyorum. 'burç ne be inanmıyorum ben falan filan.. ' rahat olun ben de inanmıyorum. inanılacak bir şey değil zaten yahu oku geç ya da okuma geç. sen her türlü geç boşver takılma o kadar dünya işi bunlar.

canım oğlak burcumu şuracığa bırakıp uzaklaşıyorum. başka başka burçlarda görüşmek üzere.
kutsal burç. neden? çünkü benim burcum. işte bu kadarda narsistim. ben öyle olabilirim ama bu burç bireyleri öyle değildir.
insan sarrafı, dediğim dedik, otoriter, vurdum mu oturtan ay yok bu değil dur hatlar karıştı.
iş koliklikleriyle bilinirler, plan program insanıdırlar. maddi konularda azcık birazcık hırslı olabilirler ve tutumludurlar. canım paralarım, benim paralarım vermem kimseciklere. parasal sıkıntı yaşandığı dönemlerde hayattan zevk almıyorlar efem. evet evet malesef çok seviyoruz biz parayı. hepsi bizim olsun en çok bizim olsun istiyoruz. tamam abarttım yine parayı severler evet ama sevdiklerine de kendilerine de harcamaktan geri durmazlar.
insan sarrafı demiş miydim? analizcidirler efem. insanı gözünden hatta sözünden tanır 'heh sen şuraya sen buraya sen öteki tarafa' diye ayırırlar. sağ duyuları pek yerindedir. işte bu yüzden hayatına pekte kimseyi sokmak istemezler. ona buna burun kıvırır az insan öz insan severler.

organize işleri onlardan sorulur. yönetmeyi severler. aman onu da yönetem aman bunu da yönetem. herkesin işini beğenmez mülemmelliyetçilik yönlerini her konuda ortaya çıkarırlar. plan program üstadıdırlar demiş miydim?

ne diyorduk? harita önemli harita. böyle ezberden hep hava civa kalıyor. kişisel daha detaylı bilgiler için lütfen haritalarınıza baktırın ya da baktırmayın.
'ben burçlara inanamıyorum yaa' diyenleri duyar gibiyim. hep geliyor onlar kulağıma hep. hatta bazen evde otururken bir yerlerden sesler duyuyorum. 'burç ne be inanmıyorum ben falan filan.. ' rahat olun ben de inanmıyorum. inanılacak bir şey değil zaten yahu oku geç ya da okuma geç. sen her türlü geç boşver takılma o kadar dünya işi bunlar.

canım oğlak burcumu şuracığa bırakıp uzaklaşıyorum. başka başka burçlarda görüşmek üzere.

