iii.osman
50 yıldan fazla kafes hayatı yaşadığı için, tahta sağlıklı bir biçimde oturamayan osmanlı padişahı.
zaten fazla hüküm süremeyip erken yaşta vefat etmiştir.
zaten fazla hüküm süremeyip erken yaşta vefat etmiştir.
devamını gör...
dragan dzajic
dünya futbol tarihinin en iyi sol ayaklarından biridir. basketbol denince ilk akla gelen ülkelerden biri olan ve dünya basketboluna bir çok yıldız isim kazandıran sırbistan’ dan başarılı futbol takımları ve unutulmaz futbolcular da çıkmıştır. bu futbolculardan belki de en ünlüsü olan dragan dzajic, 30 mayıs 1946’ da şimdiki adıyla sırbistan eski adıyla yugoslavya sosyalist federe cumhuriyeti’ nin başkenti belgrad’ ın 60 kilometre güneyinde yer alan ub kasabasında dünyaya gelmiştir.
bazı futbol otoritelerince dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol açığı olarak kabul edilen dragan dzajic, kızılyıldız ve bastia gibi kulüp takımlarının yanısıra, yugoslav milli takımında da yer almıştır. dzajic 18 yaşından 33 yaşına kadar milli formayı 85 kez giyerek yugoslavya için bir rekorun sahibi de olmuştur. dzajic milli forma altında 23 gol kaydetmiştir. 1960’ ların ortalarından 1970’ lerin ortalarına kadar futbol sahalarında fırtına gibi esen dragan dzajic beckenbauer, pele gibi futbol efsaneleriyle karşılıklı da oynamış ve onları kendisine hayran bırakarak övgülerine mazhar olmuştur.
1974 te, kupa galipleri kupasında ingiliz devi liverpool ile eşleşen kızılyıldız, dzajic’ in liverpool defansını darmadağın ettiği her iki maçı da 2-1 kazanmıştı. 1968 avrupa futbol şampiyonasında, yarı finalde bir önceki dünya kupası şampiyonu ingiltere’ yi 1-0 yenerek adını finale yazdıran yugoslavya’ nın tek golü dzajic’ ten gelmişti. breitner ve netzer’in real madrid’ de oynadığı dönemde dzajic’ in real madrid’ e transferi gündeme gelmişti ancak bu transfer bir türlü gerçekleşmemişti. dzajic kendisi de bu konuda hiç açıklama yapmadığı için bu konu hep bir sır olarak kalmıştır.
crvena zvezda yani kızılyıldız’ ın ve yugoslav milli takımının efsane kaptanı, ve dünya futbolunun unutulmaz ismi dragan dzajic, 1978’ de yeşil sahalara veda etmiştir. 1998'de kızılyıldız kulüp başkanlığına getirilen dzajic, 2004' te sağlık problemleri dolayısıyla görevini bırakmıştır.
bazı futbol otoritelerince dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol açığı olarak kabul edilen dragan dzajic, kızılyıldız ve bastia gibi kulüp takımlarının yanısıra, yugoslav milli takımında da yer almıştır. dzajic 18 yaşından 33 yaşına kadar milli formayı 85 kez giyerek yugoslavya için bir rekorun sahibi de olmuştur. dzajic milli forma altında 23 gol kaydetmiştir. 1960’ ların ortalarından 1970’ lerin ortalarına kadar futbol sahalarında fırtına gibi esen dragan dzajic beckenbauer, pele gibi futbol efsaneleriyle karşılıklı da oynamış ve onları kendisine hayran bırakarak övgülerine mazhar olmuştur.
1974 te, kupa galipleri kupasında ingiliz devi liverpool ile eşleşen kızılyıldız, dzajic’ in liverpool defansını darmadağın ettiği her iki maçı da 2-1 kazanmıştı. 1968 avrupa futbol şampiyonasında, yarı finalde bir önceki dünya kupası şampiyonu ingiltere’ yi 1-0 yenerek adını finale yazdıran yugoslavya’ nın tek golü dzajic’ ten gelmişti. breitner ve netzer’in real madrid’ de oynadığı dönemde dzajic’ in real madrid’ e transferi gündeme gelmişti ancak bu transfer bir türlü gerçekleşmemişti. dzajic kendisi de bu konuda hiç açıklama yapmadığı için bu konu hep bir sır olarak kalmıştır.
crvena zvezda yani kızılyıldız’ ın ve yugoslav milli takımının efsane kaptanı, ve dünya futbolunun unutulmaz ismi dragan dzajic, 1978’ de yeşil sahalara veda etmiştir. 1998'de kızılyıldız kulüp başkanlığına getirilen dzajic, 2004' te sağlık problemleri dolayısıyla görevini bırakmıştır.
devamını gör...
normal sözlük tahmini ne zaman büyür sorusu
büyümese de olur azizim. yeter ki kaliteli olsun. yazarlar önce insan olmayı sonra tartışmanın da bir adabı olduğunu bilsin yeter ki.
devamını gör...
bengaripsengüzeldünyaumutlu ile dünyadan uzak
sözlük yazarlarının geçen haftanın etkisinden kurtulamayıp nostaljik kopmalar yaşattığı yayın.
lakin aldığım istihbarata göre modern zamanlara da geçecekmişiz.*
lakin aldığım istihbarata göre modern zamanlara da geçecekmişiz.*
devamını gör...
gündoğmuş belediye başkanı'nın yaptığı açıklamalar
senin kafan yanmış kardeşim.
köy insanı onlar. sizin gibi paraya tamah etmezler.
aylık gelirleri ve giderleri eşittir. yaşadıkları ev babalarından kalmadır. muhtemelen pek çoğu o evlerde çocukluğunu geçirmiştir. o evin yanması o insanların anılarını yakmaktır, gerçi siz anlamazsınız.
neyse sizin anladığınız dilden de konuşalım.
idare hukukunda sosyal risk ilkesi denen bir ilke bulunur. buna göre terör eylemlerinden kaynaklı zarara uğramış insanlar, devlete tazminat davası açıp, zararını faiziyle devletten alabilirler.
yani yok öyle, insanların hakkını gasp edip; gasp edilmeyen kısmı lütuf olarak göstermeye çalışmak.
köy insanı onlar. sizin gibi paraya tamah etmezler.
aylık gelirleri ve giderleri eşittir. yaşadıkları ev babalarından kalmadır. muhtemelen pek çoğu o evlerde çocukluğunu geçirmiştir. o evin yanması o insanların anılarını yakmaktır, gerçi siz anlamazsınız.
neyse sizin anladığınız dilden de konuşalım.
idare hukukunda sosyal risk ilkesi denen bir ilke bulunur. buna göre terör eylemlerinden kaynaklı zarara uğramış insanlar, devlete tazminat davası açıp, zararını faiziyle devletten alabilirler.
yani yok öyle, insanların hakkını gasp edip; gasp edilmeyen kısmı lütuf olarak göstermeye çalışmak.
devamını gör...
maske takmanın olumlu yönleri
güneş gözlüğüyle kombinlendiğinde etrafa 'sizden nefret ediyorum!' enerjisi verilebiliyor.
devamını gör...
mezuna kalmak
çoğu kişinin hayal edip de giremediği yerler tutarken tıp fakültesi için ben de tekrar sınava girmek istemiştim. mezuna kalmak, yerleşememek ya da her neyse. kavramlara çok takılmamak gerekiyor bence burda. 17 bin siralama ile tercih vermeyen arkadaşım da vardı. şimdi bu kişi yerleşememiş mi oluyor?
bu konu ile ilgili sorusu olan olursa da yardımcı olmak isterim ayrıca. çünkü insan acaba olur mu falan filan derken psikolojik olarak çok ciddi bir sınav veriyor bu süreçte. şunu da akıldan çıkarmamak gerekir ki istemediğin bir bölüme yerleşip daha sonra pişman olmaktansa istediğin bölüm için bir sene beklemek her zaman çok daha mantıklıdır.
bu konu ile ilgili sorusu olan olursa da yardımcı olmak isterim ayrıca. çünkü insan acaba olur mu falan filan derken psikolojik olarak çok ciddi bir sınav veriyor bu süreçte. şunu da akıldan çıkarmamak gerekir ki istemediğin bir bölüme yerleşip daha sonra pişman olmaktansa istediğin bölüm için bir sene beklemek her zaman çok daha mantıklıdır.
devamını gör...
lan bırak (yazar)
gerçekten de "neden bu nick?" diye sormadan edemiyorum. yorumlama gücünü, fikir üretme yetisini bir kilometreden belli eden başka bir nick olmalıydı zira kelimelerini ve cümlelerindeki yalın anlatımı biliyorsanız ne demek istediğimi de biliyorsunuz demektir.
iyi ki var gerçekten, okuyacağım bölüm konusunda da çok güzel bakış açıları sundu bana. teşekkür ediyorum. umarım hep yazar da bilgisinden mahrum etmez. *
iyi ki var gerçekten, okuyacağım bölüm konusunda da çok güzel bakış açıları sundu bana. teşekkür ediyorum. umarım hep yazar da bilgisinden mahrum etmez. *
devamını gör...
sünbülzade vehbi
ağırlıklı olarak rücû tarzı eserler vermiş, oldukça ilginç bir şiiriyle (aşağıda vereceğim şiiri) tanınan 18. yüzyıl divan edebiyatı şairi.
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devletin resmi yazışmalarını düzenleme görevi, anlatım ve yazı konusundaki yeteneği nedeniyle kendisine verilen vehbi, mali işlerle ilgili görevler de yapmıştır. ı. abdülhamid tarafından iran'a elçi olarak gönderildiğinde, bağdat valisi ile bir anlaşmazlık yaşar ve idamına karar verilir. ancak daha sonra affedilir.
divan, münşeât, tuhfe-i vehbî, şevk-engiz, nuhfe-i vehbî ve lutfiye-i vehbî, bilinen eserleridir.
***
tüm bu eserlerin yanında onu tanımamızı sağlayan en önemli şiiri odur ki, rivayete göre padişahın ona "öyle bir şey yaz ki, ilk satırını okuduğumda seni öldürmek, ikinciyi okuduğumda ödüllendirmek isteyeyim." demesiyle yazılmıştır. ortaya çıkan şey budur:
azm-ü hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü can.
lal-ı şarab içirem ve ıslatıp geçirem,
parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahşan.
eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
lale ile sümbülü kâkülüne nevcivan.
diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
salınarak giderken arkandan ben sokayım,
ard eteğin beline, olmasın çamur aman!
kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revan.
öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
düşmanının bağrına hançerimi nâgehan.
eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.
herkese vermektesin, bir de bana versene
avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.
sen her dâim gelesin, ben vehbi'ye veresin,
esselamun aleyküm ve aleykümesselam..
devamını gör...
sinemaya gitmek
tek başıma da yaptığım için fazlaca özgüvenli olduğumu öğrendiğim eylem. bir insanın tek başına sinemaya gidebilmesi için tabi ki özgüven sahibi olması gerekir başka ne olacaktı?
oysa ki 'sinemada izlenmesi gereken filmler' katagorime giren (bkz: tenet) için sinemaya gittiğimden, hele ki şu covid döneminde, aslında biraz saf olduğum kanısına varmıştım ama yoo baya özgüvenliymişim işte.
oysa ki 'sinemada izlenmesi gereken filmler' katagorime giren (bkz: tenet) için sinemaya gittiğimden, hele ki şu covid döneminde, aslında biraz saf olduğum kanısına varmıştım ama yoo baya özgüvenliymişim işte.
devamını gör...
banyodan çıkınca bornozla oturmak
rahatlatır. bir de hafiften uykun gelir, mayışırsın.
devamını gör...
türkiye'de yaşayamam diyenlerin bilet paralarını vermek
itmesene kardeşim!!!
en ön benim, itme!!!
geç sıraya!!!
alooo! kaynak yapmayın tek sıra!!!
en ön benim, itme!!!
geç sıraya!!!
alooo! kaynak yapmayın tek sıra!!!
devamını gör...
murat soner
son dizi bükücü.
devamını gör...
normal sözlük çürük portakallar
şimdi size kesitten önce bir masal anlatacağım.
bir zamanlar bir sözlük varmış. büyümesi inanılmaz hızlı olmuş ve sürüyle limon hasatı yapılmıştır. çok fazla limon hasatının bakımı haliyle zor olmuş ve çürük limonlar ortaya çıkmaya başlamıştır. çürük limonların kronik rahatsızlıkları varmış. bu rahatsızlığın adı toksik. nedir bu toksiklik peki.
sürekli nefret kusan, daima olumsuz olan, kendi dışında diğer kişileri de dibe çekenlerdir.
bu çürük limonlar eskiden sorun çıkartmayacak kadar azınlıktaydı. çürük limonlar diğer sağlam limonlara bu hastalığı bulaştırmaya başlamış ve bu tarlada çürükleri görmemek imkansız olmuştur. inanılmaz bir toksik kitlesi oluşmuş ve önüne çıkan her başlığı ezerek yok etmişlerdir. bu durum artık kontrol edilecek durumda değildir. sonuçta çürük hasatlar için koca bir tarlayı feda edecek değillerdi.
—————————————————————-——
hikayemiz bittiğine göre şimdi kesit vakti. klavyelerinizi bırakın, arkanıza yaslanın, yorumlarınızı ihmal etmeyin. iyi seyirler.
buradan izleyebilirsiniz
bir zamanlar bir sözlük varmış. büyümesi inanılmaz hızlı olmuş ve sürüyle limon hasatı yapılmıştır. çok fazla limon hasatının bakımı haliyle zor olmuş ve çürük limonlar ortaya çıkmaya başlamıştır. çürük limonların kronik rahatsızlıkları varmış. bu rahatsızlığın adı toksik. nedir bu toksiklik peki.
sürekli nefret kusan, daima olumsuz olan, kendi dışında diğer kişileri de dibe çekenlerdir.
bu çürük limonlar eskiden sorun çıkartmayacak kadar azınlıktaydı. çürük limonlar diğer sağlam limonlara bu hastalığı bulaştırmaya başlamış ve bu tarlada çürükleri görmemek imkansız olmuştur. inanılmaz bir toksik kitlesi oluşmuş ve önüne çıkan her başlığı ezerek yok etmişlerdir. bu durum artık kontrol edilecek durumda değildir. sonuçta çürük hasatlar için koca bir tarlayı feda edecek değillerdi.
—————————————————————-——
hikayemiz bittiğine göre şimdi kesit vakti. klavyelerinizi bırakın, arkanıza yaslanın, yorumlarınızı ihmal etmeyin. iyi seyirler.
buradan izleyebilirsiniz
devamını gör...
geceye bir bilgi bırak
bir spastiğin bir spastiği tanıması 4 saniye sürer.
devamını gör...
çocukken hayal edilen tanrı şekli
küçük bir çocukken tanrıyı imam gibi ama daha şaşalı giyinmiş, elinde mikrofon olan sert mizaçlı biri olarak hayal ederdim. tabi büyüyünce hayal ettiğim tanrının aslında diyanet işleri başkanı olduğunu anladım. çocukluk işte.

ramazan günleri iftara doğru trt'de çiçeklerin ve doğanın gösterildiği üç-beş dakikalık dua okunan sesin de allah'a ait olduğunu zannederdim ki kendisi de dublaj sanatçısı nur subaşı imiş

ramazan günleri iftara doğru trt'de çiçeklerin ve doğanın gösterildiği üç-beş dakikalık dua okunan sesin de allah'a ait olduğunu zannederdim ki kendisi de dublaj sanatçısı nur subaşı imiş
devamını gör...
pandora'nın kutusu
yunan mitolojisindeki "bütün kötülükleri sebebi kadındır" temalı efsanenin eşyasıdır. pandora antik yunan'da ilk kadın olarak kabul edilir. prometheus ateşi tanrılardan çalıp insanlara verdiği için zeus tarafından cezalandırılır. çalıntı mal almaktan insanlığı da suçlayan zeus, bir kutuya tüm kötülükleri koyarak pandoraya çeyiz diye verip epimetheus*a yollar. sonra ilk görüşte aşk. evlenirler falan. akabinde pandora dayanamaz ve açar kutuyu salar kötüyü. kutudaki herşey çıktıktan sonra şöyle bi dibini sıyırdıklarında kutudan en son umut çıkar. onu da selene'e verirler korusun diye.
devamını gör...


