yakan top
gazoz kapağı
kibrit kutusu kapağı
devamını gör...
(bkz: topaç)
devamını gör...
valla birden fazla bırakacağım.

1- misket : şimdiki neslin bence en büyük kaybı. camgözler, alyanslar, dobiler... hey yavrum hey. misket oyunu kuyu, çizgi gibi farklı farklı olabileceği gibi oyunun kuralı mahalleye göre bile değişmekteydi. misket samimiyettir.

2-aylık oyunları : bilmeyen yazarlar (özellikle kadın arkadaşlar için) küçük bir açıklama yapayım. en az 3 kişiyle oynanır ve kaleye ilk geçen top sektirmeyle belirlenirdi. en az sektiren kaleye geçerdi. oyunun kuralı tek kalede, saydığım aylıklara göre değişmektedir. (9 aylık için kaleci dışındaki her oyuncunun bir kere topa dokunma hakkı olabiliyorken 13 aylık için bu kural topun yere temas etmeden gol olmasıydı) topun auta atılması veya ele teması durumunda atan oyuncu kaleye geçer, diğer oyuncu oyuna katılırdı. oynanan oyuna göre 9 veya 13 puanlık gol yiyen ilk kişi anne olur. bu grubun kalabalığına göre kız kardeş, teyze,hala,amca... en son 2 kişi kaldığında baba penaltılarla belirlenirdi. böylesine saçma fakat eğlenceli bir oyundu.

3- kağıt oyunları ve tasolar : belki ezel gibi kağıt oynamayı ramiz dayıdan öğrenmedik ama bizimde kendimize göre bir şeklimiz vardı. kağıtlar ters çevrilir ve belli bir stratejiye göre sıralanırdı. üzerlerinde yazan puanlara veya özel karakterlere göre değişirdi. bunun yanı sıra tek kartla oynanan elde 2 kartı çapıştırarak kartların ters veya düz düşmesine göre kazanıp kaybettikleri oyun vardı. bunun yanında tasolar vardır ki kağıtların plastik ve yuvarlak versiyonlarıdır. aynı oyunları kendileriyle de oynardık.
devamını gör...
aslında bir çok oyun var ama bizim en çok oynadığımız yedi tuğla oyunu. sabahtan akşama kadar hiç bıkmadan oynardık.
ne güzel günlerdi sokakta büyümek ,sokakta oynamak.
devamını gör...
çocukluğuma bir an beni götüren eğlencelerde.

dansa davet.
gazoz kapağı.
futbolcu kartları
borular ile kağıttan yapılan ok atma.
9 aylık hem futbol hem basketbol.
misket.
tasolar
mahalle maçları futbol.
çividen yapılan sahadan para ile gol atma.
devamını gör...
mahalleye nasıl geldiği, kimin getirdiği belli olmayan, anonim bir oyunumuzdu güde.

her oyuncunun attığında yerde kayabilecek, avuç içi büyüklüğünde ince, ağır ve dayanıklı bir taşı vardı. oynanan alanın ortası belirlenir ve bu ortaya tavuk yumurtasına benzer, çok sert ve dayanıklı bir taş konur. buna güde denir. güdenin olduğu yerden göz kararı (uzaklaştıkça oyun zorlaşır) bir sınır çizilir. bu sınırda oyuncular bulunur. oyuncular taşlarını yerden atarak (taşının sağlamlığına güvenenler tepeleme atabilir) güdeyi vurmaya çalışır. kim güdeyi vuramaz veya uzağa atamazsa ebe olur. ebe güdenin yanında durur, diğer oyuncular da sınıra geçer. yine oyuncular taşlarını yerden veya tepeleme güdeye atarlar. güdeye gelen taşlara ebe müdahale edemez. güde ne kadar uzağa ve tenhaya fırlatılırsa o kadar iyi çünkü ebe güdeyi bulup yerine koymalı. ebe güdeyi bulana kadar diğer oyuncular kendi taşlarını oyun alanından bir an önce alıp sınıra geri geçmeli. taşlarını oyun alanından alan bazı haylazlar, ebe güdeyle birlikte gelene kadar ortadaki güdenin yuvasını taşlarıyla vurarak ve alaycı sözler söyleyerek kışkırtır. ebe güdeyi bulduktan sonra yerine koyar. ebe oyun alanı içinde kalan herhangi bir kişiyi ebeleyip görevini teslim etmeli. fakat ebeleme olayı o kadar kolay değildir çünkü güde ortadadır, yani ebe başka bir oyuncuyu ebelemek isterken diğer oyuncular güdeyi sınırlarından vumaya devam etmektedir. bu esnada güde vurulursa, ebeleme koşturmacasını bırakıp yine güdeyi bulup yerine koymalı, sonra yine birisini ebelemeye çalışır. beceriksiz biri ebe olduğunda onun için çile bitmez, oyunda hep ebe olarak kalır.
bir oyuncunun taşı, atışlarda kırılırsa kendine yeni bir taş bulmalı. diğer oyuncuların taşlarını alamaz. atışlarda güde kırılırsa (güdeyi kırabilen güçlüdür) ebe yeni bir güde bulmalı.
devamını gör...
teyzeler ve amcalar iş başa düştü başlığı.
devamını gör...
sek sek.
ismi bile ne güzelmiş, hem eylem hem temenni içeriyor.
devamını gör...
dokuz taş.
taşları üst üste dizersin. ve kaç kişi oynuyorsa birinin adını söyleyerek topa vurur ve taşları yıkmaya çalışır. vurmadıysa sıra başkasına geçer. eğer vurduysa adı söylenen kişi topun peşine gider ve o ara kalanlar taşları dizmeye çalışırlar. dokuz taş üst üste koyulunca oyun biter. tabii ebe olan kişi topla beraber taşları dizenleri vuracağı için bu iş çok kolay olmaz. oyun özellikle kırık mermer taşlarıyla güzel olur. dizerek hız önemli olduğu için bu taşlar hem dizmesi kolay hem de kaygan olmaları sebebiyle bir o kadar da zor taşlardır.
devamını gör...
taso...
devamını gör...
aylık, taso, kağıt, safiş(aylık gibidir ama biraz daha zorudur), bilye, yakartop, uzun eşek, futbol, seksek, don, soğuk-sıcak(ya da kemer saklamaca), saklambaç, yerden yüksek, topaç, simit, duvar dibi ve daha sayamadığım birçok oyun... 90 dönemlerinde doğmasam da hepsini deli gibi oynayarak, bu neslin son örneklerindenim. eski mahallemi bile özledim bunları sayınca. neyse ben ağlamaya gidiyorum.
devamını gör...
yağ satarım bal satarım'ı nasıl yazmazsınız yahu
devamını gör...
istop, dokuz taş, aç kapıyı bezirgan başı.
devamını gör...
"alemim mulelim" diye bir oyun oynardık.
bir kişi, herkese komut verirdi. meselâ, "alelim mulelim, şu duvara dokunup gelelim" derdi. herkes o yöne koşup denileni yapar, geri gelirdi. en son gelen cezalandırılırdı.
"alelim mulelim, nazmi emminin elini öpüp gelelim."
nazmi emminin elini öpmek için yarışırdık, tabi o da mutlu olurdu.
"alelim mulelim, yunus'a tokat alıp gelelim" gibi istekler de olmaz değildi.
ne günlerdi!..
devamını gör...
mahalledeki çocuklarla oynarken beni aslında oyuna dahil olmayan, sahte bir kaleye koyup oynadıkları tek kale maç.
çok sonra öğrendim tabi paralel evrende bir kaleciden farkım olmadığını.
devamını gör...
horozum cik cik. sanırım bu oyunu bilenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. oyunda insanların birlikte durduğu bir kale vardır; diğer ekip bu kalenin dışında bekler. kaleden çıkan kişi; çıkarken "horozum cik cik" diya bağırır ve tek ayağının üzerinde sekerek; kale dışındaki kişilere eliyle dokunmaya çalışır. eğer dokunursa; kalenin dışında kalan ekip; kalenin içine kaçana kadar ölümüne tekme atılır. diğer yandan kaleden çıkarken "horozum cik cik" demezse veya tek ayağının üzerinde giderken; diğer ayak yere değerse; kalenin dışında kalan ekip; o kişi tekrar kalenin içine kaçana kadar, o kişiyi tekmeler.

ah 80'ler ve 90'lar. masumduk.
devamını gör...
simit.
devamını gör...
kuka

bu oyunu biliyor musunuz?
devamını gör...
istop, yakan top, körebe, dalya, beştaş, saklambaç, mendil kapmaca, yağ satarım bal satarım, köşe kapmaca...
bir de benim kendi başıma oynadığım bir oyunum vardı, toprağı kazır solucan çıkartır onları incelerdim. merak biz doğarken bizimle doğan bir durumsa demek. *
devamını gör...
35 yaş üzeri yazar turnusolu başlık.

misketlerle oynanan çukur oyunu.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"90'lardan kalma bir sokak oyunu bırak" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim