üzücü bir haber... işkence suçu, sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilecek bir suç olduğu için olay haberde iddia edilen eylemlerden ibâret ise iştirak hâlinde eziyet, iştirak hâlinde ölümle tehdit ve iştirak hâlinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gibi suçlardan dolayı fâiller hakkında ayrı ayrı soruşturma yapılması muhtemeldir.
devamını gör...

makina değil makine. anlık sinirlendim. (bkz: kücük enişte gergin)
duzeltme:duzeltmisler.sinirim gecti.saygilar.
devamını gör...

sol frame'de "nickaltı şelalesi oluşması" *
devamını gör...

arkadaşlar bir şey sorucam, bazı arkadaşlar nicklerini söylemeden mi konuşuyor yoksa ben mi kaçırıyorum lan kulaklığı kulağımın içine gömdüm sırf duymak için yine yok. kulaklıkta geri çıkmıyor zaten acile gidiyom şimdi...
devamını gör...

bu entryi beğenen veyahut özelden yazan yazarların yüz kadar entrysini okuyabilirim. yalnız değilsiniz.*

t: sözlükteki yazılarının, diğer yazarlar tarafından okunmasını isteyenlerin bulunduğu başlık.
devamını gör...

amerika’nın 1975 yılında düzenlediği vietnam’ı tahliye operasyonu.

bu operasyonun planları öncesinden ‘acil tahliye planı’ detayında hazırlanmış , kod ve mesaj belirlenmişti. ama plan istenildiği gibi gitmedi. nedenlerine gelirsem;
amerika’ kuzey vietnam’ın bu kadar hızlı ilerleyebileceğini hesaplayamadı. bu konuda ya istihbaratı ya da öngörüsü zayıf kaldı ve bu yüzden planlananın çok altında kişi tahliye edildi.

tahliye planına gelirsek, radyoda şu anons ile birlikte beyaz noel şarkısı çalınacaktı. anons ise ‘saygon’da hava 105 derece ve yükseliyor’. bu kodu sadece amerikalılar bilecekti ve yakınları olan vietnamlılara bildirecekti. kodda sorun yoktu ama beyaz noel şarkısını bilen vietnamlı da yoktu*. bu nedenle tahliye edilecek vietnamlılar, amerikalılardan bu şarkıyı öğrenmek için mırıldanmalarını istemişlerdir.

tahliye esnasında, 4 görevlinin öldüğü belirtilmiş. çünkü tahliyeler devam ederken, kuzey vietnam çoktan saygon’a girmişti. havada uçuşan roketler eşliğinde 1000 amerikalı, 6000 vietnamlının tahliye edildiği söyleniyor.
devamını gör...

aşı bahanesiyle vücudumuza ne enjekte ettilerse artık sanırım bugün deneme yaptılar.
devamını gör...

gece yemek yemek. ıstisnasiz her gece bakın.

yemek yemeyi çok seven biri olduğum için yatana kadar yemek yiyorum. yatağa girip gurulduyan/acıkan karnımı ya susturacagim ya da ses etmesine izin verip uyuyacağım. telefonu alıyorum elime. eğer o sira saatin sonu çift bir sayı ise yemek söylüyorum dışarıdan ya da buzdolabına koşuyorum. tek sayı ise mide gurultusunu/acıkan karnımı bi kenara bırakıp sesi bastırsın diye kulaklığımı takıp uykuya dalıyorum.

bu yüzden her geceeee ben, her gece acıkmışııım, o yüzden her gece bu açlığın dibini görmüşüüüm.
ağır yaşamlara konuk olan mirkelam'ın yemek sepeti sipariş notuna düştüğü kelam'lar*
devamını gör...

ben hep 50 liralık alıyorum.

(bkz: başlık başa) aman ne güzel.
devamını gör...

yemek yetiştiremiyorum, iki üç kişi gidip tencere alın. iki kişi de mutfağa gelsin bana yardıma. sende müziğin sesini aç. biriniz tabakları masaya götürsün. hey! sen! huuuu! kaçma işten gel buraya, sen de bardakları götür.
devamını gör...

büyük oğlum yapmıştı bunlardan sadece.
erken konuşmuştu ama kendi kelimeleriyle konulmuştu.
babanneye, babil
kaplumbağaya, kaplulum gibi.
devamını gör...

instagram'da ünlü takip edenlerin isyan etmesi durumu. ben hep belgesel hesaplarını takip ettiğim için benim karşıma hiç çıkmıyor.
devamını gör...

teorik bir durum üzerinden akıl yürütmeye çalışalım. şöyle ki; farz edelim güneş bir kara delik. güneş'in schwarzschild yarıçapının 3 kilometre olduğu tahmin edilmekte olduğundan, güneş'in yerine koyacağımız kara deliğin çapı 3 kilometre olurdu. peki bu durumda bu kara delik dünyayı ve diğer gezegenleri yutabilir miydi ?

bu sorunun cevabı aslında hayır desek yanılmış olmayız. çünkü bu çaptaki bir karadeliğin dünyayı yutması için, bizim ona 3 kilometre uzaklıkta olmamız gerekir ya da yörüngemizin ona doğru yol alıyor olması lazım. herkesin bildiği şu bilgiye göre; kara deliklerin olay ufkuna girilmediği sürece tamamı ile zararsız yapılardır. teoriyi sürdürmeye devam edecek olursak; dünya kara deliğe 3 kilometre yakın olursa ne olur ? bu durumda kara deliğin kütle çekim alanında olduğumuzdan, inanılmaz büyüklükte gel gitler oluşur. bu devasa gel gitlerin etkisine dayanamayan dünya bir anda patlayarak parçalara ayrılır ve patlamadan geriye kalıp savrulan parçalardan kalanlar da kara deliğe düşer. bu olaya gel git çarpılma olayı denir. bu olay o kadar kısa sürede gerçekleşir ki; siz dünya üzerinde olduğunuz için sadece çok güçlü bir parlaklık ve ışık görürsünüz. sonrasında her şey ve siz yok olursunuz. fakat 1 kilometre dahi uzaklaşınca kara deliğin olay ufkundan ayrılmış oluyoruz ve kütle çekiminin etkisine girmiyoruz. durum yalnızca kara deliğin olay ufkuna girip girmemekten ibaret.

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

son olarak, şunu da belirtmek isterim ki; güneş'e olan uzaklığımız 150 milyon kilometre kadardır. bu uzaklık sayesinde, galaksimizin merkezinde bulunan süper kütleli kara delik sagittarius a* dahi güneş'in yerinde olsaydı sadece merkür'ü yutabilirdi. güneş'in yerinde olması gereken kara deliğin çapının 51 milyon güneş kütlesinde olması gerekir. çünkü sagittarius a* bile sadece 4.4 milyon güneş kütlesi çapında. sonuç olarak güneş'in yerinde bir kara delik olduğunda bizi içine çekmez ancak güneş olmadığı için çok fazla ısı kaybı yaşanır. bu yüzden dünyada yaşam son bulacaktır. bunun da çözümünü bulabilirsek eğer bir kara deliğin etrafında yaşanması mümkün.
devamını gör...

mahalle baskısını mizahi bir şekilde anlatırken hem güldüren hem de düşündüren bir eser. 1957 yılında yayınlanmış aziz nesin’in bu eserinde aradan onlarca sene geçmesine rağmen aynı zihniyetin halen devam ettiğini görüyoruz.
friedrich nietzsche’nin “kim namus ve ahlâk şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o' dur” sözünün mizahi kanıtıdır bu kitap.
70 yaşın üzerindeki hacı mesut ile dünya güzeli gencecik maide evlenirler. bu evlilik muhafazakar görünümlü mahallenin kadınları ve erkekleri tarafından kabul görmez.
namus abidesi görünümlü mahallenin kadınlarının tek konusu dedesi yaşındaki bir ihtiyarla evlenen maide’dir.
-hiç saçından sakalından da mı utanmaz! bu yaşta herif, torunu yaşında kıznan evlenir miymiş!
- esmacım yetmişinden sonra azanı teneşir paklar.
-ben size birşey söyliyeyim mi, komşular. hacı mesut olacak herif bu genç kıznan başa çıkamıyacak.
- işte nah buraya yazıyorum. siz de daima mim koyun. ferdane dediydi dersiniz. bu kız mahallenin bütün erkeklerini, hem vallahi, hem billahi baştan çıkarmazsa, gelin beraber yüzüme tükürün...
- gül gibi kızmış. parası için varmış bu moruğa...
mahallenin ahlak zabıtası görünümlü erkeklerinin tek konusu ise maide’nin güzelliğidir.
- maide denen kız çiçeği burnunda. körpe badem... çıt diye kopar, yut...
- insan yetmişinden sonra evlenirse, konu komşu yardımıyla mutlak çocuk sahibi olur.
- işiniz iş gene... bekâr erkeklere gün doğdu... (maide'yi işaret ederek) mahallenin kısmeti geliyor.
karılarını evden çıkartmayacak derecede kıskanç olan mahallenin erkekleri sırf maide'yi görmek için karılarını zorlayarak hacı mesut’a götürmekte sakınca görmezler. bu ziyaretler sırasında mahalleli çok önem verdikleri manevi değerleri bir köşeye bırakırlar. hacı mesut’un amacı ise çok farklıdır.
devamını gör...

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
tarihin sıfır noktası olarak adlandırılan göbekli tepe, 1995'te harald hauptmann önderliğinde başlatılan çalışmalar ile, insanlığın ilk yerleşik hayata geçtiği dönemde yani mö. 10 binli yıllarda inşa edildiği bulgularla kanıtlandı. çünkü buğdayın ilk izleri burada bulundu ve tarihin ilk ibadethanesi /tapınak olarak kabul ediliyor. tabi insanlığın ilk yerleşik hayata geçtiği yer burası olduğu için adem ve hava'nın buraya gönderildiğini düşünen bir kesimde mevcut.


göbeklitepe mısır piramitlerinden 7 bin 500 yıl daha önce yapılmıştır. neolitik dönemde inşa edilen göbeklitepe alnında bulunan dev şekilli (t) kayalar alana taşıyarak getirildiği tahmin ediliyor, bu nedenle tapınak olarak görülüyor ve bu bulgular insaların neolitik dönemde yerleşik hayata geçtiğini kanıtlıyor, göbeklitepe keşfedilmeden önce o dönemde hala avcılık ve toplayıcılık yaptığı ve göçebe olduğu düşünülüyordu.


bazı tarihçiler göre göbeklitepe'nin, ibadet yerinden daha çok bir sığınaktı. uzaklara göç eden insanların , bu bölgede dinlendiğini veya mola verdiğini düşünülüyordu . bu görüş de göbeklitepe’nin gizemini koruyan bir “barınak” olma özelliğini de taşıyor ama taşların üzerindeki çeşitli figürler bu fikirleri çürütüyor.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel


not : göbekli tepenin ismi 12 tepe olarak değişiyormuş.
devamını gör...

neye göre dandik? kime göre dandik? diye sorarlar adama.

herkes aynı zevke sahip olmak zorunda mı? adama güzel geliyordur beğenmiştir.

ama tabii kanımızda var başarılı olan her şeye bir şekilde b*k sıçratmak.

tanım: entrylerine fazla beğeni gelmediği için ağlayan yazar beyanı.*
devamını gör...

(bkz: hiç işim olmaz)

*
devamını gör...

sanırım @gomercan ile farklı bir maç izledik * ben sahada özellikle ikinci yarıda yokları oynayan bir fenerbahçe gördüm. artı fenerbahçe gerçekten kadere kısmete futbol oynuyor. taraftarın stadı tepeleme doldurmuş istediğin erken golü de bulmuşsun ama nafile. kafası kopuk tavuk gibi oynuyorsun. kaldı ki, bu maçta beşiktaşlı futbolculara karşı yapılan sertliğin haddi hesabı yok. yığınla es geçilen kart var. beşiktaş ikiyi bulduktan sonra bu sertliğe karşılık verdi. verir vermezde kartlar çatır çatır geldi. son dakika da, batman o golü yazsa fenerbahçe için daha hayırlı olurdu. cılız istifa sesleri yerine daha sert bir tepki gelirdi ve taraftar rüyadan uyanırdı. bir de ben bu kimi çözemedim. yahu arkadaş bu adam anadolu takımları ile oynanan maçlarda bana stoper görüntüsü vermemişti ki bunu daha öncede söyledim. galatasaray maçında bir baktım adam taş gibi stoper, sonra hoop yine yerlerde. bugünse gayet iyi top oynadı. muamma bir adam. bir defans oyuncusu için olmaması gereken bir özellik, günü gününü tutmuyor bu koreli kardeşimizin.

artı bu maçta necip sakatlandıktan sonra serdar oyuna girdi ve beşiktaş altyapısından 3 oyuncu ile derbide mücadele etti. bu çocuklar 2 sene önce as takım idmanlarına göz ucuyla imrenerek bakıyorlardı. bu beşiktaş için öyle ya da böyle kazanımdır. ersin'i de aslında iyi analiz edememişsiniz. çocuk bir kaç pozisyonda bildiğiniz heyecanlandı, stres oldu, topu oyuna sokamadı. tabiri caizse topu oyuna sokmaya paçası yemedi * baskıyı kaldıramadı bugün. ondan sonra da saçmaladı resmen. ama komik olan şu ki, maçın ağırlığını kaldıramayan bu çocuğun kalesine adam gibi top gelmedi. pancu bile zamanında daha çok yorulmuştu. maçın ikinci yarısında böyle bir beşiktaş karşısında hiç bir varlık gösteremeyen fenerbahçe'den bu saatten sonra hiç bir cacık olmaz. beşiktaş ise en azında önder hoca ile bir şablon oynamaya çalıştı. ayağı yere daha sağlam basan takımdı. kişisel hatalar olmasa -ki biri vidalarını iyice gevşeten vidanın hatası- fenerbahçe beşiktaş karşısında neredeyse pozisyon üretemeyecekti.

uzun lafın kısası gomercan'ın totemini görmüştüm ama cevap yazacak imkan hasıl olmamıştı. zamanında kadıköy'de kalecisiz kazanan beşiktaş, bugün de teknik direktörsüz kaybetmez diyecektim öyle de oldu * gazozuna oynansa da derbi derbidir. fena maç olmadı. umarım yönetim önder hoca ile sezonu tamamlar ve gelecek sene getireceği hocayı şimdiden belirleyip, takımı dışarıdan izlemesi noktasında bir karar alır. çünkü bu genç çocuklar bize lazım. hele şu ekonomik ortamda her takıma bu tarz gençler lazım. onların dilinden en iyi anlayacak adam da önder hoca. bırakalım, bu sene hepsini güzelce bir pişirsin de önümüzdeki senenin planlaması ona göre yapılsın.

fenerbahçeli kardeşlerimiz bu seri işlerini severler, 2 senedir evinizde beşiktaş'ı yenemiyorsunuz, yoksa yeni bir seri yapmaya mı karar verdiniz? * böyle iyi umarım bu seriye devam edersiniz *
devamını gör...

insan haklarına çok düşkün olan, bazı ülkelerin etnik halklarına çok önem veren avrupa birliği, katalan'ların ne istediğini, referandumun sonucunu önemsemedi.
devamını gör...

bir deliydi mahallemiz ilaçlarını içmeyi unutmuş
mahallenin sapığı mantosunun önünü açıp
düşlerinin pul pul dökülen derisini gösterirdi leman'a
minör hayatların majör depresyonu,
eklem yerlerinde iyileşmezdi egzama.
ay sedefe yakalanmış yüzüyle
saklanırdı bulutların arasında
aniden açılan bir bavuldan
sokağın ortasına, tekerlenerek çıkardı sonra.

fazla sıkmaktan kopmuş diş telleri sarkardı ağzımızdan
dükkan çoktan senindi bizde ahenk kalmış olsa.
komşulaar... komşular! yetişin ritmimi bozdular.
"sus kııııızz somyanın yayı mı fırladı bir tarafına..."

mahallemizde her şey grafiti sanatına hizmet ediyordu
sprey boya kusardı duvarlarımız sabahları
"çöp tenikesini orozpu karı gibi gezdirme lan"

şiir şiir olalı böyle şiirsizlik görmemişti.**


ellerimlen yazdım.*
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim