işlenmiş bir kağıt çeşiti. hafif sarımtırak, yarı kuşemsi.
devamını gör...

“kendimi bir balkondan aşağı daha rahat bırakabilirim, bir insana bırakmaktansa. öyle çok korkuyorum insandan.”
sabahattin ali
devamını gör...

hakan günday'ın yayınlanan ilk romanıdır.

yeraltı edebiyatı örneklerindendir.

ayrıca okuyanların psikolojisi üzerinde tuhaf etkiler bırakmasıyla meşhurdur.
devamını gör...

yeni tanımlar girildiğinde akış nasıl ki yenileniyor, yazar takip sekmesi de aynı şekilde yenilenmeli.
sağ üstteki takip butonuna tıklamak gerekiyor sürekli.
edit: daha doğrusu bir yenile butonu olsa iyi olur.
devamını gör...

yok kokusu yoksa okuyamam aman dursun şurada tozlansıncıların okumasını salık verdiğim bir makale yi buraya bıraktığımdır.
devamını gör...

çünkü biz o'nun gövdesine tapan bir putperest değil, ölmez eserine ve mânâsına bağlı bir şuuruz. o kendi vücuduyla beraber kaybolacak fani bir milletin değil, kendi manasıyla beraber yaşayacak ebedi milletin yaratıcısıdır.
devamını gör...

ben hediyemi isterim, hediye seni seviyorum demektir, bu bağış, ağaç fidanı dikme işleri ekstradan yapılacaklar kategorisinde bence, onu da yapsın, herhangi bir günde, renk olsun, ama asla esas hediyenin yerine geçmez, bir kere çok kolay, çok hızlı, "özensiz"

zaten önemli olan hediye olarak ne seçtiği,
seni ne kadar tanıdığını, seni ne kadar anladığını, zekasını, aldığı hediyeden anlayabilirsin, mesele pahalı olması da değil, orjinal olması aslında.

şimdi bu başka bir konu ama,
örnek vermem gerekirse, dergi seven dergi okuyucusu biri ise, sevdiği derginin aboneliği olabilir, çok sevdiğini söylediği, severek kullandığı bir şeyin aynısından bir tane daha olabilir, çok sevdiği bir şey başka bir şeyle birleştirilip alınabilir, mesela fındık+kahve, fındık aromalı kahve gibi, yada çok seveceği bir şey tahmin edilebilir, bir müzik aleti gibi.

her doğum gününde hep parfüm almak gibi bir şey bu bağış yapmak, özensiz, baştan savma, bana yapılsa direk ayrılırım, üşenmesin düşünsün ve 12 den vursun bir zahmet...

edit : normal bir arkadaşım da uyduruk bir hediye alsa, baya bi mesafe koyarım..
baya...
devamını gör...

özellikle günaydın tanımlarının fanı olduğum yazar.
bir kitap tanımı ile aramızda geçen dm sohbeti esnasında kibar olduğu ve tamda nicki gibi olduğu kanaatine vardım.
bana o günaydın mesajları gibi coşku dolu bana özel bir iyi günler mesajı yazdı. *
sözlüğün coşku dolu rengi.
hani yağmur sonrasında çıkan gökkuşağındaki en canlı renk gibi.
rengin hiç solmasın.
devamını gör...

üniversitede ev arkadaşım olan x ve misafirliğe gelen diğer arkadaşlarla beraber evde takılırken arkadaşın biri ayıp bir cd çıkadı vcd oynatıcıya taktı. izlendi bitti. bilen bilir ozamanın vcd oynatıcıları power tuşuna basar basmaz çalışmaya başlar. basmadan da cd yuvasını açamazsın.

neyse konumuza dönelim; ertesi sabah kız arkadaşlarımız ve arkadaşları kahvaltıya gelmiş ve biraz müzik açmamızı istemişlerdi. power tuşuna basar basmaz amanınnn one unutulan cd çalışmaya başlamış, herkes kıpkırmızı olmuştu.

tabi ben, "ulan x ulan x izliyorsun bari cdyi içinde bırakma" kızlar kusura bakmayın demiştim.

evet arkadaşım x sen fırından elinde sıcak ekmekler ile geldiğinde ortamdaki sana olan bakışları anlayamamıştın ama yapacak birşeyim yoktu. affet beni.
devamını gör...

doğalgaza 1%, elektriğe 6%zam geldi.
kaynak
devamını gör...

her akılsıza hayran olacak, başka bir akılsız bulunur.

fransız atasözü
devamını gör...

bakın gençler bu çok güzel bir fikir gibi görünebilir ama işim gereği çok sayıda yabancıyla evlenmiş türk insanının boşanma evraklarını okumuş biri olarak söylemeliyim ki o kadar da iyi bir fikir değil bence... din, dil, ırk gibi farklılıkları bir kenara bırakırsak en büyük sorun, kültürel farklılıklardan dolayı yaşanıyor. özellikle çocuk yetiştirme konusu çok büyük sorun oluyor. oğlumun bir arkadaşının annesi ingiliz, babası türk'tü. kadın evlendikten sonra müslüman oldu, hayat tarzı türklere çok benzerdi ama buna rağmen türkiye'de başta eğitim sistemi olmak üzere hiçbir şeyi beğenmiyordu, aslında söyledikleri de doğruydu ama eşi de türkiye'de yaşamak istiyordu. 3 çocukları vardı, öyle bir sistem kurdular ki 2 sene ingiltere'de, 2 sene türkiye'de yaşıyorlardı, 15 sene boyunca böyle yaşadılar, çocukların kafası çorba gibi oldu, her 2 senede bir ülke değiştirmek, farklı bir eğitim sisteminde eğitim görmek, çocuklar için aslında hiç de iyi bir şey değil, bir kere ne türkçeyi ne ingilizceyi doğru düzgün konuşabiliyorlar, anne babanın çocukların eğitimi konusundaki bu anlaşmazlıkları, bence o 3 çocuğun hayatını mahvetti.. baştan "sevgimizle her şeyin üstesinden geliriz" ile başlanan bu serüven, genellikle yaşanılan ülkeye alışamamanın bile sorun olduğu bir sıkıntılar yumağına dönüşüyor.. aman dikkat diyorum... istisnalar vardır elbette ama ben gördüklerimden yola çıkarak bunları yazdım..
devamını gör...

anadolunun şairidir ahmed arif. en sevdiğim şairdir. duygularını anlattığı kelimeler çoğu insana sert gelse de içtenliğiyle alır götür başka yerlere.
--- alıntı ---

kimseler duymasın,
duymasın, ölürüm ha.
aymışam yarı gece,
seni bulmuşam sonra.
seni, kaburgamın altın parçası.
seni, dişlerinde elma kokusu
bir daha hangi ana doğurur bizi?
ruhum… mısra çekiyorum haberin olsun.
çarşıların en küçük meyhanesi bu,
saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
derimizin altında o ölüm namussuzu…
ve ahmed’in işi ilk rasgidiyor.
ilktir dost elinin hançersizliği…
ağlıyor yeşil.

--- alıntı ---
devamını gör...

iyi anlaşan insanlar herhangi bir çaba sarf etmeksizin sohbet edebilir, hatta istemsiz konu konuyu açar. sohbeti ittirip kaktırmak ile sürdürmeye çalışıyorsanız bu o insanla pek de iyi anlaşamadığınızı gösterir, yol yakınken bu sevdadan vazgeçebilirsiniz.
devamını gör...

sürekli negatif olan insanlar.
devamını gör...

"intihar edersem ne olur?" düşüncesi.
devamını gör...

hani bütün kitapların yazdığı, bütün dillerin söylediği gibi; hayat uzun bir yol insan bir yolcu. bu yolculuk esnasında zaman öylesine hızlı akar ki, birçok defa birçok yükün altında kalır, ezilir ve kırılırız. hele kalp kırıklarımız, o çocukken düştüğümüz diz kırıklarımızdan daha kötü olur.

işte bu gibi zor ve önemli problemleri çözmeye çalışmak, çözülemediği durumlarda bazı şeyleri "zamana bırakmak" en doğru karar olur.
zira bunu böyle yapmayıp kendi kendimize ısrarcı bir tavır sergilememiz, dahası bunu bir tartışma konusu haline getirmemiz mevcut problemi çözmeyeceği ve daha da zorlaştırdığı gibi, yeni sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilir.

belki bu yol gösterici yaklaşımın esas alınıp uygulanması bizi gereksiz stres, gerilim ve bunalımlardan kurtarıp huzura kavuşturur. sabrı öğrenerek zaman ile olgunluğa erişmemizi sağlar. bu şekilde geçip giden zaman, bizim için daha çok değerli olabilir.
---
belki de nazım hikmet'in dizelerindeki gibidir.

"önemli olan zamana bırakmak değil, zamanla bırakmamaktır..."
devamını gör...

ülkedeki genel durum. insanların mutsuzluğundan utanç haberlerine kadar. şaşkın bir şekilde izliyorum sadece!
devamını gör...

milli mücadele kahramanlarından ali fuat cebesoy, nazım hikmet'in dayısıdır.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim