garip psikolojik rahatsızlıklar
başlık "örnek vatandaş" tarafından 22.11.2020 20:14 tarihinde açılmıştır.
21.
bağımlılık bağımlılığı. tıp literatüründe bir ismi var mıdır bilmiyorum. kişi sürekli bir şeylere bağımlı kalmak ister. sigarayı bıraksa alkole bağlanır, alkolü bıraksa video oyunlarına bağlar kendini. o olmasa sevgiliye bağlar. sevgiliyi bıraksa spora bağlar. hayatında her daim en az bir bağımlılığı vardır.
devamını gör...
22.
münchausen by proxy sendromu
ilk duydugumda garipsemiştim.olayımız özetle şu:
genellikle annelerin yakalandığı/ taşıdığı bir hastalık..evet yanlış duymadınız annelerin..
çocuklarını gizli şekilde yavaş yavaş öldürüyorlar.çocuklar genellikle doktorların saptayamadığı bir sebepten sürekli hastalanıyor ve hastanelik oluyorlar.tabi olayın ana öznesi anneler kurban rolünü oynayarak çocuklarının hastalığına üzülüyormuş gibi tavır takınıyor.çocuklar sonunda ölüyor ( eğer anne yakalanabilirse, kurtulma şansları vardır muhtemelen.) baya baya cocugun hayatı, ona bakan doktorların elinde yani.
peki sebep ne derseniz?
okuduklarıma göre, sanırım ana sorun “ ilgi odağı” olmak.anne cocugunun üstünden ilgi ihtiyacını tatmin ediyor.etrafa cocugunu düşünen, onun için parçalanan anne imajı çiziyor ve herkesten içinde bulunduğu durum sebebiyle ilgi+ şefkat görüyor.. tabi olan cocuklara oluyor..bildiğiniz bu dümdüz hastalık arkadaşlar.. psikolojik bir vaka bu insanlar.
özellikle doktorların bu konuda hassas olması gerekiyor çünkü toplumda pek yaygın bilinen bir hastalık türü değil.özellikle düzenli , sık sık hastalık sebebi/ iddiası ile hastaneye getirilen cocugun dosyasının, doktorlar tarafından takip edilmesi ve gerekirse yetkililere haber verilmesi gerekiyor.hastalığın teshisi zor konuyormuş bu sebeple doktorların özellikle bu tip durumlarda ebeveynlere cok dikkat etmesi gerekiyor. arayın polisi gelsin , çekinmeyin.gerisi polisin+ sosyal hizmetlerin sorumluluğunda.yanılabilirsiniz ama yanılmıyorsanız, hayat kurtarabilirsiniz.
bu hastalık ayrıca cocuk istismarı olarak geçiyor..hatta üzerine son dönemde yapılmış bir film dahi var.. adı : run..
american horror story izleyenler varsa bilir, sara paulson baş rolde oynuyor.daha detaylı inceleme için google’dan en başta yazdığım isimle aratabilirsiniz.
hemşireler/ doktorlar, özellikle acil serviste görev alanlar/ cocuk doktoru olanlar mümkünse bu yazdığıma dikkat etsin ve akıllarının bir köşesinde hep tutsunlar.
ana konu: sık sık hastalandığı için hastaneye getirilen cocuk.şüpheli: anne.( tabi baba da olabilir ama sanırım anne daha baskın)
ilk duydugumda garipsemiştim.olayımız özetle şu:
genellikle annelerin yakalandığı/ taşıdığı bir hastalık..evet yanlış duymadınız annelerin..
çocuklarını gizli şekilde yavaş yavaş öldürüyorlar.çocuklar genellikle doktorların saptayamadığı bir sebepten sürekli hastalanıyor ve hastanelik oluyorlar.tabi olayın ana öznesi anneler kurban rolünü oynayarak çocuklarının hastalığına üzülüyormuş gibi tavır takınıyor.çocuklar sonunda ölüyor ( eğer anne yakalanabilirse, kurtulma şansları vardır muhtemelen.) baya baya cocugun hayatı, ona bakan doktorların elinde yani.
peki sebep ne derseniz?
okuduklarıma göre, sanırım ana sorun “ ilgi odağı” olmak.anne cocugunun üstünden ilgi ihtiyacını tatmin ediyor.etrafa cocugunu düşünen, onun için parçalanan anne imajı çiziyor ve herkesten içinde bulunduğu durum sebebiyle ilgi+ şefkat görüyor.. tabi olan cocuklara oluyor..bildiğiniz bu dümdüz hastalık arkadaşlar.. psikolojik bir vaka bu insanlar.
özellikle doktorların bu konuda hassas olması gerekiyor çünkü toplumda pek yaygın bilinen bir hastalık türü değil.özellikle düzenli , sık sık hastalık sebebi/ iddiası ile hastaneye getirilen cocugun dosyasının, doktorlar tarafından takip edilmesi ve gerekirse yetkililere haber verilmesi gerekiyor.hastalığın teshisi zor konuyormuş bu sebeple doktorların özellikle bu tip durumlarda ebeveynlere cok dikkat etmesi gerekiyor. arayın polisi gelsin , çekinmeyin.gerisi polisin+ sosyal hizmetlerin sorumluluğunda.yanılabilirsiniz ama yanılmıyorsanız, hayat kurtarabilirsiniz.
bu hastalık ayrıca cocuk istismarı olarak geçiyor..hatta üzerine son dönemde yapılmış bir film dahi var.. adı : run..
american horror story izleyenler varsa bilir, sara paulson baş rolde oynuyor.daha detaylı inceleme için google’dan en başta yazdığım isimle aratabilirsiniz.
hemşireler/ doktorlar, özellikle acil serviste görev alanlar/ cocuk doktoru olanlar mümkünse bu yazdığıma dikkat etsin ve akıllarının bir köşesinde hep tutsunlar.
ana konu: sık sık hastalandığı için hastaneye getirilen cocuk.şüpheli: anne.( tabi baba da olabilir ama sanırım anne daha baskın)
devamını gör...
23.
değişik malzemeleri yiyen insanlar.
alçı, reçine, plastik vs.
alçı, reçine, plastik vs.
devamını gör...
24.
boya yemek.
(bkz: vincent van gogh)
(bkz: vincent van gogh)
devamını gör...
25.
misofonya:
yabancı literatürde “misophonia” olarak bilinen rahatsızlık, dilimize mizofoni hastalığı olarak çevrilmiştir. seslere karşı aşırı hassasiyet olarak tanımlanan misophonia, bazı tıp kaynaklarında seçici ses duyarlılığı sendromu olarak da geçmektedir. hasta birey sakız çiğneme, nefes alma, tırnak kesme, koklama, ağız şapırdatma, horlama, ıslık, öksürük, esneme, yürüme, konuşma, yemek yeme ve hatta diş fırçalama gibi günlük yaşamda sıkça karşılaşılabilecek seslerden rahatsız olmaktadır. ilk defa 2001 yılında jastreboff adlı bilim adamı tarafından tanımlanan misophonia hastaligina sahip kişi çevresel seslerden duyduğu rahatsızlık nedeni ile zamanla sosyal hayattan uzaklaşır ve yalnızlaşmaya başlar.
yabancı literatürde “misophonia” olarak bilinen rahatsızlık, dilimize mizofoni hastalığı olarak çevrilmiştir. seslere karşı aşırı hassasiyet olarak tanımlanan misophonia, bazı tıp kaynaklarında seçici ses duyarlılığı sendromu olarak da geçmektedir. hasta birey sakız çiğneme, nefes alma, tırnak kesme, koklama, ağız şapırdatma, horlama, ıslık, öksürük, esneme, yürüme, konuşma, yemek yeme ve hatta diş fırçalama gibi günlük yaşamda sıkça karşılaşılabilecek seslerden rahatsız olmaktadır. ilk defa 2001 yılında jastreboff adlı bilim adamı tarafından tanımlanan misophonia hastaligina sahip kişi çevresel seslerden duyduğu rahatsızlık nedeni ile zamanla sosyal hayattan uzaklaşır ve yalnızlaşmaya başlar.
devamını gör...
26.
herkes bana aşık sanmak.
devamını gör...
27.
(bkz: feminizm)
devamını gör...
28.
kleptomani - çalma hastalığı
bireyin, hiçbir ihtiyacı olmadığı halde maddi gücünün yeteceği başkasına ait olan parasal değeri düşük nesneleri çalma dürtüsüne karşı koyamamasıdır.
bireyin, hiçbir ihtiyacı olmadığı halde maddi gücünün yeteceği başkasına ait olan parasal değeri düşük nesneleri çalma dürtüsüne karşı koyamamasıdır.
devamını gör...
29.
örnek veriyorum eğer birinin kolu yanımda kırılırsa yaklaşık 10 sn boyunca kolum acıyor sanki benim kolum kırılmış gibi hissediyorum.
devamını gör...
30.
hele bazı rahatsızlıklar var ki o durumda olan kişiler "ben deliyim" demiyorlar da deliliklerine havalı bir isim takıyorlar.
devamını gör...
31.
devamını gör...
32.
33.
34.
pareidolia
kişinin cansız nesneleri ya da soyut görüntüleri insan yüzüne benzetmesi, müzikte olmayan söz duymak gibi bir psikolojik rahatsızlıktır.
çok sık yaşarım doktora da gitmedik ölümcül değilmiş zaten
kişinin cansız nesneleri ya da soyut görüntüleri insan yüzüne benzetmesi, müzikte olmayan söz duymak gibi bir psikolojik rahatsızlıktır.
çok sık yaşarım doktora da gitmedik ölümcül değilmiş zaten
devamını gör...
35.
(bkz: cotard sanrısı) insanın kendini ölü sanması yürüyen ceset sendromu olarak da bilinir bu sanrıya sahip kişiler kanlarının donduğunu öldüklerini çürüdüklerini zanneder buna inanırlar hatta ölü olduklarını kanıtlamak için intihara bile kalkışabilirler.
devamını gör...
36.
bu kalbi midir ruhi midir bilmem lakin birileriyle bir şeylerimi paylaşmadığım zaman gelen bir rahatsızlık hissi var bende.
o böyle şeytan dürtmesi gibi kendini hissettirir ve sırtıma yapışmış gibidir. çok feci bir iç sıkıntısı oluşuyor, zorundaymışım gibi.
doktora gitsem senin sorunun yok senin veresin var der belki, terbiyesiz.
o böyle şeytan dürtmesi gibi kendini hissettirir ve sırtıma yapışmış gibidir. çok feci bir iç sıkıntısı oluşuyor, zorundaymışım gibi.
doktora gitsem senin sorunun yok senin veresin var der belki, terbiyesiz.
devamını gör...
37.
duvar kemirenler, alçı yiyenler var, bir de biriktirme yani istifçilik var.
aslında hepsinin psikolojik veya bedensel nedenleri var ama yine de garip.
tlc'de evler var. kadın/adam hiçbir şeyi atmamış. gerçi genelde kadınlar biriktiriyor. ama garajına kadar.
bir yerden sonra sanırım vazgeçemiyorlar ve daha da doğrusu yaşadığı konumu eski haline döndürecek gücü bulamıyorlar.
genelde hayatındaki insanları da kaybetme aşamasına gelebiliyorlar.
çok garip ve acı.
aslında hepsinin psikolojik veya bedensel nedenleri var ama yine de garip.
tlc'de evler var. kadın/adam hiçbir şeyi atmamış. gerçi genelde kadınlar biriktiriyor. ama garajına kadar.
bir yerden sonra sanırım vazgeçemiyorlar ve daha da doğrusu yaşadığı konumu eski haline döndürecek gücü bulamıyorlar.
genelde hayatındaki insanları da kaybetme aşamasına gelebiliyorlar.
çok garip ve acı.
devamını gör...
38.
depersonalizasyon bozukluğu.
bireyin kendine yabacılaşmasıdır. kendi varlığının gözlemcisi konumunda dışarıdan izler gibi, başka bir boyuttan kendine ve dünyaya bakmaktadır.
uzuvları dahi kendine yabancıdır. gerçekle bağı kopmaz, durumun anormalliğinin farkındadır ve anlam arayışını sürdürür. analiz edebilen beyinle, kopup gitmiş olan bilincin arafıdır.
delirme kaygısı ile birlikte dehşet duygusu da eşlik eder. iki boyut arasına sıkışmış gibidir.
bir tür cehennem.
bireyin kendine yabacılaşmasıdır. kendi varlığının gözlemcisi konumunda dışarıdan izler gibi, başka bir boyuttan kendine ve dünyaya bakmaktadır.
uzuvları dahi kendine yabancıdır. gerçekle bağı kopmaz, durumun anormalliğinin farkındadır ve anlam arayışını sürdürür. analiz edebilen beyinle, kopup gitmiş olan bilincin arafıdır.
delirme kaygısı ile birlikte dehşet duygusu da eşlik eder. iki boyut arasına sıkışmış gibidir.
bir tür cehennem.
devamını gör...
39.
kanofili: köpeklere cinsel ilgi duymak, onlarla cinsel ilişkiye de varan tensel ilişkiler kurmak.
devamını gör...
40.
okudukça şaşırtıcı bilgilerle karşılaştım. katkı sunan yoldaşları kutluyorum..yaşadığımız ülke ve koşullarda, psikolojik açıdan sağlıklı kalabilme şansına ve gücüne sahip olabilmenizi diliyorum..
malum siyasi genetiğimiz açısından çok iyi bir miras ve geleneğe de sahip değiliz maalesef..
malum siyasi genetiğimiz açısından çok iyi bir miras ve geleneğe de sahip değiliz maalesef..
devamını gör...