aylar 30-31 gün olmalı iken şubat'ın 28 gün olmasının nedeni
başlık "lost soul" tarafından 16.11.2024 22:13 tarihinde açılmıştır.
1.
büyük oranda politik ve kısmen de gelenekselciliktendir.
öncelikle soruyu açalım sonra da sebebine geçelim.
biliyorsunuz ki güneş hareketleri göz önünde tutularak oluşturulan takvime göre 1 yıl 365 gün 6 saattir yine biliyorsunuz ki 1 yıl aylara bölünmüş ve 12 ay olarak belirlenmiştir.
normalde böyle bölmek istesek 12 eşit parçaya böldüğümüzde her ay 30 gün olur ve 5 gün + 6 saat fazlalık olur.
5 günü de aylara dağıtıp bir dolu bir boş gitsek 30-30-31-30-31-30-31-30-31-30-31-30 gibi bir şey yapabilirdik. 6 saati ise artık yılda ilk 30'umuza ekler mutlu mesut yaşardık. peki neden böyle olmadı?
bu olayın başlangıcı antik roma'ya (m.ö. 9.yy) dayanmaktadır.
antik roma'da yıl 10 ay ve toplam 304 günden oluşuyordu. bu takvime daha sonra kral numa pompilius tarafından iki ay (ocak ve şubat) eklendi. ancak, yılın toplam gün sayısı 355 güne denk geldiği için, aylar arasında gün sayısı eşit değildi.
sonradan eklenen şubat, roma'da yılın son ayı olarak kabul ediliyordu ve bu nedenle uğursuz ay olarak görülerek en kısa gün sayısına sahip oldu.
m.ö. 46 yılında jülius sezar, mısır astronomlarından etkilenerek takvimi düzenledi ve yılı 365 güne çıkardı ve artık yıl konseptini de ekledi. ancak bu düzenlemede bile şubat yine yılın en kısa ayı olarak kaldı.
gelelim temmuzve ağustos'un neden peşpeşe 31 geldiğine.
jülius sezar'ın ardından gelen roma imparatoru augustus, kendi adını taşıyan augustus (ağustos) ayını oluşturdu. temmuz (july), jülius sezar'ın adını taşıdığı için 31 gün yapılmıştı. augustus, kendi ayının da temmuz ile eşit olması gerektiğini düşünerek ağustos'u 31 güne çıkardı. bu düzenleme sırasında gariban şubat'tan bir gün alındı ve ayın 28 gün olarak kalması sağlandı.
günümüzde kullandığımız gregoryen takvimi, halen bu düzenlemeyi kullanmaktadır.
özetle roma krallarının egosu bilime ağır basmıştır.
öncelikle soruyu açalım sonra da sebebine geçelim.
biliyorsunuz ki güneş hareketleri göz önünde tutularak oluşturulan takvime göre 1 yıl 365 gün 6 saattir yine biliyorsunuz ki 1 yıl aylara bölünmüş ve 12 ay olarak belirlenmiştir.
normalde böyle bölmek istesek 12 eşit parçaya böldüğümüzde her ay 30 gün olur ve 5 gün + 6 saat fazlalık olur.
5 günü de aylara dağıtıp bir dolu bir boş gitsek 30-30-31-30-31-30-31-30-31-30-31-30 gibi bir şey yapabilirdik. 6 saati ise artık yılda ilk 30'umuza ekler mutlu mesut yaşardık. peki neden böyle olmadı?
bu olayın başlangıcı antik roma'ya (m.ö. 9.yy) dayanmaktadır.
antik roma'da yıl 10 ay ve toplam 304 günden oluşuyordu. bu takvime daha sonra kral numa pompilius tarafından iki ay (ocak ve şubat) eklendi. ancak, yılın toplam gün sayısı 355 güne denk geldiği için, aylar arasında gün sayısı eşit değildi.
sonradan eklenen şubat, roma'da yılın son ayı olarak kabul ediliyordu ve bu nedenle uğursuz ay olarak görülerek en kısa gün sayısına sahip oldu.
m.ö. 46 yılında jülius sezar, mısır astronomlarından etkilenerek takvimi düzenledi ve yılı 365 güne çıkardı ve artık yıl konseptini de ekledi. ancak bu düzenlemede bile şubat yine yılın en kısa ayı olarak kaldı.
gelelim temmuzve ağustos'un neden peşpeşe 31 geldiğine.
jülius sezar'ın ardından gelen roma imparatoru augustus, kendi adını taşıyan augustus (ağustos) ayını oluşturdu. temmuz (july), jülius sezar'ın adını taşıdığı için 31 gün yapılmıştı. augustus, kendi ayının da temmuz ile eşit olması gerektiğini düşünerek ağustos'u 31 güne çıkardı. bu düzenleme sırasında gariban şubat'tan bir gün alındı ve ayın 28 gün olarak kalması sağlandı.
günümüzde kullandığımız gregoryen takvimi, halen bu düzenlemeyi kullanmaktadır.
özetle roma krallarının egosu bilime ağır basmıştır.
devamını gör...
2.
roma dönemine tekabül eden bir durumdur.imparator jul sezar istediği için july yani temmuz 31 gün olmuş ve en değersiz gözüken ay olan şubattan alınmış. imparator augustus ise kendi adını taşıyan ay olan ağustosa bir gün eklemiş ve ağustos ayı 31 olmuş ve bir gün alınan ay yine şubat olmuştur. böylelikle şubat ayı 28 gündür.
devamını gör...
3.
365 gunun yetmemesi. evet.
devamını gör...