1.
bekir sıtkı erdoğan, 1926 yılında karaman'da dünyaya geldi. kuleli askeri lisesi'ni ardından 1948'de kara harp okulunu bitirdi. ankara üniversitesinde dil ve tarih coğrafya fakültesinden mezun oldu. bu dönemler aynı zamanda kıta subaylığı da yapıyordu. mezuniyetinin ardından heybeliada deniz lisesi'nde bir süre edebiyat öğretmenliği yaptı.
edebi hayatında ise hece ve aruz ölçüsünü kullanarak halk şiirini o zamanın koşullarıyla sentezleyerek türkçenin inceliklerini yansıtan ve anadolu insanının ruhunu duygulu bir şekilde bizlere aktarmayı başarabilen bir şair olmuştur.
bekir sıtkı erdoğan'ın yahya kemal ile karşılaşmasını birde kendi ağzından dinleyelim:
"türk ocağı'nda. orada şiir günü yapılıyor. biz de gittik harp okulundan arkadaşlarla. oraya yahya kemal bey de geldi. alkış, alkış... gelir gelmez de sahneye aldık. sahnede kendinden geçiyor. herkes bir iki şiirini okudu. ben de kalktım, onun şiirlerinden birini adamakıllı okudum. ona yaptığım nazireyi okudum. ondan sonra tekrar kalktı, öndeydi, çıkacak çıkamadı, ben aşağıya indim. gözlerimden bir daha öptü. çok güzel, çok güzel dedi."
ellinci yıl marşı yarışmasında arif nihat asya ile yaşadıkları:
"o da marş yazdı, ben de... ilk orada karşılaştık. yarışmaya katılanların en genciydim. ben şiirimi okuyunca o çekti şiirini, geri aldı. niye alıyorsun üstadım, dediler. bekir sıtkı'nın şu şiiri varken başkasına gerek yok, dedi. öyle yürekli bir adamdı. ben alayım şiirimi, sizin şiiriniz kalsın dedim. bırakmadılar. çünkü ben onu kara harp okulu marş üslubuna uygun söyledim. tam bir marş. hatta sonra yetmiş beşinci yıl marşı'nı da yazdım."
edebi hayatında ise hece ve aruz ölçüsünü kullanarak halk şiirini o zamanın koşullarıyla sentezleyerek türkçenin inceliklerini yansıtan ve anadolu insanının ruhunu duygulu bir şekilde bizlere aktarmayı başarabilen bir şair olmuştur.
bekir sıtkı erdoğan'ın yahya kemal ile karşılaşmasını birde kendi ağzından dinleyelim:
"türk ocağı'nda. orada şiir günü yapılıyor. biz de gittik harp okulundan arkadaşlarla. oraya yahya kemal bey de geldi. alkış, alkış... gelir gelmez de sahneye aldık. sahnede kendinden geçiyor. herkes bir iki şiirini okudu. ben de kalktım, onun şiirlerinden birini adamakıllı okudum. ona yaptığım nazireyi okudum. ondan sonra tekrar kalktı, öndeydi, çıkacak çıkamadı, ben aşağıya indim. gözlerimden bir daha öptü. çok güzel, çok güzel dedi."
ellinci yıl marşı yarışmasında arif nihat asya ile yaşadıkları:
"o da marş yazdı, ben de... ilk orada karşılaştık. yarışmaya katılanların en genciydim. ben şiirimi okuyunca o çekti şiirini, geri aldı. niye alıyorsun üstadım, dediler. bekir sıtkı'nın şu şiiri varken başkasına gerek yok, dedi. öyle yürekli bir adamdı. ben alayım şiirimi, sizin şiiriniz kalsın dedim. bırakmadılar. çünkü ben onu kara harp okulu marş üslubuna uygun söyledim. tam bir marş. hatta sonra yetmiş beşinci yıl marşı'nı da yazdım."
devamını gör...
2.
1926/ 2014 yılları arasında yaşamış türk şair olup subay olarak görev yapmıştır.
şairin pek çok sayıda kitabı vardır.
ayrıca öğretmenlik de yapmıştır.
deniz harp okulu marşının sözleri, bekir sıtkı erdoğan'a aittir.
önce bir deniz düşer aklıma. masmavi bir şarkı başlar derinden
sonra yosun kokan ıslak bir rüzgâr, saf saf, serin serin gelir.
rüzgârda lirik fısıltılar
rüzgârda ilkbahar sahillerinden, müjdeler taşıyan sözlerin gelir.
şairin pek çok sayıda kitabı vardır.
ayrıca öğretmenlik de yapmıştır.
deniz harp okulu marşının sözleri, bekir sıtkı erdoğan'a aittir.
önce bir deniz düşer aklıma. masmavi bir şarkı başlar derinden
sonra yosun kokan ıslak bir rüzgâr, saf saf, serin serin gelir.
rüzgârda lirik fısıltılar
rüzgârda ilkbahar sahillerinden, müjdeler taşıyan sözlerin gelir.
devamını gör...