serkan yetkin
trt sporda yayınlanan spor manşet programının sunucusudur.
bir program sunucusunun sahip olması gereken en önemli özelliklerden bir tanesi güzel ve etkileyici bir ses tonudur. serkan yetkin bu özelliğe sahip. programı izlerken kendine has ses tonu programdan daha büyük bir keyif alınmasını sağlıyor.
diğer bir özellik hitabet yeteneğidir. anlatmak istediğini kısa ama anlamlı bir şekilde anlatabilmektir. serkan yetkin buna da sahip. anlatmak istediğini eğip bükmeden, doğrudan ama şımarıklık da yapmadan, farklı olmaya çalışmadan, belki de bu yüzden farklı olarak anlatıyor.
ama serkan yetkin’in takdir edilmesi gereken şeyler bence mesleki yeterlilikleri değil. bunlar zaten olması gerekenler. kötü örnekler çok fazla olduğu için serkan yetkin öne çıkıyor sadece. asıl mevzu serkan yetkin’in bünyesinde barındırdığı akıl almaz sabır.
çünkü serkan yetkin kendisinden daha önce bir tanımla bahsettiğim cem dizdar ile yapmakta spor manşet programını. bazı kahramanlar pelerin takmaz demek geliyor programı her izlediğimde. cem dizdar’ın her yoruma itiraz etmesi, her soruya kızması, durmadan fırça atma hazırlığında olmasına rağmen serkan yetkin gayet sakin, saygılı ve soğukkanlı bir şekilde göğsünde yumuşatıyor her saldırıyı.
böyle sunucuların daha fazla olmasını diliyorum.
bir program sunucusunun sahip olması gereken en önemli özelliklerden bir tanesi güzel ve etkileyici bir ses tonudur. serkan yetkin bu özelliğe sahip. programı izlerken kendine has ses tonu programdan daha büyük bir keyif alınmasını sağlıyor.
diğer bir özellik hitabet yeteneğidir. anlatmak istediğini kısa ama anlamlı bir şekilde anlatabilmektir. serkan yetkin buna da sahip. anlatmak istediğini eğip bükmeden, doğrudan ama şımarıklık da yapmadan, farklı olmaya çalışmadan, belki de bu yüzden farklı olarak anlatıyor.
ama serkan yetkin’in takdir edilmesi gereken şeyler bence mesleki yeterlilikleri değil. bunlar zaten olması gerekenler. kötü örnekler çok fazla olduğu için serkan yetkin öne çıkıyor sadece. asıl mevzu serkan yetkin’in bünyesinde barındırdığı akıl almaz sabır.
çünkü serkan yetkin kendisinden daha önce bir tanımla bahsettiğim cem dizdar ile yapmakta spor manşet programını. bazı kahramanlar pelerin takmaz demek geliyor programı her izlediğimde. cem dizdar’ın her yoruma itiraz etmesi, her soruya kızması, durmadan fırça atma hazırlığında olmasına rağmen serkan yetkin gayet sakin, saygılı ve soğukkanlı bir şekilde göğsünde yumuşatıyor her saldırıyı.
böyle sunucuların daha fazla olmasını diliyorum.
devamını gör...
tanrının size verdiği en önemli yetenek
vicdanın dibiyim..
devamını gör...
normal sözlük arama çubuğu fasiliteleri
-- amme hizmetidir --
bazı yazar arkadaşlarımızın bazı özelliklerini bilmediği için sözlüğü kullanırken zorlandığını farkettim. bu sebeple arama çubuğumuzdaki bazı özelliklerden bahsetmek istiyorum
başlık arama:
çubuğa dümdüz bir metin yazdığınızda sadece başlıkları arar ve yanında çıkan (12) şeklindeki ifade başlıktaki aktif tanım sayısını gösterir. tıkladığınızda ise başlığa gider. olmayan bir başlık aradığınızda;
- entera basarak
- büyüteç butonuna tıklayarak
- sonuç kutusunda 'başlık bulunamadığı, açmak için tıkla' kısmına tıklayarak
başlığa gidip, altına tanım girerek başlığı açabilirsiniz.
yazar arama:
arama çubuğuna bir mahlası başında @ işareti koyarak ararsanız (örn: @kafa), mahlası kafa ile başlayan yazarlar listelenir. tıklamanız durumunda da profil sayfasına yönlendirilirsiniz. parantez içindeki rakam yazarın aktif tanım sayısını göstermektedir.
tanım numarası ile tanıma gitmek:
bu tamamen gizli bir özellik olup şu şekilde kullanılır. numarasını bildiğiniz bir tanımı başına iki adet # koyarak yazıp, entera/büyüteç butonuna bastığınızda o tanıma ait adrese gidebilirsiniz.
örn: ##100
bazı yazar arkadaşlarımızın bazı özelliklerini bilmediği için sözlüğü kullanırken zorlandığını farkettim. bu sebeple arama çubuğumuzdaki bazı özelliklerden bahsetmek istiyorum
başlık arama:
çubuğa dümdüz bir metin yazdığınızda sadece başlıkları arar ve yanında çıkan (12) şeklindeki ifade başlıktaki aktif tanım sayısını gösterir. tıkladığınızda ise başlığa gider. olmayan bir başlık aradığınızda;
- entera basarak
- büyüteç butonuna tıklayarak
- sonuç kutusunda 'başlık bulunamadığı, açmak için tıkla' kısmına tıklayarak
başlığa gidip, altına tanım girerek başlığı açabilirsiniz.
yazar arama:
arama çubuğuna bir mahlası başında @ işareti koyarak ararsanız (örn: @kafa), mahlası kafa ile başlayan yazarlar listelenir. tıklamanız durumunda da profil sayfasına yönlendirilirsiniz. parantez içindeki rakam yazarın aktif tanım sayısını göstermektedir.
tanım numarası ile tanıma gitmek:
bu tamamen gizli bir özellik olup şu şekilde kullanılır. numarasını bildiğiniz bir tanımı başına iki adet # koyarak yazıp, entera/büyüteç butonuna bastığınızda o tanıma ait adrese gidebilirsiniz.
örn: ##100
devamını gör...
dandik üniversiteler kapatılmalıdır sözündeki dandik üniversiteler
2000 sonrası açılan üniversitelerin tamamı kapatılmalıdır.
vakıf üniversitelerinin de tamamı kapatılmalıdır. eğitim parayla satılamaz. devletin bir vazifesi de yurttaşlarına eğitim vermektir ki bu en mühim vazifedir.
vakıf üniversitelerinin de tamamı kapatılmalıdır. eğitim parayla satılamaz. devletin bir vazifesi de yurttaşlarına eğitim vermektir ki bu en mühim vazifedir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının birbirlerini övmesi
yadsınamaz bir gerçektir.
yıllardır profesyonel bir sözlük okuyucusu olduktan sonra* kafa, benim ilk sözlük yazarı deneyimini tattığım bir mecra oldu. başlarda bu nickaltı övgü muhabbeti hemen dikkatimi çekti. "aa, ne kadar kibar insanlar, güzel ifadelerle beğendikleri yazarları motive ediyorlar." demiştim. ilk kez sözlük yazarı olan kişilerin de bu klişeye dahil olmasıyla birlikte bu "övgü yarışı" bambaşka bir noktaya ulaştı.
bir süre sonra, kendimce yaptığım gözlemlerden çıkardığım sonuca göre, aslında gerçekten kıymetli yazarlar için başladığını düşünüdüğüm bu övgü işinde, ipin ucunun çoktan kaçırılmış olduğunu fark ettim. öyle ki, bazı yazarların bir diğerini överken kullandıkları cümleleri görünce, cıvık olarak nitelendirebileceğim bu yazarları, sanki smokin giymiş, önünü iliklemiş de öyle yazıyor gibi tahayyül etmeye başladım.
hatta yazarların pek çoğu, birbirlerini överken basmakalıp sözler kullanmaktan bile kaçınmamaya başladı. birbirini tekrar eden övgüler peş peşe yığılmaya başlayınca, bu işin samimiyetini sorgulamak durumunda kaldım. çünkü bazı yazarlar, bir başkasını överek kendini ön plana çıkarmaya çabalıyor gibiydi. her sosyal mecrada olduğu gibi burada da "tık"* alma hevesinin, nitelik ve kaliteyi talan ettiğine tanıklık ettikten sonra bu hususu fazla önemsememeye başlayıp, akışına bıraktım.
hatta başlarda irrite olduğum bu övgü yarışında benim kafamı rahatlatan olay, seri artı oy veren melekler oldu. parmağıyla ekranda bulunan bazı piksellere seri bir şekilde dokunmayı becerebilen kişilerin övgülere mazhar olduğunu gördükten sonra, bu işin samimi bir beğeniyi ifade etmekten çok, sözlük içi lobicilik olduğunu fark ettim. yeni yazarlar, bir süre takıldıktan sonra bu beğeni-övgü-takip lobiciliğini tecrübe edebilirler. belki de bu zaten sosyal medyanın doğasında olan bir şeydir, kullanmadığım için ben yeni fark etmiş olabilirim.
kimseye nereye, ne yazacaklarını tembihleyecek değilim. istediklerini yazıp çizebilirler. istedikleri yazarların tanımlarını okumadan beğenebilirler. karşılığında o yazarların içi boş övgülerinden tatmin olabilyorlarsa, ne mutlu onlara. ancak dışarıdan bakılınca bence* komik duruma düştüklerinin farkında değiller.
epeydir bu konuda söyleyeceklerimi biriktirip bir anda patlattıktan sonra, son sözüm de bu konudan rahatsızlık duyan yazarlara gelsin. burası kamuya açık bir platform, çeşit çeşit yazar var ve hepsi kuralları ihlal etmeden istediklerini yapmakta özgürler.* o yüzden şu övmüş şu beğenmiş gibi detaylara çok takılmayın. beğendiğiniz yazarlar için tabii ki övgü dolu tanımlar girin ama bunu yaparken... neyse siz daha iyisini bilirsiniz.
yıllardır profesyonel bir sözlük okuyucusu olduktan sonra* kafa, benim ilk sözlük yazarı deneyimini tattığım bir mecra oldu. başlarda bu nickaltı övgü muhabbeti hemen dikkatimi çekti. "aa, ne kadar kibar insanlar, güzel ifadelerle beğendikleri yazarları motive ediyorlar." demiştim. ilk kez sözlük yazarı olan kişilerin de bu klişeye dahil olmasıyla birlikte bu "övgü yarışı" bambaşka bir noktaya ulaştı.
bir süre sonra, kendimce yaptığım gözlemlerden çıkardığım sonuca göre, aslında gerçekten kıymetli yazarlar için başladığını düşünüdüğüm bu övgü işinde, ipin ucunun çoktan kaçırılmış olduğunu fark ettim. öyle ki, bazı yazarların bir diğerini överken kullandıkları cümleleri görünce, cıvık olarak nitelendirebileceğim bu yazarları, sanki smokin giymiş, önünü iliklemiş de öyle yazıyor gibi tahayyül etmeye başladım.
hatta yazarların pek çoğu, birbirlerini överken basmakalıp sözler kullanmaktan bile kaçınmamaya başladı. birbirini tekrar eden övgüler peş peşe yığılmaya başlayınca, bu işin samimiyetini sorgulamak durumunda kaldım. çünkü bazı yazarlar, bir başkasını överek kendini ön plana çıkarmaya çabalıyor gibiydi. her sosyal mecrada olduğu gibi burada da "tık"* alma hevesinin, nitelik ve kaliteyi talan ettiğine tanıklık ettikten sonra bu hususu fazla önemsememeye başlayıp, akışına bıraktım.
hatta başlarda irrite olduğum bu övgü yarışında benim kafamı rahatlatan olay, seri artı oy veren melekler oldu. parmağıyla ekranda bulunan bazı piksellere seri bir şekilde dokunmayı becerebilen kişilerin övgülere mazhar olduğunu gördükten sonra, bu işin samimi bir beğeniyi ifade etmekten çok, sözlük içi lobicilik olduğunu fark ettim. yeni yazarlar, bir süre takıldıktan sonra bu beğeni-övgü-takip lobiciliğini tecrübe edebilirler. belki de bu zaten sosyal medyanın doğasında olan bir şeydir, kullanmadığım için ben yeni fark etmiş olabilirim.
kimseye nereye, ne yazacaklarını tembihleyecek değilim. istediklerini yazıp çizebilirler. istedikleri yazarların tanımlarını okumadan beğenebilirler. karşılığında o yazarların içi boş övgülerinden tatmin olabilyorlarsa, ne mutlu onlara. ancak dışarıdan bakılınca bence* komik duruma düştüklerinin farkında değiller.
epeydir bu konuda söyleyeceklerimi biriktirip bir anda patlattıktan sonra, son sözüm de bu konudan rahatsızlık duyan yazarlara gelsin. burası kamuya açık bir platform, çeşit çeşit yazar var ve hepsi kuralları ihlal etmeden istediklerini yapmakta özgürler.* o yüzden şu övmüş şu beğenmiş gibi detaylara çok takılmayın. beğendiğiniz yazarlar için tabii ki övgü dolu tanımlar girin ama bunu yaparken... neyse siz daha iyisini bilirsiniz.
devamını gör...
zed's dead baby
ziyadesiyle saygılı, beyefendi bir yazar.
yaş olarak yakın olduğumuz kanaatindeyim en az azından benden çok çok küçük değildir.*
öyle yazıyor valla.
ben inandım tecrübelerine.
gençlerin dikkate alması gereken bir yazar.
goy goy arasında, kamu spotu namına okuyun derim.
tabii ki en çok beni okuyun ama arada zed 's den de bir iki tanım sıkıştırın, pişman olmazsınız.
yaş olarak yakın olduğumuz kanaatindeyim en az azından benden çok çok küçük değildir.*
öyle yazıyor valla.
ben inandım tecrübelerine.
gençlerin dikkate alması gereken bir yazar.
goy goy arasında, kamu spotu namına okuyun derim.
tabii ki en çok beni okuyun ama arada zed 's den de bir iki tanım sıkıştırın, pişman olmazsınız.
devamını gör...
felsefenin amacı soru sormak mı yoksa çözüm bulmak mı sorunsalı
aöf felsefe mezunu bir “filozof“ olarak felsefe ne salt soru sorma ne de çözüm bulma aracıdır; felsefe, soru sorarak düşünmeyi öğreten bir sanat dalı, bilimlerin anasıdır diye katkıda bulunduğum sorunsaldır. aslında felsefenin tek bir tanımı ve işlevi yoktur. önemli olan kişilerin ondan ne anladığı ve onu nasıl kullandığıdır. hepimizin gün içinde farkında olmadan “felsefe yaptığımız” zamanlar oluyor ama belli bir disiplin içinde yapmadığımız için farkında dahi olmuyoruz. konuyla alakalı harika bir kitap için:
(bkz: yaratıcı aklın sentezi (kitap))
(bkz: yaratıcı aklın sentezi (kitap))
devamını gör...
akraba
nasıl becerdigimi bilmiyorum ama çekirdek ailem dışında hiçbir akraba ile ilişkim yok. mükemmel hissediyorum sanki ömrüm 10 yıl uzamış gibi.
devamını gör...
aynı evde yaşıyormuş gibi entryler
bu odayı yine kim karıştırdı?!?!*
tanım: aynı evde yaşıyormuşçasına* girdiler girdiğimiz* başlık.*
tanım: aynı evde yaşıyormuşçasına* girdiler girdiğimiz* başlık.*
devamını gör...
yazarların en sevdiği mfö şarkısı
devamını gör...
köyde yaşama isteği
evet ara sıra köye gitmem icin gelen istek. giderken beyaz et, kırmızı et, salata malzemesi, 2-3 kilo patates ( soba fırınına koymak için) ve rakı alıyorum bir kaç gün kafamı dinleyip arazide çam kokusu eşliğinde yürüyüş yapıp dönüyorum.
herkese tavsiye ediyorum.
herkese tavsiye ediyorum.
devamını gör...
nazım hikmet ran
o mavi gözlü bir devdi.
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev.
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin...
minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeli
açan bir ev.
bir dev gibi seviyordu dev.
ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin...
devamını gör...
deli yürek izlemiş efsane nesil
şimdinin liselilerin izlediği mafya dizilerini gömmemesi gereken, onlarla empati kurması gereken nesildir.
ben erkek kardeşimle izlerdim kenan'ı, o yüzden gömmüyorum gençlerin kabadayılı dizilerini.
en son oğlumla (bkz: dayı) filmini izledim, bayıldım.
ben erkek kardeşimle izlerdim kenan'ı, o yüzden gömmüyorum gençlerin kabadayılı dizilerini.
en son oğlumla (bkz: dayı) filmini izledim, bayıldım.
devamını gör...
türkiye nasıl düzelir sorunsalı
-ilk başta mevcut iktidar değişmelidir.
-din arka plana atılmalıdır, din siyasete kesinlikle girmemelidir.
-ülkü ocak’ları, cemaatler, sol gruplar... gibi yerler kapatılmalıdır.
-insanımız doğruya doğru yanlışa yanlış demelidir.
-devletin polisi değil, halkın polisi olmalıdır.
-aşırı dincilerin eline güç verilmemelidir.
-din arka plana atılmalıdır, din siyasete kesinlikle girmemelidir.
-ülkü ocak’ları, cemaatler, sol gruplar... gibi yerler kapatılmalıdır.
-insanımız doğruya doğru yanlışa yanlış demelidir.
-devletin polisi değil, halkın polisi olmalıdır.
-aşırı dincilerin eline güç verilmemelidir.
devamını gör...
türk kızının merhaba sözüne vereceği yanıtlar
çok çılgın bir cevap vericem şimdi bakın… hazır mısınız…
merhaba?
merhaba?
devamını gör...
10 ocak 2021 beni takipten çıkaran yazar
başkasının yerine geçmeme sebep olan başlıktır.
üzülme dostum üzülme sayın yazar onun yerine beni koy ben takip ettim seni.
üzülme dostum üzülme sayın yazar onun yerine beni koy ben takip ettim seni.
devamını gör...