devamını gör...
12 angry men
öncelikle şunu belirteyim, akademi ödülleri denen şeyin tarihte gelmiş geçmiş en büyük mıçmasıdır. sadece üç dalda oscara aday gösterilmiş, hiçbirini alamamış, kıymeti o zamanlar bilinmemiş ama seneler geçtikçe güzel yaşlanan bir film olmuştur. tıpkı yıllandıkça tadı ve değeri artan bir şarap gibidir. bu nedenle ilk kez seyreden yeni nesillerin bile gönlünde taht kurmuştur. reginald rose' un aynı isimli oyunundan gene kendisi tarafından senaryolaştırılmış 1957 yapımı film olup yönetmeni sinemanın ustalarından sidney lumet tir. (bkz: kült film)
film çok düşük bir bütçe ve bunun getirdiği zorluklarla çekilmiş olmasına rağmen güzel değil çok güzel bir film nasıl yapılırın en güzel örneklerinden biridir belki en iyi örneğidir. bu konuda to kill a mockingbird ile yarışır ama bariz biçimde 12 engri men daha üstündür.*
filmin herşeyini geçin şu sübliminal mesajlar bile nasıl bir şey olduğunu anlamanıza yarar:
- herkes siyah elbiseliyken yalnızca bir jüri üyesinin beyaz takım elbise giymesi ( ki bu jüri no 8 i oynayan henry fonda, yani en başta ayak direyen tek kişi),
- jüri odasındayken baştan beri vantilatörün çalışmadığına karar verip, aslında lambaya bağlı olduğu için çalışmadığını tesadüfen öğrenmeleri ve “önyargıları” sebebiyle uzun süre boyunca sıcakta bunalmaları,
- jüriyi boğan sıcak havanın olaylar biraz çözülmeye başlayınca serinleyerek yağmura dönmesi, bu ve bunun gibi hatırlayamadığım bir sürü konu.
film üç dalda 1957 akademi ödüllerine aday olmuş ve üçünde de o sene en iyi film akademi ödülünü alacak olan the bridge on the river kwai filmine kaybetmiş. bu üç adaylık en iyi film akademi ödülü, en iyi yönetmen akademi ödülü ve en iyi uyarlama senaryo akademi ödülü. tamam kwai köprüsü iyi filmdir ama bununla kıyaslanacak bir film değildir.
filmde en başta hayır oyu veren tek kişi olan jüri no 8 i oynayan henry fonda' nın en son ikna ettiği adam olan jüri no 3 ü oynayan lee j. cobb da müthiş bir oyunculuk çıkartıyor.
filmin siyah beyaz olan görüntüleri ve çekim teknikleri de anlatılasıdır:
- filmin başlangıcında, kameraların tümü göz seviyesinin üzerine yerleştirilmiş ve nesneler arasında daha büyük bir mesafe görünümü vermek için kamera geniş açılı lenslerle çekim yapmaktadır.
- film ilerledikçe kameralar göz hizasından çekim yapar.
- filmin sonuna doğru neredeyse tamamı göz seviyesinin altında, yakın çekimde ve klostrofobi hissini artırmak için telefoto lenslerle çekim yapılmıştır.
- filmin sonunda mahkeme binasından çıkarken gene tepeden geniş açı ile çekim yapılarak özgürlük hissi vurgulanmıştır.
yönetmen sidney lumet, oyuncuların hepsini aynı odaya birkaç saatliğine kapatmış ve burada prova yapmalarını sağlayarak bir odaya kapatılmanın nasıl bir şey olacağını anlamalarını istemiş, bu da doğal olarak filmdeki performanslarının doğal gözükmesini sağlamış.
film gişede beklenen ilgiyi görememiş (yuh ki yuh). bu yüzden henry fonda filmin karından alacağı parayı alamamıştır. buna rağmen fonda kariyerinde bu filmi en iyi üç filmi arasına koyar. diğer ikisi the grapes of wrath (1940) ve the ox-bow incident (1942).
bu film genellikle işletme okullarında ve atölyelerinde (workshop) ve hukuk fakültelerinde ; ekip dinamiklerini ve fikir ayrılıklarını çözme tekniklerini göstermek için kullanılır.
henry fonda kendisini filmlerinde izlemekten hoşlanmadığı için film yayınlanmadan önce tamamını izlememiş. ancak, izlediği kadar olanı için gitmeden önce yönetmen sidney lumet'e "sidney, bu muhteşem" demiştir.
filmde zanlı olan gencin etnik kökeni belirtilmemektedir. tek gerçek olan kuzey amerika kökenli olmadığıdır. filmde bu şekilde ırkçı bir yaklaşım sergilenmesi sağlanılmış. (bana italyan asıllı veya hispanik gibi gelir her seferinde). gerçek adı john savoca dır ve filmde çok az gözükür. gerçek hayattada kim olduğu hakkında internette pek bir bilgi yok. zaten tek filmde oynamış, sonra medyanın önüne hiç çıkmamıştır.
filmde oynayan 12 jüriden en son hayatta kalanı olan jüri no 5 jack klugman 24.12.2012 de ölmüş. hepsi öbür dünyada jürinin karşısına çıkacak duruma gelmiş anlayacağınız.
filmin üç dakikası dışında tamamı yaklaşık 5 metreye 7 metre gibi olan jüri odası içinde çekilmiştir. tek mekanda geçen filmler arasında müstesna bir yerdedir.
dağıtıcı firma united artists henry fonda'dan bu filme yapımcı olmasını istemiş, böylece fonda filmin hem oyuncusu hem de yapımcısı olmuştur. ancak bir daha asla bir filme yapımcılık yapmamaya karar vermiş.
film boyunca oniki jüri üyesinden sadece ikisinin adı bellidir. jüri no 8 mr. davis, jüri no 9 mr. mccardle. bunun dışındakilerin isimleri bilinmez.
filmin sosyal psikolojik incelemesini ise buradan okuyabilirsiniz.
