fabrikatörlerin ekseriyetle lise mezunu olması

bir gerçektir. öyle babadan gelen zenginlikle değil çalışkanlıkla elde edilmiştir.
bundan iki yıl evvel bir fabrikada çalıştım 3 aylığına* baktım her hafta sivil giyimli bir adam gelip torna tezgahını siliyor. en sonunda dedim kim bu. fabrikanın ve yan fabrikanın sahibiymiş. işçiyken önce torna tezgahı almış sonra atölye kurmuş sonra fabrikaya çevirmiş. böyle yani. adam okuyamadık diye hayata küsüp şikayet etmek yerine çabalamış. diğer gördüğüm yerlerde de durum aynıydı.

genelde patronların eğitim düzeyi çalışanlardan düşük oluyor. lise mezunu bulduysanız şükredin. okuma yazma bilmeyenini gördüm ama adamın eline geçen günlük para bana 1 yılda geçmez. birde genelde eğitim düzeyi düştükçe aşağılık kompleksinden midir nedir iyice egoist sonradan görme tuhaf bir şey oluyorlar.

akıllı insanlardır. okumakla değil girişim yaparak kendilerini geliştirmişlerdir

üniversite okuduğun zaman cahil cesaretini kaybediyorsun. bu özellik senin girişimciliğini de öldürüyor. bu yüzden fabrikatörler lise mezunudur.

hayat okulundan mezun olup rakiplerine göre daha tecrübeli olmaları sebebiyle olabilir.

lise mezununu bulursan şükret dediğimdir.

bir şirketin kurulmasına şahit olan şahsım, (ismi lazım değil şirketin) bu işlerin gerçekten de okumakla alakası olmadığını düşünmeye başladı. adam 1990 bilmem kaçlarda (90'lı yıllar hatta daha gerisi, 80 falan) ufak bir atölyeyle başlıyor, tezgah falan derken bugün dev bir grup haline geliyo, ünlü markalarla uzun dönem (2-3 senelik) anlaşmalar imzalıyor ve senin benim göremeyeceğim paralarla oynuyor.

nasıl bu hale gelmiş, ne yapmış diye sorarsanız... işte orası kişiden kişiye değişiyor.

bugün bu anlattıklarını yapmak imkansıza yakındır orasında hem fikiriz zaten, gerek bel büken vergiler, astronomik kiralar, sektörün doygunluğu, hammade alımını zorlayan döviz kuru ve belli başlı şirketlerin tekel olması (hatta kartel) bunların başlıca sebeplerindendir.

bizim 4 yıllık mühendis ne yapıyor? solidden öğrenmiş üç beş bir şey, bir iki liraya çizim satıyor.

e meslek lisesi memleket meselesi diye boş yere denilmedi zamanında.

mesut yılmaz 8 yıllık kesintisiz eğitim getirirken meslek liselerinin önünü de kesti ve üni okuyamayan adam iş konusunda kendisini yetiştirdi biz hala plazalarda "kahve içmeden ayilamiyoz" ya diyelim.

diplomayı yaksak lise mezunu sayılabilirmiyiz ben fabrikatör olmak istiyorum.

yanlış bir önermedir. çoğu fabrikatör lise değil ilkokul mezunudur.

lise değil maksimum ortaokul mezunudurlar.
önemli olan başarıyı sürdürmektir.
genelde 2 veya 3. nesil yüzde 95 batırır. çok çok nadir 3 ve 4.nesil tanıyorum.

maalesef türkiye'de işletme kültürü yok.
birinci nesil kurar, ikinci nesil ya büyütür ya batırır, ama üçüncü nesil net batırıyor türkiye'de.

öyledir. *
alın teridir, çabaların karşılığıdır.

diplomalar para basmıyor niçin anlamamakta isyankar davranıyoruz. okumak maddi zenginlik getirmiyor. şu algı bizi bitirdi. yetenek zanaat sanat bu yüzden yok olma noktasına ulaştı. toparlamak uzun zaman alacak.

adam işletme okur
yurt dışında master yapar
herşeyi bilir
lakin ve lakin
kayserili bir ilkokul mezunu girişimci bütün piyasayı alt üst eder rekortmen olur
masterli abimiz de o firmaya girmeye çalışır
konunun özeti budur