görünmez heykelin 150 bin liraya satılması

arkadaşlar artık şunu anlayın, hiç kimse bir eser satın almıyor, isim satın alıyor isim.

oğlum bu sanat değil bak.. kandırmayın kendinizi.. *

tosuncuklar sadece türkiye'de yokmuş bunu anladım

zekice bir hareket.

gözlerini kapat, hayal et şimdi. ettin mi...güzeeel. işte onun fiyatı 150 bin.
alan adam için, ve karşıdakine sanatçı diyenler için, senin beyin nöronlarıni umpa lumpa kabilesi ***sin.
asjsjsj biz ticaret yapmak için bin dereden su getiriyoruz adam görünmez ürün satıyor hahahah. bir de enerji menerji diyor kılıfı da var puştun çok afedersin. sanat eserlerini yaparken bu adamı izlemek isterdim. hangi sanat okulunu bitirdi acaba?
royal kolejini bitirdim,kafamda.. bu da diplamam. goremiyor olabilirsiniz ama burda bak. hop!(el hareketi çekiyor) enerji bu enerji.
biz de işletmeyi buna ceviricez.
-buyrun menümüz (boş kağıt verir, sadece fiyatlar yazar)
+ürünler nerede?
-hayalinizde efendim siz hayal edin fiyatları orda. enerji enerji. bakın ben kocaman bir texas steak hayal ettim demin ooh!
+ dalga mı geçiyon lan!!??
hayır yavsak madem maddeye önem vermiyorsun kuantum fizik cart curt tatavasi yapıyorsun, ee o zaman niye bir değer biciliyor.
tarih böyle bir silkme gormemiştir.

modern sanat adı altında yapılan kara para aklamadan bahsetmiştim, bu da onun gibi bir şey ortada enayilik yok yani. bunların satışına izin verende var enayilik diyeceğim de o da payını alıyordur.

işte bunlar hep para aklamanın çeşitli sanatsal yolları.

ben görüyorum siz niye göremediniz ki. burnu hafif yamuk mesela.

senin oluyo da benim niye olmuyo:

şu anda evimde olan heykeldir. sandığımdan çok daha küçük ama olsun.

bir sanat galerisinde yere düşmüş olan bir gazeteci gözlüğünü sanat eseri sanıp fotoğraflamaya başlamaları olayı aklıma geldi. bir de duvara elektrik bandıyla bantlanmış muz vardı, nasıl da unuttuk ama bu putları...* bence komik komik.

yemin ederim çok zekice.

böyle nadide bir eserin ucuza gittiğini düşünmekteyim,emeye saygı lütfen.*

soyut sanat kavramını arşa çıkartmış olan sanatçıdır. benim asıl takdir ettigim yönü esnaflık tarafının da sağlam olması. yoksa böyle bir işi böyle bir paraya itelemek herkezin aklına gelecek bir şey değil .

açıkçası heisenberg'in boşluğun enerjiyle dolu olduğuyla ilgili iddiasını referans gösterdiğinden beni inandırmayı başardı. hatta şu an eseri görmeye bile başladım. güzel iş çıkarmış ama yalnızca sanattan anlayanlar görebildiği için her kesime hitap etmiyor diyebiliriz.

tebrik ediyorum kendisini köylü kurnazlığından ötürü.

entel söğüşleme sanatı. eğer fırsat verilirse genç heykeltraşlara, vallahi bu heykelin daha iyisini türkiye'de yaparlar. bu dalda dünyanın en önde gelen ülkelerinden oluruz. ulan ya ne kafalar var. buna o kadar para veren acaba heykeli evinin neresine koydu?

dünyada bu kadar açlık ve zulüm varken sanat adı altında böyle şeylere bu miktarda paralar ödenmesi artık pes bile dertirmeyecek kıvama getirtti.

adamlarda görünmeyen şeyler bile değerli, paha biçilebilir...

biz onlardaki sanat fikrini ve bakış açısını istesek de anlayamayız arkadaşlar. enayilik gibi gelmesi de bu yüzden.

"müzayededeki başarılı sonuç, reddedilemez bir gerçeğe işaret ediyor: boşluk, enerji dolu bir alandan başka bir şey değildir. boş bıraksak ve geriye hiçbir şey kalmasa bile, belirsizlik ilkesine (kuantum fiziğinin oluşmasına büyük katkılar yapan werner heisenberg tarafından 1927'de ortaya atılan ilke) göre hiçliğin bir ağırlığı var. bu nedenle boşluk, yoğunlaşan ve kendisini kısacası içimizdeki parçacıklara dönüştüren enerjiye ssahip.

belirli bir mekanda fiziksel varlığı olmayan bir heykeli 'sergilemeye' kara verdiğimde, bu alan belirli bir miktar ve yoğunluktaki düşünceyi kesin bir noktada yoğunlaştıracak. kendi koyduğum isimden (ben) çok çeşitli biçimlere bürünecek bir heykel yaratacak. en nihayetinde, hepimiz hiç görmediğimiz bir tanrı'ya şekil vermiyor muyuz?" demiş. ben tatmin oldum.

modernizm ile sıçan, post-modernizm ile sıvayan sanatın* geldiği son noktadır.