bakıldığında türkiye’de eğitim sistemi yıllardır gözle görülebilen ve emsal örneklerinin fazlasıyla bulunduğu büyük bir sorundur. öğrencilerin kişisel yeteneklerinin birçok kez hiçe sayılıp öğretilmek istenen müfredat ile verilen ezberci eğitim başta biz öğrenciler olmak üzere ülkemizin geleceği açısından göz ardı edilmemesi gereken bir sorumsuzluktur. evet, bir sorumsuzluktur diyorum. çünkü mevcut durumumuzu açıklayabileceğim kelimeler arasında en uygunu buydu. mesleğine âşık olmayan öğretmenler ders verip, bu mesleğe ve öğretmeye âşık olan öğretmenler atanamaz yahut iş imkanları sunulmaz ise geleceğimiz hakkında hiç güzel şeyler söyleyemeyeceğim. bugün kızıp bağırdığımız hatta önemsemediğimiz çocukların yarın bu ülkenin yönetiminde ve üretiminde söz sahibi olacağını birçok kez unutuyoruz.  

     peki ne yapmalıyız? öncelikle eğitimde tasarruf yapmayı katiyen kesmeliyiz. aksine eğitim için olan harcamaları bir nebze daha arttırmalıyız. asla zararını görmeyeceğimiz ve en mantıklı olan yatırım biçimidir bana göre. eğitimde hız kesmeden bir reform yapmalıyız. öğrencilerimize ezbere dayalı değil düşünceye dayalı bir eğitim vermeliyiz. bunun için 1. sınıftan itibaren felsefe dersi eklenmeli. sistematik düşünce biçimleri 1. sınıftan itibaren aşılanarak öğretilmeli ve bu yöndeki bir eğitim sistemi ile verim alınmalı. demokrasi ve vatandaşlık dersi getirilmeli. bu ülkede yaşayan her birey en küçük yaşlarından itibaren temel hak ve hürriyetlerini en iyi şekilde öğrenmeli, hak ve hürriyetlerine saldıranlara karşı omuz omuza cevap verebilmek için bunları kavrayabilmeli. mustafa kemal atatürk’ün düşünce ve fikirlerini en küçük yaşlarından itibaren benimseyebilmeli.        

türkiye’de tarih dersi ve tarih öğretmeni nasıl olmalıdır? ulusların tarihi şüphesiz geleceğe yön vermektedir. insanın hata yaparak öğrendiğini bildiğimize göre bir ülkenin yaptığı hatalardan ders çıkarması ve bu hataları tekrar yapmamak için ulusunu çok iyi okuması, öğrenmesi gerekmektedir. tarih öğretmenleri itina ile seçilmeli. seçilen öğretmenler orada ne için olduğunun bilincinde olmalıdır. öğretmek için gecesini gündüzünü katan tarihçilere ihtiyacımız var. öğrencisine sıkılmadan usanmadan defalarca anlatabilmeli doğruları. ulusunun yaptığı hatayı en doğru kaynaktan öğrencisine aktarmalı. öğrenci sağdan soldan duyduğu ecdadını aşağılayan sözlere inanmak yerine bu olayı araştırıp doğru bilgi ile cevap verebilmeli. bu bilinci aşılamakta en önemli görevlerden biriside tarih öğretmenlerimize düşüyor.    

  sonuca gelecek olursak eğitimde yapılması gereken yenilikler ve ideal öğrenci profili için yapılması gereken çalışmalarda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. bunlar bizleri geriye değil, çok çok ileri götürecektir. türk gençleri ecdadının kahramanlarını okuyup, kendinden sonrası nesiller için şanlı bir tarih yazmalıdır. yazımı başöğretmen, ulu önder mustafa kemal atatürk’ün şu sözleriyle bitirmek istiyorum. ‘’ eğitimdir ki, bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum olarak yaşatır ya da tutsaklığa ve düşkünlüğe sürükler.’’

-espinyel
devamını gör...
parti kur oy verelim.
devamını gör...
kitapları düzeltin kitapları. 15 ünite var 10 ünite osmanlı'nın siyasi tarihi. gerisi zaten sene sonuna denk geliyor kimsenin umrunda da olmuyor, sınav bile yapılmıyor bazen. o kadar dar ve sığ tarih kitaplarımız var ki aptal muamelesi görüyoruz resmen.
devamını gör...
(bkz: forumsal başlık)

(bkz: al bunu al al al)

edip: başlığın ilk hali direkt soru soruyordu. hatta ve hatta soru işareti vardı. *
devamını gör...
her şeyden önce tarih hocalarına bir eğitim verilmeli bence. adam gelmiş dünya savaşını anlatırken ya da osmanlı yıkılma sürecini anlatırken mustafa kemal atatürkü kötülüyor. ya da siyasi bir konu geçince malum partiyi övecek sözler söylüyor , alttan alta chp, mhp ve diğer partileri kötülüyor. sen eğitimcisin, mustafa kemal atatürkün var ettiği vatanda mustafa kemalin kahramanlıklarını anlatırken mustafa kemali kötülemek ne demek? yaptığı şeyleri eleştiriyor, her cümlesinde bence atatürk yanlış yaptı falan diyor. tarih normal bir ders gibi değildir benim gözümde. o yüzden çok farklı seviyorum tarihi. ama bir öğretmen tarih anlatıyorsa, tarihin birinci kuralı olan nesnellik hususuna dikkat etmelidir. ben senin hangi partiyi sevdiğini dinlemek zorunda değilim, ya da atatürkün hangi davranışlarını beğenmiyorsun bunlar beni ilgilendirmiyor. bana sadece nesnel olarak tarih anlat. biz de beynimiz yıkanmadan adam akıllı öğrenelim tarihimizi..
devamını gör...
öğretmenlik mesleğini sırtına yüklenmiş bir vatandaş olarak, gerek özel sektörde gerek devlet kurumlarında, gerek de birebir eğitim kurslarında gözle görülen alelade bir riyakarlık olduğunu söyleyebilirim. kaldı ki; eğitim müfredatını da sanıyorum kantinciler esnaf odası hazırlıyor. ne hedefler belli, ne kazanımlara yönelik bir program. nasıl ki; pandemi koşullarında bilim kurulu bilimsel verilere dayanarak konuştuktan sonra kararı siyasiler veriyorsa, aynı durumun eğitim için de geçerli olduğunu düşünüyorum. branşım gereği tarih konusuna çok girmeden daha çok türkiye'de öğretmenlik konusunda naçizane fikirlerimi belirteceğim.

öncelikle; asker kişiliğiyle ön plana çıkartılan, savaş kahramanlıkları konuşulan, "onu öyle yendi, bunu böyle dize getirdi" diye anlatılan mustafa kemal atatürk'ün "ben her şeyden önce öğretmenim" cümlesini kendime hayat mottosu olarak almış bir insanım. eğitim kavramının da ölene kadar süregelen bir eylem olduğu inancını benimsemiş olarak bu idealde kendimce gayret sarf etmeye çalışıyorum. günümüz şartlarında en çok üzüldüğüm husus; öğretmene en çok öğretmenin ket vurmasıdır. öğretmenlik, kazanç odaklı düşünüldüğünde meslek seçiminde, belki de fiyat/performans olarak son sıralarda yer alacak mesleklerdendir değerli yazarlar, şunu iyi anlayalım. maaş konusuna girmiyorum, ki eğitimcilerin aldıkları maaşları yetersiz bulmakla birlikte, bana sorsanız "ederi ne olmalı" diye, bir cevabım da yoktur. öğretmenlik, ideal meselesidir ve bu uğurda seçilecek bir hayat yoludur diyerek bu soruyu cevaplamış olayım. en büyük kazancı da -klişe gelecek biliyorum- bir şeyler öğretebilmiş olmanın mutluluğudur. ek olarak, öyle sanıldığı gibi de yaz aylarında 3 aylık bir tatil de söz konusu değildir, ki bu duruma da tamamen karşıyım zaten. 12 ayda 3 ay büyük kayıptır, eğitim açısından büyük zayiat.

başlıca meselelerden birisi; denetleme kurullarının, karar mercilerinin eğitimden yetişme kadrolar olmamasıdır. bir manavın, mesleki açıdan kendisini bir berberin yerine koyup empati yapması mümkün değildir ki, berber hakkında karar verecek yeterlilikte olsun. mevcut milli eğitim bakanından çok umutluydum açıkçası. sırf bu sebepten, kendisi öğretmenden yetişme bir bakan olduğundan. ancak her konuşmasında "sayın cumhurbaşkanımız uygun görürse yaparız" gibisinden laflar etmesiyle hayal kırıklığına uğramışımdır. bu da buradan sayın bakana bir eleştirim olsun. aynı şekilde müfredat kurullarının da, belli merkezlerden, daha öncesinde zaten belirlenmiş ve gönderilmiş olan müfredatları oluşturduklarını düşünüyorum. üstüne, "aman etliye sütlüye karışmayayım, bana bir şey olmasın" mantığıyla belli kalıplar içine hapsolarak, sorgulayıcı, girişken, cesur, entelektüel öğrenciler yetiştirmek yerine, bugün, yarın unutacak olsa da sınavı geçecek kadar cümle ezberleyip diploma denen kağıt parçasını almaya hak kazanan "içi boş robotlar" yetiştiren "devlet memuru" öğretmenlerimiz girince herkes bir şekilde geçinip gidiyor (!)
bu paragrafa ek olarak; doğan cüceloğlu'ndan savaşçı kitabını öneriyorum.

tarih derslerinde,
-atatürk 1881'de doğmuş, 1938'de ölmüştür
-atatürk'ün annesi zübeyde hanım,
-babası ali rıza bey
-kardeşi makbule hanım
konularının bir tık ötesine geçip "atatürk gibi düşünmek" üzerine kafa yorsak -hadi bize yetişmez belki ama- geleceğe güvenle bakan, hatta geleceği güvenle inşa eden gençler yetiştirebiliriz. ben bizzat, nutuk'un tam cildini okumadan okullarda türkiye tarihi dersi veren meslektaşlarımı tanıyorum. ağlar mısınız güler misiniz?
sevgili dostlar, sadece atatürk'ü okumak dahi bir ömür sürer, okumaktan vazgeçmeyin. gece gece bir yükseldim, mazur görün.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"türkiye’de eğitim ve tarih öğretmeni nasıl olmalıdır sorusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim