"kim takar* yalova kaymakamını?" sözüyle ağızlara pelesenk olmuş, günümüzde yalova artık il olduğu için bulunmayan makamdır.

bu sözün rivayetlere göre, birçok millete örnek olmuş yürüyen köşk ve yalı köşkün sahibi, yalova'yı çok seven ulu önder mustafa kemal'in yalova'ya ziyareti halk tarafından haber alındığı sıralar ortaya çıktığına inanılır.

rivayete göre, ilçeye yeni atanmış yalova kaymakamı, henüz tanınmadığı için halkın nabzını ölçmek için yalova sokaklarını gezmeye başlar. yolda gördüğü ayakkabı boyacısına ayakkabını boyatırken sorar:
-duydun mu yalova'ya yeni kaymakam atanmış
+kim takar* yalova kaymakamını be adam. gazi geliyor şehre gazi!

(bkz: hey maşallah)
(bkz: senin o ağzını yerim ben)
devamını gör...

4 5 yıl önce bir erkek arkadaşıma bir şey anlatıyordum. dikkatle dinliyor ve yüzüme bakıyordu. sonra lafımı yarıda kesip gözlerimin içine baka baka "çok çirkinsin" dedi. ben hiçbir zaman güzel olduğumu düşünmemiştim zaten ama o kadar içinden gelerek söyledi ki ben hayatım boyunca başka hiçbir şeye bu kadar kırıldığımı hatırlamıyorum. keşke dış görünüşümüzü bizler seçebiliyor olsaydık. hayat o zaman biz çirkinler için daha yaşanır olabilirdi.
devamını gör...

evet doğru o saatte mesaj atılması yanlış öğretmen haklı ama bir öğretmenin üslubu asla bu olmamalı. düzgünce uyarmak yerine sanki mahalle kavgası ediyormuş gibi çemkirmiş. müsait değilsen bakmazsın kimse zorlamıyor seni ya da düzgünce söylersin bu saatte mesaj atılmaz diye.
devamını gör...

hepsini toplayayıp kısıra dolmaya düşüresim var. kapının girişinde kolonya ile karşılayıp çaylar benden diyesim geliyor. notlarını bırakıp gidenlere arkadan el sallıyorum bazen bende misafirliğe gidiyorum evime yakın olanlara.bence eğlenceli niye bakmayayım ki.corona dan dolayı misafirlik anlayışımızda değişti işte. nickaltı övücülüğü konseyi
devamını gör...

annelerin yükü mümkün mertebe azaltılır.
devamını gör...

buraya kankam şevketi bırakıyorum
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...

allah aşkına gelme..
olduğun yerde dur..
kıpırdama bir yere..
nursuz..
devamını gör...

"şunun yediği herzeye bak" şeklinde söylenir genelde. b*k manasına da geldiğini duymuştum.
devamını gör...

1982 yılında essen'de kurulan alman thrash metal grubudur. ulan bu harikulade grubun başlığı niye açılmadı bu zamana kadar? vallahi yine sizi şiddetle kınıyorum ya. her neyse gelelim bu amcalarımıza. kendileri thrash metal dendi mi akla gelen ilk gruplardan olurlar çünkü bana göre tarzları dışına çıkmayan, işlerini hakkıyla yapan ve başarıdan başarıya koşan insanlar bunlar… tarihleri de eskidir, bu zamana kadar da yamulmuyorsam 33 tane albüm yapmışlardır.

tarihi eski olan gruplara genellikle üyeler katılır, ayrılır bunlar çok bilindik şeyler. kreator’dan da zaman zaman ayrılanlar katılanlar olmuştur. misal grubun eski üyesi olan roberto "rob" fioretti grubun kurucularındandır ama anlaşmazlık nedeniyle kurucusu olduğu gruptan 10 sene sonra ayrılmıştır. halbuki kreator’u kreator yapanlardan birisiydi, bayağı bi emek vermişti lakin ayrılmış işte. yalnız azizim adamın bir gitar çalışı var elinde oynatıyor adeta, şarkıyı şahlandırıyor, ahengine ahenk katıyor. bu adam nasıl unutulur be? unutulmaz tabi.

neyse grubun bir sürü güzel albümü var seçin beğenin alın ama ben şuraya favorim olanları koymak istiyorum; violent revolution, coma of souls, endless pain, endorama, enemy of god, hordes of chaos, violence unleashed, phantom antichrist gibi gibi. vallahi bu albümler on numara beş yıldızdır şiddetle tavsiye ederim thrash metal tutkunlarına, pişman olmazsınız yani.

grubun vokalinin ayrı güzel ses rengi var, bunu kreator hayranı olmayan azılı nu metalciler bile söyler çünkü adamın sesi ilginç derecede marilyn manson’a benziyor ya. bilmem bana öyle geliyor belki de.

dipnot: kendilerine groove metal, endüstriyel metal yapıyor diyenlere halt etmişsiniz diyorum. bal gibi de adamlar thrash metal yapıyorlar anasını satıyım. şarkılarını iyi dinleyin yeter. sevgiler saygılar olsun, keşke hep albüm yapsanız da dinlesek be… seviyorum sizi almanlar. *
devamını gör...

1951 yılında fransanın grad bölgesinde küçük bir köy olan pont-saint espritte 'lanetli ekmek olayı' meydana gelmiştir..
işinde gücünde olan bu insanlar ,birden bire delirmeye başladılar...beyinlerini etkileyen kimyasal bir maddeden dolayı gerçeklik algılarını yitirdiler. halüsinasyonlar görmeye başladılar... gıda zehirlenmesinin belirtilerini (kusma, düşük kan basıncı, halsizlik vb.) en şiddetli şekilde göstermeye başladılar.

derilerinin yandığını düşünerek kendilerini pencerelerden aşağı atanları mı istersin , peşinde insan yiyen bir kaplan olduğunu söyleyen bilinçsizce etrafta koşturanı mı ararsın... beyninin kırmızı yılanlar tarafından ele geçirileceğini düşünerek iki bacağı kırık olmasına rağmen sürünerek kaçmaya çalışanlarımı izlersin....
tam olarak 50 kişi kontrol edilemediğinden hastaneye yatırılmıştır...
7 kişi öldü...
300 den fazla kişide çeşitli hastalıklar gelişti!!!!

inanılmaz ama köpekler bile, taşları yemeye çalışırken dişleri kırıyor , ama taşları yemeye devam ediyordu....ördekler penguen gibi yürüyerek penguen sesleri çıkarıyordu!!!!

bazı insanlar ilahi sesleri duyduklarını tanrıyla yakınlaştıklarını söylüyordu....
yav kuzum allah aşkına neler oluyordu.....

tüm işaretler köy fırınını gösteriyordu..yapılan araştırmalar sonucunda ; claviceps purpurea- çavdar mahmuzu adı verilen ,çavdar veya benzeri tahıllarda yaşayan parazit bir mantar türünün bu deliryum ya da sanrılara hatta ve hatta ölümlere yol açabildiği sonucuna varmıştır...
bu çavdar mahmuzu çavdardan dolayı bir şekilde ekmeğe bulaşmış...bu ekmeği yiyen herkes ,köpekler ,kuşlar kim varsa delirmiştir...

olayın üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen halaa intiharlar devam etmiştir...
allah muhafaza böyle bir şeydir... bak
devamını gör...

~ baba kelimesinin çift anlamlı olduğunu biliyor muydunuz? ben düne kadar bilmiyordum mesela.

~ peki balık kafesi neye benzer?

~ erzak sayımı nasıl yapılmalıdır?

~ ayı görünce ölü taklidi yapanlardan mı yoksa marathona aday gösterilenlerden misiniz?

~ kebap mekanına gidip, makarnayla doyanlardan mısınız?

hepsi ve daha fazlası için şuraya bir çilekli link bırakıp, sizleri tavşan tuzağı kurarken bekliyor olacağız.
devamını gör...

süt dökmüş kedinin de keremyildiz olduğunu düşünüyorum. attık bakalım oltayı.
devamını gör...

para lazım mı?
devamını gör...

akıl hastası nurculardan oluşan bir topluluk. içi boş ilkokul seviyesinde argümanlar ile ateistleri müslüman yaparlar bunlar. yolda insanlara zorla mikrofon uzatıp tartışma kazanmayı haklı olmak zannederler. bu adamların kötü niyetli olduğunu şuradan anlayabilirsiniz , tıpkı zamanındaki adı lazım olmayan örgüt gibi şimdi de bunlar , istanbul’a , izmir’de , bursa’da şube açıp gençlerin beynini yıkarlar. hedefler genellikle üniversite gençlerdir. bakın şimdiden peşin peşin uyarıyorum , devletin bunları acil temizlemesi gerekiyor. ileride (bkz: zippodan çıkan çınn sesi) demişti dersiniz...
devamını gör...

türkiye türkçesine en yakın türk dillerinden biridir. gagavuz türkçesine örnek olarak aşağıdaki gagavuz türküsü okunabilir.

"oğlan oğlan kalk gidelim
granitza'nın boyunda koyun güdelim
ne güzel oğlan, yalabık çoban

oğlan'ın evi sarı samandan
o'na yaklaşamıcan tozdan dumandan
ne güzel oğlan, yalabık çoban

oğlan'ın sopası ceviz kökünden
yanına sakın gitme köpek sesinden
ne güzel oğlan, yalabık çoban

oğlan oğlan, boynuma dolan
şu elinlen saçından bana yap yorgan
ne güzel oğlan, yalabık çoban

oğlan oğlan, ne güzelsin sen
yandı üreğim eridi, bekledim seni
ne güzel oğlan, yalabık çoban"
devamını gör...

ötzi denilen bir adam var. bu adamın cesedi 1991 yılında alplerde bulunuyor. sıkı durun 5300 yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. günümüzden binlerce yıl önce de insanlar dağlara tırmanıyorlardı. tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9...

buna rağmen; dağcılık sporunun başlangıcı 1492 ye dayanır arkadaşlar.
antonie de ville; isimli, şovalye efendi, asker masker bir sürü sıfatı olan bu arkadaş, fransa kralı vııı charlese'in isteği üzerine dağlara tırmanıyor. aiguille zirvesine çıkan bu arkadaş böylelikle tarihe geçen ilk dağcılık faaliyetini yapmış oluyor.
ancak henüz ''dağcılık'' ok.
1834 yılında bir çoban alplere ikinci defa çıkıyor.
bu iki tırmanışın amacı farklı olduğundan dağcılık olarak adlandırılmıyor.
alplerin en yüksek zirvesi olan mont blanc diye bir dağ var, 4.792 m yükseklikte...
işte bu dağa 1786 yılında fransız dağcı michel pacard ve jacgues balmat tırmandı. bu bir başlangıç oldu ve zengin ve soylu aileler için keşfedilmemiş zirveleri keşfetmek izzetinefis meselesine dönüşmüştü.
o saatten sonra dağcılık bir spor, bir yarıştı. kısacası dağcılık 1786 tarihinden sonra başlamış alplerin zirvesi keşfedilmeye çalışıldığı için alpinizm olarak adlandırılmıştır.
yani dağcılığın bir diğer adı alpinizmdir.

bir ressam olan, edward whymper, güzel dağ manzaraları siparişleri için ilham almak amacıyla; 1865'te matterhorn zirvesine çıkmak için hazırlandı. 4478 metre olan zirveye tırmanırken 6 kişilerdi. 2 kişi döndüler dönenler arsında edward yoktu..
edit: idle isimli yazar arkadaşımız uyardı. edward burada ölenler arasında değilmiş. kendisine uyarısı için teşekkür ederim.
ip kopması sebebiyle, 4 kişi aşağı düşerek hayatını kaybetmiştir. en.wikipedia.org/wiki/Edwar...
bu olaydan sonra dağcılıkta; ekipman güvenliği işine de önem verilecek ve daha profesyonel bir hale gelecektir.

''
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel''
devamını gör...

yggdrasil'in aramızdaki kökü sanırım bu arkadaş, frigg de olabilir daha tam emin olamadım. gerçi ben balder olmadıktan sonra pek bişi fark etmiyor ama neyse?

bak ne dicem sayın yazar, olur da bir gün savaşa çıkman gerekirse haber ver, seni ginnungagap'a kadar takip etmeyen domestic ne olsun?

bak, bizim köyün türküsü..

devamını gör...

bugün itibariyle açtığım ve yazarlara bağımlılıkları için yardımda bulunmak istediğim başlık. alkol, sigara, madde, sosyal medya, telefon ve hatta nude bağımlılığı için herkesciklere yardım etmek istiyorum.

kampanya ile kısa ya da uzun vadede bağımlılıklarından kurtulmak isteyen yazarlara gerekli destek ve motivasyonu sağlayabileceğime inanıyorum. ihtiyacımız olan neye, hangi sıklıkla ihtiyaç duyduğumu saptamak ve onu azaltmaya çalışarak ortadan kaldırmak olacaktır. çünkü sahip olduğumuz her bağımlılık gerek güncel hayatımızı, gerekse ileri yaşam dönemlerimizde ki sağlığımızı etkileyen şeyler olduğu için bunları hem kendiniz hem de sevdikleriniz için bırakın derim. sevginin değiştiremeyeceği şey yoktur. yeter ki siz bunu kendiniz ve diğer sevdiğiniz kişiler için yapmaya göze alın.

yardımları dm üzerinden kişiye özel programlar şeklinde vermek isterim. herkesin bağımlılıkları ve dereceleri farklı sonuçta.

edit: sayın yazarlar lütfen amacı dışında kullanmayalım kampanyayı. kampanyam gönüllülük esaslı olup gerçek bağımlılıkları azaltmayı hedefliyor. yoksa kaderi falan yazamıyorum haberiniz olsun. ben de insanım. ultra şeyler beklemeyin lütfen. ek olarak listemize kumar bağımlılığını da eklemiş bulunmaktayım.

edit 2: çok güzel planlar yaptık 3 kişiyle beraber. umuyorum 3 hafta içinde hepsiyle çok güzel ilerlemeler kaydederiz. her akşam 9'da kendilerinden z raporlarını alacağım. şimdiden hepsine canı gönülden başarılar diliyorum.
devamını gör...

benim canım yavrum ne kadarda misafirperver.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
annecim azcık sevebilir miyim? azcık öpüp koklayabilir miyim? minicik ısırabilir miyim? biraz yutsam azıcık küçücük lütfen.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

ev kalabalık. bety ve casper ara ara görünüp genelde saklanıyorlar. kuşları görmediler bile. biraz tedirgin biraz meraklılar.

cokcok hep dibimizde. o da sevsin beni bu da sevsin beni modunda. ara ara kuşlara miyuvv atıyor. hayır annecim yemek değil o o kardeş diyorum. kabul ediyor gibi görünüyor ama yok inatla havayı kokluyor, koşturuyor belki bana verirler mi acaba diye hevesleniyor. ikna edeceğiz sanırım.
devamını gör...

ya yazmayayım bu başlığa, ekmek vermeyeyim bu söylemi gündeme getirenlere diyordum ama dayanamıyorum artık. hakaretler gırla, homofobiklik övünç kaynağı olmuş, duyarlı insanlar "sjw" diye etiketlenmiş, politik duruşları yüzünden bazı kişiler faşistçe yaftalanmış.

muhalif hareketi asıl baltalayan kişiler bu söylemi ağızlarına pelesenk etmiş olanlardır. lgbti+ topluluğundan bir kişinin protestoda olması kimseyi rahatsız etmemeli, homofobikler haricinde. gökkuşağı bayrağı hepimizin altında toplanabileceği bir bayrak, bu kadar korkmayın. ayrıca hdp'li tayfa kısmına gelirsek de, birilerinin halay çekerek protesto etmesi sizi neden kudurtuyor anlayamıyorum. sorun ne burada; herkes kendi kimliğiyle, kendi fikirleriyle, kendi duruşlarıyla orada. iktidarın ekmeğine yağ sürüyor, o yüzden rahatsız oluyoruz diyorsunuz ya, bu bir yalan, kendinizi kandırıyorsunuz. sizler de o rahatsız olanlardan olduğunuz için iktidara hak veriyorsunuz bu konularda. dışlamak istiyorsunuz onları, görmezden gelmek istiyorsunuz. ne yazık ki nefretiniz sevginizden büyük, acıyorum halinize.

ayrıca burada protesto yok şöyle olmalıdır, yok böyle olmalıdır diye ahkam kesenlerin kaçının gördüğü haksızlıklar karşılığında bir protestoya katıldığını merak ediyorum. tanımadığınız bir insanın hakkını savunmak için biber gazı yediniz mi? portakal gazı kullanan polislerle karşı karşıya geldiniz mi? hedef alınarak plastik mermiyle vurulan masum bir insanı gördünüz mü? şunu anlamıyorsunuz, birleşmemiz gereken şey insanlık, sadece insanlık. bu kadar.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim