zemin hazırlamak
yapılmak istenen herhangi bir iş için altyapı oluşturmak anlamında kullanılan bir deyim.
örnek verecek olursak eğer: 1980 darbesinden önce yapılan birçok suikast, eylem vb. şeyler bu darbeye zemin hazırlamak için yapılmıştı.
örnek verecek olursak eğer: 1980 darbesinden önce yapılan birçok suikast, eylem vb. şeyler bu darbeye zemin hazırlamak için yapılmıştı.
devamını gör...
rütbe madalya puan peşinde koşan yazar
varsın öyle yazar olsun. akış saçma sapan başlıklarla doluyken, açıp bilgi vermiş, okumaktan keyif alacağınız tanımları madalya sayesinde kolayca bulursunuz.
devamını gör...
pandeminin götürdükleri
ele avuca sığmaz, hop oturup hop kalkan, basit mutlulukları olan yüzümü aldı gitti. artık her an ciddiyim ve bir felaket olacakmış gibi temkinli yaklaşıyorum her şeye, herkese. çocuk yanımı kopardı diyebilirim çok fazla yaş almış hissediyorum kendimi.
devamını gör...
tutunamayanlar
oğuz atay'ın bir çok okuyucu tarafından okunamayan, okunmaya başlanıp yarım bırakılan, okunduktan sonra bu neydi şimdi lan! dedirten muazzam romanıdır.
sıkı bir roman okuyucusu değilseniz ve sadece popüler olduğundan, sosyal medyada çok fazla yolunuz kesiştiğinden çıkıp derseniz ki "şu kitabı bir okuyayım, ne anlatıyor acaba. nesi bu kadar ünlü, nesi bu kadar güzel" diye, tavsiyemdir, kapağını bile açmayın, okuyamazsınız, bitiremezsiniz. bitirseniz bile hırsla, hınçla, sürüne sürüne sonunu getirirsiniz ama hem zamanınıza yazık olur, hem de kitaba saygısızlık olur.
öncelikle iyi bir okuma alışkanlığınız olması gerekmektedir. sadece romanın hihayesini için okumamalısınız. hikayesi için okunabilecek bir roman değildir. gidin zülfü zilaveli okuyun, sonra da sosyal medyada " abi çok iyiydi be!" diye tivit atan sürüye dahil olun.( zülfü livaneli de okuyun elbette ama, abartmayalım lütfen yazarı. ben de okudum, hikayelerini de beğendim ama kitaplığımda gözüm çarptığında herhangi bir duydu belirtisi yaşamıyorum.)
öncelikle gidin post-modernizm'in ne olduğunu araştırın. yazarların bu akımla ne yapmak istediğini, neden böyle bir yol denediğini anlayın. (şunu da belirtmeliyim; tutunamayanlar, türk edebiyatının ilk post-modern romanı olarak da geçmektedir.)
bilinç akışı nedir, yazın googleye, üstünde yazılmış onlarca makaleden bir kaçına göz atın ki bilinç akışı bölümlerinde nasıl bir yol izlemeniz gerektiğine dair bir altyapınız olsun. yazar neden konudan konuya neredeyse hiç bağlantı olmadan atlıyor, neden upuzun cümlelere, paragraflara hatta sayfalar doluyu bölümlere hiçbir noktalama işareti kullanmıyor. amacını öğrenin.
post-modersnizt romanlar, modernizm'e çok fazla benzese de çok daha derin ve zor anlaşılmaktadır. neredeyse her unsur modernizmle aynı ama işin içine soyutluk ve büyük bir zamansal sapmalar girmektedir. zamanı sizin anladığınız gibi düz bir çizgide düşünmemelisiniz. moderniz'de de zamansal flash-back'ler olsa da post-moderniz'de üç farklı zamanı tek bir cümlede de görebiliriz. bazen hangi sözün hangi zamana, hangi karaktere ait olduğunu, nerede söylendiğini anlamamız da güç oluyor.
en önemlisi; kitabı bitirmek için okumayın. ortalama olarak şu kadar sayfayı şu kadar zamanda okurum, şu kitabi şu kadar günden bitiririm diye kendinize dayatma yapmayın. açın, kitabın içine dala dala, adım adım okuyun. anlamadığınız bir yerden geçmişseniz geriye gidin, baştan okuyun ve romana çok da uzun olmayan aralıklarla mola vermekten de çekinmeyin.
sadece hikayesi için, bitirmek için okumayın lütfen. oğuz atay'ın size aktarmaya çalıştığı duygunun tadına bakın, o zaman anlayacaksınız ne kadar büyük bir roman olduğunu. selamlar.
sıkı bir roman okuyucusu değilseniz ve sadece popüler olduğundan, sosyal medyada çok fazla yolunuz kesiştiğinden çıkıp derseniz ki "şu kitabı bir okuyayım, ne anlatıyor acaba. nesi bu kadar ünlü, nesi bu kadar güzel" diye, tavsiyemdir, kapağını bile açmayın, okuyamazsınız, bitiremezsiniz. bitirseniz bile hırsla, hınçla, sürüne sürüne sonunu getirirsiniz ama hem zamanınıza yazık olur, hem de kitaba saygısızlık olur.
öncelikle iyi bir okuma alışkanlığınız olması gerekmektedir. sadece romanın hihayesini için okumamalısınız. hikayesi için okunabilecek bir roman değildir. gidin zülfü zilaveli okuyun, sonra da sosyal medyada " abi çok iyiydi be!" diye tivit atan sürüye dahil olun.( zülfü livaneli de okuyun elbette ama, abartmayalım lütfen yazarı. ben de okudum, hikayelerini de beğendim ama kitaplığımda gözüm çarptığında herhangi bir duydu belirtisi yaşamıyorum.)
öncelikle gidin post-modernizm'in ne olduğunu araştırın. yazarların bu akımla ne yapmak istediğini, neden böyle bir yol denediğini anlayın. (şunu da belirtmeliyim; tutunamayanlar, türk edebiyatının ilk post-modern romanı olarak da geçmektedir.)
bilinç akışı nedir, yazın googleye, üstünde yazılmış onlarca makaleden bir kaçına göz atın ki bilinç akışı bölümlerinde nasıl bir yol izlemeniz gerektiğine dair bir altyapınız olsun. yazar neden konudan konuya neredeyse hiç bağlantı olmadan atlıyor, neden upuzun cümlelere, paragraflara hatta sayfalar doluyu bölümlere hiçbir noktalama işareti kullanmıyor. amacını öğrenin.
post-modersnizt romanlar, modernizm'e çok fazla benzese de çok daha derin ve zor anlaşılmaktadır. neredeyse her unsur modernizmle aynı ama işin içine soyutluk ve büyük bir zamansal sapmalar girmektedir. zamanı sizin anladığınız gibi düz bir çizgide düşünmemelisiniz. moderniz'de de zamansal flash-back'ler olsa da post-moderniz'de üç farklı zamanı tek bir cümlede de görebiliriz. bazen hangi sözün hangi zamana, hangi karaktere ait olduğunu, nerede söylendiğini anlamamız da güç oluyor.
en önemlisi; kitabı bitirmek için okumayın. ortalama olarak şu kadar sayfayı şu kadar zamanda okurum, şu kitabi şu kadar günden bitiririm diye kendinize dayatma yapmayın. açın, kitabın içine dala dala, adım adım okuyun. anlamadığınız bir yerden geçmişseniz geriye gidin, baştan okuyun ve romana çok da uzun olmayan aralıklarla mola vermekten de çekinmeyin.
sadece hikayesi için, bitirmek için okumayın lütfen. oğuz atay'ın size aktarmaya çalıştığı duygunun tadına bakın, o zaman anlayacaksınız ne kadar büyük bir roman olduğunu. selamlar.
devamını gör...
radyo yayınlarının tanıtımında yapılan çifte standart
ben yayın esnasında süremi 30 dk geçtim ve yayın sürem 1,20 dk falan oldu diye kapat artık şeklinde mesajlar aldım. sol framede en üste sabitlenmedi başlığım. ama sevgili daddy #468410'de bahsettiği üzere sevgili supportgirl çifte standart ile 2 saat yayın yaptı.
ben bunu sorumluları ile konuştum. çözdük ya da çözemedik ama asıl sorun şu ki ;
ben yayın esnasında konuğuma sormak istediklerimi soramadım.
ben yayın ortağıma sorması için hazırladığı soruları sorma fırsatı vermedim.
bu tarz olaylar biz yayıncıların moralini bozuyor. kollektif bir sözlük olmayacak ise, dikta mantıkla bir mod buna karar verecekse (ki önerim yayıncılarla toplu dc toplantısı yapıp genel görüş alınsın) düzen olmaz ve incitici oluyor.
saygılar...
(bkz: incinmişsin)
ben bunu sorumluları ile konuştum. çözdük ya da çözemedik ama asıl sorun şu ki ;
ben yayın esnasında konuğuma sormak istediklerimi soramadım.
ben yayın ortağıma sorması için hazırladığı soruları sorma fırsatı vermedim.
bu tarz olaylar biz yayıncıların moralini bozuyor. kollektif bir sözlük olmayacak ise, dikta mantıkla bir mod buna karar verecekse (ki önerim yayıncılarla toplu dc toplantısı yapıp genel görüş alınsın) düzen olmaz ve incitici oluyor.
saygılar...
(bkz: incinmişsin)
devamını gör...
ankara'nın efsane olmuş mekanları
dost kitabevi. kızılay'da yapılacak olan buluşmaların %99'una ev sahipliği yapmıştır.
devamını gör...
glucophage
''glucophage ticari adı altında pazarlanan metformin, özellikle aşırı kilolu kişilerde tip 2 diyabetin tedavisi için ilk seçenek ilaçtır. polikistik over sendromunun tedavisinde de kullanılmaktadır. kilo alımı ile ilişkili değildir. ağızdan alınır. metformin genellikle iyi tolere edilir'' demiş vikipedi amca.
yaklaşık 1 yıldır bu ilacı doktor tavsiyesiyle kullanıyorum. yazılma sebebi ise çok fazla şeker, çikolata, ekmek gibi karbonhidrat tüketmem. ilk kullanımlarda ishal, büyük tuvalete sıklıkla gitme gibi etkiler yapabiliyor. ağızda metalik bir tat bırakabilir çünkü amacı bir nevi iştahı kesmek. kesiyor mu ? çoğunlukla. daha çok su içmeye teşvik ediyor, çünkü ağzın kurumuş gibi hissediyorsun. tuvalete gitme ihtiyacı da eskisine göre biraz artıyor tabii ki çünkü bu ilaç aynı zamanda vücuttaki fazla karbonhidratı dışkı yoluyla dışarı atıyor.
kamu spotu: kullanım sebebi ne olursa olsun herhangi bir ilacı kullanmadan önce uzman bir doktora danışınız. kafanıza göre ilaç almayınız.
edit: merhaba sevgili yazarlar. bir edit geçmek istedim çünkü uzun zamandır bu ilacı kullanmıyorum.
ama neden kullanmıyorum? çünkü ilaç kullanmadan da irademi koruyabileceğimi öğrendim. bu ilaç dediğim vücutta bulunan fazla karbonhidratı dışkı yoluyla dışarı atmaya yardımcı olduğu için büyük tuvalete sık sık çıkmanız gerekiyor. ben de bu durumdan hiç hoşlanmıyorum açıkçası bu sebeple kendi irademi tutmayı öğrendim ve başardım da. yaklaşık 3 ayda 10 küsür kilo verdim hiç ilaç kullanmadan, sadece irademi tutarak...
size de tavsiyem belli bir sağlık probleminiz yoksa hiç ilaç vs. kullanmadan, iradenizi tutarak ve spor yaparak kilo vermeye çalışmanızdır.
yaklaşık 1 yıldır bu ilacı doktor tavsiyesiyle kullanıyorum. yazılma sebebi ise çok fazla şeker, çikolata, ekmek gibi karbonhidrat tüketmem. ilk kullanımlarda ishal, büyük tuvalete sıklıkla gitme gibi etkiler yapabiliyor. ağızda metalik bir tat bırakabilir çünkü amacı bir nevi iştahı kesmek. kesiyor mu ? çoğunlukla. daha çok su içmeye teşvik ediyor, çünkü ağzın kurumuş gibi hissediyorsun. tuvalete gitme ihtiyacı da eskisine göre biraz artıyor tabii ki çünkü bu ilaç aynı zamanda vücuttaki fazla karbonhidratı dışkı yoluyla dışarı atıyor.
kamu spotu: kullanım sebebi ne olursa olsun herhangi bir ilacı kullanmadan önce uzman bir doktora danışınız. kafanıza göre ilaç almayınız.
edit: merhaba sevgili yazarlar. bir edit geçmek istedim çünkü uzun zamandır bu ilacı kullanmıyorum.
ama neden kullanmıyorum? çünkü ilaç kullanmadan da irademi koruyabileceğimi öğrendim. bu ilaç dediğim vücutta bulunan fazla karbonhidratı dışkı yoluyla dışarı atmaya yardımcı olduğu için büyük tuvalete sık sık çıkmanız gerekiyor. ben de bu durumdan hiç hoşlanmıyorum açıkçası bu sebeple kendi irademi tutmayı öğrendim ve başardım da. yaklaşık 3 ayda 10 küsür kilo verdim hiç ilaç kullanmadan, sadece irademi tutarak...
size de tavsiyem belli bir sağlık probleminiz yoksa hiç ilaç vs. kullanmadan, iradenizi tutarak ve spor yaparak kilo vermeye çalışmanızdır.
devamını gör...
keşke gerçek olmasa denilen şeyler
pedofiliyi mazur gören her türden yaklaşım ve buna ses etmeyen bir yönetim.
devamını gör...
günaydın sözlük
günaydın sözlük,
bugün seni biraz keyifsiz gördüm. bu akışın hali ne böyle; ölüm, aldatan sevgili, insanı yoran şeyler .. olmuyor sözlük, olmuyor. bugün de uyandık, şükür. her şeye rağmen derin bir nefes alıyoruz, sevdiğimiz şeyleri düşünüyoruz ve güne başlıyoruz.
ben yaralı kurt, sen kınalı kuzu
biraz cilve aşkın biberi tuzu
sanki biraz naz ediyorsun amma
senin bana gönlün var gibi, gibi *
bugün seni biraz keyifsiz gördüm. bu akışın hali ne böyle; ölüm, aldatan sevgili, insanı yoran şeyler .. olmuyor sözlük, olmuyor. bugün de uyandık, şükür. her şeye rağmen derin bir nefes alıyoruz, sevdiğimiz şeyleri düşünüyoruz ve güne başlıyoruz.
ben yaralı kurt, sen kınalı kuzu
biraz cilve aşkın biberi tuzu
sanki biraz naz ediyorsun amma
senin bana gönlün var gibi, gibi *
devamını gör...
salatayı bir üst noktaya çıkaran detaylar
mayonez ve zeytinyağı eklemek
devamını gör...
ruhu olan eşyalar
kitaplar.
''bir kitap açık olduğunda konuşan bir beyin, kapalı olduğunda beklemede olan bir arkadaş, unutulduğunda bağışlayan bir ruh, yok edildiğinde ağlayan bir yürektir.''
''bir kitap açık olduğunda konuşan bir beyin, kapalı olduğunda beklemede olan bir arkadaş, unutulduğunda bağışlayan bir ruh, yok edildiğinde ağlayan bir yürektir.''
devamını gör...
market poşetini bakkaldan saklamak
bakkalı aldattığını hisseder insan
devamını gör...
normal sözlük aşık atışması
biri der göreyim yaz hele diğeri der hadi bana müsade
ben yazarım kafama göre
kimseyi takmam banane
pazara bir kiraz gelmiş tadı şahane.
ben yazarım kafama göre
kimseyi takmam banane
pazara bir kiraz gelmiş tadı şahane.
devamını gör...
kritik bir olayda sakin kalabilmek
ablamın safra kesesinde taş vardı , doğum yapıcağı icin hep erteledi yeğenim doğdu ve 3 aylık var ya da yok derken annemi aradı ben çok kötüyüm diy bir gittik bebeği yatakta bırakmış yerde yatıyor ölü gibi hemen ben devreye girdim ambulans cagirdik enistem ablam kardeşim herkes çok telaşlıydı ve ben sakinliğimi korudum. böyle bir olay başınıza gelirse sorumluluğun üzerinizde olduğunu unutmayın sakin kalmak zorundayım diye düşünün...
devamını gör...
eski sevgili ile karşılaşılan en ilginç yer
yeni sevgilinin evi.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının ilginç alışkanlıkları
aklımda birçok şeyi kodluyorum, birbiri ile alakası olmayan şeyleri bile aralarinda bağlantı kurarak aklımda uzun süreler tutabiliyorum. derslerden tutun da pazardaki elmanın fiyatına kadar zaman zaman yapıyorum bunu. çoğu zaman da işime yariyor ama nedense arkadaşlarim kurduğum bağlantılara pek anlam veremiyorlar.
devamını gör...
lilium ile lucifer edepsiz saatler radyo yayını
sevgili biriciğim lilium ile pek yakında gerçekleştirmeyi düşündüğümüz yayın olacaktır. sısısıs
soru ve görüşlerinize açığız arkadaşlar. konu başlığından ne tür bir muhabbet döneceği malum, bu yönde sorulara açığız.
soru ve görüşlerinize açığız arkadaşlar. konu başlığından ne tür bir muhabbet döneceği malum, bu yönde sorulara açığız.
devamını gör...
en sevdiğin yazarların seni takip etmediğini öğrenmek
gerçekten üzüldüğüm bir durum. seninle beğeni paylaşmıştık... bizim bir geçmişiz vardı ama senin için bir hiçmişim... seni kimse benim gibi beğenileyemez bunu sakın unutma.
devamını gör...
insanı rahatlatan bitki kokuları
karanfil, tarçın ve lavanta.
t: insanı rahatlatan bitki kokuları başlığı.
t: insanı rahatlatan bitki kokuları başlığı.
devamını gör...
