devamını gör...

kleopatra'nın ebedî aşkı(!) olan jül sezar abimizin ikinci veya üçüncü(bu konuda ihtilaf vardır) karısı. tabi 5 yıl sonra boşandılar. şimdi ben hikayeyi duyunca çok güldüm. bakın boşanma olayları şöyle gerçekleşiyor;

beyler bayanlar yıl m.ö. 62. pompeia'nın evinde bir festival düzenlendi. bu festival kadın festivali, yani erkekler gelemez. publius clodius pulcher isimli politikacı, kadın kılığında gizlice eve sızıp, herkesin gözü önünde pompeia ablamızı taciz etti.... bu arada adam daha 29-31 yaşlarında. neyse sonra adam yakalanmış, mahkum edilmiş. duruşmada sezar, clodius aleyhinde bir delil sunamamış ve adam serbest bırakılmış.

bunun üzerine sezar şöyle demiş:

benim karım hakkında hiçbir şüphe bulunmamalıdır.

sonra da karısından boşanmış. yani sinirlerim bozuldu bakın, sinirden güldüm. ey sezar, senin sevdiğin o kleopatra, tarzan'ın daldan dala atladığı gibi erkekten erkeğe atlamış, sen bir de çıkıp, benim karım hakkında şüphe bulunmamalı diyerek kadından mı boşanıyorsun. bak sen ahlaksız herife....

pompeia'nın boşandıktan sonraki hayatı bilinmese de, publius vatinius ile evlendiği öne sürülmüştür. mutluluklar bacım. gerçi çoktan öldün ama yine de mutluluklar....

bu arada sezar'ın söylediği "benim karım hakkında hiçbir şüphe bulunmamalıdır" sözü, sezar'ın karısı şüpheden uzak olmalı diye bazen kullanılan saçma sapan bir atasözünün oluşmasına yol açmıştır.
devamını gör...

o da bir şey mi? ben daha göndere basmadan alıyorum! *
devamını gör...

aklımın almadığı olay. haftanın 6 günü, günde 8 saat çalışmaya kim ikna etti dünyadaki insanlığı? ilk kim dedi ''günün yarısını çalışarak geçirelim'' diye? hadi biri dedi, kimler onayladı? kesin almanlar yapmıştır. çalışmaktan zevk alıyor adamlar. ama çalışma şartlarının da adabını biliyorlar. örnek alan ülkeler sadece kötü yanlarını alıyor.
devamını gör...

erkan oğur'un seslendirdiği güzel türkülerimizdendir.

devamını gör...

(bkz: şiddet)
devamını gör...

yunanca kökenli kelimedir. bizi üzen acıtan ve mutsuzluk veren durumlarla ilgili hayal kurmak anlamına gelmektedir. rahatsız edici hayal gücüne sahip olma durumu.
devamını gör...

türkiye'de inançsızların oranı hala küçük bir yüzde olsa da konda'nın araştırmalara göre bu oran geometrik olarak büyüyor gibi görünüyor. ateistlerin oranı 1'den 3'e çıkarken dindar muhafazakarların oranı korkunç derecede azalmış durumda. internetin, şehirleşmenin ve eğitim seviyesinin artması, köyden kente geçen ailelerin ikinci ve üçüncü nesilde tamamen şehirleşmesiyle bu oran daha da artacaktır.

20 yıllık akp iktidarı da müthiş bir katalizör görevi gördü. milli görüşçülere normalde oy vermeyen merkez sağ seçmen, 2001 krizinin ve yolsuzlukların da etkisiyle "bunlar çalmaz" diyerek akp'de konsolide oldu fakat gelinen nokta çalma konusunda doktora yapmış bir suç ve mafya şebekesi. bu işin süsü ise hep "allah, kitap, muhammed" oldu. medya ile bunu ne kadar kontrol etmeye çalışsalar da insanlar ilk elden hergün tecrübe ediyor. "alnı secdeye giden adam çalmaz" diye oy veren ebeveynlerinin aksine gençlerin günümüzde hiçbir ümidi yok. en basitinden memuriyet için dahi yandaş olmaları ya da torpil bulmaları gerekiyor. sonuç olarak iş bulamayan, karnını doyuramayan, evlenemeyen kitleler var ortada ve öfkeliler. aptal değiller. "allah-kitap-muhammed" üçgeniyle kafalandıklarının farkındalar. medya manipülasyonuna son derece açık olan ebeveynlerinin aksine kanmıyorlar. deist ve ateist oluyorlar. en kötü ihtimalle dini ritüelleri bırakıyorlar.

demografik yapı değişiyor, bundan kaçış yok. iktidarın ülkeyi zorla islamlaştırma çabası da bundan ileri geliyor. fakat görülüyor ki o da geri tepiyor. bu işler her yerde böyle. bugün iran'da molla rejimi çökse bir tane kapalı kadın kalmaz.
devamını gör...

ekonomide hem devletin hem de özel sektörün faaliyet içerisinde olduğu bir sistemdir. özellikle 1929 büyük buhranı (kapitalizmin krizi) toplam efektif talebin yetersizliği ile birlikte ekonomiye devlet müdahalesinin gerekli olduğunu öne süren john maynard keynes tarafından ortaya atılmıştır. bundan önemli ve meşhur kitabı 1936'da basılan istihdam, faiz ve paranın genel teorisi kitabında bahseder.
devamını gör...

nerede olduğu henüz bilim insanlarınca keşfedilmeyen kule.

(bkz: bir barta kulesi üstünde babamın öldüğü yaştayım)
devamını gör...

uzun yazılmış metni içi dolu zannedip okumaya başlayıp, okumayı bitirdikten sonra söylenilen söz.
devamını gör...

o kadar karma 30 gün için miymiş? tüh.
devamını gör...

arkadaştan alınan ufak bir kötü haberle az biraz üzülmüş, her şeyin güzel olacağına inanan, güzel günlerin geleceğini bilen ancak şimdilik o kadar umutlu değil gibi.

ne eksik ne fazla tam tamına turgut uyar'ın aşağıdaki şiiri gibi hissediyorum;

"evet, önümüz bahardır biliyorum.
leylaklar açacak biliyorum,
kiraz da çıkacak yakında.
iyi şeyler söylemek de gerek biliyorum.
sevgilim, güzelim, bir tanem biliyorum da
şimdilik bağışla.."
devamını gör...

öğretmenliğimin ilk yılı. bir öğrenci beni baya çileden çıkarmıştı, karşımda zincir sallayıp üstüme yürüyecek kadar. çocuğu tutup dışarı attım ama sinirden titriyorum. o sırada bir arkadaşa denk gelip sınıfa bakmasını rica ettim. yangın merdivenine çıkıp sigara yaktım, ağlaya ağlaya içtim.
devamını gör...

honeyland (bal ülkesi), eski usullerle arıcılık yapan hatice'nin, yaşadığı ücra köye taşınanlarla karşılaşmasını ve bu tanışma sonrası yaşadığı sorunları gözlemliyor.

film, güçlü ekolojik mesajının yanı sıra bir kadının merkezde olduğu hikayesi ile dünya çapında beğeni topladı.

aynı zamanda hem belgesel hem de uluslararası film dalında aday gösterilen ilk yapım olarak tarihe geçti. belgeselin hikayesini daha dikkat çekici yapan ise neredeyse kaza eseri başlamasıydı.

makedonya'lı yönetmenler tamara kotevska ve ljubo stefanov, kısa bir doğa belgeseli için dağlık bir alanda araştırma yapıyordu. çekim yaptıkları sırada, yabani bal arılarının kovanları ile karşılaştılar. bu kovanlar onları, avrupa'nın son yaban arıcılarından olan hatice ile tanıştırdı. hatice, nesiller boyunca aktarılmış olan yöntemlerle yabani bal elde ediyordu.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yönetmenlerin, delice bir macera olarak tanımladığı çekimler, yaz sıcakları ve kış ayazı arasında 3 yıl sürdü. montaj masasında geçen bir yılın sonunda, ilk filmlerini ellerine aldılar.

devamını gör...

beğeni konusunda oldukça bonkör olan kafa sözlük yazarı.
sevgiler. :))
devamını gör...


zülfü livaneli’nin yazdığı, ikinci dünya savaşı sırasında yahudi soykırımından kaçmaya çalışan çiftin hikayesini, yıllar sonra istanbul'a gelişiyle struma gemisi'ni yeniden gündeme getiren profesör maximilian wagner'in gözünden anlatan romandır.

oldukça etkileyici bir hikayesi var.
devamını gör...

mümkünse devlet adamı olmayanı.
devamını gör...

phantom leg syndrome olarak da bilinir. phantom leg olarak anılmasının nedeni ise
1866 yılımda atlantic monthly george dedlow'un (the case of george dedlow) hikayesi adlı kısa hikaye yayınladı. bu kısa hikayenin kahramanı sivil savaşta yaralanan dedlow'du . ellerini ve bacaklarını kaybeden deadlow hissettiği dayanılmaz acıyı tarif ediyor ve "bu eksik parçaların gerçek varlığından uzak tutulan fikir o kadar mükemmeldi ki, bazen onların yokluğuna inanmakta zorlandım" diyordu.
tarihçiler sivil savaş döneminde cerrahların 30 binden fazla kişinin bacaklarını ampüte ettiğini tahmin etmekte. buradan
buradan
silas weir mitchell sivil savaşta uzuvlarını kaybedenlerle yaptığı klinik araştırmalarda askerlerin hepsi aynı hissi tanımlıyordu. kayıp uzuvlarını hala hissetmeleri ve bazen duydukları dayanılmaz acı. mitchell bu dönemde yaptığı araştırmaları ınjuries of nerves and their consequences adıyla yayınladı. buradan
bu sendroma uzuvlarını kaybeden insanlarda rastlandığı gibi uzuvlarını kaybeden hayvanlarda da rastlanmaktadır. bacağını kaybeden köpeklerde bu konuda yapılan pek çok araştırma bulunmakta.
hayalet uzuv sendromunun tedavisinde ağrı tedavisinin yanı sıra terapiler uygulanmaktadır. yine terapi köpekleri özellikle çatışmalarda uzuvlarını kaybeden askerlerin hayalet uzuv sendromu ve ptsd ( travma sonrası stres bozukluğu) sorunlarının terapisinde kullanılmaktadır.
devamını gör...

renkli gözlü insanların dünyayı rengarenk gördüğünü sanmak.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli portakal radyo renk modu sözlük kütüphanesi online yazarlar kulüpler yazarak kitap kazan puan tablosu sıkça sorulan sorular yönetim kadrosu istatistikler iletişim