konuşurken karşı tarafın gözünün içine bakmak
başlık "abdulseyidbincabbar" tarafından 07.12.2020 01:58 tarihinde açılmıştır.
61.
bakışın adabı vardır. yumuşak bakmak denilen bir kavram var, karşı tarafa salak salak bakmamak gerekir karşı tarafı rahatsız etmeden bakılmalı ve arada ruh hastası olmadığınızı göstermek adına gözlerinizi başka yönlere de çevirmelisiniz.
ben bakışa karşı genel olarak kıl oluyorum. bakışlarından rahatsız olmadığım insan sayısı bu dünyada çok az. anam babam bile iki dönüp baktığı zaman sinirim başıma vurur.
benim içinse bir insanın gözünun içine bakıyorsam kişiyle çok ciddi problemim vardır ve devamı yumruk yumruğa kavga ile bitecektir. onun haricinde göze bakmayı sevmem.
ben bakışa karşı genel olarak kıl oluyorum. bakışlarından rahatsız olmadığım insan sayısı bu dünyada çok az. anam babam bile iki dönüp baktığı zaman sinirim başıma vurur.
benim içinse bir insanın gözünun içine bakıyorsam kişiyle çok ciddi problemim vardır ve devamı yumruk yumruğa kavga ile bitecektir. onun haricinde göze bakmayı sevmem.
devamını gör...
62.
müthiş bir meydan okumadır. bayılırım buna gögsünü gere gere cesaret edene. bence inanılmaz havalı.
devamını gör...
63.
genel olarak hayvanlarda ama primatlarda meydan okumaya yönelik de bir boyutu olduğu için bakmak kadar nasıl baktığınız da önemli bir mesele.
3 kişilik kurulun önünde mülakata girdiniz. hangisine bakacaksınız. konuşurken konuştuğunuz kişiye bakarsınız ama sunum yaparken nereye bakacaksınız.
aranızda hiyerarşik bir durum varken yere bakmazsanız sırf bu yüzden bile sizi elemeleri mümkün.
öğretmen yere bakarak ders anlatmaz derseniz sıkıntı başlıyor. ben mesela istanbul üniversitesinde öğrenciyken bazı profesörler öğrenci ile göz teması kurmaz yukarı bakarak ders anlatırdı. bizi eşiti görmezdi. bizimle doğrudan konuşmazdı.
yani eğitim camiası açısından bu mesele önemli çünkü cem yılmaz da diyor ya ben elma satmıyorum. ben izleyicinin gözünde o pırıltılı bakışı görmeden anlatamam.
öğretmen de böyle bir durumda esasen. amaç öğretmekse bu böyle elbette yoksa okuyup okuyup giden hatta slaytı bile okuyamayan hocalarımız da oldu.
çocuklarla çalışırken bu çok kritik bir konu çünkü çocuk sizin gözünüzden anlıyor. dil çok gelişmiş olmadığı ve soyut zekası da o yaşta olmadığı için beden dili muazzam okunuyor veletler tarafından.
sizi sevmedilerse geçmiş olsun.
3 kişilik kurulun önünde mülakata girdiniz. hangisine bakacaksınız. konuşurken konuştuğunuz kişiye bakarsınız ama sunum yaparken nereye bakacaksınız.
aranızda hiyerarşik bir durum varken yere bakmazsanız sırf bu yüzden bile sizi elemeleri mümkün.
öğretmen yere bakarak ders anlatmaz derseniz sıkıntı başlıyor. ben mesela istanbul üniversitesinde öğrenciyken bazı profesörler öğrenci ile göz teması kurmaz yukarı bakarak ders anlatırdı. bizi eşiti görmezdi. bizimle doğrudan konuşmazdı.
yani eğitim camiası açısından bu mesele önemli çünkü cem yılmaz da diyor ya ben elma satmıyorum. ben izleyicinin gözünde o pırıltılı bakışı görmeden anlatamam.
öğretmen de böyle bir durumda esasen. amaç öğretmekse bu böyle elbette yoksa okuyup okuyup giden hatta slaytı bile okuyamayan hocalarımız da oldu.
çocuklarla çalışırken bu çok kritik bir konu çünkü çocuk sizin gözünüzden anlıyor. dil çok gelişmiş olmadığı ve soyut zekası da o yaşta olmadığı için beden dili muazzam okunuyor veletler tarafından.
sizi sevmedilerse geçmiş olsun.
devamını gör...
64.
kuvvetle muhtemel yalan söylüyordur......................
devamını gör...
65.
iki kaşının ortasına bakıyorum. her iki gözüne de bakmış oluyorum.
bazen de ağzına baktığımı fark ediyorum, duyma problemim var galiba dudak okuyorum.
bazen de ağzına baktığımı fark ediyorum, duyma problemim var galiba dudak okuyorum.
devamını gör...
66.
sürekli ve ısrarla bakmak genelde tehdit içerir. göz teması kurmak böyle bir şey değil. sürekli karşıdakinin gözünün içine bakmak da zordur zaten. genel olarak yüzüne, yüzünde gözüne bakarsınız.
topluluk karşısında konuşmak,sunum yapmak daha farklı. yine göz teması kurulur ama kimseye takılıp kalınmaz, herkesi tarayan şekilde bakılır. birazcık yukarıda olmak iyidir hem gruba hakim olmak hem herkesle göz teması kurabilmek açısından.
çocuklarlayken temel prensip onların göz hizasında olmaktır. onlar iyi anlamak istedikleri, tanımak istedikleri, görmek istedikleri önemli bir şey varsa doğrudan gözünün içine bakarlar, yoksa genel olarak yüz ifadesi; mimikler ve jestlere yani beden diline odaklanırlar. yetişkinlerden farklı olarak çocuklar ilgilerini çeken her ne ise doğrudan bakar. yetişkinler ise ilgilerini gözlerini kaçırarak gösterirler.
topluluk karşısında konuşmak,sunum yapmak daha farklı. yine göz teması kurulur ama kimseye takılıp kalınmaz, herkesi tarayan şekilde bakılır. birazcık yukarıda olmak iyidir hem gruba hakim olmak hem herkesle göz teması kurabilmek açısından.
çocuklarlayken temel prensip onların göz hizasında olmaktır. onlar iyi anlamak istedikleri, tanımak istedikleri, görmek istedikleri önemli bir şey varsa doğrudan gözünün içine bakarlar, yoksa genel olarak yüz ifadesi; mimikler ve jestlere yani beden diline odaklanırlar. yetişkinlerden farklı olarak çocuklar ilgilerini çeken her ne ise doğrudan bakar. yetişkinler ise ilgilerini gözlerini kaçırarak gösterirler.
devamını gör...
67.
9 seviyesi varmış...
-1. seviye / sıfır göz teması (istemli): maddenin başındaki işaret yanlışlıkla konmadı; gerçekten -1. kattayız. çünkü birinin sizi fark etmediği için göz teması kurmamasından daha kötü bir şey varsa o da sizi fark ettiği halde olduğunuz tarafa bakmaması. bir diğer deyişle, istemli göz kaçırma. bu olduğunda, görmezden gelindiğinize emin olabilirsiniz.
1. seviye / sıfır göz teması (istemsiz): paniğe gerek yok, karşınızdaki henüz sizi görmedi. kendinizi fark ettirecek bir harekette bulunabilir ya da öylece bekleyebilirsiniz (ilki daha çok işe yarar).
1. seviye / kısa ve şuursuz bakış: aynı bir önceki seviye gibi bu bakış da fazla niyet içermez, etrafa düşünmeden göz atan birinin saniyelik göz takılmasından ibarettir.
2. seviye / kısa bakış (bilinçli): sonunda, başkasında bir izlenim bıraktığımıza işaret eden bir bakışa geldik. birinin size bakıp gözlerini kaçırması ilgisini çekmediğiniz anlamına gelebildiği gibi, kişinin utangaç olması, tanımadığı birine gözünü dikmekten çekinmesi de demek olabilir. beden dili üzerine çalışmalar, bundan sonrası ile de ilgileniyor: kişi gözünü kaçırdıktan sonra aşağı bakarsa sizden etkilenmiş, sağa-sola bakarsa etkilenmemiş olabilir. fakat önemli olan, bir sebepten size bakmış olması.
3. seviye / yarım bakış: önceki örneklerden ayırmayı zamanla ve daha çok insan gözlemledikçe öğrendiğimiz bakış türüdür. en fazla yarım saniye süren bu bakış da genelde bilinçsizdir, örneğin telefonla konuşurken birinin birine bakmasıdır. göz orada, fakat bilinç uzaklardadır.
4. seviye / “bir gören bir daha bakıyor”: fiziksel bir etkilenme ya da ilgi örneği olan tekrar bakma, size gereken itici gücü sağlayabilir. bunun ardından gelen herhangi bir etkileşimin karşınızdaki kişi tarafından hoş karşılanma oranının yüzde 95’in üstünde olduğu söyleniyor. tabi yine akılları başka yerde değilse!
5. seviye / gözünü dikmek: bilinçsiz olarak gerçekleştirilebilecek son seviyedir, ancak genelde 2-3 saniye boyunca bilerek ve isteyerek karşıdakine bakmayı içerir. istemli yapıldığında, gerçek bir ilgi göstergesidir.
6. seviye / gülümseme eşliğinde: 5. seviyenin, üstüne hafif bir gülümseme eklenmiş olanı. biri size böyle bir bakış attığında harekete geçmemek, ya aşırı utangaç olduğunuzu ya da karşınızdakinin hiç mi hiç ilginizi çekmediğini gösterir.
7. seviye / göz sevişmesi: dakikalar sürebilen kesintisiz bakışlar, arada hafif bir gülümseme, gözünü alamama… tüm bunlar genelde uçucu bir ilgiden öte, cinsel arzuyu işaret eder. tam da bu nedenle, en çok korkulan bakışlar da bu kategoridedir. iş buraya varana kadar karşınızdaki insanın ilgilendiğine dair bir ipucu elde etmemişseniz, sapık olarak yaftalanma ihtimaliniz de çok yüksek.
8. seviye / hayatımın aşkı: gerçekten aşık insanlara (ya da çok başarılı oyunculara) özgü bir bakış türü. sabah uyandığınızda yanınızdaki sevgilinin size baktığını yakaladığınız an var ya, işte bu o. çok yakın bir ilişki ve değer verilen bir insanı ima eder.
9. seviye / çizgiyi aşmak: ilişkinizin ikinci ayında isminizi koluna yazdıran sevgilinin, kendisinden önünde sonunda ayrılmanız sonrası atabileceği bakıştır. çok spesifik bir örnek olduysa kısaca, “belalı bakışı” diyebiliriz. gözü dönmüşlük içerir, korkutur, uzak durulması gerekir.
göz bebekleri yalan söylemez.
-1. seviye / sıfır göz teması (istemli): maddenin başındaki işaret yanlışlıkla konmadı; gerçekten -1. kattayız. çünkü birinin sizi fark etmediği için göz teması kurmamasından daha kötü bir şey varsa o da sizi fark ettiği halde olduğunuz tarafa bakmaması. bir diğer deyişle, istemli göz kaçırma. bu olduğunda, görmezden gelindiğinize emin olabilirsiniz.
1. seviye / sıfır göz teması (istemsiz): paniğe gerek yok, karşınızdaki henüz sizi görmedi. kendinizi fark ettirecek bir harekette bulunabilir ya da öylece bekleyebilirsiniz (ilki daha çok işe yarar).
1. seviye / kısa ve şuursuz bakış: aynı bir önceki seviye gibi bu bakış da fazla niyet içermez, etrafa düşünmeden göz atan birinin saniyelik göz takılmasından ibarettir.
2. seviye / kısa bakış (bilinçli): sonunda, başkasında bir izlenim bıraktığımıza işaret eden bir bakışa geldik. birinin size bakıp gözlerini kaçırması ilgisini çekmediğiniz anlamına gelebildiği gibi, kişinin utangaç olması, tanımadığı birine gözünü dikmekten çekinmesi de demek olabilir. beden dili üzerine çalışmalar, bundan sonrası ile de ilgileniyor: kişi gözünü kaçırdıktan sonra aşağı bakarsa sizden etkilenmiş, sağa-sola bakarsa etkilenmemiş olabilir. fakat önemli olan, bir sebepten size bakmış olması.
3. seviye / yarım bakış: önceki örneklerden ayırmayı zamanla ve daha çok insan gözlemledikçe öğrendiğimiz bakış türüdür. en fazla yarım saniye süren bu bakış da genelde bilinçsizdir, örneğin telefonla konuşurken birinin birine bakmasıdır. göz orada, fakat bilinç uzaklardadır.
4. seviye / “bir gören bir daha bakıyor”: fiziksel bir etkilenme ya da ilgi örneği olan tekrar bakma, size gereken itici gücü sağlayabilir. bunun ardından gelen herhangi bir etkileşimin karşınızdaki kişi tarafından hoş karşılanma oranının yüzde 95’in üstünde olduğu söyleniyor. tabi yine akılları başka yerde değilse!
5. seviye / gözünü dikmek: bilinçsiz olarak gerçekleştirilebilecek son seviyedir, ancak genelde 2-3 saniye boyunca bilerek ve isteyerek karşıdakine bakmayı içerir. istemli yapıldığında, gerçek bir ilgi göstergesidir.
6. seviye / gülümseme eşliğinde: 5. seviyenin, üstüne hafif bir gülümseme eklenmiş olanı. biri size böyle bir bakış attığında harekete geçmemek, ya aşırı utangaç olduğunuzu ya da karşınızdakinin hiç mi hiç ilginizi çekmediğini gösterir.
7. seviye / göz sevişmesi: dakikalar sürebilen kesintisiz bakışlar, arada hafif bir gülümseme, gözünü alamama… tüm bunlar genelde uçucu bir ilgiden öte, cinsel arzuyu işaret eder. tam da bu nedenle, en çok korkulan bakışlar da bu kategoridedir. iş buraya varana kadar karşınızdaki insanın ilgilendiğine dair bir ipucu elde etmemişseniz, sapık olarak yaftalanma ihtimaliniz de çok yüksek.
8. seviye / hayatımın aşkı: gerçekten aşık insanlara (ya da çok başarılı oyunculara) özgü bir bakış türü. sabah uyandığınızda yanınızdaki sevgilinin size baktığını yakaladığınız an var ya, işte bu o. çok yakın bir ilişki ve değer verilen bir insanı ima eder.
9. seviye / çizgiyi aşmak: ilişkinizin ikinci ayında isminizi koluna yazdıran sevgilinin, kendisinden önünde sonunda ayrılmanız sonrası atabileceği bakıştır. çok spesifik bir örnek olduysa kısaca, “belalı bakışı” diyebiliriz. gözü dönmüşlük içerir, korkutur, uzak durulması gerekir.
göz bebekleri yalan söylemez.
devamını gör...
68.
rahatsız edicidir.
yani daha doğrusu, gözlere bakmak, gözleri kaçırmaya anlamlar yüklemek gibi şeyler doğru tavrın göze bakarak iletişim kurmak olduğunu düşünmemize neden oluyor. mesela biri çıkmış vidyo çekmiş, diyo ki "göz temasından kaçınıyosa sizi manipüle etmeye çalışıyor olabilir." haydaaa... gözünü kaçırıyosa şöyledir böyledir diye diye manyak ettik insanları. yok öyle bi şey.
biz niye ısrarla birinin gözüne bakarız? hayatın normal akışında ne zaman yapıyoruz bunu en çok? bir konuda haklı olduğumuzu düşünüyorsak ve öfkeliysek yapıyoruz. ben haklıyım, ben güçlüyüm dediğimiz zamanlarda. genelde de böyle zamanlarda "gözüme bak gözüme" diye insanları sıkıştırıyoruz.
hiç tanımadığımız biri gözümüze gözümüze bakarsa rahatsız oluyoruz. biz de manyaksak ve bu meydan okumaya karşılık verdiysek "ters baktı" kavgaları çıkıyor.
aşkla gözüne bakmak var mesela, nerde var? yok. aşkla suratına bakıyoruz insanların, göz göze gelirsek bi süre gözüne de bakıyoruz.
sohbet ederken arkadaşlarımızın yüzüne bakıyoruz. gözüne gözümüzü dikmiyoruz. sipariş verirken garsonun gözüne kitlenmiyoruz. çünkü manyak değiliz.
ben de hiç sevmiyorum herhangi bir duyguyla gözüme bakılmasını. gözüme niye bakılsın benim? içine bişey kaçmadıysa bakmayın gözüme arkadaşım. anlık göz göze gelişleri demiyorum, tekrar ediyorum. uzun uzun bakışmaları diyorum. bunların romantik olanları bile rahatsız ediyor beni. ben senin gözünde aşk veya şehvet görmek istemiyorum canım kardeşim. ağzınla söyle yeter gözünle de ispatlamana ihtiyaç duymuyorum. ayrıca çok da gereksiz bi şey bu, o bakışlardan anlamlar falan çıkarılıyor, benim başıma bela oluyor o anlamlar.
sevgiyle, gözünden kalp fışkırtarak bakıyor mesela, benim gözümde aynısını görmüyo ama, yüzümde de muhtemelen, kendi kendine bi anlamlar çıkarıyo. arkadaşım benim senin gözüne aşkla bakamamam seninle veya sana olan duygularımla alakalı olmak zorunda mı? benimle ve benim sana olan duygularımla aramda bi mesele olamaz mı? orda ben kendi içimde kendi kendime bişe yaşıyorum zaten, niye gözünü gözüme dikip tetikliyosun? sen başka tarafa bakarken ben sana sevgiyle bakarım illa bunu gözlerimizi buluşturarak yapmamız şart mı? ağzımla söylüyorum niye yeterli olamıyor bu?
oturuyorsunuz romantik dizileri filmleri izliyosunuz, herkesten kendi hayatında film çekmesini bekliyosunuz. bakmayın ağzıma gözüme benim.
yani daha doğrusu, gözlere bakmak, gözleri kaçırmaya anlamlar yüklemek gibi şeyler doğru tavrın göze bakarak iletişim kurmak olduğunu düşünmemize neden oluyor. mesela biri çıkmış vidyo çekmiş, diyo ki "göz temasından kaçınıyosa sizi manipüle etmeye çalışıyor olabilir." haydaaa... gözünü kaçırıyosa şöyledir böyledir diye diye manyak ettik insanları. yok öyle bi şey.
biz niye ısrarla birinin gözüne bakarız? hayatın normal akışında ne zaman yapıyoruz bunu en çok? bir konuda haklı olduğumuzu düşünüyorsak ve öfkeliysek yapıyoruz. ben haklıyım, ben güçlüyüm dediğimiz zamanlarda. genelde de böyle zamanlarda "gözüme bak gözüme" diye insanları sıkıştırıyoruz.
hiç tanımadığımız biri gözümüze gözümüze bakarsa rahatsız oluyoruz. biz de manyaksak ve bu meydan okumaya karşılık verdiysek "ters baktı" kavgaları çıkıyor.
aşkla gözüne bakmak var mesela, nerde var? yok. aşkla suratına bakıyoruz insanların, göz göze gelirsek bi süre gözüne de bakıyoruz.
sohbet ederken arkadaşlarımızın yüzüne bakıyoruz. gözüne gözümüzü dikmiyoruz. sipariş verirken garsonun gözüne kitlenmiyoruz. çünkü manyak değiliz.
ben de hiç sevmiyorum herhangi bir duyguyla gözüme bakılmasını. gözüme niye bakılsın benim? içine bişey kaçmadıysa bakmayın gözüme arkadaşım. anlık göz göze gelişleri demiyorum, tekrar ediyorum. uzun uzun bakışmaları diyorum. bunların romantik olanları bile rahatsız ediyor beni. ben senin gözünde aşk veya şehvet görmek istemiyorum canım kardeşim. ağzınla söyle yeter gözünle de ispatlamana ihtiyaç duymuyorum. ayrıca çok da gereksiz bi şey bu, o bakışlardan anlamlar falan çıkarılıyor, benim başıma bela oluyor o anlamlar.
sevgiyle, gözünden kalp fışkırtarak bakıyor mesela, benim gözümde aynısını görmüyo ama, yüzümde de muhtemelen, kendi kendine bi anlamlar çıkarıyo. arkadaşım benim senin gözüne aşkla bakamamam seninle veya sana olan duygularımla alakalı olmak zorunda mı? benimle ve benim sana olan duygularımla aramda bi mesele olamaz mı? orda ben kendi içimde kendi kendime bişe yaşıyorum zaten, niye gözünü gözüme dikip tetikliyosun? sen başka tarafa bakarken ben sana sevgiyle bakarım illa bunu gözlerimizi buluşturarak yapmamız şart mı? ağzımla söylüyorum niye yeterli olamıyor bu?
oturuyorsunuz romantik dizileri filmleri izliyosunuz, herkesten kendi hayatında film çekmesini bekliyosunuz. bakmayın ağzıma gözüme benim.
devamını gör...
69.
bir insanın gözüne uzun süre bakmak rahatsız edici. hem kendim rahatsız olurum hem de karşı taraf herhalde. ama başka türlü iletişim kurmak da zor, nereye bakarak konuşacağım? ama o konuşurken de dinlemediğimi sanmasın diye kilitlenmek zorundayım gözlerine. tanımadığım insanlarla sokakta kurduğum en ufak bir göz teması da beni huzursuz hissettiriyor. çok garip.
devamını gör...
70.
ben eğer karşımdaki bakıyorsa bakarım. dikerek bakarım, bakışlarımla yiyip bitiririm, ta ki, o gözünü çekenedek. çektiğinde gözlerimi dinlendirip 2 saniye sonra yeniden gözlerine bakarım. baktıkça bakarım karşımdaki rahatsız olsun, kelimeleri ağzında karıştırana kadar. bu manipülativ yöntemi çocukken öğrenmiştim babamdan, deneyince çok güzel oluyor. tabi bir çok zaman farkında olmadan kendi yakınlarıma da yapıyorum bunu, bir alışkanlık haline geldi. millet göz-göze gelmeye çalışırken ben gözlerimi kaçırmak için mücadele ediyorum, şaka gibi lan
devamını gör...
71.
ben severim.
bu söylediklerine önem verdiğim anlamı taşır.
çalıkuşu feride'nin kamran'a 6 dk boyunca baktığı gibi de değil ama
bu söylediklerine önem verdiğim anlamı taşır.
çalıkuşu feride'nin kamran'a 6 dk boyunca baktığı gibi de değil ama
devamını gör...
72.
gözleri güzelse bakarım sksjks
devamını gör...
73.
aktif dinleyicinin özelliklerinden biri.
devamını gör...
74.
çok gözünün içine bakıp yoğunlaşınca öpüşecek miyiz acaba diye bir sorgu sual geçiyor kafamdan ondan başka taraflara döndürüyorum bakışımı. galiba tek ırz düşmanı benim mlsf..
devamını gör...
75.
hoşlandığın biriyse baya iyi ve heyecan verici bir şey.
daha güzeli de bugün oldu. ben onun ellerine bakım yaparken fark edilmediğini sanıp yüzümü dakikalarca izledi.*
daha güzeli de bugün oldu. ben onun ellerine bakım yaparken fark edilmediğini sanıp yüzümü dakikalarca izledi.*
devamını gör...
76.
onlar gözlerine baktığımı sanırken yüzüne baktığım halde çoğu insanı görmediğime yemin edebilirim
devamını gör...
77.
bir yerden sonra gözlerim sulanıyor.
bakamıyorum, çünkü benim gözler hassas.
olmuyor yaniiii
bakamıyorum, çünkü benim gözler hassas.
olmuyor yaniiii
devamını gör...
78.
hangi gözüne odaklanıcam diye karar vermeye çalışırken asla dinlemiyorum.
devamını gör...
79.
kimsede dememiş ki memesine bakmamak için gözüne bakıyorum diye.
devamını gör...
80.
karşı taraf dekolteli bir üst giydi ise benim için sorun çünkü meme severim
devamını gör...