film çok düşük bir bütçe ve bunun getirdiği zorluklarla çekilmiş olmasına rağmen güzel değil çok güzel bir film nasıl yapılırın en güzel örneklerinden biridir belki en iyi örneğidir. bu konuda to kill a mockingbird ile yarışır ama bariz biçimde 12 engri men daha üstündür.*
filmin herşeyini geçin şu sübliminal mesajlar bile nasıl bir şey olduğunu anlamanıza yarar:
- herkes siyah elbiseliyken yalnızca bir jüri üyesinin beyaz takım elbise giymesi ( ki bu jüri no 8 i oynayan henry fonda, yani en başta ayak direyen tek kişi),
- jüri odasındayken baştan beri vantilatörün çalışmadığına karar verip, aslında lambaya bağlı olduğu için çalışmadığını tesadüfen öğrenmeleri ve “önyargıları” sebebiyle uzun süre boyunca sıcakta bunalmaları,
- jüriyi boğan sıcak havanın olaylar biraz çözülmeye başlayınca serinleyerek yağmura dönmesi, bu ve bunun gibi hatırlayamadığım bir sürü konu.
film üç dalda 1957 akademi ödüllerine aday olmuş ve üçünde de o sene en iyi film akademi ödülünü alacak olan the bridge on the river kwai filmine kaybetmiş. bu üç adaylık en iyi film akademi ödülü, en iyi yönetmen akademi ödülü ve en iyi uyarlama senaryo akademi ödülü. tamam kwai köprüsü iyi filmdir ama bununla kıyaslanacak bir film değildir.
filmde en başta hayır oyu veren tek kişi olan jüri no 8 i oynayan henry fonda' nın en son ikna ettiği adam olan jüri no 3 ü oynayan lee j. cobb da müthiş bir oyunculuk çıkartıyor.
filmin siyah beyaz olan görüntüleri ve çekim teknikleri de anlatılasıdır:
- filmin başlangıcında, kameraların tümü göz seviyesinin üzerine yerleştirilmiş ve nesneler arasında daha büyük bir mesafe görünümü vermek için kamera geniş açılı lenslerle çekim yapmaktadır.
- film ilerledikçe kameralar göz hizasından çekim yapar.
- filmin sonuna doğru neredeyse tamamı göz seviyesinin altında, yakın çekimde ve klostrofobi hissini artırmak için telefoto lenslerle çekim yapılmıştır.
- filmin sonunda mahkeme binasından çıkarken gene tepeden geniş açı ile çekim yapılarak özgürlük hissi vurgulanmıştır.
yönetmen sidney lumet, oyuncuların hepsini aynı odaya birkaç saatliğine kapatmış ve burada prova yapmalarını sağlayarak bir odaya kapatılmanın nasıl bir şey olacağını anlamalarını istemiş, bu da doğal olarak filmdeki performanslarının doğal gözükmesini sağlamış.
film gişede beklenen ilgiyi görememiş (yuh ki yuh). bu yüzden henry fonda filmin karından alacağı parayı alamamıştır. buna rağmen fonda kariyerinde bu filmi en iyi üç filmi arasına koyar. diğer ikisi the grapes of wrath (1940) ve the ox-bow incident (1942).
bu film genellikle işletme okullarında ve atölyelerinde (workshop) ve hukuk fakültelerinde ; ekip dinamiklerini ve fikir ayrılıklarını çözme tekniklerini göstermek için kullanılır.
henry fonda kendisini filmlerinde izlemekten hoşlanmadığı için film yayınlanmadan önce tamamını izlememiş. ancak, izlediği kadar olanı için gitmeden önce yönetmen sidney lumet'e "sidney, bu muhteşem" demiştir.
filmde zanlı olan gencin etnik kökeni belirtilmemektedir. tek gerçek olan kuzey amerika kökenli olmadığıdır. filmde bu şekilde ırkçı bir yaklaşım sergilenmesi sağlanılmış. (bana italyan asıllı veya hispanik gibi gelir her seferinde). gerçek adı john savoca dır ve filmde çok az gözükür. gerçek hayattada kim olduğu hakkında internette pek bir bilgi yok. zaten tek filmde oynamış, sonra medyanın önüne hiç çıkmamıştır.
filmde oynayan 12 jüriden en son hayatta kalanı olan jüri no 5 jack klugman 24.12.2012 de ölmüş. hepsi öbür dünyada jürinin karşısına çıkacak duruma gelmiş anlayacağınız.
filmin üç dakikası dışında tamamı yaklaşık 5 metreye 7 metre gibi olan jüri odası içinde çekilmiştir. tek mekanda geçen filmler arasında müstesna bir yerdedir.
dağıtıcı firma united artists henry fonda'dan bu filme yapımcı olmasını istemiş, böylece fonda filmin hem oyuncusu hem de yapımcısı olmuştur. ancak bir daha asla bir filme yapımcılık yapmamaya karar vermiş.
film boyunca oniki jüri üyesinden sadece ikisinin adı bellidir. jüri no 8 mr. davis, jüri no 9 mr. mccardle. bunun dışındakilerin isimleri bilinmez.
filmin sosyal psikolojik incelemesini ise buradan okuyabilirsiniz.
devamını gör...
planet terror
quentin tarantino ve kankası robert rodriguez'in , 70 ve 80 'lerin iki film birden teması üzerine çektikleri (bkz: grindhouse) filmlerinden , robert rodriguez tarafından yönetilen korku komedi filmi.

devamını gör...
andrey tarkovski
hayranlarına ve daha önce hiç izlememiş olanlara ilaç gibi gelecek olan kısa bir arşivi:
the killers (1956) :
there will be no leave today (1959) :
the mirror (1975) :
the killers (1956) :
there will be no leave today (1959) :
the mirror (1975) :
devamını gör...
kafadandeniz
yeniler bilmez, old’ların gözü yaşlı.
devamını gör...
muhammed
ahmed, mahmud, mehmed isimlerinde olduğu gibi hamd kökünden mufa''al vezniyle türetilmiş arapça isimdir.
devamını gör...