yazar: yorgo seferis
orijinal adı: mythistorema
yayım yılı: 1935
yunan mitolojisinden ve modern yaşamdan imgelerle yazılmış bu şiir kitabı, varoluş, tarih, kimlik ve hafıza gibi temaları sorgularken, güçlü bir anlatıma sahiptir.
orijinal adı: mythistorema
yayım yılı: 1935
yunan mitolojisinden ve modern yaşamdan imgelerle yazılmış bu şiir kitabı, varoluş, tarih, kimlik ve hafıza gibi temaları sorgularken, güçlü bir anlatıma sahiptir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 24.06.2024 10:59 tarihinde açılmıştır.
1.
yunan şiirinin en önemli isimlerinden yorgo seferis'in yazmış olduğu ve cevat çapan tarafından dilimize çevrilmiş 33 sayfadan oluşan şiir kitabı; ben de kitabımı cevat çapan çevirisinden okudum.
öncelikle kitap kısaltılmış mı yoksa sadece 33 sayfa mı orasını bilemem ama 33 sayfa için kim kitap yazmaya tenezzül eder ki?
şiirler ve çeviri hakkında fikrimi belirtmem gerekirse şiirler sanki yunanca değil de türkçe yazılmış gibi profesyonel çevrilmiş, başka dile çevrilince özünü yitirmemiş, çevirmenin işini iyi yapmasını ve şiirin yapısını aynen korumasını sevdim.
şiirler genellikle karamsar ve hüzünlü bir tonda yazılmış, ayrılık, ölüm, veda, birine bağlanmak, bağın koparılması sonucu yaşanan derin keder, yas tutmak, aidiyet duymak ya da duymamak gibi konularda kaleme alınmış.
bazı şiirlerinde giden sevgiliye karşı bir acı da sezilir gibi bir izlenim de yok değil.
betimlemeler de fena değildi, şiirlerdeki sone havasını sevdim, keskin ve felsefik oluşu da iyiydi.
hayata dair çarpıcı hislerin şiirselleştirilmesini beğendim.
kitapta yunanca orijinaline yer verilmemiş ama ana dilinden okumak da gerektiği kanaatindeyim.
kendini tanıyacaksa ruh, diyorlardı, bir başka ruhun derinliklerine bakması gerek.
üzgünüm bir yudum bile içmeden bıraktığım için koca bir ırmağın
akıp gitmesini parmaklarımın arasından.
taşa gömülüyorum şimdi.
kırmızı toprakta küçük bir çam
tek can yoldaşı bana kalan.
sevdiğim ne varsa kayboldu.
öncelikle kitap kısaltılmış mı yoksa sadece 33 sayfa mı orasını bilemem ama 33 sayfa için kim kitap yazmaya tenezzül eder ki?
şiirler ve çeviri hakkında fikrimi belirtmem gerekirse şiirler sanki yunanca değil de türkçe yazılmış gibi profesyonel çevrilmiş, başka dile çevrilince özünü yitirmemiş, çevirmenin işini iyi yapmasını ve şiirin yapısını aynen korumasını sevdim.
şiirler genellikle karamsar ve hüzünlü bir tonda yazılmış, ayrılık, ölüm, veda, birine bağlanmak, bağın koparılması sonucu yaşanan derin keder, yas tutmak, aidiyet duymak ya da duymamak gibi konularda kaleme alınmış.
bazı şiirlerinde giden sevgiliye karşı bir acı da sezilir gibi bir izlenim de yok değil.
betimlemeler de fena değildi, şiirlerdeki sone havasını sevdim, keskin ve felsefik oluşu da iyiydi.
hayata dair çarpıcı hislerin şiirselleştirilmesini beğendim.
kitapta yunanca orijinaline yer verilmemiş ama ana dilinden okumak da gerektiği kanaatindeyim.
kendini tanıyacaksa ruh, diyorlardı, bir başka ruhun derinliklerine bakması gerek.
üzgünüm bir yudum bile içmeden bıraktığım için koca bir ırmağın
akıp gitmesini parmaklarımın arasından.
taşa gömülüyorum şimdi.
kırmızı toprakta küçük bir çam
tek can yoldaşı bana kalan.
sevdiğim ne varsa kayboldu.
devamını gör...