beyaz fillere benzeyen tepeler
başlık "insan olun biraz" tarafından 18.02.2022 21:55 tarihinde açılmıştır.
1.
bir ernest hemingway öyküsüdür.
küçücük bir öyküdür. belki üç dört dakikasını alır okurun. daha doğrusu okumak için üç dört dakika gerekir, öykünün etkisinden çıkmak o kadar kolay değildir.
bu hikaye o zamanlar kürtajın yasak olduğu ispanya’da geçer, ebro vadisinde istasyonun hemen karşısındaki bir barda. ve burdan görünen manzara hikayenin kadın kahramanı olan jig’e göre beyaz fillere benzer.
sevgili oldukları ya da belki de bir zamanlar sevgili olukların anladığımız bir çift havadan sudan sohbet ederler. başta havadan sudan gibi görünen bu sohbet içindeki gerilim aslında o kadar büyüktür ki insan elini uzatsa tutabilir sanki.
ernest hemigway öyle bir yazardır ki neredeyse tamamı diyaloglardan oluşan bu öyküde ikili arasındaki gerginliği, o gerginliğin adını hiç anmadan muhteşem bir şekilde anlatır bize. her yeri sembollerle doludur öykünün. çözdükçe rahatlayan ve rahatlatan bir düğüm gibi.
çift yol ayrımındadır, beyaz fillere benzeyen tepenin karşısında bir barda oturmuş etrafı izlerken bira içip sohbet etmektedir. ve hikayenin geçtiği o zamanda ispanya’da kürtaj yasaktır. ve hikayenin geçtiği o zamanda dünya erkek egemen bir dünyadır.
küçücük bir öyküdür. belki üç dört dakikasını alır okurun. daha doğrusu okumak için üç dört dakika gerekir, öykünün etkisinden çıkmak o kadar kolay değildir.
bu hikaye o zamanlar kürtajın yasak olduğu ispanya’da geçer, ebro vadisinde istasyonun hemen karşısındaki bir barda. ve burdan görünen manzara hikayenin kadın kahramanı olan jig’e göre beyaz fillere benzer.
sevgili oldukları ya da belki de bir zamanlar sevgili olukların anladığımız bir çift havadan sudan sohbet ederler. başta havadan sudan gibi görünen bu sohbet içindeki gerilim aslında o kadar büyüktür ki insan elini uzatsa tutabilir sanki.
ernest hemigway öyle bir yazardır ki neredeyse tamamı diyaloglardan oluşan bu öyküde ikili arasındaki gerginliği, o gerginliğin adını hiç anmadan muhteşem bir şekilde anlatır bize. her yeri sembollerle doludur öykünün. çözdükçe rahatlayan ve rahatlatan bir düğüm gibi.
çift yol ayrımındadır, beyaz fillere benzeyen tepenin karşısında bir barda oturmuş etrafı izlerken bira içip sohbet etmektedir. ve hikayenin geçtiği o zamanda ispanya’da kürtaj yasaktır. ve hikayenin geçtiği o zamanda dünya erkek egemen bir dünyadır.
devamını gör...
2.
ernest hemingway'in 1927 yılında ispanya'da yayınlanan kadınsız erkekler kitabında yer alan muhteşem öykü. öncelikle başlıkla başlayalım, nedir bu beyaz fil? beyaz fil korunması gereken kutsal hayvandır, ve fil bereketi, iyi şansı, pozitifliği simgeler. bu öyküde de beyaz fil kadın karakterin hamileliğini simgelemek için kullanılmış. tepe ile de hamileliğe bir gönderme mevcut.
öykü boyunca iki ana karakterden adam kürtajı istiyor ve bunun çok basit bir işlem olduğunu kadına dayatmaya çalışıyor. kadın ise gölgede ayrı, güneşe çıkınca ayrı tutum sergiliyor diyaloglardan anladığımız şekilde. ne zaman gölgede diyalog geçse adamın hakimiyetinde, dayatmasında olduğunu fark ediyoruz. gölgeden güneşe çıktığında kadın kendine geliyor ve bereketi yani nehiri, yeşil tarlaları görmeye başlıyor. adam onun bu yönelişinden rahatsız olup tekrar gölgeye, kuraklığa çekiyor kadını.
geceleri geçirdikleri bütün otellerin etiketlerini anlatarak aslında adamın evli ve yasak bir ilişki içerisinde olduğunu ustaca aktarmış hemingway. aynı zamanda kadının sembollerle hamileliği aktarmasına anlam yükleyememesinden daha önce eşinin de hamile kalmadığını anlayabiliyoruz.
baştan sona ustaca, ilmek ilmek işlenmiş sembollerle ve diyaloglarla örülü bir öykü. ilk okuduğumda tam anlayamasam da zaman içinde oturunca hemingway'e olan hayranlığım artmıştır.
öykü boyunca iki ana karakterden adam kürtajı istiyor ve bunun çok basit bir işlem olduğunu kadına dayatmaya çalışıyor. kadın ise gölgede ayrı, güneşe çıkınca ayrı tutum sergiliyor diyaloglardan anladığımız şekilde. ne zaman gölgede diyalog geçse adamın hakimiyetinde, dayatmasında olduğunu fark ediyoruz. gölgeden güneşe çıktığında kadın kendine geliyor ve bereketi yani nehiri, yeşil tarlaları görmeye başlıyor. adam onun bu yönelişinden rahatsız olup tekrar gölgeye, kuraklığa çekiyor kadını.
geceleri geçirdikleri bütün otellerin etiketlerini anlatarak aslında adamın evli ve yasak bir ilişki içerisinde olduğunu ustaca aktarmış hemingway. aynı zamanda kadının sembollerle hamileliği aktarmasına anlam yükleyememesinden daha önce eşinin de hamile kalmadığını anlayabiliyoruz.
baştan sona ustaca, ilmek ilmek işlenmiş sembollerle ve diyaloglarla örülü bir öykü. ilk okuduğumda tam anlayamasam da zaman içinde oturunca hemingway'e olan hayranlığım artmıştır.
devamını gör...