yazar: orhan kemal
yayım yılı: 1962
türk klasikleri arasına giren eserde orhan kemal çukurova'yı ve bu coğrafyada yaşanan toplumsal ilişkileri usta kalemiyle okuyucuyla buluşturuyor. ekonomik zorluklar karşında bir ailenin tutunma çabaları ve tüm çabalara rağmen, ekonomik darboğazda günbegün erimesini konu edinen kitap, dönemin koşullarını da tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
yayım yılı: 1962
türk klasikleri arasına giren eserde orhan kemal çukurova'yı ve bu coğrafyada yaşanan toplumsal ilişkileri usta kalemiyle okuyucuyla buluşturuyor. ekonomik zorluklar karşında bir ailenin tutunma çabaları ve tüm çabalara rağmen, ekonomik darboğazda günbegün erimesini konu edinen kitap, dönemin koşullarını da tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kaan giray" tarafından 31.12.2021 13:02 tarihinde açılmıştır.
1.
orhan kemal romanı.
eskici ve oğulları'nda baş kahraman topal eskici ile iki oğlunun özlemlerini, düşlerini, bu özlemlerle düşleri gerçekleştirmek için verdikleri savaşı ve sonunda ellerinde avuçlarında kalanı da yitirerek çöküşlerini anlatan bir romandır.
eskici ve oğulları'nda baş kahraman topal eskici ile iki oğlunun özlemlerini, düşlerini, bu özlemlerle düşleri gerçekleştirmek için verdikleri savaşı ve sonunda ellerinde avuçlarında kalanı da yitirerek çöküşlerini anlatan bir romandır.
devamını gör...
2.
yazar orhan kemal bu eserinde her zamanki gibi çukurova'da geçen, baba ve oğul ilşkisindeki zorluklar ve sorunlara değinmiştir. yoksulluk sebebiyle kendi ailesi dışında topal babasının eline bakan büyük oğul, babasıyla şiddetli geçimsizlik yaşayan küçük oğul ve anne, gelin, torunlar da bu romandaki diğer kişiler.
devamını gör...
3.
orhan kemal tarafından kaleme alınmış bir çukurova romanıdır.
benim en dikkatimi çeken kısım tabii ki orhan kemal'in bölgesel bir gerçekliğe ve yerel ağız özelliklerine bu denli hakim olabilmesi. diyaloglarda karşılaştığım birçok deyim ve kalıp, ilk defa karşılaştığım ifadelerdi. içinde yaşadığı halkı bu denli yalın gözlemleyebilmiş, nabzını bu denli iyi tutmuş, edebi cilalara kaçmadan özü bu kadar iyi betimleyebilmiş yazarlara da bu türe de artık pek rastlanmıyor. makineleşmenin henüz yeni yeni ivmelendiği bir dönemin, dar gelirli ve yoksul kesimler üzerindeki etkilerinin iyi bir somut örneğidir.
romanın bir de şahin gök yönetmenliğinde 1990 yapımı film uyarlaması var. sinemanın doğru bir kaynakla nasıl da harika işlere imza atabileceğinin güzel bir örneğidir. fikret hakan, kadir inanır, levent inanır, menderes samancılar gibi güzel oyunculuk performanslarının yanında, bir de ana rolündeki bir nurhan nur performansı vardır ki sinemada yıldız olmayan isimlerin ya da kadın oyunculukların bir şekilde gölgede kalmış ya da bırakılmış kıymeti göz alabildiğine ışıldar. evet, dönem olanakları ölçüsünde, kitabı kadar iyi olan filmler de var. final sahnesi ise gerek görselliği gerek anlamıyla başlı başına bir hikaye derinliğindedir.
her birini saygı ve şükranla anmak icap eder.
benim en dikkatimi çeken kısım tabii ki orhan kemal'in bölgesel bir gerçekliğe ve yerel ağız özelliklerine bu denli hakim olabilmesi. diyaloglarda karşılaştığım birçok deyim ve kalıp, ilk defa karşılaştığım ifadelerdi. içinde yaşadığı halkı bu denli yalın gözlemleyebilmiş, nabzını bu denli iyi tutmuş, edebi cilalara kaçmadan özü bu kadar iyi betimleyebilmiş yazarlara da bu türe de artık pek rastlanmıyor. makineleşmenin henüz yeni yeni ivmelendiği bir dönemin, dar gelirli ve yoksul kesimler üzerindeki etkilerinin iyi bir somut örneğidir.
romanın bir de şahin gök yönetmenliğinde 1990 yapımı film uyarlaması var. sinemanın doğru bir kaynakla nasıl da harika işlere imza atabileceğinin güzel bir örneğidir. fikret hakan, kadir inanır, levent inanır, menderes samancılar gibi güzel oyunculuk performanslarının yanında, bir de ana rolündeki bir nurhan nur performansı vardır ki sinemada yıldız olmayan isimlerin ya da kadın oyunculukların bir şekilde gölgede kalmış ya da bırakılmış kıymeti göz alabildiğine ışıldar. evet, dönem olanakları ölçüsünde, kitabı kadar iyi olan filmler de var. final sahnesi ise gerek görselliği gerek anlamıyla başlı başına bir hikaye derinliğindedir.
her birini saygı ve şükranla anmak icap eder.
devamını gör...